BİONTECH AŞILARINI ÖNEREN PROFESÖRLER NEREDE?
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Yeniçağ’ da Tolga Şahin’ in yazısı:
Bundan tam üç buçuk sene önceydi.
Wuhan’dan dünyaya yayılan kabus, kısa sürede milyonlarca insanı öldürdü.
Salgını yenmek için kısa sürede girişilen aşı çalışmaları ise kimileri tarafından sert şekilde eleştirildi!
Bu eleştirileri getirenler kısa sürede aşı çalışmalarının yapılamayacağını, faz aşamalarının insanlar üzerinde denenerek yapıldığını öne sürdü!
Vatandaşa aşı olun diyen bilim insanları ise çoğunluktaydı!
Mesela Profesör Bingür Sönmez bunlardan biriydi!
Sönmez, “Ben aşı yaptırmam diyenler birer vatan hainidir. Onlara kız bile vermeyeceğiz” cümlelerini sarf etme hakkı görüyordu kendinde!
Hızını alamadı, “Aşı olmayanlar ne olacak? Hani köpeklere aşınız var mı diye söylüyordu, şimdi artık insanlara sorulacak. Pasaport alamayacaklar, uçağa binemeyecekler, toplu taşımaya giremeyecekler. Aşı olmayanlara yaşama şansı verilmeyecek” ifadelerini dahi kullandı!
Aşı olmayanlara köpek gibi soru sorulacak diyordu.
Aşılı mısın değil misin?
Salgın konusunda kararsız bir başka Profesör Mehmet Ceyhan ise önce “Sağlıklı insanların maske takmaya ihtiyacı yok” diyordu, devlet herkes maske takacak deyince “herkes takmalı” diye belirtiyordu!
Sanıyorum medyatik olma takıntısı olan Ceyhan, her dakika çıkıp bir açıklama yapıyordu!
Aşı bulunduğunda ise, birinci, ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü doz BİONTECH aşılarını öneriyordu insanlara!
Amerika’da yapılan bir araştırma ise, 30 yaş altı kişilerde kalp kası iltihabı yaptığını ortaya çıkardı Biontech ve Moderna aşılarının!
Sonuç sonrası ise aşıların üzerine miyokardit (kalp kası iltihabı) uyarısı ekleneceği belirtildi!
Demek ki aşıların yan etkisi olabiliyordu!
Demek ki erken dönemlerde uyarıda bulunan insanlar haklıydı!
Neyse devam edelim!
Tabii bu aşıları yaptırırken Türkiye’de bir onam formu imzalatıldı insanlara ZORLA RIZA FORMU diyorum ben buna!
mRNA teknolojisiyle üretilen bu aşıların yan etkilerine karşı firma sorumluluğu üzerinden atıyor, vatandaşa yüklüyordu sorumluluğu!
Aslında tek başına bu uygulama bile kuşku uyandırıcıydı ama insanlar diğer tarafta aşı olmazlarsa ÖLÜMLE tehdit ediliyorlardı!
YA AŞI OLURSUNUZ YA ÖLÜRSÜNÜZ!
Aşılar sonrası ise artan kalp krizi vakaları şüpheleri artırdı!
Aslında yapılacak şey çok basitti!
Kalp krizi sonucu vefat edenlerin kaçı aşılıydı?
Bu konuda bir istatistik yayınlamak basitti ancak hükümetler buna yanaşmadı pek?
Aşı savunucuları, covid-19’un kalp kası iltihabı, kalp krizi yarattığını savundu!
Bu arada ne oldu dersiniz?
Aşının mucitleri Uğur Şahin ve Özlem Türeci, Almanya’nın en zenginleri listesinde 8.sıraya yükselirken dünyanın da sayılı zenginleri arasında yerlerini aldı!
Kalpte ritim bozukluğu ve bilinç bulanıklığı nedeniyle Almanya’da açılan davalar sonucunda ise, Alman hükümeti mağdurlara tazminat ödemeye başladı.
Ayrıca Biontech’e açılan davalar nedeniyle Uğur Şahin hakim karşısına çıkacak!
Türkiye’de ise aşı savunucusu koca koca profesörler tüm gelişmelere rağmen halen “Biontech’in kalıcı yan etkisi yok, yalan söylüyorlar” diye ortalıkta geziyor!
Üstüne üstelik bir de çıkıp “Yargı yoluna başvurun” diye akıl veriyor insanlara!
Bakalım yargı sonuçları ne olacak?
Çıkıp bu aşıyı vatandaşa öneren koca koca Profesörler ne diyecek?
Hep beraber göreceğiz…
Kaynak: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/biontech-asilarini-oneren-profesorler-nerede-676460h.htm
***
EK 1 (16.6.2023): ARSLAN BULUT
“MRNA UYGULAMASI YASAKLANMALIDIR”
Bilimsel görüşleriyle her biri çok değerli olan tıp doktorları, hocalarımız Haluk Vahaboğlu, Fatih Ali Canlı, Ahmet Rasim Küçükusta, Korcan Ayata, Gülümser Heper, Özcan Yücel ve Neva Çiftçioğlu Banes, “covid mRNA aşısı olarak tanıtılan lnp-spike-mRNA uygulaması yasaklanmalıdır” başlıklı bir deklarasyon yayınladı ve http://www.spikeyasaklanmalidir.com.tr/ adresinden de imza kampanyası başlattı.
Deklarasyon şöyle:
“2019 yılı Ekim-Aralık ayları arasında Çin’in Wuhan kentine bırakılan SARS-CoV-2 (SARS2) virüsü Covid-19 (C19) pandemisine sebep oldu. 2020 yılının ilk yarısında Moderna ve Pfizer-Biontech firmaları ‘C19’a karşı LNP-spike-mRNA aşısı’ yaptıklarını ilan ettiler.
‘Aşı’ olarak lanse edilen bu uygulama, SARS2 virüsüne ait spike proteinini kodlayan genetik yapının insan hücrelerine sokulmasıdır. Yani aslında bir gen transfeksiyonudur.
LNP-spike-mRNA transfeksiyonu güvenlik testleri yapılmadan ve etkinliği kanıtlanmadan acil kullanım onayı (AKO) denilen daha önce görülmemiş, güvenlik ve etkinlik testleri tamamlanmadan verilen bir onayla birçok ülkede insanlara yaygın olarak uygulandı.
LNP-spike-mRNA transfeksiyonu insanların kanında haftalarca yabancı genetik elemanların dolaşmasına ve bu genetik materyallerin tüm vücuda dağılmasına sebep olmaktadır.
Vücuda dağılan spike-mRNA transfekte ettiği dokularda aylarca toksik spike/spike-like proteinlerin üretilmesine sebep olmaktadır.
Sağlıklı insanlara gen transfeksiyonu yapılmasının anayasa ve yasalarımızda dayanağı yoktur
Covid-19 hastalığını ve bulaşmayı engelleyemeyen, pandeminin seyrini değiştirmeyen
İnsan sağlığı için çok büyük sakıncaları olan
LNP-spike-mRNA transfeksiyonu yasaklanmalıdır.”
Kaynak: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/kimliksiz-milliyetcilik-676947h.htm
***
EK 2 (16.6.2023): Akif Beki- Aşı komploları masum değil
Karantinası, maskesi, aşısıyla korona salgını; büyük bir tiyatroymuş. Aşı karşıtları, bunda hemfikir.
Gizli güçler, bizi niye mi kandırıyormuş?
Kimine göre, kendi halindeki insanlara çaktırmadan takip çipi takmak için.
Kimine göre, yoksul halkları kısırlaştırıp çoğalmalarını ve Batı’ya yük olmalarını engellemek için.
Kimine göre ise dünya nüfusunu kimse fark etmeden azaltmak, üçte bire düşürerek zengin Batı’yı rahat ettirmek için.
Ama en çok aşılananlar, yoksul toplumlar olmadı; zengin Batı toplumları oldu.
Kimi Batılı komploculara göre, asıl hedef kendileri zaten.
Batı, bundan mı aşıyı önce kendilerine vurdu?
Yok, onlarınki yalandanmış. Fakirleri ikna etmek için.
Fakirlerin kökünü kazımaya çalışmakla suçlananların en ünlüsü, Bill Gates. Çünkü fakirler de aşı olabilsin diye milyar dolarlar bağışlıyor.
Peki dünya nüfusu, üçte bire düştü mü? Fakirler kısırlaştırıldı, soyları kurutuldu mu? Ümraniye’deki emmioğluna çipi takıldı da artık aldığı her nefesten ABD haberdar mı?
Öyle ya; virüs ve aşı, korkunç paralar harcanan bir küresel operasyonduysa sonuç ne oldu?
Yanlış bilmiyorsam üç kollu, beş kulaklı ucubeler doğmadı.
Görev başarılsa aşı karşıtları, şimdi öbür dünyadan konuşuyor olurdu.
Fakat hayır, sesleri yine yükseliyor, haklı çıktıklarını bile söylüyorlar.
Ulbrich, aşı karşıtlığıyla meşhur bir Alman avukat. Bizdeki Abdurrahman Dilipak veya Fatih Erbakan gibi.
“Bill Gates, Alman nüfusunu 27 milyona düşürmek için aşıları biyolojik silah olarak kullanıyor” iddiasındaydı. Hatta AİDS bulaştırıyormuş.
Demek hem virüs hem aşı saldırısı başarısız olmuş ki Almanya’nın nüfusu eksilmedi, Ulbrich dahi yerinde duruyor.
Ama rahat durmuyor; Ulbrich’in hukuk firması, 250 müvekkil adına Biontech’e dava açtı. Aşıların yan etkilerinden dolayı tazminat istiyorlar.
Başka bir hukuk firmasında da 100 şikayet varmış.
Almanya’daki aşı davalarının hepsi buymuş, 350 dosya. Öne çıkan yan etki şikayeti de öyle kalp krizi filan değil.
Oysa Almanya’da 64 milyon, dünyadaysa yaklaşık 1 buçuk milyar insan aşılandı.
Yine de 350 dava sanki sonuçlanmış, aşıların yan etkisi de kanıtlanmış, kalp krizinden öldürüyormuş gibi esip gürlemelerden geçilmiyor.
Aşı paranoyası, bu haberle tekrar hortladı. “Biz demiştik, bak gördünüz mü” tafraları satanlara, mutlaka rastlıyorsunuzdur. Aşıya düşmanlık, palazlanıyor.
Enfeksiyon uzmanlarına kulak verirseniz; Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bilimsel rakamlarla yalanladı.
Araştırılmış; kalp hastalıkları, aşısızlarda yüzde 44 kat daha fazla. Ölüm vakaları da aşısızlar arasında 10 kat daha çokmuş.
Prof. Ceyhan, “yalan söylüyorlar” diyor. Ama gel de aşı karşıtlarına anlat; nal diyor, mıh demiyorlar.
Twitter’da Dilipak, “daha önce aşıyı savunan ve şimdi kirli oyunun farkına varan doktorlar” arıyordu. “Bir cinayetin suç ortağı olup, itirafçı olarak kendi vicdanında beraat etmek isteyen sağlıkçılar, hakim ve savcılar”ı göreve çağırıyordu.
Şakası yok, komplo teorilerine inandırılanların sağlığıyla oynanıyor. Bilerek ya da bilmeyerek. Daha kirli oyun ne olabilir?
Umarım, tehlike bunla kalır da dolduruşa gelenlerden yerli bir seri bombacı çıkmaz.
NOT: ‘Seri bombacı’, “Unabomber” lâkaplı ABD’li Ted Kaczynski’ye göndermedir. ‘İnsanlığa felaket getirdi’ diye teknolojiye düşmandı.
Aklını kaçırmış ya da komplolarla bozmuş bir Harvard’lı dâhiden söz ediyoruz.
1996’da yakalanana dek 18 yıl ormandaki kulübesinde saklandı, teknolojinin kötülüğünü göstermek için gönderdiği bombalarla 3 kişiyi katletti, onlarcasını yaraladı…
Yıllarca terör estirdi, topluma korku saldı. Ve 6 gün önce 81 yaşında, cezaevinde öldü.
Komplolar tekin değildir, ateşle oynamak gibi.
Kaynak: https://www.karar.com/yazarlar/akif-beki/asi-komplolari-masum-degil-1596746
***
Bugün Hoca Ahmed Rasim kendini gazeteci zanneden bir arkadaşı fena benzetdi.
Ek 2’de de o familyadan birisi daha var, ya hiç okumuyor veya aşı mutemetliği yapıyor.
Bak değerli kardeşim; Pfizer’s “Secret” Report on the Covid Vaccine. Beyond Manslaughter. The Evidence is Overwhelming. The Vaccine Should Be Immediately Withdrawn Worldwide’
https://www.globalresearch.ca/video-pfizers-secret-report-on-the-covid-vaccine-beyond-manslaughter-the-evidence-is-overwhelming-the-vaccine-should-be-immediately-withdrawn-worldwide/5780561
Akif Bey, bir program yapalım. Siz iki aşı savunucusu uzman getirin. Ben de buna karşıt görüşleri olan iki uzman getireyim, insanlar da dinlesin. Siz bu işe taraf olmayın; çünkü yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla, bu alanda hiç araştırma yapmamışsınız