NEDİR BU KADINLARDAKİ “ERKEK DÜŞMANLIĞI” ALLAH AŞKINA?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
homonolosl

Kendimi son günlerde, bıçaklayarak öldürdüğü sevgilisinin üzerine kapanıp “Onu çok seviyordum” diye hıçkırarak ağlayan “çizgili tişörtlü adam” gibi hissediyorum.

Bendeki bu bir yazımla birdenbire ortaya çıkan sinsi-gizli kadın düşmanlığının sebeplerini düşünmeye başlıyorum.

Aklıma ilk önce okulum geliyor.

Ben 1973 “İstanbul Erkek Lisesi” mezunuyum. Birçok kişi okuluyla iftihar eder; ben de öyleyim. İstanbul Erkek Liseli olduğumu gururla söylerim.

Erkek lisesinde türlü-çeşitli “kazma”larla birlikte okumuş, gezmiş tozmuş, yatıp kalkmış olmak acaba beni etkilemiş olabilir mi?

Bir “erkek lisesi” olmasına rağmen okulumuza 1964 senesinden itibaren kızlar da alınmaya başlamıştı. Bizim dönemimizde kız öğrenciler de vardı ama bizim sınıfta yoktu. Kızlar sayıları az olduğu için C şubesinde toplanmışlardı. C’ lerde bizim o senelerde “Allahın çok şanslı kulları” olarak gördüğümüz az sayıda erkek öğrenci de bulunurdu.

Hâlbuki kızlar her üç sınıfa eşit şekilde dağıtılmış olsa idi bence çok daha doğru bir iş yapılmış olurdu.

Bendeki bu “kadın düşmanlığı” bu yüzden ortaya çıkmış olabilir mi?

Liseden sonraki eğitim ve çalışma hayatlarında da çok başarılı olan “erkek liseli kızların” bu “erkek lisesi” isminden o dönemlerde hiç rahatsız olduklarını hatırlamıyorum.

Bunlardan en iyi tanıdığım ise benden bir yaş küçük olan ve İstanbul Erkek Lisesi mezunlarından olan kız kardeşim Pembegül.

Bugün, bu kız arkadaşlarımıza lisenin adının değiştirilmesine ne dediklerini sorsak çoğunun bunu doğru bulmayacağını tahmin ediyorum. Bilmem yanılıyor muyum?

Okulun adı değiştirildi

Okulumuzun adı bizden sonra 1982’ de “İstanbul Lisesi” olarak değiştirildi.

Ben bu ismi sevmedim ve de hiç mi hiç alışamadım. Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın bu okul benim için ilelebet İstanbul Erkek Lisesi olarak kalacaktır.

Çok sevdiğim okulumun adından erkek kelimesinin atılması beni gizliden kinlendirmiş olabilir mi?

Lisenin adından erkek isminin atılmış olmasının kime ne faydası olmuştur ayrıca?

Okul marşımız da vardı

İçinde okulumuzun adının da İstanbul Erkek Lisesi olarak geçtiği bir marşımız “Sakarya Marşı” da vardı:

Uğrunda oymağı her zinde ferdi
Şanlı Sakarya’ ya candan söz verdi

Kar, fırtına, bora sükûn bulacak
Sana yıldırımlar selam duracak

Her yerde inlesin gürleyen sesi
İstanbul yıldızı Erkek Lisesi

Kar, fırtına, bora sükûn bulacak
Sana yıldırımlar selam duracak

Okulun marşındaki erkek kelimesinden de huylananlar var mıdır? Marştan erkek kelimesi çıkarılabilir mi? Yoksa marş hepten iptal mi edilmeli?

Lisenin vakfı ve derneği ne olacak?

Bizim bir de İELEV yani İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı ve İstanbul Erkek Liseliler Derneği’ miz var.

Bu vakıf ve derneklerdeki erkek kelimesinden rahatsız olanlar var mı, bunlardan erkek kelimesinin atılması için faaliyetler yürütülüyor mu?

Gelelim neticeye

BİR: Nedir bu kadınlardaki “erkek düşmanlığı” Allah aşkına?

İKİ: Biz kadınları çok sevmekten başka onlara ne kötülük ettik?

ÜÇ: Kadınlar cinsiyet ayrımcığı yaparak bizi üzmesinler lütfen.

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. YAPMAYIN ETMEYIN HOCAM – 28.06.2011 14:54
    Binlerce hayalleri kesilen,siddete ugrayan,tecavuz edilen,dayak yiyen,baska erkeklere para karsiligi satilan,ufacik cocuklara saldiran,akli uckurunda,esine hic destek olmayip onu bir esir gibi kullanan erkekler var oldukca biz kadinlar erkeklere i-na-na-ma-yiruzzzzz kuzu postuna burunmus kurt oldugunuz zaman istisnalar kaideyi bozmaz.nedir bu kadinlarin bu erkeklerden cektikleriiii:{{{{{{{{

  2. Sayın doktor bey, siz adı Kız Lisesi olan bir okuldan mezun olsaydınız yine aynı fikirde olur muydunuz merak ettim de… mesela şöyle derdiniz: Ben Ahmet Rasim “x Kız Lisesi” mezunuyum…
    Okulunuzun ismine olan duygusal bağlılığınıza bir şey diyemem ama biraz mantıklı düşünmek lazım dimi.

    Ayşe / 01 Temmuz 2011 01:51

  3. faik dedi ki:

    kadın dünyayı nasıl değiştiriyor;
    boynuna dört demir takıldı
    çankırı’ya beş mavzer atımı uzak,
    bir tepenin duldasına çakıldı.
    telefon direği oldu telli kavak.

    sonra füruğ ferruhzad; bir pencere, sadece bir pencere.

    charles bukowski, tezer özlü…..
    *
    feminizm ve can sıkıntısı.
    *
    bu melâlinden be-gâyet dostlar hâlüm harâb
    gerçi kim şerbet virüp perhîz umar eyler tabîb

    melâl-i devri göñülden refîk-i mey giderür
    velî dirîğ ki yokdur bu devr içinde refîk

    gözinden kan akıt kim cûybâr-ı feyz-i rahmetdür
    yine mâh-ı muharrem geldi eyyâm-ı melâletdür

    elverdi gam ü melâl rahm et
    geldi serime kelâl rahm et
    gufran buyurup adalet eyle
    ey hâlik-i zülcelâl rahm et

    yâ rab nefesüm bagla benüm cânum al
    tek görmeyeyüm ol âyinede jeng-i melâl

    bir nefes hem-dem olup def’-i melâl eyleyecek
    bulmadum dünyede câm-ı mey-i hamrâdan yig

Siz de yorumunuzu paylaşın: