KEDİ TÜYÜ AKCİĞERLERE KAÇMAZ,KEDİ TÜYÜ ZATÜRREYE YOL AÇMAZ

💥Kedi tüyü akciğerlere kaçmaz, kedi tüyü zatürreye yol açmaz https://www.youtube.com/watch?v=pKHbMsYq06I
***
Dün hem klâsik medyada hem sosyal medyada Sakarya’ da öksürük, nefes darlığı şikâyetleriyle hastaneye kaldırılan 55 yaşındaki bir vatandaşın yapılan tetkiklerde akciğerine kedi tüyü kaçmış olduğu ve buna bağlı olarak zatürre geliştiği, yoğun bakıma alınan hastanın tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı ve hayatını kaybettiği haberi vardı.
💠Kedi tüyünün akciğerlere kaçması mümkün değildir.
Kedi tüyü uzun ve yapışkan olduğu için solunum yollarının üst kısımlarında (burun, boğaz) takılır, bronşlara ve bilhassa da akciğerlere yani hava keseciklerinin bulunduğu kısma kadar inmesi mümkün değildir.
Tüy veya başka bir zerrenin alveollere kadar gelebilmesi için çapının 5 mikrondan küçük olması gerekir.
⏺>10 µm Burun, boğaz (üst solunum yolları)
⏺5–10 µm Trakea ve bronşlar (orta düzeyde)
⏺<5 µm Bronşioller ve alveoller (alt solunum yolları)
Kedi tüyleri genellikle çok daha büyüktür (yaklaşık 50–100 µm çap ve birkaç milimetre uzunluk) alveollere kadar inemezler.
Çok ince tüyler ya da aerosol haline gelmiş (havada asılı duran) zerrecikler alt solunum yollarına kadar ulaşabilirlerse de bronşların temizlik mekanizması (öksürük, muküs, titrek tüylü hücreler) bunların burada kalmasına müsaade etmez.
Tüyün kendisinin doğrudan akciğere kaçıp orada “yerleşmesi” ve iltihaba (zatürre) sebep olması imkânsızdır.
💠 Akciğere kedi tüyü kaçması herhangi bir radyolojik inceleme, kan ve balgam tahlili veya endoskopi ile gösterilemez
Buna göre, haberdeki kedi tüyünün yapılan tetkiklerle tespit edildiği bilgisi de hakikat dışıdır.
💠 Zatürre (pnömoni), genellikle bakteri, virüs veya mantarların sebep olduğu bir akciğer enfeksiyonudur. Kimyasal maddeler de zatürreye yol açabilir; buna pnömonitis adı verilir.
Kedi tüyü doğrudan zatürre sebebi olamaz.
Bağışıklık sistemi zayıf olanlarda kedi kaynaklı mikroplar mesel Pasteurella multocida zatürre yapabilir ancak bu da tüyden değil, genellikle salya veya tırmık yoluyla olur.
Kedi tüyünün kendisi alerjiye sebep olmaz veya alerjiyi tetiklemez. Bu durumda etken tüyün üzerine yapışmış olan tükürük, idrar ve diğer salgı bezlerindeki proteinlerdir.
Akciğerlere kaçan yabancı cisimler zatürreye (aspirasyon pnömonisi) sebep olabilir.
Aspirasyon pnömonisi
Akciğerlere yabancı bir cismin kaçması özellikle küçük çocuklarda ve yaşlılarda daha çok rastlanan bir tablodur. Fındık, fıstık, leblebi gibi kuru yemişler, düğme, tükenmez kalem tıpası, küçük lego parçaları, diş protezleri gibi çok çeşitli cisimler akciğerlere kaçabilirler. Ülkemizde türban kullanan hanımlarda da iğne aspirasyonu sık rastlanan bir durumdur.
Yabancı cisim aspirasyonu kazazede ve yanındakiler tarafından çoğu zaman kolaylıkla fark edilir. Çünkü bu durum ani öksürük, nefes darlığı, morarma, boğulma hissine sebep olur. Yutulan cisim büyükse ve ana nefes borusunu tıkarsa hasta nefessiz kalır ve müdahale edilmediği takdirde de kısa sürede boğularak ölür.
Ana nefes borusunu tıkayacak kadar büyük olmayan cisimler ise iriliklerine göre daha küçük bronşları tıkarlar. Bunlar tıkadıkları bronşun gerisinde kalan akciğer dokusunun havalanmasını bozarak burada iltihaba(zatürree) ve bunun ilerlemesiyle de akciğer apsesine yol çarlar.
Zatürree ve apse kendisini yüksek ateş, öksürük, bol miktarda balgam, nefes darlığı, iştahsızlık gibi şikâyetlerle belli eder. Bronşu tam olarak tıkamayan yabancı cisimler ise astıma benzeyen bir tabloya yol açar. Bu duruma özellikle dertlerini tam olarak anlatamayan küçük çocuklarda daha sık rastlanır. Astım tedavisine iyi cevap vermeyen çocuklarda yabancı cisim ihtimali mutlaka düşünülmelidir.
Yabancı cisim aspirasyonunun kolaylaşmış olduğu bazı durumlar vardır: bebek ve küçük çocuklar, ileri yaştakiler, yutma zorluğuna yol açan nörolojik hastalıklar, yemek borusu darlıkları, kesecikleri, tümörleri gibi.
Bu vesileyle 15 sene evvel gene medyadaki bir habere göre akciğerlerine bezelye filizlenme vakasını hatırladım (2).
Gelelim neticeye
Bu vaka hakkında medyada yer alan üç beş cümle ve bu üç beş cümleye dayanarak yapılan ileri geri, abuk subuk yorumlar dışında bir bilgim yok.
Bu kişi şayet zatürreye bağlı olarak yoğun bakımlık olmuş ve hayatını kaybetmişse, sebebin yabancı cisim aspirasyonu olması kuvvetle muhtemeldir.
Kaynaklar:
1. https://www.youtube.com/watch?v=fVp5DHIcn1Y
***
EK 1 (31.7.2025): MEVLÜT TEZEL
Sapanca’nın Yanık Mahallesi’nde yaşayan 55 yaşındaki Okan Diköz, sadece evinde baktığı kedilerle değil, sokak hayvanlarına gösterdiği ilgiyle de çevresinde tanınan ve sevilen bir insandı.
10 gün önce solunum sıkıntısı şikâyetiyle hastaneye başvuran Diköz’ün yapılan kontrollerinde, akciğerine kedi tüyü kaçtığı ve bunun bir enfeksiyona yol açtığı tespit edildi.
Diköz, doktorların tüm çabalarına rağmen hayata veda etti.
Bizim de bir kedimiz var, en çok korktuğum şey çocuklarımın haberdekine benzer bir olay yaşamaları.
Kediler çok tatlı hayvanlar ama mikroskobik tüy parçacıkları havada asılı kalabildiği için solunum yoluyla vücuda girebilir.
Eğer haberdeki tüy akciğerinize yerleşirse ve o tüyde ya da mikroskobik tüy parçacıklarının üzerinde bakteri, mantar, parazit yumurtası ve alerjen varsa sağlığınız risk altına girebilir.
Ne kadar hijyene önem verseniz de böyle bir risk var.
Uzmanlar düşük de olsa böyle bir olasılığın olduğunu söylüyorlar.
Bazı kediseverler “Aşısı yapılmış kedinin tüyünden zarar gelmez” diyorlar ama yanılıyorlar.
Kedi aşıları, kedilerin çeşitli hastalıklara karşı korumak için geliştirilmiştir.
Akciğere kaçan kedi tüyünü zararsız yapmaz ya da akciğerde enfeksiyon geçirmesini engellemez.
Aşılı ev kedisiyle, aşısız sokak kedisinin tüyünün vereceği zarar aynıdır.
Peki, evinde kedi besleyenler ne yapmalı?
Mobilyaları ve halıları sık sık temizlemek. HEPA filtreli bir elektrik süpürgesi kullanmak faydalı olabilir.
Kedi tüyüne karşı alerjiniz varsa evinizi sık sık havalandırmak, odalarda hava filtresi kullanmak da faydalı olabilir.
Kediye dokunduktan sonra elleri yıkamak, kedinizi yatak odanıza sokmamanın da yararı olabilir.
Tüy dökülmesini azaltan mamalar da faydalı olabilir.
Kedileri düzenli olarak fırçalamak tüylerin eve dağılmasını azaltabilir.
Kedi besleyenler öksürük, nefes darlığı, göğüste ağrı gibi sorunlar yaşıyorsa vakit kaybetmeden doktora görünmeli.
Özellikle çocuklar bu sevimli canlıları kucağına almamalı, öpmemeli ve yüzlerine yaklaştırmamalı.
Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/sb-mevlut_tezel/2025/07/30/kedi-tuyu-oldurur-mu
***
EK 2 (31.7.2025): FERHAT ARSLAN
Türk milleti!
Kedi Tüyü ve Korku Tüccarlığı: Gerçek Ne, Mesele Ne?
Kedi tüyü, aerodinamik yapısı ve partikül büyüklüğü gereği türbülanslı hava akımına sahip solunum yollarımızda alt solunum sistemine, yani alveollere kadar inemez. Trakea veya farenks gibi üst hava yollarına geçici olarak ulaşabilir, ama burada da mukosiliyer temizlik mekanizması tarafından dışarı atılır.
Yani: Kedi tüyü akciğere kaçmaz. Nokta.
Alerjik bireylerde burun akıntısı, hapşırık gibi semptomlara neden olabilir. Ama bu, tüyün “akciğere kaçıp hayatı tehdit etmesiyle” değil, immün sistemin verdiği yüzeysel tepkilerle ilgilidir.
Gerçek Tehdit Nedir?
Kuduz Aşısı Cambazlığı
Toplumda her kedi teması sonrası “kuduz aşısı zorunluluğu” algısı oluşturmak, korkuya dayalı bir aşırı tıbbi müdahale kültürünün parçasıdır. Oysa kent kedilerinin kuduz taşıma olasılığı istatistiksel olarak sıfıra yakındır.
Bu gereksiz aşılamalarla hem bağışıklık sistemleri gereksiz manipüle edilmekte, hem de milyonlarca liralık bir sektör beslenmektedir.
Mama Endüstrisinin Sömürüsü
Kediler evcilleştirilmiş canlılardır ama doğaları gereği özgür ve avcıdırlar. Onları doğal yaşamdan koparıp yalnızca paketli mamalara bağımlı hale getirmek, beslenme temelli hastalıkların (böbrek yetmezliği, obezite, diyabet) yaygınlaşmasına neden olmaktadır.
Hasta kedi = Rant kapısı.
Bu bir ekosistem değildir; bu bir endüstridir.
Kedi ile insan arasındaki sevgi bağı, çocukların şefkati deneyimlediği ilk doğal temaslardan biridir.
Ancak bu bağ, son yıllarda hastalık korkusu, alerji paranoyası ve aşırı hijyen takıntısı ile bilinçli şekilde zayıflatılıyor.
Toplumun bağışıklığı kırılmak isteniyorsa, önce sevgi bağları hedef alınır.
Modern toplumda doğadan ve hayvandan uzaklaşan birey, yalnızlaşır. Yalnız birey ise daha kolay yönlendirilir, daha kolay korkutulur ve daha çok tüketir.
İnsanı hayvandan uzaklaştırmak, onu kendinden ve diğer insanlardan da koparır.
Kur’an’da hayvanlar “ümmetler” olarak tanımlanır (En’am 6/38). Onlara merhamet etmek, insana ruhani bir olgunluk kazandırır.
Kediyi öcüleştirmek, yalnızca bir hayvanı değil; rahmet, şefkat ve merhameti ötekileştirmektir.
Korku, tahakkümün aracıdır.
Kedi tüyünden korkmayın.
Gereksiz aşıdan, doğaya yabancılaştırmadan, insana yabancılaşmaktan korkun.
Gerçek mesele bu.
Cambaza bakmayın.
Kaynak: https://x.com/Ferhatarslandr/status/1950418129898578183
***
EK 3 (31.7.2025): Sakarya’da akciğerine kedi tüyü kaçtığı için hayatını kaybettiği iddia edilen Okan Diköz’ün ölüm sebebinin kedi tüyünden değil, akciğer kanserinden kaynaklandığı belirtildi. Evcil hayvan besleyen birçok kişiyi tedirgin eden haber üzerine Diköz’ün yakın akrabası Prof. Dr. Murat Alemdar, açıklamada bulundu.
Evinde beslediği kedilerin yanı sıra sokak hayvanlarına gösterdiği ilgiyle çevresinde sevilen ve tanınan bir isim olan Okan Diköz (55), 25 Temmuz Cuma günü tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Diköz’ün ölüm sebebinin ise akciğerine kaçan kedi tüyü olduğu iddia edildi. Evinde hayvan besleyen birçok kişiyi tedirgin eden olayın ardından, Okan Diköz’ün yakın akrabası Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniğinden Prof. Dr. Murat Alemdar, kamuoyuna yansıyan olayla ilgili bilgi verdi. Diköz’ün ölümünün, kedi tüyü yutması ile bir ilgisi olmadığını belirten Alemdar, ölüm sebebinin akciğer kanseri olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Murat Alemdar, “‘Kedi tüyü sebebiyle vefat etti’ haberleri, muhtemelen kendisinin çok bilinen hayvanseverliği nedeniyle oluşan yanlış algıya bağlı yapılmıştır. Gerçek ölüm sebebi, akciğerlerindeki kanser tutulumu olup kamuoyunun bu konuda doğru bilgilenmesini isteriz. Ölüm nedeninin kedi tüyü yutmasıyla bir ilgisi yok” dedi.
***