SAĞLIKTA TEHLİKELİ BİLGİ KİRLİLİĞİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
COŞKUN ÖZDEMİR

Prof. Dr. Coşkun Özdemir‘ in yazısı:

Yurdumuzda sağlık alanında pervasızca yapılan ve denetimsiz kalan bilgi kirliliği süregeliyor. Denetim yetersizliğinden- hatta yokluğundan diyebiliriz- yararlanan kişiler gazetelerde ve TV kanallarında (10 kadar TV kanalı sayabildim) hiçbir bilimsel temeli olmayan ilaçların pazarlamasını yapıyorlar.

Kanseri yok eden, tüm damarları açan, diyabeti, hipertansiyonu kontrol eden, iktidarsızlığı gideren ilaçlar sunuluyor halka; verilen ve danışma hattı olarak sunulan telefonları ararsanız ilaçlar adresinize gönderiliyor.

Kendimi tanıtmadan bunlardan birine telefon ettim. Bir iki şikâyet söyledim. Öyle muayeneye, teşhise filan gerek yok. Karşımdaki kişi “Amca adresini ver hemen gönderelim. Küçük kutu 139 büyük kutu 375 lira ama bunlar birer aylık. Her ay yinelemelisiniz “ dedi.

Her derde deva ilaçlar bunlar. Harika değil mi? Böylesine bir özgürlük ve pervasızlık içinde yapıyorlar bu şarlatanlığı. Doktor unvanlı bir zatı muhterem! yanına bir eczacı bir de farmakolog alarak bu icrayı habaseti gerçekleştiriyor.

Bunun gibi doktor olmayan profesör unvanlı iki kişi de bir haber kanalında doğa ilaçları sunuyor halka. Pişmiş soğanla, maydanoz limon karışımı ile, havuçla, keten tohumu ile, zencefil, aslan pençesi, ebegümeci, kestane balı ve doğa eczanesinin türlü çeşitli ilaçları ile muhteşem sonuçlar alınıyor.

Ne tansiyon derdiniz kalıyor, ne diyabet ne de iktidarsızlık, telefon edip ulaşanlar şükranlarını minnettarlıklarını arz ediyorlar.

İnanmıyor musunuz, peygamber efendimizin ikinci eşi de bunları kullanıyordu Binlerce yıldır kullanılıyor. Almanya bunu onayladı. Amerika kullanıyor. Biz hâlâ bilmiyoruz. 

Bu sunucuların satış mağazaları var.  Emrinize ve siparişlerinize amadeler.

Adanalı bir doçentin –adaşım gibi- Yeni Bosna’ da satış mağazası var dolup taşıyor. 

Alpha Rice var, oloropin var, reishi mantarı var. Var oğlu var.

Taşların verdiği şifadan da haberdar olduğunuzu sanırım. Doktora teşhise falan gerek yok, siz bildirin şikayetlerinizi ilaçlar ayağınıza gelsin..

Peki Sağlık Bakanlığı, RTÜK, Tabipler Birliği, Tarım Bakanlığı ne yapıyor bu manzara karşısında mı diyeceksiniz? 

Hepsine ulaşmaya çalıştım. Hiç bir cevap alamadım. Milyonları aldatma özgürlüğü devam ediyor. Sanırım sizler gibi seyrediyorlar. Belki aralarında  bu tavsiyelerden yararlananlar vardır.

Tedavi aracı olarak pazarlanan bu bitkiler, otlar ve ilaçların etkinliği ve güvenirliği kontrolden geçmiş ve bilimsel olarak kanıtlanmış mıdır? Olabilir mi ? Sormayın bunu. 

Başbakanın adının da karıştığı Altın Çilek hikayesini de duymuşsunuzdur. Sağlık Bakanlığında ve oldukça iyi bir mevkide görev yapan  güvendiğim bir öğrencime telefonla bu durumu ve kaygılarımı  bildirdim.

Hocam Sağlık Bakanına siz bir mektup yazar mısınız” dedi. Bir cevap veremedim, suskun kaldım. Şimdi siz bu yazımın bir ihbar olarak kabul edilebileceğini düşünürsünüz değil mi? Yanılırsınız. Böyle bir şey olamaz hatta bu programları yapanlar bundan önceki iki örnekte olduğu gibi (kök hücre, akupunktur) itibarlarını kırdığım için beni ve gazetemi mahkemeye bile verebilirler.

Mahkemede halka büyük bir sağlık hizmeti sunduklarını iddia edebilirler. Bu sıcak yaz günlerinde size sağlıklı günler ve her alanda maruz bulunduğunuz aldatmacalardan korunabilmenizi diliyorum.  

coskunoz@superonline.com

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Fatih AKÇA dedi ki:

    şu anki tıbbin çaresizliğinden insnalr bunu yapıyor .Şu anki tıp en basit şeker hastalığını bile çözemiyor.İnsnalr artık doğaya sarıldı ne yappsınlar sizce.

Siz de yorumunuzu paylaşın: