KIZAMIKÇIK, COVİD VE TALİDOMİD FACİÂSI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Prof. Dr. Alişan Yıldıran‘ ın yazısı:

Evvelâ bir BUGÜN çıkan haber ‘…DSÖ Avrupa Bölgesi’nin resmi kurulu olan Bölgesel Doğrulama Komitesi tarafından 2017-2019 yılları arasında kızamıkçık virüsü dolaşımının üç yıl art arda kesilmesi nedeniyle Türkiye’de kızamıkçığın tamamen yok edilmiş olduğu beyan edilmiş…’ (1).

Aynı gün başka bir haber ‘Türkiye’nin Çin’den aldığı Kovid-19 aşısının 11 Aralık olarak planlanan ilk teslimatı ‘Çin’deki prosedürler’ nedeniyle yeni yıla kaldı’ (2). Hani şu ÇİN’de uygulanmayan ve Bill Gates’in virüsün ortaya çıkmasından evvel fonladığı şirketin üretdiği aşı (3).

İki haberin aynı gün çıkması iyi bir pazarlama tekniği gibi görünüyor…

Tutarsız açıklamalarını (4) gördükçe kendisi için çok üzüldüğüm (!) beyefendi yine doğrular ile yanlışları harmanlayıp kendisini hala patron hatta hükümetin sahibi görerek bir açıklama yapmış ‘Bizim amacımız nüfusun en az yüzde 60’ının bağışık hale gelmesi. Diyelim ki yüzde seksen etkili bir aşı uyguladık. Dolayısıyla Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde seksenini aşılamanız lazım. Bu aşılar bilimsel etik kurallara göre çocuklarda uygulanamıyor. Türkiye nüfusunun yüzde 20’sinin çocuk olduğunu düşündüğümüzde, neredeyse bütün erişkinlere bu aşıyı yapmak zorundasınız. Aşı karşıtlığı ve aşıya karşı olan güvensizlik de göz önünde bulundurulduğunda orada çok ciddi bir mücadele olacak. Diyelim ki yüzde 30 insan aşı yaptırmadı; salgını aşı ile kontrol altına alamazsınız’ (5).

Yüzde seksen! Zaman ve imkân sebebi ile ASLA ulaşılamayacak bir hedef. Ülkemizde çocuk olarak kabul edilen 18 yaş altı nüfus %30’dur (6). Yapılan anketlere göre aşı yapdırmak isteyenlerin oranı %15 gibi oldukça düşük (7). Grip aşısındaki durum da bunu açıkça gösteriyor 600 bin sağlıkçının sadece 55 bini bu aşıyı yapdırmış (8). Zaten bu sebeble toplumun %98’inin aşılandığı ve bağışık olduğu da bir illüzyondur, çocuklara aşı yapılarak herhangi bir enfeksiyon etkenine karşı bağışıklık temin etmek mümkün DEĞİLDİR! Aşı oldukdan bir hafta sonra antikor seviyesinin bir mikdar artması ile sevindirik olan arkadaşa buradan selam gönderiyorum :).

O halde daha evvel de yapdıkları gibi (Şekil) aşı illüzyonunun bozulmasını önlemek, aşı satmak, toplumu kontrol etmek, diğer ürünlerin satışını arttırmak maksadı ile bir hikaye olmalı ki, salgın bitdiğinde sadece bir kaç yüz bin aşı yapıldığı halde, ‘bakın toplumu aşıladığımız için salgın bitdi’ diye üfürebilmek mümkün olsun.

Şekil. ABD ve İngiltere’de kızamığa bağlı ölümlerin aşı ile ilgisinin olmadığı açıkça görülüyor (9).

Leicester & Smallpox

Gelelim kızamıkçık hikayesine…

Basit bir çocukluk döküntülü hastalığı olup, yegane riski genç yaşda hamile kalan kadınların fetuslarında nadiren doğuşdan defektlere sebep olabilen ki, muhtemelen bu kadınlarda primer veya sekonder immün defektler olmalıdır, bu aşı (karma aşı olarak) hiç bir tetkik yapılmadan uygulanmakdadır. Muhtemelen yan etkileri ve teratojenik (yapılmasına gerekçe gösterilen etken!) de etkileri  daha fazladır. Tam da burada ülkemizde talidomid faciasının yaşanmasına mani olan merhum Süreyya Tahsin Aygün’ü hatırlatalım (10).

İşte bu menhus hastalık artık ülkemizde elimine edilmiş yani hiç görülmüyormuş…

Acaba?! Çalışdığım müessese Orta Karadeniz Bölgesinin referans merkezidir ve yıllık poliklinik sayısı bir milyon civarındadır. İstatistik bürosundan akut kızamıkçık enfeksiyonu için iyi bir diagnostik değeri olan anti-rubella IgM pozitif çıkan hastaların on yıllık dökümünü istedim.  Buna göre on yılda yaklaşık 28 bin anti-rubella IgM pozitif hasta görülmüş. Bunların sadece yüksek pozitif olanları ise 170 kişi ve bu 170 kişiden sadece dördü ölmüş ve bunların hepsi 50 yaş üstünde. Yüksek pozitif hastaların 33 tanesi 2020 yılında tesbit edilmiş. Yani bu hastalık en azından bu bölgede elimine EDİLEMEMİŞ. Sakın bana IgM’nin aşı sebebi ile artmış olduğunu söylemeye kalkmayın.

Son söz DSÖ’nün ipi ile kuyuya inilmez….

Kaynaklar:

1. https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-bilim-kurulu-sonrasi-bakan-kocadan-kritik-asi-aciklamasi-6170547/

2. https://www.evrensel.net/haber/421336/cinden-11-aralikta-gelmesi-planlanan-asilar-yeni-yila-kaldi

3. https://www.sec.gov/Archives/edgar/data/1084201/000114420411022647/v218786_ex99-1.htm

4. https://vitamingiller.com/ulkemizde-asilamanin-patronu-kimdir/

5. https://www.yenicaggazetesi.com.tr/prof-dr-mehmet-ceyhan-asi-karsitlarina-isyan-etti-tarikat-ve-cemaatlere-fena-catti-320017h.htm

6. https://www.nufusu.com/turkiye-nufusu-yas-gruplari

7. https://www.oncusehir.com/covid-19-asisi-anketinden-dikkat-ceken-sonuclar/63964/

8. https://www.haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/2899434-fahrettin-koca-asi-dusmanlari-da-asi-olmak-isteyecek-bundan-emin-olun

9. https://childhealthsafety.wordpress.com/us-uk-measles-1901-1965/

10. https://www.turktoyu.com/komutan-veteriner-ve-kok-hucre-arastirmacisi-ord-prof-dr-tahsin-aygun

***

EK 1 (29.11.2023): Avustralya, çocuklarda gelişim bozukluğuna yol açan Thalidomide ilacının yarattığı skandalla ilgili ailelerden özür diledi. Başbakan Anthony Albanese, bugünkü parlamento oturumunda ilacın yarattığı etkilerden mustarip aileleri ve çocuklarını ağırladı.  Konuşmasında, ilaç skandalının ülke tarihindeki en karanlık dönemlerden birini oluşturduğunu belirten Albanese, “Thalidomide yüzünden her gün yaşadığınız acılar için sizlerden özür diliyoruz. Çok üzgünüz” dedi. Birleşik Krallık’ın kamu yayıncısı BBC’nin aktardığına göre, bu resmi özürle Avustralya devleti faciadaki rolünü ilk kez kabullenmiş oldu.

Alman firması Chemie Grünenthal, hamile kadınlarda sabah bulantısı, uykusuzluk ve diğer rahatsızlıkların tedavisi için kullanılan ilacı 1953’te üretmişti. Başlarda sakinleştirici olarak kullanılan ilaç, 1957’de dönemin Batı Almanya’sında reçetesiz satılmıştı. Ancak Avustralyalı bilim insanlarının da katıldığı bir araştırmada, ilacın gebeler üzerindeki ciddi olumsuz etkilerinin ortaya çıkmasıyla Thalidomide, 1961’de Avrupa’da piyasadan toplatılmıştı. Buna rağmen Avustralya hükümeti Thalidomide içeren ilaçların zararını ilk 8 ay kamuya yansıtmamış, bunların satışını da ülkede resmen 1962’de durdurmuştu.  

1950-1960’lı yıllarda satılan ilaç nedeniyle dünya çapında 10 binden fazla çocuk ciddi gelişim bozukluklarıyla doğdu. Bebeklerin yaklaşık yüzde 40’ıysa doğumdan kısa süre sonra yaşamını yitirdi. Avustralya ilaç skandalından etkilenenlere finansal destek sağlamaya yönelik ilk adımı ancak 2019’da attı.  BBC’nin aktardığına göre, Avustralya’da ilacın yan etkilerinden zarar gören kişi sayısı tam bilinmese de finansal destek programına şimdiye dek 140 kişi başvurdu. 

Kaynak: https://www.indyturk.com/node/677846/d%C3%BCnya/avustralya-thalidomide-skandal%C4%B1ndaki-rol%C3%BCn%C3%BC-ilk-kez-%C3%BCstlendi

***

Yazı için 5 yorum yapılmış:

  1. Ali Hüsnü dedi ki:

    Hocam sizden korona aşısı hakkında yazı bekliyoruz. Olalım mı olmayalım mı karar veremiyoruz

  2. Alişan Yıldıran, Çocuk İmmünoloji-Allerji Mütehassısı dedi ki:

    Bağışıklık sistemi yabancı proteinleri tanımak üzere tasarlanmış ve programlanmışdır.

    Sindirim ve solunum sistemi bu yabancı proteinler için doğumdan sonra profesyonelleşirler.

    Bu sebeple aşılar immün sistemi DAİMA bozarlar.

    Bu durum bazen yıllarca sonra ortaya çıkar.

    Çok daha uygun ve etkili tedavi metodları var zaten.

    Bu sebeple, yerli ve milli bile olsa güncel aşıları yapdırmak gereksiz hatta tehlikeli olabilir kanaatindeyim….

  3. Galip Çakır dedi ki:

    Çok anlaşılır ve mantıki bir yazı.
    yazandan Allah razı olsun.

Siz de yorumunuzu paylaşın: