HPV AŞISI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ BOZUYOR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Rahim ağzı kanserini ve buna bağlı ölümleri önlediğine dair hiçbir veri bulunmayan HPV aşısının ciddi yan etkilerine bir yenisi daha eklendi.
American Journal of Reproductive Immunology isimli tıp dergisinde yayınlanan makalede üç kadında HPV aşısı yapıldıktan sonra hormon tedavisine cevap vermeyen “primer over yetersizliği” geliştiği bildirildi (1).
Seksüel gelişimleri normal olan üç kadında genetik taramalarda da herhangi bir anormallik bulunmadı; pelvik ultrason normal idi.
Hormon tahlillerinde östradiol seviyelerinin düşük ve iki vakada FSH ve LH yüksek olduğu görüldü.
Over ve tiroit oto-antikorları HPV aşısının tetiklediği oto-immün cevapla ilişkili bulundu.
Üç hastada da bulantı, baş ağrısı, uyku düzensizliği, artralji ile bir dizi mental ve psikolojik bozukluklar gibi aşı sonrası non-spesifik semptomlar vardı.
“Aşı-sonrası oto-immün fenomenler” (post-vaccination autoimmune phenomena) adıyla bilinen bu tablo bağışıklık sisteminin aşırı tepkisinden kaynaklanıyor ve birçok belirti ve bulguya yol açıyor.
ASIA: Yeni bir sendrom
Aşı-sonrası oto-immün fenomenler, yeni tanımlanan ve kısa adı ASIA (“Autoimmune (Auto-inflammatory) Syndrome Induced by Adjuvants”) olan sendromun bir parçası olarak değerlendiriliyor.
ASIA’ da Körfez Savaşı Sendromu, makrofajik myofassiitis sendromu (MMF), kronik yorgunluk sendromu ve silikon implantlarına bağlı silikonozis de yer alıyor.
ASIA teşhisi için en az iki majör veya bir majör + iki minör semptomun bulunması gerekiyor (2).
Majör semptomlar:
BİR: Belirtilerin görülmesinden önce enfeksiyon, aşı ve/veya immün adjuvan gibi bir dış etkene maruz kalınması.
İKİ: Tipik klinik belirtilerin ortaya çıkması (miyalji ve kas zayıflığı; artralji; kronik yorgunluk ve uyku bozuklukları; nörolojik belirtiler; idrak bozuklukları, ateş yüksekliği)
ÜÇ: Olayı başlatan ajanın uzaklaştırılmasıyla belirtilerin hafiflemesi
DÖRT: Tutulan organlarda tipik biyopsi bulguları
Minör semptomlar:
BİR: Oto-antikorların tespit edilmesi (anti-over anti TPO)
İKİ: Diğer klinik belirtiler (amenore)
ÜÇ: Spesifik HLA (HLA DRB1, HLA DQB1)
DÖRT: Oto-immün hastalık gelişimi
Bu belirtilerin tümünün de hem hastalar hem doktorlar tarafından kolayca “alâkasız” diye görmezden gelindiğini veya dikkate alınmadığını veya aşıyla ilişkilendirilmediğini hatırlatmak isterim.
HPV aşısı ve oto-immün hastalıklar
HPV aşısını, bazıları ölümle sonuçlanan birçok immün reaksiyonla ilişkilendiren çok sayıda vaka bildirisi var.
Çoğunluğu nörolojik olan bu reaksiyonlar içinde Guillain-Barré sendromu, demiyelan nöropatiler, sistemik lupus eritematozus, pankreatit, trombositopenik purpura ve oto-immün hepatit yer alıyor.
O güne kadar tamamen sağlıklı olan ve aşıdan sonra baş dönmesi, uyuşma, hafıza bozukluğu, aşırı yorgunluk, gece terlemesi, göğüs ağrıları ve çarpıntı şikâyetleri gelişen ve 3. Gardasil dozundan sonra aniden ölen genç kız tipik bir örnek olarak gösterilebilir.
Bu kızın otopsisinde ölüm sebebi olabilecek herhangi toksik, mikrobiyolojik veya anatomik bir sebep bulunamıyor ama kızın kan ve dalağındaki makrofajlarda Gardasil aşısında bulunanlarla uyumlu olan HPV-16 L1 gen parçaları bulunuyor (3).
Aşıda kullanılan alüminyum adjuvana sıkıca bağlandığı için parçalanmaktan kurtulduğu düşünülen DNA parçalarının önemi kesin olarak bilinmiyor ama bunun mutlaka araştırılması gerekiyor.
HPV aşısındaki problemler
HPV aşılarında bulunan birçok maddenin problemli olduğu biliniyor.
Bunlardan biri Gardasil antijenin geliştirildiği ortamda bulunan ve oto-immün cevaplara yol açtığı bilinen Sacchaomyces cerevisiae isimli mayadır; Cervarix ise Trichoplusiani bulunan bir ortamda üretiliyor.
Gardasil’ de alüminyum hidroksi-fosfat sülfat, Cervarix’ de ise alüminyum hidroksit ve mono-fosforil lipit A bulunuyor.
Gelelim neticeye
Amerikalılar, ‘rahim ağzı kanserinin’ ne kadar yaygın, ne kadar öldürücü olduğu sloganlarıyla korkutulmaya ve çeşitli pazarlama oyunlarıyla kandırılmaya çalışılıyor ama HPV aşısına karşı çok ciddi bir direnç var.
HPV aşılanma oranlarının USA’ da yüzde 20’ nin altında kalmış olması aşı üreticilerinin kanını beynine sıçratsa da her geçen gün aşıdan uzak duran ailelerin ne kadar haklı oldukları ortaya çıkıyor.
Bize gelince: Hiçbir endişem yok; çünkü kimse HPV aşısına dönüp bakmıyor bile!
KAYNAKLAR
1. http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/aji.12151/abstract
2. http://www.greenmedinfo.com/blog/scientists-explain-why-hpv-vaccines-are-unsafe-0
3. http://www.hifidna.com/News%20&%20Events%20files/Gardasil%20-%20A%20case%20report.pdf
***
EK 1 (15.8.2023): FERHAT ARSLAN “Çocuğuna kanser olmasın diye gittin bir aşı yaptırdın. İşte mesela HPV virüsünün dış zarf L1 antijen içeren aşılarını. Sayısı bilinmeyen HPV tiplerinden bir kaçını ama şimdilik bildiğimiz kanser yapanların %70 ini kapsayan bir antikor yanıtı oluşturdun. Bir ;tüm HPV tiplerini kapsamıyor. İki; oluşturulan immunite virüsün asıl kanser yapıcı nitelikte olan E5 E6 kanser yapıcı proteinlerini kapsamıyor. Üç; yarın sizin çocukların antikor düşmüş biz ne yapalım deseler hiçbir şey diyemeyeceksin. Dört; ya aslında hücresel immuniteyi o kadar uyaramamışız bak yenisini yaptık dedikleri an da önceki yaptırdığınızın hem sorumluluğunu atacaklar hem de siz virüsün kapsidine yönelen antikorlar çapraz yanıtı nedeniyle gelişmiş gelişecek riskleri boş yere almış olacaksınız. Beş; ve hatta çocuklarınız ben aşılıyım zaten deyip riskli cinsel davranışlar sergileyebilecekler ve başka cinsel yolla geçen hastalıklar açısından da risk altına girebilecekler. “
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1691279399616745472?s=20
***
EK 2 (11.7.2024): ÖZCAN YÜCEL Bunu bilmeye herkesin hakkı var. HPV aşıları bizzat kendileri Serviks kanseri riskini arttırıyor. HPV enfeksiyonları çoğunlukla belirti vermez. Aşı yaptırırken o anda aktif enfekteyseniz aşının etkisi ile serviks kanseri riskiniz artıyor. Bunu bizzat firmanın raporlarından anlıyoruz. Tabloda kırmızı ile işaretledim. Aşı anında HPV (-) olmalısınız!!!! Serviks kanserini en iyi önleyen şey düzenli Smear testidir. Böylece bu “ne idüğü belirsiz”aşılardan da uzak durursunuz.
İlgili yayın post-media.s3.us-east-1.amazonaws.com/post-files/140
Kaynak: https://x.com/drozcanyucel/status/1811365185753342073
***
EK 3 (20.11.2024): DNA analizlerinde 30 yıllık tecrübeli bir patolog olan Sin Hang Lee, uluslararası ilaç düzenleyicilerini Gardasil HPV aşısında DNA parçalarının varlığı konusunda uyardığında endişeleri hemen reddedildi.
Hem ABD hem de Avrupalı ilaç düzenleyicileri, aşıda DNA parçaları bulunduğunu kabul etti ancak bunun “aşı alıcıları için herhangi bir risk oluşturmadığını” söyledi.
Daha önce bildirildiği gibi, Gardasil aşısındaki DNA fragmanları, alüminyum adjuvanı Amorf Alüminyum Hidroksifosfat Sülfat’a (AAHS) sıkı bir şekilde bağlanmıştır.
Dr Ah Kahn Syed (takma ad), AAHS’nin bir “transfeksiyon ajanı” olarak hareket edebileceğini ve HPV DNA parçalarının, hücresel süreçlere zarar verebilecekleri hücrelere girişini kolaylaştırabileceğini savundu.
DNA parçalarının alüminyum adjuvanlara bağlandığında konformasyonel değişime uğradığı ve “gen transfeksiyonu” adı verilen bir süreç yoluyla insan hücresine verilebileceği 2003 gibi erken bir tarihte biliniyordu.
Bu, tüm rekombinant aşıların (artık DNA parçaları içeren), alüminyum adjuvanlar, polisorbatlar ve lipit nanopartikülleri gibi “transfeksiyon ajanları” ile karıştırıldığında gen transfeksiyonu potansiyeline sahip olduğu anlamına gelir.
NOT: Transfeksiyon, viral enfeksiyon dışındaki araçları kullanarak nükleik asitleri (DNA veya RNA) hücrelere yapay olarak sokma işlemidir.
Kaynak: https://blog.maryannedemasi.com/p/tga-ignored-dna-fragments-in-gardasil
***