AŞIYA KARŞI DEĞİLİZ. 2 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇOCUKLARIN ÇOK SAYIDA VE SİSTEMATİK OLARAK AŞILANMASINA KARŞIYIZ
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
İmmün sistem virüsü keşfiyle Nobel ödülü alan virolog Prof. Dr. Luc Montaigner ve kanserle mücadelede ulusal madalyalı Prof. Dr. Henri Joyeux’ un ‘Aklıselime çağrı’ başlığı altında yayınladıkları bildiri şu sözlerle başlıyor:
“Aşıya karşı değiliz. 2 yaşından küçük çocukların çok sayıda ve sistematik olarak aşılanmasına karşıyız”.
İlaç sanayini rant iştahıyla suçlayan ve bazılarının yararsızlığı kanıtlanmış aşırı sayıda aşı yapmanın göz ardı edilemeyecek risklerini sıralayan bu bildiriyi, yarıya yakını doktor olan, 8 bin kişi imzalamış bulunuyor.
Bu kanaat, sadece bu ikiliye ait olmayıp başka bilim adamı ve hekimler tarafından genel tıp bilgileri ve bilimsel araştırmalara dayanılarak dile getirilen, bilimsel ve halk sağlığını gözeten bir görüştür.
Ben de bu görüşü destekliyorum.
Bu görüş, “Aşıların tartışılmasını önleyerek” çıkaracakları her yeni aşının “çatlak bir ses çıkmadan” yaygın “TÜKETİMİNİ” sağlamak amacındaki aşı endüstrisinin tüylerini diken diken ediyor, asabını bozuyor.
Bu ifadeden, çocuklara “hiçbir aşı yapılmasın” veya “aşılar zararlıdır” şeklinde bir sonuç çıkaran endüstrinin yaptığı “öküz altında buzağı aramaktan” başka bir şey değildir!
Bu sözler, çocuklara her geçen sene daha çok aşı yapılması ve bunların da bilhassa 2 yaşından önce uygulanmasının yaratacağı risklerden duyulan “endişeyi” dile getirmektedir.
Bu endişenin bilimsel temelleri ve gerekçeleri de şunlardır:
BİR: Yenidoğan ve süt çocuklarının (2 yaş altı) bağışıklık sistem özellikleri, aşılara ve çoklu aşı uygulamalarına verdikleri cevap ile ilgili araştırma ve bilgiler oldukça sınırlı ve kifayetsizdir (1, 2).
Bu sebeple de bu küçük çocuklara her çıkan yeni aşının yapılmasının emniyeti belli değildir.
İKİ: Aşılama konusunda en önemli uzmanlardan biri olan Siegrist mevcut aşıların antikor bağımlı ve kısa süreli koruma sağlayabileceğini, bağışıklık sistemi ve sağlık üzerine uzun dönemdeki etkilerinin bilinmediğini belirtmektedir (3).
Aşı sayısı arttıkça aşıyla ilgili riskler de artacaktır.
ÜÇ: Sinir sistemi matürasyonunu ancak iki yaşında tamamlar (yürüme ve konuşma ancak bundan sonra mümkün olmaktadır), gelişimine daha sonra da devam eder.
Bu bakımdan aşıların sinir sistemi üzerindeki muhtemel oto-immün etkileri göz ardı edilmemelidir (4).
DÖRT: Birçok kronik enflamatuar hastalığın ortaya çıkmasında çok önemli rolü olduğu son senelerde anlaşılan “mikrobiyomun” (bağırsak mikrobiyotasının) erken çocukluk döneminde uygulanan aşılardan nasıl etkilendiği ve giderek sayıları artan aşıların riskleri de henüz bilinmiyor (5).
Bu bilgilerin artmasıyla bugünkü aşılama uygulamalarının ciddi şekilde değişikliğe uğraması kuvvetle muhtemeldir.
BEŞ: “Aşı sayısını artırmanın potansiyel risklerinin” çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini savunan Çocuk İmmünoloji-Alerji Uzmanı Prof. Dr. Alişan Yıldıran da diyor ki (6, 7):
“Çocukluk çağında bilhassa hayatın ilk iki yılındaki bir bebeğe aşı uygulandığında nasıl bir immünolojik cevap alınacağı, bu uygulamanın kısa ve uzun vadeli yan etkilerinin ne olacağı, doğumdan sonra gelişimi devam eden immün sistem, sinir sistemi ve mikrobiom üzerine ne gibi etkileri olacağı konusunda hemen hiç bilgimiz yoktur. Bunlar hakkında yeterli bilgi olduğu, uygulanmakta olan aşıların maksadı hâsıl ederken zarar verip vermediği de meçhuldür”.
ALTI: Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ahmet Aydın da “Otizme Çözüm Var” isimli kitabında şunları yazıyor (8):
Kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısı timerosal içermese de otizme neden olabilir. Bunun temel nedeni otizme eğilimi olan çocuğun bağışıklık sisteminde olan yetersizlik halidir. Normalde bağırsaktaki faydalı mikroplar (probiyotikler) Th1 adı verilen bağışıklık hücrelerinin yolunu uyarır.
Bu yolun uyarılması mantarlar ve virüslerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar. Sezaryen doğum, anne sütünün kullanılmaması, doğal olmayan katkılı gıdaların aşırı tüketilmesi, ekşimeyen yoğurtların ve kaymak bağlamayan pastörize ya da UHT teknolojisiyle üretilmiş sütlerin tüketilmesi, geleneksel fermente gıdaların (kefir, yoğurt, turşu, sirke vb) az tüketilmesi ve sık antibiyotik kullanılması bağırsaktaki faydalı mikrop düzenini büyük ölçüde alt üst eder.
Bu sırada Th2 yolu ise aşırı uyarılır; sonuçta bağırsak geçirgenliği artar, bazı maddeler bağırsaktan kana sindirilmeden geçer. Vücut tarafından düşman olarak algılanan bu maddeler bağışıklık sistemi tarafından tahrip edilir. Bu sırada sağlam dokular da bundan zarar görür. Astım, egzama, tiroidit ve çeşitli otoimmün hastalıklar oluşur. Th1 yolunun yetersiz uyarılması halinde vücut mantarlar ve virüsler ile gereği gibi mücadele edemez.
Bu nedenle Kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısındaki 3 canlı virüs ile birden baş edemez. Yine aynı nedenden dolayı otistik çocuklarda mantar enfeksiyonları ve alerjik hastalıklar sıktır. Bu nedenle kızamık aşısı tek olarak yapılmalıdır. Kızamıkçık ve kabakulak hastalıkları hafif geçirildiği için bu hastalıklara karşı aşılanma gerekmez. Ama maalesef piyasada artık kızamık aşısı tek olarak bulunmamaktadır.
Hayatın ilk 2-3 haftası içinde sağlıklı bir floranın oluşmaması bebeğin bağışıklık sistemini ciddi şekilde etkiler. Bu tip bebeklerin (özellikle sezaryen ile doğanların) bağışıklık sistemi standart aşılama programına uygun değildir ve ciddi sorunlara yol açabilir. Hâlbuki sağlıklı florası olan çocuklarda önemli bir sorun olmaz.
Belli bir risk yoksa 2 yaşına kadar hiç aşı yapmamak en iyisidir.
Ama eğer anne Hepatit B taşıyıcısı ise bu süre içinde aşısı yapılmalıdır. Ayrıca yakın çevrede boğmaca, kızamık ve çocuk felci gibi aşıyla önlenebilen bir hastalık salgını varsa bu aşılar mutlaka iki yaşından önce yapılmalıdır.”
YEDİ: Sayısız araştırma ve vaka bildirilerinde aşılamadan sonra artrit, vaskülit, ensefalit, nöropati ve demiyelinasyon başta olmak üzere oto-antikor ve oto-immün fenomenlerin görüldüğü iyi bilinir ama illiyet kriterleri maalesef iyi tanımlanmamıştır.
Bununla beraber, oto-immüniteyi tetikleyen faktörlerin başında enfeksiyon ajanları gelir ve aşılarda bulunan ajanlara ait antijenler “molecular mimicry”, “epitope spreading”, “bystander activation” ve “polyclonal activation” gibi benzer mekanizmalarla oto-immüniteye yol açabilirler.
İmmün sistemi uyarmak için kullanılan adjuvanlar, bir dizi geni, antijen sunan hücrelerin göçünü modüle edebilir ve PAMPS gibi molekülleri spesifik olarak taklit ederek “innate” ve “adaptif immün cevapları” artırabilir (9).
Aşılarda bulunan adjuvanlarla ilgili olarak ortaya çıkan oto-immün sendromlar bilimsel literatürde ASIA yani “Autoimmune (Auto-inflammatory) Syndrome Induced by Adjuvants” adıyla tanımlanmıştır (10).
Aşılar hipersensitivite, enfeksiyon indüksiyonu ve oto-immüniteye yol açabilirler, bunlar ağır ve hatta ölümcül de olabilir. Aşılama sonrası oto-immün fenomenlerin nadir olmaları ve subakut ortaya çıkmaları sebebiyle illiyeti göstermek zordur.
Ayrıca, aşılama ve oto-immünite arasındaki latent dönem günler-seneler arasında değişir (11).
Aşılarda bulunan katkı maddeleri listesine bakmak da fikir açıcı olacaktır (12).
SEKİZ: USA’ da Yüksek Mahkeme (Supreme Court) 2011’ de aşıları ‘KAÇINILMAZ OLARAK EMNİYETSİZ’ (UNAVOİDABLY UNSAFE) ilan etmiş, aşıdan zarar gördüğünü iddia eden bir kimsenin “üreticiye karşı dava açamayacağına” ve aşıların sebep olabileceği risklerin tamamen aileler tarafından üstlenilmesi gerektiğine karar vermiştir (13).
Buna karşılık Avrupa Birliği Adalet Divanı, mahkemelerin aralarındaki ilişkiyi teyit eden bilimsel deliller olmadan da aşıların bir hastalığın sebebi olabileceği iddialarını dikkate almalarına hükmetti. Avrupa Birliği’ nin bu en yüksek yargı kurumu bir kişinin hastalığının aşıdan kısa süre sonra ortaya çıkması ve daha önce sağlıklı olması, ailesinde böyle bir hastalık olmaması ve yeteri kadar benzeri vaka bulunmasını aşıları suçlamak için yeterli olacağını bildiriyor (14, 15).
DOKUZ: Halk sağlığı hocalarından Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu’ nun “Uluslararası sermaye ve bağışıklama pazarı” başlıklı makalesini de bir kere daha hatırlatıyorum (16):
“Bağışıklama da, aşı üretimi de devletin elinden ve kamu görevi olmaktan çıkarıldı, sermayeye teslim edilerek tatlı kârlar için yatırım aracına dönüştürüldü. Artık bebeklerin ve erişkinlerin bağışıklanmaları üzerinde kişisel, kurumsal ve sınıfsal çatışmalar, uluslararası sermayenin kanlı çıkar oyunları yer alıyor”.
ON: 1985’ de CDC tarafından tavsiye edilen aşıların maliyeti 80 dolar iken, bugün neredeyse 30 misli aratarak 2200 dolara yükselmiştir (17).
BBC’ nin bir haberinde Avrupa Parlamentosu’ na sunulan bir rapor, bir çocuk için tam bir aşı paketinin fiyatının 2001 ile 2014 arasında 68 kat arttığını bildiriyor(18).
Dünya tıbbına yön veren kuruluşların endüstri yanlısı tavsiyelerine uyulmaya devam edildikçe bu maliyet daha da artacaktır.
ON BİR: 2004’de, aşılar ile ilgili en muteber dergi olan Vaccine’ de yayınlanan makalede, toplumsal aşılama ile ilgili belirlenen 7 ilkeden birincisinin ‘toplumsal sağlığı tehdit eden hastalıkların hedef alınması’ olduğunu bildiriliyor.
Buna göre, mortalitenin yani ölüm oranının yüzde 0.12 den yüksek olması gerekmektedir ki çocuk aşı takvimindeki aşıların çoğu bu ilkeye uymamaktadır (19).
ON İKİ: Yale ve Pennsylvania State Tıp Fakülteleri uzmanlarınca gerçekleştirilen araştırmada bazı beyin hastalıklarının başlangıcının bir grup çocukta daha önce yapılan aşıların zamanlamasıyla ilgili olabileceği ortaya çıkmıştır (20).
6-15 yaş arasındaki çocuklara ait beş senelik sağlık sigortası verilerinden yararlanılarak yapılan çalışmada bazı nöro-psikiyatrik hastalıkların teşhisinin 3-12 ay önce aşı yapılan çocuklarda aşı yapılmayanlara nazaran daha fazla olduğu tespit edildi.
Analizlerde, aşılanan çocuklarda anoreksiya nervosa teşhisi aşılanmayan çocuklara oranla yüzde 80 ve obsesif kompülsif hastalık teşhisi yüzde 25 fazla bulundu. Aşı yapılan çocuklarda anksiyete hastalığı ve tik hastalığı riski de aşılanmayanlara göre daha yüksekti.
Beklenildiği gibi, açık yara ve kemik kırığı ile aşılamalar arasında herhangi bir ilişki bulunmazken yeni majör depresyon, bipolar hastalık veya DEHH arasında da bir ilişki ortaya konamadı.
Bu tür, aşıların (veya ilaçların veya diğer tıbbi müdahalelerin) bir takım olumsuzlukları olabileceğini ortaya koyan araştırmalar bilim dünyasında genelde görmezden gelinmeye çalışılır, medyada haber olarak pek yer almaz. Tam tersi bir sonuç çıkmış olsaydı araştırma medyada yüzlerce habere konu olurdu (21).
ON ÜÇ: Aşı sayısı arttıkça hastalıkların ve bunlara bağlı komplikasyon ve ölümlerin azalacağı düşünülebilir ama bunun doğru olmayabileceğini gösteren, “endüstri ile menfaat münasebeti olmayan bağımsız uzmanlar tarafından” gerçekleştirilen önemli bir araştırma var.
USA kişi başına en çok sağlık harcamasını yapan ve 1 yaşından küçük bebeklere 26 aşı yapılan tek ülke olmakla beraber daha az aşı uygulanan 33 ülkede “bebek ölüm oranları (IMR)” USA’ dan daha düşüktür (22).
USA’ da 2 yaşına kadar 14 etkene ait toplam 26 doz, 6 yaşına kadar toplam 49 doz, 18 yaşına kadar ise 16 etkene ait aşılardan toplam 69 doz uygulanıyor. IMR, Singapur ve İsveç’ de USA’ dakinin yarısından azdır ve Japonya’ da 2.80’ in de altındadır ve CDC’ ye göre USA’ da durum daha da kötüleşmektedir. Bu araştırmadan, daha çok aşının daha az bebek ölümü demek olmadığı sonucu ortaya çıkıyor.
ON DÖRT: 2009’ da 34 ülke içinde en düşük IMR sahip olan beş ülkede 1 yaşına kadar sadece 12 doz aşı yapılmakta iken bu oran USA’ da 26’ dır. Enfeksiyonlardan korunmada esas önemli olan temiz su, kanalizasyon, hijyen, uygun beslenme ve sağlık kuruluşlarına erişim gibi faktörlerdir.
Gambia’ da bebeklik çağında 22 doz aşı yüzde 91-97 oranında uygulanmasına karşılık IMR’ nin 68.8 ve 22 doz aşının yüzde 95-98 oranında uygulandığı Moğolistan’ da 39.9 olması, tek başına aşılamanın IMR’ ye etkisinin olmadığını gösterir.
Ani bebek ölümü sendromu (SIDS) ile aşılar arasında herhangi bir korelasyon olmadığını bildiren araştırmalar da bulunmakla beraber bazı bebeklerin SIDS’ a daha duyarlı olabileceği sonucuna varan araştırmalar da vardır (23, 24, 25).
Bu bilgiler, çocuk sağlığı ve ülkelerin genel gelişmişliğini gösteren en önemli ölçülerden biri olan bebek ölüm oranlarının (IMR) aşılama ile doğrudan bir ilişkisi olmadığının, hatta aşı sayısını artırmanın faydadan ziyade zarar getirebileceğinin de bir göstergesidir.
ON BEŞ: USA’ da çocuklarda aşı takvimiyle ilgili soru ve endişelerin çığ gibi artması üzerine, kısa adı IOM olan Tıp Enstitüsü (The Childhood Immunization Schedule and Safety: Stakeholder Concerns, Scientific Evidence and Future ) literatürde aşıların emniyeti ile ilgili bilimsel araştırmaları çok teferruatlı olarak değerlendirme ihtiyacı duymuş ve bunu 2013’ de “The Childhood Immunization Schedule and Safety: Stakeholder Concerns, Scientific Evidence and Future Studies” adıyla yayınlamıştır.
Bu rapor aşı takviminin “tartışılması” gerektiğini açık ve net olarak ortaya koymaktadır. IOM Komitesi 2003’ den o tarihe kadar 40 kadar yayın bulabilmiş ve bilimsel olarak aşı takviminin emniyeti ile alâkalı çok önemli boşluklar olduğunu bildirmiştir.
Buna göre, aşılama takviminde yer alan aşıların sayısı, sıklığı, zamanlaması, sırası ve uygulama yaşı araştırmalarda sistematik olarak incelenmemiştir.
CDC tarafından 6 yaşından önce tavsiye edilen aşıların sayısı ve zamanlamasının prematüre bebeklerde sağlık sorunlarına ve çocuklarda astım, atopi, alerji, otoimmünite, otizm, öğrenme hastalıkları, dikkat eksikliği, havale gibi kronik beyin ve bağışıklık sistemi hastalıklarına yol açıp açmadığını belirlenememiştir. Biyolojik olarak aşılara bağlı zarar ve ölüm riski yüksek olan duyarlı çocuklar için de çok sınırlı bilgi vardır (26).
ON ALTI: Kısa adı NVIC olan National Vaccine Information Center de bir bildiri yayınlayarak gelecekte aşılanan ve aşılanmayan çocuklardaki ve alternatif aşılama takvimi uygulananlardaki sağlık sonuçlarını da kapsayan federal aşılama politikalarının emniyetini değerlendirecek olan araştırmaların şeffaflığı, bağımsızlığı ve tekrarlanabilir olmasına vurgu yapmıştır.
NVIC, hiç aşılanmamış çocuklarla hükümetin tavsiyesi olan tüm aşıların yapılmış olduğu çocuklardaki sağlık sonuçlarını karşılaştıran hiçbir çalışma olmadığına da dikkat çekmektedir (27).
Gelelim neticeye
BİR: Aşılar, sahtekârlıktan hükümlü, esas amacı daha çok kâr etmek olan ilaç endüstrisinin inisiyatifine teslim edilmeyecek kadar hayati ürünlerdir.
İKİ: Aşılar hakkında bir takım endişelerini dile getiren bilim adamları aşılara değil bunların gereksiz olanlarına karşıdır ve küçük çocuklara yapılan ve sayıları her geçen gün artan aşılardan endişe duymaktadır.
ÜÇ: Aşıların endikasyon, etkinlik ve emniyetleri ile ilgili meseleleri, gerekçeleri ve bilimsel kaynakları ile ortaya koyan bilim adamları endüstriyi dellendirmektedir.
DÖRT: Aşılar tartışılmamalıdır diyen, aşılarla ilgili her tenkidi aşı karşıtlığı ile suçlayan endüstri, yeni aşılarını istediği gibi dayatamama kaygısındadır.
BEŞ: “Aşılar tartışılamaz-tartışılmamalıdır” sözünün arkasında halkın sağlığı değil, her çıkan yeni aşının tüm dünyaya zorunlu aşı olarak kabul ettirilmesi, ilaç şirketlerinin menfaati vardır.
ALTI: Endüstrinin derdi asla kızamık, boğmaca salgını falan değildir, onların tüm kaygısı yeni aşılarının önünü açmaktır.
YEDİ: Kimsenin hiç itiraz etmediği aşıları örnek göstererek tüm aşıları aynı gereklilik, etkinlik ve emniyette göstermek yanlış ve üstelik de tehlikelidir: Bu, kurnaz tüccarların işidir.
SEKİZ: Aşıları kategorik olarak desteklemek de karşı çıkmak da aynı şekilde yanlış ve tehlikelidir.
DOKUZ: Her aşı, ticari bir ürün oldukları hakikati unutulmadan ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
ON: Aşılar, tıpkı silahlar gibidir, stratejik ürünlerdir, bunları kendimiz üretmeliyiz. 30 sene öncesine kadar kendi aşımızı üretirken ve hatta başka memleketlere de satarken neden bundan vaz geçtik veya vaz geçirildik?
Devam edecek!
Kaynaklar:
1.Hodgins DC, Shewen PE. Vaccination of neonates: problem and issues. Vaccine 2012, 30: 1541-59.
2. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24325827
3. Siegrist CA. Vaccine immunology. In: Plotkin SA, Orenstein WA, Offit PA, editors. Vaccines. 5th edition. Philadelphia: Saunders, 2008; p. 18-36).
4. http://journals.plos.org/plospathogens/article?id=10.1371/journal.ppat.1001190
5. http://journal.frontiersin.org/article/10.3389/fimmu.2014.00427/full
6. https://personel.omu.edu.tr/docs/ders_dokumanlari/5099_40253_534.pdf
8. Aydın A ve Kınacı C: Otizme Çözüm Var. 26. Bölüm: Otizm ve Aşılar sayfa: 203-214. Hayy Kitap, 2013.
10. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20708902
11. http://www.nature.com/nrrheum/journal/v5/n11/full/nrrheum.2009.196.html
12. https://www.cdc.gov/vaccines/pubs/pinkbook/downloads/appendices/B/excipient-table-2.pdf
13. http://www.hutchnews.com/a1f84eca-2bf8-5839-b94b-d0a0d1c6e7f6.html
14. https://curia.europa.eu/jcms/upload/docs/application/pdf/2017-06/cp170066en.pdf
16. http://webb.deu.edu.tr/halksagligi/doc/yazilar/ga-uluslararasibagisiklamapazari.pdf
17. http://articles.mercola.com/sites/articles/archive/2011/11/03/right-vaccine-dosage-for-babies.aspx
18. http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43838186
19. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20189486
20. https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fpsyt.2017.00003/full
22. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3170075/
23. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/3496805/
24. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/1415136
25. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16231176
26. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK206948/pdf/Bookshelf_NBK206948.pdf
***
EK 1 (16.10.2022): HALUK VAHABOĞLU “1/ Bu kadar acayip bir durum olur mu? Sen kendi çocuğuna istediğin aşıları yaptır istemeyen de istemediklerini yaptırmasın Hayır sen de yaptıracaksın! Ülkemizde zorunlu aşı yok Anayasa beden bütünlüğünü kişinin inisiyatifine bırakmış ve Tıp etiği onam olmadan girişimi yasaklıyor”
2/ Bilmedikleri tıbbi mülahazalarla başkalarına yaptırım uygula(t)maya çalışan meczuplara bir çift sözüm var “Keser döner sap döner, gün olur hesap döner” aklınızı başınıza alın yarın yandım Allah dersiniz Özgürlüklerimiz sağlığımız kadar önemlidir
Kaynak: https://twitter.com/HalukVAHABOLU/status/1581683993858437125?s=20&t=yBqGwAE9Oy2cw6SlWVRNmg
***
EK 2 (16.10.2022): HALUK VAHABOĞLU “Çocukluk çağı aşıları konusuna girmek istemiyorum Bu konu firmalarla çıkar ilişkisi olmayan bilim adamları tarafından dış denetime açık bir çalışma ile belirlenmelidir cedece kopyacılarının ve firmalarla çıkar ilişkisi olanların karar mekanizmalarında yer alması engellenmelidir”
Kaynak: https://twitter.com/HalukVAHABOLU/status/1581668640793202691?s=20&t=yBqGwAE9Oy2cw6SlWVRNmg
***
EK 3 (16.10.2022): HALUK VAHABOĞLU “Tıp eğitim/öğretiminde sorun var Maalesef bu çocukların cehaletinden yetiştirdiğimiz hocalar sorumlu “kişinin veya çocuksa ailenin istemediği hiç bir girişimi uygulayamazsın” zorlamak zorbalıktır Hem anayasaya hem de tıp etiğine aykırıdır doktor olamadın bari insan ol “ twitter.com/KSerefhanoglu/
Kaynak: https://twitter.com/HalukVAHABOLU/status/1581606970770870273?s=20&t=yBqGwAE9Oy2cw6SlWVRNmg
***
EK 4 (20.10.2022): HALUK VAHABOĞLU “Zorunlu aşı olmaz (aklım almıyor) koruyor ise korunmak isteyen olur Bir “çocukluk aşıları” kültü oluşturdular tabu dokunamazsın sonrası kolay doldur torbaya Aşı konusunda bazı ilkeler konmalı ve o ilkeler çerçevesinde liste kategorize edilmeli doğrusu kamunun kontrolünde olması”
Kaynak: https://twitter.com/HalukVAHABOLU/status/1583002287458615296?s=20&t=Om3u_9YakV17h3B1xZSJXw
HALUK VAHABOĞLU “Çocukluk dönemi aşı takvimini belirleyenler çıkar çatışması belgelerini ve bilimsel gerekçelerini eleştiriye açık bir şekilde yayınlamalıdır TC Devleti neyi ne için yapacağına karşıt görüşleri dinleyerek karar vermelidir”
Kaynak: https://twitter.com/HalukVAHABOLU/status/1583087029604454401?s=20&t=Om3u_9YakV17h3B1xZSJXw
***
EK 5 (23.10.2022): FERHAT ARSLAN “Önce bilimsilerin ağzını kapatıp (fotoya bakın) sonra can alıcı sorumuzu soralım. Madem hepatit B anneden çocuğa geçiyor anasında hepatit B olmayan çocuğu 0.1.6 aylarda niye aşılıyorsun. Diğer geçiş yolları cinselllik?, ortak enjeksiyon kullanımı? Dövme? Dangalak demeyeceğim burda!”
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1583874351124082688?s=20&t=
***
EK 6 (23.10.2022): FERHAT ARSLAN “Timus diye bir organımız var kendimizin ve kendimizin olmayan antijenleri ayırıp sağlam bir immun sistemin temellerini atıyor. Bunu yaparken myeloid hücre serilerinin ve dokuya gömülü monosit-makrofaj sistemini başat kullanıyor. Ha işte bunlar ilk 6 ayda tam olgun değil.”
“Değil 6 ay, 2 yaşa kadar tam da olgunlaşmaz. İlk 6 ay-12 ay arası annenden geçen antikor boşuna değil ayrıca anne sütünde boşuna değil. Bunlar senin immun sistemin olgunlaşıncaya kadar memeli olduğun için böyle evrildi. Sürüngensen başka tabi”
“Uyarıyorum sağlam argümanlarla gelin diyorum. Yok mevzuat ezberleyip karşımıza çıkıyorlar. Aşı yaptıranlarda üzülmesin. İnsan vucudu aptal mı birşeye üç defada antikor oluştursun. Zamanı yanlış. Mesele bu.”
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1583899041363918848?s=20&t=ag3UmnyS0x_L__kBJWJ54w
***
EK 7 (23.10.2022): FERHAT ARSLAN Öyle bir kült ile karşı karşıyayız ki işe yarar olduğunu düşündüğünüz bir aşının zamanlamasını dozunu veya kaç doz yapılacağını bile tartışma konusu yapamıyorsunuz. E sonra buna bilim diyorlar. Çalışma? İlaç firması yapıyor. Katolik rahibi gibiler.
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1583915564028030978?s=20&t=ag3UmnyS0x_L__kBJWJ54w
***
EK 8 (19.12.2022): FERHAT ARSLAN “Kulak kesiliniz ve retweet ediniz Yıl 2017 henüz hayatımızda salgın manyaklığı yok. Bakınız nelerle uğraşıyor kime ne anlatıyorum.
Benim hayatımı adadığım mesleğimde sadece şu salgın döneminde tanınırlık kazanmak amaçlı tweet atmadığını bilmenizi isterim. Bu rezillikler ile ömür boyu uğraştım.
O yüzden ister yanlış şeyler söyleyeyim (bende insanım) ister doğru. Tek birşey bilin ve buna inanın. Ben çizgimden şaşmadım. Allah şaşırtmasın. Düşmanlarım bile bana saygı duymalıdır.
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1604890593439596544?s=20&t=uHpDTl5tpuxH9X3KaZuzWA
***
EK 9 (23.10.2022): FERHAT ARSLAN Öyle bir kült ile karşı karşıyayız ki işe yarar olduğunu düşündüğünüz bir aşının zamanlamasını dozunu veya kaç doz yapılacağını bile tartışma konusu yapamıyorsunuz. E sonra buna bilim diyorlar. Çalışma? İlaç firması yapıyor. Katolik rahibi gibiler.
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1583915564028030978?s=20&t=ag3UmnyS0x_L__kBJWJ54w
***
EK 10 (20.12.2022): FERHAT ARSLAN “Çocukluk aşıları ile ilgili oluşturulan bir kült ve bu külte sahip çıkan din (bilim! )çevreleri vardır. Hepsini besleyen ise sermayedir. Mesele insandır. Üretilen şey değildir. Doz ve uygulama zamanları saçma sapan bir hal almıştır. Bu bir kaç doktorun başa çıkabileceği şey değildir.
Çocukların bağışıklık sistemlerinde bazen fark etmesi zaman alacak problemler doğuştan kaynaklı olarak vardır. Bu çocuklarda hastalıklar (kızamık, su çiçeği..) ağır gidebilmektedir. Toplu bir şekilde yaşanan yerlerde bağışıklığı iyi olan çocukların aşılanması bir nevi fedakarlıktır
Belli birkaç hastalık için ( kızamık, difteri, Tetanoz, hepatit B, hepatit a, kuduz, çocuk felci (ağızdan) ) bu fedakarlıktan ötede bireyin sağlığı için zararından daha çok fayda sağlamaktadır. Ama her mikrobu her virüsü hedefleyen kitlesel aşılama başka bir manyaklık türüdür.
Şurda fayda sağlamaktadır sözü bile tekrar tekrar değerlendirmeye tabi tutulmalı sağlam farmakovijilans çalışmaları ile her de katta tekrar değerlendirilmelidir. Diyelim ki herhangi birisi ile bir başka kronik hastalık ilşkisi bulundu. Elbette yapılmamalıdır. Bilim böyle ilerler
Özellikle hayatını bu işlere adamış çocuk hastalıkları profesörlerinin tutumunu ibretle izlemekteyim. Tıp ettiğinin zarar vermeme ve yararlılık ilkelerini her yeni çıkarılan aşı ile nasıl bağdaştırıp bu kadar emin konuşuyorlar. Bu saçmalıktır!
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1605097897791574016?s=20&t=X9J2hDvKKsq2MxawMG1JUQ
***
EK 11 (21.3.2022): Afrika’daki çocuk felci vakaları, bu hastalığı önlemek için tasarlanan yeni ağız yoluyla uygulanan aşıyla bağlantılı bulundu.
Kaynak: https://www.science.org/content/article/first-polio-cases-linked-new-oral-vaccine-detected-africa
Makale: Polio cases in Africa linked to new oral vaccine
***
EK 12 (17.5.2023): In the summer of 2019, ICAN submitted a Freedom of Information Act (FOIA) request to the CDC requesting “All studies relied upon by CDC to claim that the DTaP vaccine does not cause autism.”
ICAN also submitted this same request for HepB, Hib, PCV13, and IPV, as well as requesting the CDC provide studies to support the cumulative exposure to these vaccines during the first six months of life do not cause autism.
Despite months of demands, the CDC failed to produce a single specific study in response to these FOIA requests.
ICAN was therefore forced to sue the CDC in federal court, where the CDC finally conceded, in a stipulation signed by a Federal court judge, that that it has no studies to support that any of these vaccines do not cause autism.
In the stipulation, the CDC was only able to identify 20 studies:
– One relating to MMR (a vaccine ICAN did not challenge)
– Thirteen relating to thimerosal (an ingredient not in any of the vaccines ICAN queried)
– Five relating to both MMR and thimerosal
– One relating to antigen (not a vaccine) exposure.
On the CDC’s list of studies was a recent review by the Institute of Medicine (IOM), paid for by the CDC, which conducted a comprehensive review for studies relating to whether DTaP does or does not cause autism. The result was that the IOM could not identify a single study to support that DTaP does not cause autism. Instead, the only relevant study the IOM could identify found an association between DTaP and autism.
In other words, the CDC listed a review in response to the FOIA requests that proves that there are no studies to support that DTaP does not cause autism.
In the summer of 2019, ICAN submitted a Freedom of Information Act (FOIA) request to the CDC requesting “All studies relied upon by CDC to claim that the DTaP vaccine does not cause autism.”
ICAN also submitted this same request for HepB, Hib, PCV13, and IPV, as well as requesting the CDC provide studies to support the cumulative exposure to these vaccines during the first six months of life do not cause autism.
Despite months of demands, the CDC failed to produce a single specific study in response to these FOIA requests.
ICAN was therefore forced to sue the CDC in federal court, where the CDC finally conceded, in a stipulation signed by a Federal court judge, that that it has no studies to support that any of these vaccines do not cause autism.
In the stipulation, the CDC was only able to identify 20 studies:
– One relating to MMR (a vaccine ICAN did not challenge)
– Thirteen relating to thimerosal (an ingredient not in any of the vaccines ICAN queried)
– Five relating to both MMR and thimerosal
– One relating to antigen (not a vaccine) exposure.
On the CDC’s list of studies was a recent review by the Institute of Medicine (IOM), paid for by the CDC, which conducted a comprehensive review for studies relating to whether DTaP does or does not cause autism. The result was that the IOM could not identify a single study to support that DTaP does not cause autism. Instead, the only relevant study the IOM could identify found an association between DTaP and autism.
In other words, the CDC listed a review in response to the FOIA requests that proves that there are no studies to support that DTaP does not cause autism.
***
EK 13 (30.9.2023): OKAN ÖZDEMİR “#Aşıkarşıtı tabiri #deneyselsıvılar ın aşı olmadığını,gen terapisi olduğunu söyleyenleri,güvenlik çalışmaları bitirilmeden milyarca insanın uyduruk “Acil Kullanım Onayı” adı altında oldu bitti ile tıbbi denek haline getirildiğini farkedenleri,tereddüt yaşayan,sorgulayan,araştıran,toplumu dikkatli olmaya çağıranları ve özellikle de bu insanlara öncü olan sağlık profesyonellerini değersizleştirmek için kapitalist,emperyalist küresel sermaye ve aparatları tarafından kullanılan bir dezenformasyon aygıtıdır. “Aşı karşıtı” tabirinin ısrarla kullanılarak zihinlere kazınması ile oluşturulması planlanan algının amacı ise bu küresel şeytani plana karşı direnç gösterenleri dünyanın geride kalan insanlarının gözünde “Bilim karşıtı” ve “Komplo Teorisyeni “ olarak işaretleyip değersizleştirmek,yıldırmak, susturmak böylece de planın sorunsuz uygulanmasını sağlamaktır.
Kaynak: https://x.com/opdrokanozdemir/status/1708215223532855486?s=20
***
EK 14 (5.10.2023): ROBERT MALONE “Çocuklarda bulaşıcı hastalıkların azalmasına ne sebep oldu? mRNA’ nın babası Dr. Robert Malone: “Bu düşüş, temelde bu pediatrik hastalıkların neredeyse tamamı için aşıların uygulanmasından önce sanitasyondaki iyileşmeye paraleldir.“
Kaynak: https://x.com/robinmonotti/status/1709620369827446879?s=20
***
EK 15 (12.11.2023): Kızamık virüsü ihtiva eden aşıların çocukluk çağı mortalitesi ve morbiditesi üzerinde spesifik olmayan yararlı etkileri olduğunu gösteren gözlemse dayalı araştırmalar vardır.
Bu araştırma, 5-7 aylık bebeklere erken dönemde uygulanan canlı zayıflatılmış kızamık, kızamıkçık ve kabakulak (KKK) aşısının 12 aylıktan önce hedef dışı enfeksiyon sebebiyle hastaneye yatış oranını azalttığı hipotezini desteklemedi.
KKK aşısının erken uygulanması, aşının hedeflediği hastalıklara karşı spesifik, koruyucu etkisine dayanmalıdır.
Makale: Measles, mumps, and rubella vaccine at age 6 months and hospitalisation for infection before age 12 months: randomised controlled trial
Kaynak: https://www.bmj.com/content/381/bmj-2022-072724
***
EK 16 (15.11.2023): FERHAT ARSLAN “Ne demiyoruz? Ne diyoruz ? Çocukluk çağı aşıları tamamı ile gereksizdir demiyoruz. Kamu üretmeli, içlerinde toksik madde olmamalı, flora üyelerine ve hafif hastalık etkenlerine karşı olmamalı, uygulama zamanlarının ve dozlarının yanlış olduğunu, asla zorunlu olmaması gerektiğini, sayılarının sürekli artırılmasının faydası olmadığını ticari ve tehlikeli bir müdahale olduğunu diyoruz.”
Ne demiyoruz? Ne diyoruz? Doktorların tamamının big pharma’ya çalıştığını, kanıt temelinde değil de kâr amaçlı çalıştığını demiyoruz Sistemin belki de başka hiçbir meslek grubunda olmadığı kadar doktorları daha eğitimlerinin başından itibaren her basamakta ablukaya aldığını bunun gerçekten milli ve bilimsel bir tıp eğitimi ile kırılması gerektiğini söylüyoruz.
Ne demiyoruz? Ne diyoruz? İlaçların tamamının işe yaramadığını hepsinin insanlara zarar vermek üzere dizayn edildiğini demiyoruz. İlaçların sınırlı sürelerle ve sürekli denetlenerek kullanılması gerektiğini ancak bunun yanında endemik bitki çeşitliliği muhteşem olan Anadolu coğrafyasında insanlara bitkileri nasıl kullanabileceği konusunda sürekli eğitim verecek ve bu konuda farkındalık yaratacak bir enstitü gerekliliğini diyoruz.
Ne demiyoruz? Ne diyoruz Doktorlara güvenmeyin, onların ifade ettikleri herşeye şüphe ile bakın demiyoruz. Hem siz sağlık okur yazarı olun hem de doktorunuzu güncel tıp bilgi ve donanımına sahip olması için devletinizin yetkililerinden onlara zaman ve donanım açısından imkan yaratmalarını isteyin diyoruz.
Kaynak: https://x.com/Ferhatarslandr/status/1724649993254953211?s=20
***
EK 17 (23.3.2024): FERHAT ARSLAN
Şu benim uzman görüşüm ve kimseyi bağlayıcı değildir. Sağlıklı annelerden doğan bebeklere llk 6 ay herhangi bir hastalık etkenine karşı antikor oluşturmak için antijen (aşı) uygulanması doğru değildir. Bu durumun epidemiyolojik gerekliliği olmadığı gibi biyolojik karşılığıda yoktur. Hatta mahsurları vardır.
Zatüre aşısı diye bir aşı olamaz. Burada Streptococcus pneumoniae hedefleniyor. Toplum içinde hem aşı şunları hem de diğer sujlar dolaşır ve duyarlı çocukları enfekte etmeye devam eder. Flora üyesi olabilen bakterileri aşilarla eradike etmek mümkün değildir
Hepatit B’li birey olmayan ailelerin çocukları hepatit b aşılarını adolesan dönem başında yaptırabilirler.
Şu çiçeği ve rotavirüs aşısının herhangi bir faydası ortaya konmamıştır ve ciddi yan etkileri vardır.
Difteri ve tetanoz aşıları çok önemlidir ama tekrarlanıp durmasını herhangi bir bilimsel tarafı yoktur.
Hepatit A aşısı da özellikle 4 yaşından sonra istenirse yaptırılabilir. Karaciğer hastalığı olan çocuklar mutlaka yaptırsın.
Bcg aşısı gereksiz bir canlı aşıdır. Otoimmunite ile ilişkisi vardır. ABD ,İngiltere vb vb gibi bizde kaldırmalıyız
Kaynak: https://x.com/Ferhatarslandr/status/1683943971376996354?s=20
***
EK 18 (11.7.2024): FERHAT ARSLAN
Türk milleti beni dinleyiniz! Sağır sultana duyurunuz. Nerede ise hiçbir aşının güvenlik verisi yoktur. Yan etkileri çalışılmamıstır. Bunu ben demiyorum. Burada yazmıyorum. Dünyanın aşı konusundaki en fazla dinlenen doktoru Dr. Plotkin ve ekibi söylüyor. NEJM de yazıyor. Şerefsizler çok üzülecekler çok! Bu demek değildir ki hepsini yaptırmayın. Bu konu masaya yatırılacak. Bu ağızı kullanan tüm akademisyenler YARGILANACAK!
Bakın ne demişler! Şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde, Aşılama Uygulamaları Danışma Komitesi (ACIP) yeni bir rutin aşı önerdiğinde, bunu izleyen tek otomatik yasal kaynak tahsisleri, Çocuklar İçin Aşılar (VFC) ve Aşı Yaralanması Tazmin Programı (VICP) tarafından aşı tedariki için yapılır. ACIP ihtiyacı kabul etse de, şu anda yıllık tahsisler dışında yetkilendirme sonrası güvenlik çalışmaları için ayrılmış kaynak bulunmamaktadır ve bu tahsisler her yıl Kongre tarafından onaylanmalıdır. Amerika kaynak ayırmıyormuş bu işe Siz sorun bakalım bizdeki koca gobekliler nereden biliyorlarmış güvenli olduklarını?
Bakın bir daha bakın ne demişler. Aşı güvenliği bilimindeki ilerleme anlaşılabilir bir şekilde yavaş olmuştur; bu durum genellikle nedensel sonuçları desteklemek için gecikmiş veya yetersiz epidemiyolojik kanıtlara ve eksik biyolojik mekanizmalar anlayışına bağlıdır; bu da aşı kabulünü olumsuz etkilemiştir.” Ulan bu çalışmalar bebeklere yapılmadan yapılmalıydı ? Niye yapılmadı?
Bakın ne öneriyorlar ? “Olumsuz reaksiyonların biyolojik mekanizmalarının (nasıl ve kimde meydana geldiklerinin) belirlenmesi, daha güvenli aşılar geliştirmek, kontrendikasyonları genişleterek olumsuz reaksiyonları önlemek ve aşı olanlara gerçek olumsuz reaksiyonlar için adil bir şekilde tazminat ödemek açısından kritik öneme sahiptir.” Lafını edemiyorduk, meslekten men cezası kınama cezası alıyorduk. Sistemi böyle kurguladınız. Şimdi çalışma lazım diyorlar.
Kaynak: https://x.com/Ferhatarslandr/status/1811299343720206636
***
EK 19 (24.7.2024): FERHAT ARSLAN Belki anlamadınız. Anlatayım.
Hani bilim bilim diye diye beynimizi yediler ya o.(perasyon) çocukları!
Nerede ise hiçbir …nın plasebo kontrollü ve uzun süreli yan etki izlem çalışması yok.
Bir tane COVİD-19 görüyorsun onun 42 gün. Diğeri de Deng ama o da işe yaramıyor ve zaten sende yok.
Nasıl bilimlemişler değil mi?
E hadi iş çıktı pediatri cemiyetleri madem şimdi bir sürü Red veren aile var.
Şöyle ileriye dönük 5 yıl yaptıran ve yaptırmayan ailelerin çocuklarının tevatur edilen tüm hastalıklar açısından farkını ortaya koyunuz ve milleti tekrar ikna ediniz.
Buyurun Bilim vakti.
Amme hizmeti Hangi aşının kaç gün kaç ay süreli güvenlik verisi var aşağıdaki tabloda var. Artık en uzun süreye siz bakacaksınız. Kırmızı alan.
Kaynak: https://x.com/Ferhatarslandr/status/1815958635131932976
***
EK 20 (3.10.2024): SUZANNE HUMPHRİES Aşılar’ bir DOLANDIRICILIKTAN başka bir şey değildi. Hekim ve ‘İllüzyonları Çözmek’ kitabının ortak yazarı Dr. Suzanne Humphries, ‘aşıların’ bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan ölüm oranlarındaki düşüşlerden SORUMLU OLMADIĞINI açıklıyor. Hepsi bir yalandı.
Kaynak: https://x.com/liz_churchill10/status/1841497653005406701
***
Bu yazı bütün doktorlar tarafından dikkatle okunmalı, tıp fakültelerinde tartışılmalıdır.
Rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın, bu ülkenin en dürüst bilim adamlarından biriydi. İlaç firmaları gıda şirketleri ondan nefret ederlerdi çünkü halk adına konuşurdu. Onun şu sözünü tekrar hatırlatır hatırası önünde saygıyla eğilirim.
BELLİ BİR RİSK YOKSA 2 YAŞINA KADAR HİÇ AŞI YAPMAMAK EN İYİSİDİR.
Amerika’ da Supreme Court’ un aşıları dokunulmaz kılması da Avrupa Birliği Adalet Divanı’ nın aşılar hakkında şüpheyi bile kabul etmesi aynı şeyi gösterir. her iki karar birbirinin zıddıymış gibi görünebilir ama durum öyle değildir. Her iki karar da AŞILARIN CİDDİ RİSKİ Var demektir.
Nobel Ödülü de alarak mesleğinin zirvesine erişmiş olan bir bilim adamının bu açıklamasını çok önemli buluyorum. Montaigner gibi Joyeux da ucuz kahramanlıkla uzaktan yakından ilgisi olmayacak bu iki değerli şahsiyetin bu uyarılarının ilaç endüstrisine teslim olmamış bağımsız bilim adamları tarafından değerlendirileceğine inanıyorum. Bırakalım endüstri ve adamalrı yaygara yapmaya devam etsinler.
Halk sağlığını gözetenlerle çalıştıkları şirketin çıkarını gözetenlere iyi bir örnek
Bir viroloji yani virüs bilimi profesörünün üstelik de Nobel Ödülü kazanmış bir bilim adamının sözleri mutlaka ciddiye alınmalıdır.
Üne, şana, şöhrete gereksinimi olmayan bu çıkışını çok önemli buluyorum.
Buna ancak aşı ticaretinden kazanç sağlayanlar karşı çıkabilir.
Kızamık polio bahane yeni çıkacak aşılar şahane. yemezler efendiler.
Aşılar tartışılmasın diyenlerin maksadı halk sağlığını değil endüstrinin menfaatlerini kollamaktır. Bu sayede yeni aşıların tartışılmadan yaygın uygulanmasını amaçlıyorlar. Tıp yanlışlanabilir bir bilimdir.
Aşıları övenler okusunlar desem de faydası olmaz, hem okumazlar okusalar da anlamak istemezler. Onların beyinleri yıkanmıştır aşı da yapılsa artık düzelmezler
Ahmet Hoca’nın ölümüne aşıları savunanlara karşı kullandığı bilim yobazları tabirini çok beğeniyorum. Biz de kara cahil oluyoruz, ya da geri kafalı.