EVE KAPANMAYIN, DIŞARI ÇIKIN, GÜNEŞLENİN
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
İndependent Türkçe‘ deki yazım:
Sağlıklı yaşamada, hastalıklardan korunmada adam gibi beslenme, fiziki aktivite, uyku gibi doğru hayat tarzı unsurları içinde “güneşlenme” de var.
Güneşin ultraviyole ışınlarının (UV) deride kızarıklık, bağışıklık baskılanması, DNA hasarı, cilt yaşlanması, cilt kanseri gibi zararları olduğunu tabii ki çok iyi biliyoruz; ama güneşin sağlığa olumlu etkileri olduğunu da unutmamak gerekir.
Ultraviyole ışınların depresif mevsimsel afektif bozukluk, Crohn hastalığı, enflamatuar bağırsak hastalığı ve hatta kolon kanseri riskini azalttığını gösteren bulgular olduğu gibi, enlem gradyan etkisi, tip 1 diyabet, Sjögren sendromu ve romatoid artrit gibi oto-immün hastalıklar için özellikle güçlüdür.
UV ile en çarpıcı ters korelasyon multipl skleroz gibi merkezi sinir sistemini hedef alan oto-immün hastalık için mevcuttur.
Güneşin sağlığa olan bu olumlu etkileri genellikle deride vitamin D senteziyle ilişkilendirilir ama vitamin D desteklerinin çok fazla işe yaramaması başka mekanizmaların da etkisinin olabileceğini düşündürmektedir.
Daha önce, güneş ışınlarının vitamin D üretiminden bağımsız olarak bağışıklığın en önemli unsurlarından olan T hücrelerinin enerjisini artırdığından, bunların daha hızlı hareket etmesini sağladığından bahsetmiştim. 1
Güneş ışınlarının vitamin D’den bağımsız olarak sağlığa olan faydalarından biri de kan basıncını düşürücü etkisi.
Güneş ışınları kan basıncını düşürüyor
Journal of the American Heart Association‘de yayımlanan araştırmada USA’da diyaliz tedavisi göre 342 binden fazla hastanın üç sene boyunca kan basınçları takip edildi. 46 milyon tansiyon ölçümü yapıldı. 2
Hastaların yaş, cinsiyet ve vücut kitle endekslerine göre ayarlamalar yapıldıktan sonra ultraviyole güneş ışınlarına maruz kalmanın hava sıcaklığından bağımsız olarak sistolik kan basıncı düşüklüğü ile ilişkili olduğu belirlendi.
Güneş ışınlarının beyaz tenli insanlarda koyu tenlilere göre daha büyük bir etkiye sahip olduğu da görüldü.
Azalma, 2-3 mm Hg mertebesinde olsa da gene de önemli çünkü 345 bin kişi üzerinde yapılan 48 çalışmanın meta-analizine göre ilaçlarla sistolik kan basıncındaki her 5 mm Hg düşüş, önemli bir kardiak olay riskini yüzde 10 azaltıyor. 3
Elbette gözleme dayalı çalışmalardan bir sebep-sonuç münasebeti çıkarmak mümkün değil ve klinikte kan basınçlarının çok doğru ölçülmediği de mâlûmdur ama bu çalışmayı gene de dikkate değer buluyorum.
Güneş ışınları deride nitrik oksit miktarını artırıyor
Kan basıncında mevsimsel değişiklikler olduğu, güneşin kalp-damar sağlığına iyi geldiği çoktandır biliniyor ve bu durum güneş ışığının cilde temasıyla ısınması ve D vitamini gibi faktörlerle ilişkilendiriliyordu.
Bazı çalışmalarda güneş ışınlarının kan basıncına olan etkisinin deride kana göre 25 misli fazla miktarda bulunan nitrik oksit (NO) ile bağlantılı olabileceğini gösteren sonuçlar elde edildi.
Deride hem depoları olan ve hem de ultraviyole A ışınlarının etkisiyle nitrit oksit sentaz (OS) enzimi tarafından da üretilen NO’in damar genişletici etkisi vardır ve bu sayede kan basıncını düşürür.
Nitrik oksitin enflamasyonda, programlanmış hücre ölümünde, yara iyileşmesinde de rolü vardır, antimikrobiyal aktiviteye de sahiptir. 4, 5, 6, 7
Gelelim neticeye
Zamanlarının çoğunu zaten ister istemez kapalı mekânlarda geçiren modern çağ insanları bugünlerde bir de koronavirüs belâsına iyice evlerine hapsedildi.
Maske, mesafe, temizlik ve mapusluk dışında hiçbir tavsiyesi olmayan Bilim Kurulu’na koronavirüsten korunmada da ağır tablo ve ölümlerin önlenmesinde de sağlıklı hayat tarzının çok önemli olduğunu bir kere daha hatırlatıyorum.
Tabii ki maksadım kimseyi sivil itaatsizliğe sevk etmek değil ama sokağa çıkmanın hareket etmek, güneş görmek, mutlu olmak gibi hiçbir tedbirin hiçbir ilaç veya aşının sağlayamayacağı faydaları var.
Hadi beni kâle almıyorlar ama yüzyıllar önce “Güneş giren eve doktor girmez” diyen atalarımıza da mı inanmıyorlar acaba?
Kaynaklar:
1. https://www.indyturk.com/node/278601/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/g%C3%BCne%C5%9F-%C4%B1%C5%9F%C4%B1nlar%C4%B1-vitamin-d-sentezi-d%C4%B1%C5%9F%C4%B1nda-t-h%C3%BCcrelerinin-enerjisini
2. https://www.ahajournals.org/doi/full/10.1161/JAHA.119.013837
3. https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(21)00590-0/fulltext
4. https://www.karger.com/Article/FullText/441266
5. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24445737/
6. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5593895/
7. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29516257/
***
EK 1 (3.5.2021): Sonuçları “Scientific Reports” dergisinde yayınlanan araştırmada, ülkelerin coğrafi konumu nedeniyle değişkenlik gösteren sıcaklık, güneşlenme süresi ve nem oranı gibi faktörleri dikkate alan uzmanlar, ekvator çizgisinden uzaklaşıldığında her 1 derecelik enlem artışında milyon kişi başına Kovid-19 vaka sayısında yüzde 4,3’lük yükseliş olduğu sonucuna ulaştı. Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/arastirmaya-gore-sicak-hava-ve-uzun-sureli-gunes-isigi-kovid-19un-yayilimini-azaltiyor/2228067
***
EK 2 (3.5.2021): Bazı Afrika ülkelerinde KOVİD’ in az görülmesinin sebebi buralarda daha önceden kovid-19 benzeri bir virüse maruz kalmaları olabilir. Kaynak: https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2021.04.28.21256243v1
***
EK 3 (2.6.2021): Daha önce tam kapanmayı, sıkı ve uzun süreli yasakların hararetli savunucusu (1) FATİH ALTAYLI’ dan u-dönüş: Normalleşmeye doğru bir adım daha atıldı. Yine karmakarışık, açıklayanın bile anlamadığı birtakım detaylarla haliyle. Saçma sapan. Gerçekten saçma sapan. Dünyanın en gelişmiş ve en gelişmemiş ülkelerinde de yasaklar koyuluyor, zamanı geliyor kaldırılıyor, hiçbirinde böyle zırvalık yok. Böyle manasız detaylar, saatler, dakikalarla belirlenmiş abuk sabukluklar yok. Herhalde ne kadar detay verir, ne kadar ince ince yasak koyarlarsa o kadar önemli iş yaptıklarını zannediyorlar. Allah aşkına aya insan yollamıyorsunuz. Altı üstü bazı yasakları gevşetiyorsunuz. Bakın dünya nasıl yapıyor ona göre yapın. Şunu da bilin, pandemiyi yaşam tarzı dayatmanıza bahane yaptığınızın da farkındayız, ahmak değiliz. Kapanmada sadece alkollü içki satan reyonları kapatmanızın arkasında hiçbir bilimsel, sıhhi ve mantıki gerekçe olmadığını bilmeyecek ve anlamayacak kadar beyinsiz değiliz. Her yeri açarken gece kulüplerini açmamanızın nedenini de biliyoruz merak etmeyin. Lokantaları gece 10’da kapatmanızın bilimsel olmayan gerekçesini de. Fırsat bu fırsat diye dayatıyorsunuz, farkındayız. Binlerce insan aç kalmış, binlerce müzisyen işsiz kalmış, yüzlercesi intihar etmiş umurunuzda değil onu da görüyoruz. Ama bu yaptıklarınız hiç de umduğunuz sonucu vermiyor biliyorsunuz değil mi! Son koyduğunuz satış yasağı ile Ramazan günü içki satışlarını patlattınız, alkollü içki satışına mübarek ayda rekor kırdırdınız farkındasınız herhalde. Alkol yasağı diye diye bira markasını Avrupa Şampiyonu yaptırdınız, canlı yayında basketbolcular “Bira içerek kutlayacağız” dediler gözünüzün içine baka baka. Ve hepsinden beteri belki de, aşırı vergilerle alkollü içki fiyatlarını alabildiğine yükselttiğiniz için, uyuşturucu satışlarını, patlattınız, gençliği hapçı yaptınız! Anlamadınız mı hala, yasaklarla bir yere varılmıyor. En canlı örneği sizsiniz, siz. Başkalarının koyduğu yasaklarla büyüdünüz. Ve şimdi de kendi koyduğunuz yasaklarla küçüleceksiniz. Hala anlamadınız mı, bu millet yaşam tarzına, ne olursa olsun müdahaleyi sevmiyor. Ne içeceğine, ne yiyeceğine, kaç kere sevişeceğine kendi karar vermek istiyor. En iyi anlaması gereken sizdiniz. Anlamadınız. Anladığınızı zannettikleri için bu millet sizi getirdi. Anlamadığınızı anladığı için de götürecek (2)!
Kaynaklar: 1. https://www.indyturk.com/node/272591/haber/altayl%C4%B1-bu-saatten-sonra-iki-hafta-tam-kapanma-kurtar%C4%B1r-bir-tek
***
EK 4 (2.6.2021): Bodrum’ un nüfusu 17 günlü kapanmada 1 milyonu geçmişti ve korona patlamasından endişe ediliyordu. Patlama-matlama olmadı. Neden? 1. Millet denize girdi 2. Millet güneş gördü 3. Milletin morali düzeldi. 4. Millet gargara yaptı. Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1400019810273181696?s=20
***
EK 5 (13.6.2021): Teresa May: “Kısıtlama ve kapanmalara devam etmek için hiçbir gerekçe yok”. Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1403979607729188864?s=20
***
EK 6 (23.6.2021): SEN HAYIRDIR YA!
1.5 yıldır işlevi kanıtlanmayan, fazla tedbir göz çıkarmaz denilerek uygulamaya konan ve ekonomik sosyal açıdan astarı yüzünden pahalıya mal olan yasakları alkışladılar…
Siyasal iktidarı, aylarca sürecek tam kapanma gibi daha radikal tedbirler almadığı için yerden yere vurdular. Muhalefeti, hükümeti hayatı tam durması için itekleme stratejisine zorladılar…
Akıllarınca hayatı durdurup ülkeyi kitleyince iktidarın altın tepsi içinde önlerine geleceğini öngördüler.
Bu uğurda her türlü leş ajitasyona sarıldılar…
Üç beş müşteriyle ayakta kalmaya çalışan esnafın lokantasından, kahvehanesinden görüntüler paylaşıp “Doktorlar ölürken bu sorumsuzluk” dediler.
“Sosyal ilişkiler, kültürel üretim durdu, bu hasarlar nasıl telafi edilecek” diye soran ve zaten medyada sayıları bir elin parmağını geçmeyen gazetecileri de “Derdiniz bu olsun” diye küçümsediler, linç ettiler.
Şimdi ise, birtakım izolasyon tedbirlerinin kaldırılması planlanırken, sosyal medyada, köşelerinde “özgürlükçülük” oynuyorlar… Sözüm ona bazı yasakların işlevini sorguluyorlar…
Kafalarına saksı düşmedi elbette…
Bilinçleri gayet yerinde.
Günü kurtarmaya çalışıyorlar, o kadar.
Ve sizleri balık hafızalı sandıkları için de dümeni sert kırıyorlar.
Nasıl olsa yersiniz diye düşünüyorlar.
***
EK 7 (30.7.2021): Türkiye Psikiyatri Derneği’ ne teşekkürler! “Sosyal mesafe” değil “fiziksel mesafe” nizi koruyun. Allah, sosyal mesafe tabirinin yanlış hatta bir aldatmaca olduğunu anlayanların sayısını artırsın. psikiyatri.org.tr/TPDData/Upload
***
EK 8 (20.9.2021): Prof. Dr. İbrahim İkizceli: Yaşlıları Kovid’den koruduk ama kırıktan koruyamadık, vakalarda yüzde 50 artış var. Kovid riski nedeniyle ilk aşılanan grup olan yaşlıların şimdi de uzun süre evde kalmaya bağlı kırıklarla başı dertte. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli, normalde kış aylarında artan kırık vakalarını, acillerde tüm yaz boyunca gördüklerini söyledi ve gelen hastaların daha çok 65 yaş üzeri yaşlı grup olduğuna dikkat çekti. Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-prof-dr-ibrahim-ikizceli-yaslilari-kovidden-koruduk-ama-kiriktan-koruyamadik-vakalarda-yuzde-50-artis-var-11-681-97321.html
***
EK 9 (3.2.2022): Avrupa ve ABD’deki karantinalar, Kovid-19 ölüm oranlarını ortalama %0,2 oranında azaltırken, ekonomik maliyetleri çok büyük oldu. Jonas Herby, Lars Jonung ve H Hanke diyor ki: Karantinaları destekleyecek SIFIR kanıt var.
Kaynak: https://twitter.com/steve_hanke/status/1488663812463071232?s=20&t=GqwNngxg-TRjfZhDI6bvIA
***
EK 10 (29.10.2022): Vitamin D seviyesi düşük olanların güneş banyosu yapmaları bağırsak mikrobiyotasını da olumlu yönde etkiliyor. Firmicutes ve Proteobacteria türü bakteriler artarken Bacteroidetes türü bakteriler azalıyor.
Kaynak: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fmicb.2019.02410/full
***
EK 11 (19.6.2023): 2 milyondan fazla yetişkini kapsayan 90 çalışmanın meta-analizine göre, sosyal izolasyon ve yalnızlık herhangi bir sebebe, kalp-damar hastalıkları ve kansere bağlı erken ölüm riskini artırıyor. Pandemide evlerine tıkılan yaşlıların günahı boynunuza.
Makale: A systematic review and meta-analysis of 90 cohort studies of social isolation, loneliness and mortality
Kaynak: https://www.nature.com/articles/s41562-023-01617-6.epdf
***
EK 12 (21.11.2023): İçme suyunda yüksek iyot bulunan bir bölgede yaşayanlarda ölüm oranı %40 daha düşük!
Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32378500/
Makale: Long-term iodine nutrition is associated with longevity in older adults: a 20 years’ follow-up of the Randers-Skagen study
***
EK 13 (9.9.2024): Güneşe çok az maruz kalmak metabolik sendrom riskini %64, tip 2 diyabet riskini ise %35 artırıyor.
Güneş ışığına maruz kalmak, obezite ve metabolik sendromun azaltılmasına yardımcı olan nitrik oksit salınımına sebep olur.
Kaynak: https://x.com/realpungao/status/1822667000969068785
***