KONFERANS TURİZMİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

NOT (4.1.2021): Değerli büyüğüm iç hastalıkları mütehassısı Dr. Yavuz Eryılmaz’ ın KOVİD’ den 2 ocak 2021 tarihinde vefat ettiğini öğrendim. Onun gönlümde özel bir yeri vardı, çok üzgünüm. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.

***

Uzunca bir süredir yazılarına hasret kaldığımız iç hastalıkları uzmanı Dr. Yavuz Eryılmaz‘ ın yazısı:

Uzun zamandır bırak kitap okumayı, kendi kurmuş olduğum Anadolu Dahiliye toplantılarına bile gitmiyorum. Kerameti kendinden menkul bazı büyük  bilim adamlarını(!) dinledikçe çok sevdiğim mesleğimden iyice soğudum..

Bu oluşumu kurmaktaki asıl maksadım, bu tür konferanslarda hep ayni kişilerin çıkıp bir şeyler anlatmasına engel olup, gençlere yer açmaktı.. Konuşmacılar Anadolu yakasındaki eğitim hastanelerinin son sene asistanları veya yeni uzman olmuş kişilerinden seçiliyordu. Konuşmanın oturum başkanı seçilen eğitim kurumunun şefi veye ana bilim dalı başkanı oluyordu.

Konferanslardaki ağırlık bilimsellikten çok konferans turizmine doğru kaydığından bu oluşumun süregelmesinde yarar görmedim. Konferansı turistik otelde yaptığımızda salon hıncahınç doluyordu ama, otel toplantısını destekleyenlerden salon fiyatları pahalı diye reaksiyonlar gelmeye başladı.

Bunun üzerine Siyami Ersek Hastanesinin konferans salonunu kullanmaya başladık başlamasına ama katılımcılar gittikçe azalmaya başladı ve son toplantımızda sadece dört kişi gelmişti. Sonuçta bu işe nokta konuldu.

Bu tür toplantıların bilimsel boyutu yanında, büyük bir ekonomik boyutu da vardır. O toplantıya katılımcı getiren firma bu toplantıya çok büyük bir bütçe ayırıyor. Toplantıyı düzenleyen kuruluş ise, konuşmacılara konuşmacının popülaritisine göre konuşma hakkı ödüyor.

Toplantıya katılanların pek çoğu konferansı dinlemek yerine, ya denize gidip güneşlenirler ya da alışverişe giderler. Yani konferans turizmi.

Bu davranış hemen hemen dünyanın her yerinde üç aşağı beş yukarı aynidir. Hele hele Amerika’da işler daha da uzmanca yapılır. Örneğin Amerika’nın belli başlı konferans merkezleri vardır ve o şehrin belediye başkanı benim şehrimde konferans yapılsın diye konferansı düzenleyen kuruluşa teklifler götürür. Düşünün bir AHA veya ACC konferansına minimum 50000 kişi katılır. Katılımcıların az bir kısmı dinlemeye giderlerse de gerisi alışverişe, restoranlara giderler. Bu da o yörenin ekonomisini oldukça canlandırır.

Ama, aşağıda adresini vereceğim güncelleme konferansı bu işi son derecede ciddi olarak yapar. Ben bu konferansa 1991 yılından beri katılırdım. Orada yaşadığım ve ömür boyunca da bir göremeyeceğim bir olaya 1995 yılında şahit olmuştum. O toplantıya katılanlardan başka da kimsenin böyle bir duruma şahit olabileceklerini hiç sanmıyorum.

Birinci konuşmacı C.Furberg bir ilacı yerin dibine soktu, ikinci konuşmacı F.Messerli ilacı destekledi. Tam konuşma bittiğinde bir salon görevlisi  oturum başkanının yanına giderek bir kağıt uzattı. Başkan o kağıttaki yazıyı  önce Almanca olarak bize okudu ve tercüme etti.

Yazı, İsviçre Federal Mahkemesinden geliyor ve ilacı üreten firma mahkeme kararı ile oturumu durdurup kendi avukatlarını konuşturttu. Avukat kürsüye çıktığından yaklaşık 800-900 kişilik salon, salon görevlileri ve firma yetkilileri dışında tamamen boşaldı. Avukat konuşmasını bitirince bir salon görevlisi bizlere haber verdi ve tekrar salona girdik. İşte konferans ciddiyeti böyle olur ve bir daha da kimsenin böyle bir olayı yaşayacağını tahmin etmiyorum.

Özellikle bizde; bildiğimiz hep ayni bilgiler, konular sanki yeni bir şeymiş gibi terennüm edilip duruluyor. Zaten hipertansiyon gibi konularda duvara toslanmış olup, adeta deniz bitti diyemeyip ikili üçlü kombinasyonlardan medet umuluyor. Bunun ötesinde bir de işin içine bir de siyaset karıştı mı işler iyice karman çorman oluyor.

Bunlar bitecek gibi değil.

Her neyse, ayran beyaz çok su götürüyor.

Kardiyovasküler hastalıklar konusunda gidilebilecek bir kaç önemli toplantı var.

Bunlardan iki tanesi Amerika’da; İlkbaharda ACC ve sonbaharda da AHA .. Şayet, birkaç dolar paraya kıyıp geceleyin de uykusuz kalmayı göze alıyorsanız ilgilendiğiniz bölümü internetten canlı olarak da izleyebilirsiniz.

Diğeri de benim 1991 den beri yıllarca katıldığım ve ilaç firması reklamları olmayan Davos toplantıları (1).

Kardiyovasküler hastalıklar konusunda çalışmalar gün geçtikçe daha da güzelleşiyor. Florida Gainesville’de bulunan Florida Üniversitesinin bir kuruluşu olan vasküler biyoloji çalışma gurubu önemli bir kuruluştur. Burası kurulduğunda endotelin ile işe başlamıştı ama şimdilerde tamamen kalp damar hastalıklarına yöneldi. Şayet AHA’ya üyeyseniz ücretsiz kitaplar gönderiyor ve daha da önemlisi muhteşem slayt setlerini ücretsiz veriyor.

Bu slayt setlerine göz atmanı önemle öneririm. Çünkü pek çok konferansta bunları göremezsiniz. Tam bir komprime bilgi topu..

Hatta konu ile ilgilenen tüm meslektaşlarıma öneriyorum. Çünkü bu site konusunda tam bir define adası (2).

Gerek Avrupa kardiyoloji gerekse de Avrupa hipertansiyon toplantılarının turitik gezi dışında fazlaca verimli olduklarına pek inanmıyorum.

Bizde de kalp damar hastalıkları ve ateroskleroz konusunda kurulmuş tıp dernekleri var. Bunlarda anlatılanları internetten rahatlıkla bulabilirsiniz.

Son olarak , birileri doksanlı yıllarda içme suyuna statin katalım ve aterosklerozu önleyelim diyorlardı, şimdilerdeyse  moda değişti ve içme suyuna metformin katalım hem diyabeti hem de obeziteyi önleyelim diye ortaya çıkacaklar mı??.. Acaba…

Kaynaklar:

1. www.cardiologyupdate.ch

2. www.vbwg.org

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Elçin dedi ki:

    Sağ olun değerli hocam bize gerçekleri anlattığınız için

  2. Nahide dedi ki:

    kendini ilaç şirketlerine kullandırmayan tüm dürüst doktorlarımıza saygı ve sevgimiz sonsuzdur

Siz de yorumunuzu paylaşın: