ŞİMDİ DE SIRA SAHTE ETTE

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Bundan tam 6 sene evvel “Beyinsiz ahali için kemiksiz tavuk eti” başlıklı yazımda ünlü fastfood firması Kentucky Fried Chicken’ nın (KFC) USA’ daki 4 bin 500 dükkânında yeni ürünleri olan ‘kemiksiz tavuk eti’ satışlarına başladığını duyurmuştum (1).

Aradan birkaç sene geçti.

Memphis Meats Inc. isimli şirket kendi kendine üreyen hücrelerden dünyanın ilk tavuk etini elde ettiğini ve deneyen gönüllülerin tadının tavuk etine çok benzediğini söylediğini bildirdi (2).

Ben de bu haberi “Sen misin fabrika tavuklarını beğenmeyen, al sana laboratuvar tavuğu“diye yorumlamıştım (3).

Bugün de söz sırası Hürriyet’ te Müge Akgün’ de. O da “Dünyayı sahte et mi kurtaracak” diye soruyor (4).

Gelelim neticeye

Biz böyle hiçbir şeye aldırış etmedikçe bakalım başımıza daha doğrusu soframıza daha neler gelecek neler.

Bu gidiş, gidiş değil!

Kaynaklar:

1.http://ahmetrasimkucukusta.com/2013/05/01/yazilar/tip-yazilari/beslenme/beyinsiz-ahali-icin-kemiksiz-tavuk-eti/

2.http://fortune.com/2017/03/15/memphis-meats-lab-grown-chicken-peta/

3.http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/03/16/yazilar/tip-yazilari/beslenme/sen-misin-fabrika-tavuklarini-begenmeyen/

4.http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/muge-akgun/dunyayi-sahte-et-mi-kurtaracak-41285748

***

Hürriyet’ te Müge Akgün‘ ün köşesinden:

Bir süredir Amerika başta olmak üzere birçok gelişmiş ülkede “fake meat” (sahte ya da taklit et diye çevirebiliriz) tartışmaları sürüyor. Ve konunun birden çok boyutu var.

Çoğu insan politik ve çevresel nedenlerle et tüketimini azaltmak yolunu seçiyor. “Etsiz pazartesi” gibi sivil toplum inisiyatiflerinin temelinde büyük ölçüde bu yatıyor. Oysa dünyaya hamburger ve steak çılgınlığı da Amerika’dan yayılmıştı.

Amerika’da yapılan araştırmalara göre tek bir dana burger için tüketilen su miktarı 660 galon yani yaklaşık 3000 litreymiş. Bu ortalama bir Amerikalının bir haftalık su harcamasına karşılık geliyormuş.

Öte yandan dünyanın pek çok ülkesinde et yemeden değil günler, haftalar ve aylar geçiren milyonlarca insan mevcut. Bazıları inançları yüzünden yemese de çoğu erişemedikleri, imkanları el vermediği için yiyemiyor.

Konunun diğer boyutunda da etik ya da sağlık nedenleriyle et yememeyi seçenler için yaratılan ve gün geçtikçe büyüyen “sahte” ya da “taklit et” pazarı var.

Aslında bu durum içinde büyük bir çelişki barındırıyor. Vegan ya da vejetaryenler neden reddettikleri etin tadına benzeyen bir şey yemek istesinler? “Sahte” ya da “taklit” nasıl adlandırırsanız adlandırın seçilen ad bile eti yüceltiyor, etin önemini pekiştiriyor.

Timothy Egan’ın New York Times’ta geçen ay yayınlanan “Fake meat will save us” başlıklı yazısında vurguladığı gibi araştırmalar işlenmiş gıdalarla sağlıksız beslenmenin alkol, uyuşturucu ve tütünden daha fazla erken ölümlere neden olduğunu gösteriyor.

İngiltere’de yayınlanan Observer’da da Bee Wilson imzalı özel haberde beslenme uzmanı Jenny Rosborough “Vegan et sağlıklı olarak algılanmamalı, etsiz burgerde tuz oranı 0.89’ken normal bir et burgerde bu oran 0.75” diyor.

Ayrıca laboratuvarlarda üretilen sosis, burger tadı ve görüntüsü veren vegan ürünlerde kimyasal, toksik etki yaratan katkı maddeleri de bulunabiliyor.

Sağlıklı beslenmek isteyen biri doğal yollardan üretilen saf besinleri tüketme yolunu seçer. Sebze bazlı yumurtalar, köfteler, burgerlerin bir ihtiyaçtan doğduğuna inanmak zor.

Neyse ki bizler zaten çok şanslı bir ülkede, bölgede yaşıyoruz. Sebze, baklagil ve tahıl ağırlıklı bir beslenme geleneğimiz var. Kırmızı et, tavuk ve balık tüketimimiz büyük kentler dışında Batı ülkeleriyle karşılaştırılmayacak denli az.

Atıştırmalıklardan ara sıcaklara, ana yemeklerden tatlılara etsiz beslenmeyi tercih edenler için etsiz seçeneklerimiz sayılamayacak denli fazla. Vegan ya da vejetaryensek ya da ekolojik nedenlerle et yemiyorsak, sahtesine muhtaç değiliz. Şimdi de, muhtemelen bize de yakında dayatılmaya çalışılacak sahte et modası estiğinde de…

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/muge-akgun/dunyayi-sahte-et-mi-kurtaracak-41285748

***

EK 1 (4.6.2022): ‘Yapay anne sütü’ çalışmalarına destek veren Bill Gates’in fonladığı The Guardian, ‘doğal emzirme karşıtı’ makaleler yayınladı.

‘Yapay anne sütü’ çalışmalarına desteği ile bilinen Gates Vakfı, İngiliz The Guardian gazetesine, “Küresel sağlık ve kalkınma konuları hakkında düzenli raporlar üretmesi için” 3,5 milyon dolar fon sağladı. The Guardian ise hemen ardından “doğal emzirmenin, annelerin zihinsel sağlığı açısından kötü olduğunu” öne süren eleştirel bir makale yayınladı.

ABD’li iş insanı Bill GatesHaziran 2020‘de “yapay anne sütü” üretimi üzerinde çalışan BIOMILQ adında bir girişim başlatıldığını duyurdu.

BIOMILQ, çalışmaları kamuoyuna yansımasının ardından yine Bill Gates’e ait bir yatırım şirketi olan Breakthrough Energy Ventures aracılığıyla 3.5 milyon dolar fon topladı.

Florida merkezli Rumble haber sitesine konuşan bağımsız gazeteci Allison Royal, Gates Vakfı resmi İnternet sitesinde, Eylül 2020‘de The Guardian’a 3,5 milyon dolar ödeme yapıldığına dair bir dekont bulunduğunu tespit etti. 

Dekontu orijinal kaynağından [Gates Vakfı] görüntülemek için yukarıdaki görselin üzerine tıklayınız

Habere göre, ödemenin yapıldığı tarihin hemen ardından [27 Eylül] Guardian’da, “Antikorlar, Covid enfeksiyonundan 10 ay sonra bile anne sütünde kalıyor” başlıklı bir makale yayınladı.

Haberi orijinal kaynağından [The Guardian] görüntülemek için yukarıdaki görselin üzerine tıklayınız

Gates Vakfı Mayıs 2022‘de yıllık finansmanın bir parçası olarak Guardian’a tekrar ödeme yaptı. Allison Royal‘e göre the Guardian, hiç vakit kaybetmeden ödemenin hemen ertesinde [9 Mayıs 2022] “emzirme” konulu “eleştirel” bir makale daha yayınladı.

Haberi orijinal kaynağından [The Guardian] görüntülemek için yukarıdaki görselin üzerine tıklayınız

BIOMILQ NEDİR?

Bebek beslenme seçeneklerine odaklanan Kuzey Carolina merkezli bir biyoteknoloji şirketi olan BIOMILQ, doğal anne sütüne alternatif olarak kullanılabilmesi için “anne sütü profilini yansıtan” ve “yapay anne sütü” olarak adlandırılan bir ürün geliştiriyor. Şirketin, nisan 2020 itibariyle anne sütünün laktoz ve kazein içeren kültürlü bir versiyonunu geliştirdiği biliniyor.

Ürün son olarak Bill Gates tarafından kurulan Breakthrough Energy Ventures ve Danimarkalı yaşam bilimleri yatırımcısı Novo Holdings‘den fon aldı. Diğer yatırımcılar arasında Blue HorizonSpero VenturesDigitalis VenturesAlexandria ve Gaingels bulunuyor.

Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/yapay-anne-sutu-calismalarina-destek-veren-bill-gatesin-fonladigi-the-guardian-dogal-emzirme-karsiti-makaleler-1937683

***

EK 2 (18.11.2022): ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), laboratuvar ortamında üretilen yapay tavuk etine onay verdi. Upside Foods isimli firma, tavuk hücrelerinden ürettikleri yapay eti satmaya hazırlanıyor. FDA, “gıda güvenliğini sağlarken, yemek teknolojilerinin gelişmesini de desteklediklerini” açıkladı. Şirket, Tarım Bakanlığının tesisi ziyaretinden sonra yapay eti piyasaya sürebilecek. Gelişme yapay et endüstrisi için bir sonraki önemli kilometre taşı olarak görülüyor.

Kaynak: https://medimagazin.com.tr/yabanci-haberler/fdaden-laboratuvarda-uretilen-yapay-tavuk-etine-onay-102903

***

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Yücel Konakçı dedi ki:

    Sesimiz çıkarmazsak, itiraz etmezsek ne yedirseler layığız.

  2. Sinan dedi ki:

    şişirme kadın varsa sahte et niye olmasın

  3. Günay dedi ki:

    Hocam normalde salgıladıı envayi çeşit antioksidan antiinflamatoar madelerle dokulardaki toksinleri temizleyen karaciğer gibi bir organı olmayan bu et ağartılmış leş etinden bile daha zararlı bişey olur.
    Milete ölü tavuk satan kalpazanlar bile bu labrotovar eti yaygınlaşırsa cenletlik olur.
    Zaten tavuk etini bikaç saat tezgah üzerinde brakmaya bile gelmiyor bozulup zehirleme ihtimali varken sen kalk bide bu tavuk etini günlerce
    labrotovarda yetiştir.Resmen ateşe benzinle değil nitrogliserinle gitmek gibi bişey bu. “Bilim adamları çıldırmış olmalı “

Siz de yorumunuzu paylaşın: