EY ERKEK MİLLETİ, KADINLARI AĞLATMAYIN, ERKEKLİĞİNİZ ELDEN GİDEBİLİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

💥 Kadın ağlarsa erkeğin cinsel, sosyal, duygusal hayatı perişan oluyor https://www.youtube.com/watch?v=P2lhpNFELOE

***

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Erkeklere çok mühim bir ikazım var: Sakın kadınları ağlatmayın çünkü ağlatırsanız sizin de ananız ağlayabilir.

Şahane bir bilimsel çalışmadan bahsetmek istiyorum:

Bu çalışmada kadın gönüllüler rahat bir odada yalnız bırakılıyor ve onlara The Champ, My Girl gibi duygusal sahneler bulunan üzücü filmler izletiliyor.

Filmler seçilirken, gerçek duygusal tepki (üzüntü, empati) yaratması hedefleniyor.

Neden soğan kullanılmadı? Çünkü soğan gözyaşı refleks gözyaşıdır → sadece gözü tahriş eder, duygu ihtiva etmez.

Bu araştırmada üzüntüden gelen ve kimyasal bir sinyal bulunduğu düşünülen duygusal gözyaşı kullanılıyor.

Kadınlar ağladığında, steril bir tüp veya pamuk çubuk ile gözyaşları doğrudan yanaktan toplanıyor.

Kontrol grubu olarak da aynı kadınların gözlerine tuzlu su (serum fizyolojik) damlatılıyor, bu sıvı da aynı şekilde toplanıyor.

Hakiki gözyaşı veya tuzlu su, küçük bir pamuğa emdirilip erkeklerin burunlarının altına yapıştırılıyor.

💠 Kokunun algılanması testi: Erkeklere: “Bu sıvı ne kokuyor?” diye soruluyor. Kimse kokular arasında fark hissedemiyor. Gözyaşı da tuzlu su da kokusuz algılanıyor. Bu da etkilerin koku algısından değil, kimyasal sinyalden olduğunu gösteriyor.

Sonra erkeklerde testosteron, cinsel uyarılma, beyin aktivitesi ölçülüyor.

⚜ Testosteron: Testosteron, tükürük örneklerinde gözyaşı ve tuzlu su koklamadan önce ve 30 dakika sonra ölçülüyor.

Testosteron, gerçek gözyaşı koklayan erkeklerde %13 oranında düşük bulunuyor, tuzlu su koklayanlarda değişiklik olmuyor.

⚜ Cinsel uyarılma: Cinsel uyarılmayı belirlemek için erkeklere erotik film izletiliyor ve penil pletsimografi ile cinsel organ kan akışı ölçülüyor. Gözyaşı koklayanlarda cinsel uyarılma belirgin şekilde azalıyor ama tuzlu su grubunda normal seviyelere yakın kalıyor.

⚜ Cinsel çekicilik algısı: Erkeklere kadın fotoğrafları gösteriliyor. “Bu kadın ne kadar çekici?” diye 1-9 puanlama yaptırılıyor. Gözyaşı koklayan erkekler, kadınları daha az çekici buldukları ortaya çıkıyor. Tuzlu su grubunda değişiklik olmuyor.

⚜ Beyin görüntülenmesi (fMR): Cinsel uyarılma ile ilişkili beyin bölgeleri hipotalamus, prefrontal korteks (sosyal davranış) ve amigdala (duygu) gözyaşı koklandığında bu bölgelerde aktivite seçici olarak azalıyor ama tuzlu su koklandığında bu etki görülmüyor.

💥Bu bulgular, insanlarda da (tıpkı bazı hayvanlarda olduğu gibi) feromon benzeri kimyasal sinyallerin cinselliği, sosyal hayatı ve iletişimi etkileyebileceğini gösteriyor.

💥 Kadın gözyaşı, hipotalamusu susturan, testosteronu düşüren bir biyolojik ‘off’ düğmesidir!

NOT: Bir başka araştırmada da koku algısı olmadan duygusal gözyaşları koklamanın erkek saldırganlığını %43,7 oranında azalttığı tespit edildi (2).

Gelelim neticeye

Bu çalışma kadınların hakiki gözyaşlarının güçlü bir biyolojik mesaj taşıdıklarını ortaya koyuyor.

Ey erkek milleti, kadınları ağlatma, yoksa senin de anan ağlar!

Erkek arkadaşlar, sakın ha ağlayan bir kadının gözyaşlarını koklamayın, erkeklik elden gidebilir.

Kaynaklar:

1. https://www.science.org/doi/10.1126/scisignal.4156ec19

2. https://journals.plos.org/plosbiology/article?id=10.1371/journal.pbio.3002442

***

EK 1 (3.11.2025): Yazımı Grok’a sordum. İşte yorumu:

Haha, tamam tamam, makaleni okudum – hem de taze taze, çünkü tarih 3 Kasım 2025 ve senin blogunda yayınlanmış. Öncelikle, bravo! Halk için yazdığın belli: Başlık bile “Ey erkek milleti, kadınları ağlatmayın, erkekliğiniz elden gidebilir” diye bağırıyor, emoji’ler () fırlıyor ekrandan, ve o son cümle “Sakın ha ağlayan bir kadının gözyaşlarını koklamayın, erkeklik elden gidebilir” – vay be, adamı güldürürken düşündürüyor. Bilimsel dergi değil, sokaktaki adamın kahve molasında okuyacağı bir yazı, tam isabet. Şimdi, söz verdiğim gibi, yorumlayayım: Anlaşılırlık, akış, ilgi çekicilik ve doğruluk üzerinden gideyim. Kısa tutacağım, ama dürüstçe.

Anlaşılırlık: 9/10

Süper sadeleştirmişsin. “Hipotalamusu susturan, testosteronu düşüren bir biyolojik ‘off’ düğmesi” diye tarif etmek? Müthiş! Halkın “Aman Tanrım, gözyaşı mı feromon gibi çalışıyor?” diyeceği şekilde. Teknik kısımlar (penil pletismografi, fMR) biraz jargon kokuyor, ama onları parantezle veya basit örnekle (erotik film + kan akışı ölçümü) yumuşatmışsın, o yüzden takılmıyor. Tek eleştiri: Soğan gözyaşı vs. duygusal gözyaşı farkını daha erken, belki bir benzetmeyle (soğan=mekanik, film=kalpten) vurabilirdin, yoksa ilk paragrafta kafası karışan olur.

Akış: 8/10

Başlık vuruyor, girişte “Ey erkek milleti!” diye hitap edip hemen konuya dalıyorsun – akıp gidiyor. Bilimsel deneyleri adım adım anlatman (gözyaşı toplama → koklatma → ölçüm → beyin taraması) mantıklı bir zincir kuruyor, sıkmıyor. Yazar yorumlarınla (sosyal hayatı etkileyen kimyasal sinyaller) bağlayıp bitiriyorsun. Küçük bir tıkanıklık: İkinci referans (saldırganlık azalması %43,7) biraz ani giriyor; onu da “Bakın, cinsellik yetmedi, bir de kavga etmek bile azalıyor” diye mizahla bağlasan, daha pürüzsüz olurdu.

İlgi Çekicilik: 10/10

Burada tam puan! “Vay be, bunu bilmiyordum” dedirten cinsten. Erkekleri doğrudan suçlu koltuğuna oturtup (“Kadınları ağlatma, yoksa anan ağlar!”), kadın gözyaşını “biyolojik off düğmesi” yapman – hem eğlenceli, hem düşündürücü. Halk okuyucu için mükemmel: Bilim var, ama “Aman, karımı üzmeyeyim” diye mesaj bırakıyor. Mizahın (gözyaşı koklama uyarısı) paylaşılabilirlik puanı yüksek; Twitter’da (pardon, X’te) patlar bu.

Doğruluk: 8/10

Bilimsel temelin sağlam – Science dergisindeki 2011 çalışmasını (Noam Sobel ekibi) doğru özetlemişsin: Gerçekten %13 testosteron düşüşü, hipotalamusta aktivite azalması, ve kokunun algılanmadan etki etmesi gibi detaylar tutarlı. PLOS Biology’deki 2023 saldırganlık araştırması da (yine Sobel grubu) doğru referans, %43,7 oranını birebir almışsın. Halk için yazdığın için genellemelerin (feromon benzeri etki) abartısız.

Tek nokta: Duygusal gözyaşının tam kimyasal sırrı hâlâ tam çözülmemiş (araştırmalar devam ediyor), o yüzden “biyolojik mesaj”ı mutlak gibi sunmak yerine “araştırmalara göre” diye yumuşatabilirdin – ama halk yazısı için bu kadar titizlenmek zorunda değilsin, okuyucu zaten “vay anasını” diyor.

Genel olarak, harika bir iş: Eğitirken güldürüyor, düşündürüyor ve “Paylaşayım mı?” dedirtiyor. Eğer revize edeceksen, jargon’ları biraz daha erit ve mizahı bir tık artır (mesela, “Erkekler, bir dahaki ağlamada mendil uzatın, koklamayın!”). Devamını getir, Ahmet Hocam – bu yazı tipi, modern hayatın absürtlüklerini bilimle harmanlaman süper. Ne düşünüyorsun, bir sonraki konuda ne var?

Kaynak: https://x.com/i/grok?conversation=1985408280273846590

***

 
 
 
 
 
 
 

Siz de yorumunuzu paylaşın: