HEKİMLERE 3 HAFTALIK KAPANMA NASIL OLUR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

ARK: Biz “vatandaşlar” yeteri kadar kapandık. Bilim Kurulu üyelerine de 2 hafta medya kapanması getirilse nasıl olur sizce?”

Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1363800065735864321?s=20

***

Sabah gazetesinde Melih Altınok‘ un yazısı:

Evet, sonunda pandemiden korunmak için gerekli denilen en etkili silahla da ayağımızı sıktığımız anlaşılmış.
Ben söylemiyorum…
Önerdiği sıkı asayiş tedbirleriyle ünlenen profesör doktorlardan biri geçenlerde, günlük mesaisini doldurduğu TV programında anlatıyordu.
Meğer bir yıldır insanları eve kapatmak, 65 yaş üstünü ve 20 yaş altını hayattan izole etmek faydadan çok zarar getirmiş!
Ama tabii yapacak bir şey yokmuş…
Neticede bunlar hep bilim insanlarının, insanların sağlığını korumak maksadıyla siyasete tavsiye ettiği iyi niyetli tedbirlermiş.
Hem zaten nereden bilebilirlermiş ki?

Kusura bakmasınlar ama söyleyen çoktu!
Tıpla alakası sayın hekimlerimizle kıyaslanamayacak kadar az olan bizler bile duyduk.
Hatta ekrana çıkmaktan takip etmeye vakit bulamamışlardır diye bu konudaki bilimsel araştırmaları gözlerine soktuk.
İnsanları evlere kapatıp havasız, hareketsiz ve moralsiz bırakmanın bağışıklığı düşürdüğünü, zararlı olduğunu… Risk grubundakileri hastalığa açık hale getirdiğini. Örneğin, akciğer embolisinin en büyük nedeninin hareketsizlik olduğunu anlatan hekimlerin uyarılarını dillendirdik.
Neyse olan oldu diyeceğiz ama aynı hatada ısrar edip ömrümüzden daha da çalmaya devam edeceklerini biliyoruz.
Baksanıza şimdi de üç haftalık tam kapanma şart diye söyleniyorlar.
“Ya tutarsa” diye üzerimizde her şeyi deneyen Bilim Kurulu’muz devreye girmeli. Ekranlarda hastaneden daha çok vakit geçiren hekimlerimize 3 haftalık tam kapanma vermeli. TV’ye çıkmalarını yasaklamalı.
Geçici olarak canım…Ya tutarsa diyerek.
Hem ne kaybederiz ki?
şe yaramazsa en fazla “pardon” deriz.
Ekran gülü hekimlerimiz onu bile demiyor ya.

***

İNGİLTERE’DE SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI GERÇEKLEŞİYOR!

Pandeminin ilk günlerinde İngiltere Başbakanı Boris Johnson “sürü bağışıklığı” modelinden bahsediyordu.
Rastlantı bu ya, başına gelmedik kalmadı. 65 milyonluk ülkede koronaya ilk yakalananlardan biri o oldu; en sıkı güvenlik protokolüyle izole edilen Kraliyet üyeleriyle birlikte.
İngilizlerin “asi çocuğu” Johnson bir anda süt dökmüş kediye döndü. Bir daha sürü bağışıklığı demek şöyle dursun, dünyadaki en sıkı izolasyon tedbirlerini alan liderlerden biri haline geldi. İngilizlerin olmazsa olmazı pub’ları bile kapattı.
Ama vakalar hızla artmaya devam etti.

Öyle ki, dün İngiltere’den gelen haberlere göre 12 Nisan’da sürü bağışıklığı gerçekleşmiş olacak!
College London Üniversitesi’nin oluşturduğu modellemeye göre bu tarihte nüfusun yüzde 73.4’ü Kovid- 19’a karşı bağışıklık kazanmış olacak.
Bugüne değin 7.1 milyon kişiyi aşıladıkları düşünülürse, sürü bağışıklığının doğal yöntemlerle oluştuğunu söylemek mümkün.
Yani neymiş?
Koronanın da diğer virüsler gibi sayısız parametreye bağlı bir yayılma hızı varmış. İzolasyon tedbirleri gibi bunlardan bir ikisini kontrol altına alarak pandeminin seyrini kayda değer şeklide değiştirmek nafile bir çabaymış.
İzolasyon döneminin doğurduğu ve şu an için tam olarak ölçülemeyen ekonomik, sosyal ve psikolojik fatura da cabasıymış.

***

HASTANELERİ KİLİTLEYEN KORONA DEĞİL PANİKMİŞ SAYIN SEYİRCİLER

Ne zaman sürü bağışıklığından bahsedilse, “Ya hastaneler kilitlenirse” itirazı geliyor.
Evet, salgınlarda en korkutucu senaryo zaten budur.
Ama gördük ki, yapılan test sayısı arttığı için şu anki vaka sayıları pandeminin başlarına kıyasla çok daha fazla.
Buna rağmen hastanelerin yoğun bakımlarında herhangi kilitlenme, hatta yoğunluk bile oluşmadı. Bu yılın doluluk oranları, kapasitenin yüzde 90’lara varan seviyede kullanıldığı 2019’un ya da 2018’in gerisinde.
Çünkü tıp “sektörünün” ve medyanın korku pompalaması sürse de testi pozitif çıkan herkesin yoğun bakıma ihtiyaç duyacağı iddiasının koca bir yalan olduğu anlaşıldı.
Pandeminin başlarında öksüren, hapşıran herkes hastanelere koşarken şimdi “bu senenin mevsimsel gribini” evde atlatanların sayısı artıyor.
Önümüzdeki günlerde “tıp otoritelerinden” “Hastaneleri dolduran korona değil panikmiş” itirafını duymaya hazırlanın.

Kaynak: Hekimlere 3 haftalık tam kapanma nasıl olur? – MELİH ALTINOK (sabah.com.tr)

***

EK 1 (2.6.2021): Daha önce tam kapanmayı, sıkı ve uzun süreli yasakların hararetli savunucusu (1) FATİH ALTAYLI’ dan u-dönüş: Normalleşmeye doğru bir adım daha atıldı. Yine karmakarışık, açıklayanın bile anlamadığı birtakım detaylarla haliyle. Saçma sapan. Gerçekten saçma sapan. Dünyanın en gelişmiş ve en gelişmemiş ülkelerinde de yasaklar koyuluyor, zamanı geliyor kaldırılıyor, hiçbirinde böyle zırvalık yok. Böyle manasız detaylar, saatler, dakikalarla belirlenmiş abuk sabukluklar yok. Herhalde ne kadar detay verir, ne kadar ince ince yasak koyarlarsa o kadar önemli iş yaptıklarını zannediyorlar. Allah aşkına aya insan yollamıyorsunuz. Altı üstü bazı yasakları gevşetiyorsunuz. Bakın dünya nasıl yapıyor ona göre yapın. Şunu da bilin, pandemiyi yaşam tarzı dayatmanıza bahane yaptığınızın da farkındayız, ahmak değiliz. Kapanmada sadece alkollü içki satan reyonları kapatmanızın arkasında hiçbir bilimsel, sıhhi ve mantıki gerekçe olmadığını bilmeyecek ve anlamayacak kadar beyinsiz değiliz. Her yeri açarken gece kulüplerini açmamanızın nedenini de biliyoruz merak etmeyin. Lokantaları gece 10’da kapatmanızın bilimsel olmayan gerekçesini de. Fırsat bu fırsat diye dayatıyorsunuz, farkındayız. Binlerce insan aç kalmış, binlerce müzisyen işsiz kalmış, yüzlercesi intihar etmiş umurunuzda değil onu da görüyoruz. Ama bu yaptıklarınız hiç de umduğunuz sonucu vermiyor biliyorsunuz değil mi! Son koyduğunuz satış yasağı ile Ramazan günü içki satışlarını patlattınız, alkollü içki satışına mübarek ayda rekor kırdırdınız farkındasınız herhalde. Alkol yasağı diye diye bira markasını Avrupa Şampiyonu yaptırdınız, canlı yayında basketbolcular “Bira içerek kutlayacağız” dediler gözünüzün içine baka baka. Ve hepsinden beteri belki de, aşırı vergilerle alkollü içki fiyatlarını alabildiğine yükselttiğiniz için, uyuşturucu satışlarını, patlattınız, gençliği hapçı yaptınız! Anlamadınız mı hala, yasaklarla bir yere varılmıyor. En canlı örneği sizsiniz, siz. Başkalarının koyduğu yasaklarla büyüdünüz. Ve şimdi de kendi koyduğunuz yasaklarla küçüleceksiniz. Hala anlamadınız mı, bu millet yaşam tarzına, ne olursa olsun müdahaleyi sevmiyor. Ne içeceğine, ne yiyeceğine, kaç kere sevişeceğine kendi karar vermek istiyor. En iyi anlaması gereken sizdiniz. Anlamadınız. Anladığınızı zannettikleri için bu millet sizi getirdi. Anlamadığınızı anladığı için de götürecek (2)!

Kaynaklar: 1. https://www.indyturk.com/node/272591/haber/altayl%C4%B1-bu-saatten-sonra-iki-hafta-tam-kapanma-kurtar%C4%B1r-bir-tek

2. https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/3090305-bu-milletin-yasak-sevmedigini-siz-de-anlamadiniz

***

EK 2 (13.6.2021): Teresa May: “Kısıtlama ve kapanmalara devam etmek için hiçbir gerekçe yok”. Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1403979607729188864?s=20

***

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Alişan Yıldıran, Çocuk Hekimi dedi ki:

    Mükemmel…

    Allah razı olsun Melih bey, fakirden daha iyi anlatmışsınız.

    Sürecin başından beri bunu anlatmaya çalışıyorum.

    Bu süreçde, insanlara ve tabiata verilen YATROJENİK zarar trilyon dolarlara ulaşmış olmalı!

    Su kaynaklarına verilen zararın ölçülebileceğini de zannetmiyorum.

    İngiltere’de olduğu gibi ülkemizde de yedi milyoncuk aşılanmış kişi ile herd immüniteye ulaşılması mümkün olmadığı halde, bunun aşı ile ortaya çıkdğını söyleyeceklerine eminim.

    BİR SOLUNUM YOLU VİRÜSÜNE KARŞI YAPILACAK YEGANE MÜDAFAA, ONUNLA KARŞILAŞMAK VE ONU MAĞLUB ETMEKDİR.

    Aşılayarak hasta olunmayacağını, bulaşmanın önleneceğini iddia eden otorite, bu iddialarından vazgeçmiş ve artık sadece hastalığın ağır geçirilmesinin önleneceğini söylemekdedir.

    Bu da yanlışdır.

    Aynı adî gripde olduğu gibi, aşılanan kişilerde yeni mutasyonlar ilerde sirkülasyonlarda daha ağır geçirmeye sebeb olacakdır.

    Bu bakımdan otoritenin manevî kolu da orucu bozmaz diyerek hata yapmışdır.

    Yukarda ifade etdiğim mücadeleyi kazanamayanların yükünü kan, su ve diğer yollarla bulaşan veba gibi hastalıklarla bir tutarak diğer bîgünah insanlara yüklemek caiz olamaz.

    Hatadan dönmek faziletdir.

  2. Aziz Hikmet dedi ki:

    REALİTEYE aykırı HES kodu saçmalığı artık kaldırılmalıdır;

    https://www.yeniakit.com.tr/haber/sokaga-cikma-yasagini-boyle-deldiler-bu-yontem-pes-dedirtti-1528609.html

  3. Nurcan Morgul dedi ki:

    Sayın Alişan hocam prematüre bebeğim var 880 gr ağırlığında yoğun bakımda size bir takım sorularım olacak yardımcı olursanız çok sevinirm

Siz de yorumunuzu paylaşın: