BİR ÇAĞ DÖNÜŞÜMÜ ÂN’I: AŞI SAVAŞLARI MI, İNSANIN İNSANA KARŞI SAVAŞI MI?
Yusuf Kaplan’ ın yazısı:
Dünyada tam anlamıyla küresel bir savaş yaşanıyor: Aşı savaşları!
Konvansiyonel silahlar değil, biyolojik ve kimyasal silahlar kullanılarak gerçekleştirilen bir savaş bu.
KÜRESEL BİR SAVAŞ YAŞANIYOR…
Peki, ne demek bu?
Bilimin tepe tepe kullanılarak insanın tepelenmesi, deyim yerindeyse, “çöp” muamelesi, “böcek” muamelesi görmesi, ahlâkın hiçe sayılması, bütün insânî değerlerin rafa kaldırılması, vicdanın sırra kadem basması demek!
Kapitalizmden bahsediyoruz…
Bilimi, modern bilimi, insanı köleleştirmekte, tabiatı, dünyayı sömürerek, yerle bir ederek semirmekte, palazlanmakta kullanan kapitalist çetelerden yani.
Daha önce de söylemiştim: Dünyayı bilimle kontrol ediyorlar! Seküler dünyanın dini, bu ruhsuz bilim artık!
Kim kontrol ediyor bilimi?
Güçlü devletler mi?
Elbette ki, hayır!
Dev şirketler!
Canavarlaşan, ruhsuzlaşan, insanlıktan nasibini alamamış küresel kapitalist ağababalar!
Pardon, küresel kapitalist akbabalar!
Duygusuz, ruhsuz, robotlaşmış terminatör gibi çalışan mekanik varlıklar!
Yaşanan bir dünya savaşı, küresel bir savaş, bunu bilelim.
İNSANIN İNSANA KARŞI SAVAŞI!
Ama bu kez, bu savaş, insanlığa karşı bir savaşa benziyor.
İnsanlığın hem biyolojik varlığını yok etmeye hem de bütün insânî değerleri buharlaştırmaya, tuzla buz etmeye dönük bir dünya savaşı.
Seküler, ruhsuz bilim, Frankenstein’larını bütün insanlık üzerine salarak, insanlığın biyolojik, fizik ve metafizik varlığını yok edecek bir dünyanın eşiğine fırlatma savaşı veriyor: Zeki makinaların hükümran olacağı, insanı tahtından edeceği, homorobotics (robot-insan) olarak adlandırılabilecek, sadece bilimin değil, bilim üreten bilimi üreten teknolojinin putlaştırılacağı tekno-pagan bir dünyanın eşiğine fırlatma savaşı bu.
Posthuman (insan-sonrası), transhuman (insan-ötesi), görünüşte hibrit (melez) ama gerçekte bütün farklı dinlerin, farklı kültürlerin buharlaşacağı, bütün farklılıkların yok edileceği insanın hız, haz ve ayartının kölelerine dönüşeceği adına tekno-paganizm dediğim yeni bir uygarlığın, dijital uygarlığın gelişi.
İnsanın, cinsiyetsiz, ruhsuz, duygusuz, robotlaşmış, yarı mekanik varlıklara dönüştüğü, kanımızı donduran, insanlığın cehennemi olacak bir dünya bu.
Bu dünyada varlıklı, zengin, paralı üst sınıflar hiçbir şey olmamış gibi lüks bir hayat yaşayacaklar. Alt sınıflarsa, sürüler gibi, koyunlar gibi güdülerek bu dünyada sadece karın tokluğuna yaşamak için çalışmaya mahkûm olacaklar…
ÇAĞ DÖNÜŞÜMÜNÜ SADECE İSLÂM KANSIZ GERÇEKLEŞİTRDİ!
Çağ dönümü zamanlarının eşiğindeyiz. Bildiğimiz dünya, temellerinden çatırdamaya başladı, çöküyor…
Yeni dünyalar, kanlı kuruluyor… Genelde böyle bu, tarih boyunca. Tarihi değiştiren dönüşüm anları, hep kanlı gerçekleşmiş. Greklerden Romalılara geçiş böyle olmuş, mesela. Romalılardan Hıristiyan Avrupa’ya geçiş de, Hıristiyan Avrupa’dan seküler Avrupa’ya geçiş de çok kanlı gerçekleşmiş.
Örnekler çoğaltılabilir… Ama bu kadarı kâfî, sanırım.
Fakat bunun tek istisnası, İslâm’ın tarih sahnesine çıkışı.
Elbette ki, İslâm’ın doğuşuna direnç gösterilmiş, savaşlar yaşanmış, ama Hz. Peygamber’in (sav) sahabesi, önce Medine’ye hicret etmiş, Medine’de hakikat medeniyetinin tohumlarını ekmiş, sonra Rahmet Elçisi Efendimiz (sav) Mekke’ye kan dökmeden girmiştir!
Sadece İslâm’ın tarihe çıkışı kansız gerçekleşti. Dediğim gibi, elbette ki, savaşlar yaşandı ama İslâm Batılılar gibi şiddeti tanrılaştırmadı, insanlığa insanlığı katleden saldırganlık’la, işgal’le değil, insanlığa insanlığını, insanötesi hakikati ve dünyayı hatırlatan “fetih”le, gönülleri cezbederek, yani önce kalpleri İslâm’ın insanı sarıp sarmayalan hakikatlerine ısındırarak, açarak, bunu tıpkı Medine’de olduğu gibi hayatlaştırarak tarih sahnesine çıktı.
Kansız gerçekleşen tarihî dönüşüm, tarihin akışını değiştiren küresel devrim, sadece İslâm’ın tarih sahnesine çıkış hâdisesidir.
KORONA’DAN AŞI’YA: TEKNO-PAGAN DİJİTAL UYGARLIĞIN AYAK SESLERİ…
Şimdi Müslümanlar tarihlerinin en zor dönemlerini yaşıyorlar; yok olmamak için savaşıyorlar.
Ama küresel kapitalist sistemin çeteleri, koronavirüs üzerinden, aşı kartellerinin kışkırttığı aşı savaşları üzerinden insanlığa karşı bir savaş veriyor, insanlığın ruhunu yok ederek kökünü kurutacak, insanı ruhsuzlaştıracak yeni bir çağ dönüşümünün ürpertici adımlarını atıyorlar.
Batı uygarlığı, azman, ruhsuz kapitalist şirketlerin kontrolünde gerçekleştirilen koronavirüs ve aşı savaşlarıyla aslında intihar ediyor!
İnsanlığı, yarı-insan yarı-makina siborg olarak adlandırılan bir robota dönüştürerek, hem fizikî olarak insanı yok ediyor hem de ruhsuz, duygusuz, acısız ölümlerin kitleselleştiği bir dünyanın eşiğine fırlatıyor!
Batılı insanın modernliğin başlarında tanrıya karşı açtığı savaşta insanı tanrılaştırması ve Kilise’yi tahtından etmesiyle kurduğu modern (seküler, kapitalist, pagan) dünya, şimdi kendi kuyusunu kazmaya başladı, insanı tanrılaştıran yolculuğu Batılı insanı, insan türünü robotlaştıran ruhsuz bir dünyanın tam orta yerine getirip bıraktı, korona hapishanesine tıktı!
İnsanın tanrıya karşı savaşını güya kazanan Batılı seküler insan, insanın insana karşı savaşını kaybetmek üzere…
Büyük Türk Devleti’nin Sağlık Bakanlığı O’nların alamet-i farîkası ile onların türküsünü söylüyor.
TRT’de 1972de ilk defa yayınlanan reklamlarda izocamın mottosu ne idi;
‘Yöneticimiz uyuyor mu?’
Türk asıllı alman bilimci;
BioNTech/Pfizer ilaç firması da 5-11 yaş aralığındaki çocuklar için geliştirdiği koronavirüs aşısına gelecek haftalarda izin başvurusu yapacağını açıkladı! BioNTech CEO’su Uğur Şahin, Der Spiegel’e “Durum iyi gözüküyor, her şey plana göre ilerliyor” dedi.
Adam açık açık yapdıkları her şeyin bir plan dahilinde olduğunu söylüyor!
Teori değil KOMPLO’nun ta kendisi….
İla cehenneme zümerâ…