DOKTORLAR BAYİ TOPLANTILARINDAN NASIL KURTARILABİLİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
plaş

 

Senelerdir bilgiye ulaşmanın yollarının değiştiğini, tıp kongrelerinin bayi toplantısı’ ndan başka bir şey olmadığını söyler dururum.

Bazı meslekdaşlarımın  bu “acı gerçeğin” farkına bile varmayan “figüranlar” olduklarını, bazılarının ise bile bile ve  hatta seve seve bu “oyunda rol aldıklarını” ve hallerinden pek de memnun olduklarını görür üzülürüm.  

İşin özeti şudur ki tıp kongreleri, ilaç endüstrisinin doktorları “acımasızca” kullandıkları “ahlâk dışı toplantılar” dan başka bir şey değildir ve dünya tıbbının bu rezillikten bir an önce kurtulması şarttır.

Bir savcı veya hâkimin, polis memurunun, tapu müdürünün veya herhangi bir memurun yerine göre birkaç bin lira, yerine göre birkaç bin dolar harcanarak bir toplantı veya kongreye götürülmesi, hediyelere boğulması mümkün olmadığına göre aynı durumun devlet memuru olan doktorlar için de geçerli olması icap etmez mi?

İlaç şirketleri tek hedefleri daha fazla ilaç, aşı, tıbbi ürün satmak olan kâr amaçlı kuruluşlardır, karşılıksız yardım yapan iyilik kurumları değildir.

Şirketlerin kongre adı alında yaptıkları pazarlama oyununa gelmeyelim.

***

www.medimagazin.com’ da okuduğum “Doktorlar sanal konferansa yöneldi” başlıklı haber doktorların sanal konferanslar aracılığıyla bilgiye nasıl ulaşabileceklerini gösteren çok iyi bir örnek.

İşte o haber ve haberin altında Op. Dr. Cevdet Tokat’ ın fazla söze gerek bırakmayan harika yorumu.

Sürekli gelişen tıp dünyasının hiç bitmeyen eğitim ihtiyacının önündeki engeller internet üzerinden yayınlanan canlı konferanslarla sona eriyor. Türkiye’nin her yerinden yüzlerce doktoru bir araya getirmek için gereken organizasyon, zaman kaybı ve maliyet hesabı yapan doktorlar, istediği uzmanlık alanındaki konferanslara ücretsiz ve bir bilgisayarla ulaşacak. İnternetin olduğu her yerden ulaşma imkanı bulunan canlı konferanslar tıp dünyasının gelişen yeni eğitim aracı olmaya aday.

Aynen bir konferans salonunda katılımcı havasında gerçekleşen sanal konferansta, koltuk seçmeden diğer katılımcılarla sohbet etmeye, yapılan sunuma anında ulaşabilmekten, tıp dünyasıyla ilgili yeni yayınları izlemeye kadar tüm imkanlar sunuluyor. Ayrıca katılımcılar, görüntülüve sesli olarak konferansa bağlanarak sorularını yöneltebiliyor.

Binlerce doktorun katıldığı, Prof. Dr. Kerim Güler’den “Kardiyovasküler Risklerden Korunma”, Prof. Dr. Necla Tülek’ten“Cerrahi Dışı Antimikrobiyal Profilaksi”, Prof. Dr. Hamdi Akan’dan “Klinik Araştırmalarda Metodoloji”, Doç. Dr. Rahmet Güner’den “El Hijyeni”, YardımcıDoç. Dr. Fatma Nurhayat Bayazıt’tan “Nötropenik/İmmünsüprese Hastalardaİnfeksiyon Kontrolü” gibi çok sayıda konferans konferans Tihudum, Hiderim ve İnfeksiyonDünyası’nda yapıldı.

Henüz iki aydır yapılan canlı konferanslar doktorlardan büyük ilgi gördü. Doktorların yoğun talebiyle canlı konferanslarınbir aylık programı doldu.

Canlı konferanslarda bu ay Prof. Dr. Erdal Akalın, Prof. Dr. İsmail Balık, Prof. Dr.İhsan Ertenli, Prof. Dr. Yunus Erdem, Doç. Dr. Rüştü Serter, Prof. Dr. Dilek Arman gibi alanlarında ünlü hocalar, “Hepatit C’de Güncel Tedavi”, “Tularemi”,“21. Yüzyılda İnfeksiyon Hastalıkları”, “Kronik Hastalıkların Yönetimi”, “Gut Hastalığı ve Tedavisi”, “İnhaler Kolistin Kullanımı”, “Diyabette Güncel Tedavi”, “Hipertansiyona Yaklaşım” gibi pek çok konferanslar verecek.

Op. Dr. Cevdet Tokat’ ın yorumu:

“Şahsen ben genel cerrah olarak sponsor bulamadığımdan maliyeti 2000-3000 tl civarında olan kongrelere katılamıyorum. Göğüs hastalıkları uzmanı arkadaşlar ”fıs fıs”ları sayesinde, kardiyolog arkadaşlar kolesterol ilaçları sayesinde okyanus ötelerde o ülke senin bu ülke benim diyerek kongrelere giderken biz genel cerrahlar yurtiçi kongrelere bile gidemiyoruz. Kongreleri Türk cerrahi sitesinden izliyorum.”

Yazı için 26 yorum yapılmış:

  1. KONGRELER ÇÖZÜM ÜRETMELİ

    Bayi toplantısı denilen kongreler, küresel sistemin geleneklerinden biridir. Bilimsel kongrelerde veya onların keşfettiği internette, hepsini sunmadıkları kısıtlı bilgiye muhtacız. Dünyanın öbür ucuna kadar bu sistemi kuran bizler değiliz, biz sadece misafir ve seyirciyiz. Bizim ülke insanı olarak sağlıktan ekonomiye, bilimden teknolojiye düzenlenen kongrelere gidecek ne paramız var ne de onlara sunacak bilgi ve teknolojimiz. Her şey küresel yapı tarafından düzenlenir ve orada içeceğiniz bir bardak suya kadar her şey bu yapı tarafından ödenir. Çünkü büyüklerimiz bunun için bize para vermez, veremez. Bunda bir kötülük yoktur. Çünkü bilim ve teknoloji yoksa, borç sorunu vardır.

    Bizler planlanan tiyatronun sadece seyircisiyiz o kadar. Öğrendiğiniz, seyrettiğiniz her şey onların sunduğu bilgidir. Kongrelerin programından konuşmacılara kadar her şey bir orkestra titizliğinde hazırlanır. Parayı veren düdüğü çalar, siz de zevkle dinler ve seyredersiniz. Bu da kötü bir şey değildir. Büyükleriniz dahil herkes küresel yapının parçası olmak için can atıyor ve bu gayeyi hedef olarak gösteriyorsa, doğru yerdesiniz. Sizin tavaf ettiğiniz kongreler, küresel sistemin tapınaklarıdır. Burada öğrendiklerinizi bir daha ki kongreye kadar ezber edersiniz. Çünkü bilim ve teknoloji üretmekten acizsiniz. Neskafeden aşıya…Sarımsağı bile Çin’den ithal ederken biz neyi tartışıyoruz?

    Kendi yaşamsal sorunlarımızı çözmeye yönelik araştırmalar yapamıyoruz. Patent, proje ve teknolojiye dönüşmeyen kopya ve üfürükten araştırmaları kongrelerde sunum yapsanız ne olur yapmasanız ne olur? Bu yüzden 5 yıldızlı otel ve tatil köylerinde yapılan bilimsel kongreler, bilim dünyamızın ağır maluliyetine çözüm bulamıyor. Bu yüzden kötü kader yakamızı bırakmıyor. Bu yüzden her çeşit sosyal ve bedensel hastalıklardan telef oluyoruz. Bu yüzden her çeşit kriz bizim kaderimiz olmuş.

    Bilimsel yayın kalitesi yönünden 1981 – 1999 yılları arasında en çok atıf alan araştırmacı sayısı: İsrail için 44, İngiltere için 350, ABD için 3572 iken ülkemiz için maalesef sadece bir kişi. Bilimsel araştırmaların teknolojiye aktarılması ve teknolojik gelişmenin doğrudan ölçüsü olan milyon kişiye düşen patent sayısı ise ülkemiz için ne yazık ki sıfır. Yeni rakamlar da farklı değil. 27 bin makale basılıyor, patent sayısı 85. Buna Zihn-i sinir projeleri de dahil. İsrail’de 4 bin civarında makale basılıyor, patent sayısı 1.500. Gelişmiş ülkelere göre alınan patent ve proje sayısı ile bilimsel araştırmaların teknolojik üretime dönüşme oranı bile bilim dünyamızın ne kadar kısır olduğunu gösteriyor.

    Ülkemizin sorunlarını çözen, kötü kaderini değiştiren düşünce, bilgi, araştırma ve projeler üretemiyoruz. Teknoloji üretemeyen, yaşamsal sorunlarımızı çözemeyen bilimsel anlayışımız ne işe yarıyor? Başkalarının ekmeğine yağ süren araştırmaların bize ne faydası var? Sadece makale yayınlamakla, atıf almakla, kongrelerde sunum yapmakla sorunlarımız çözülmüyor. Nerede kendi sorunlarımızı çözen araştırmalar? Nerede kendimizin ürettiği teknolojiler? Nerede projeler? Nerede patentler? ABD’ de geçtiğimiz yıl 600.000 patent başvurusunun 100.000 ‘i patent alırken, bizler komik bir şekilde parmaklarımızı sayıyoruz.

    Kongrelerin hiç mi faydası yok? tabii ki var. Bilim ve teknolojide çağ atlamamız, bu hastalıklı yapıya çözüm arayan kongreler yoluyla olacaktır. Bu amacın dışında ingilizce sunum yapsanız ne olur, poster taksanız ne olur? Şimdiye kadar yaptıkta ne oldu? Kongrelerin havası, ‘biz niye bilim ve teknoloji de nal topluyoruz, nasıl lider olabiliriz’ motivasyonu yaratırsa yararlı olur. Bu hava uçmanızı sağlayabilir.

    ‘Bilim ve Teknoloji Merkezi’ kurmak için hemen kolları sıvayıp kamuoyu yaratmalıyız. Gereksiz tartışmalara son verip bu hedefe ulaşmak için çalışalım, bunun için kongreler yapalım. Başka türlü uçamayız. Sizin cep telefonundan aşıya pazar olmaktan çıkıp pazarlar bulmanız için, güçlü ülke olmanız gerekir. Güç, narsizmle olmaz, narsizm hastalıktır. Güç, bilim ve teknoloji üretmekle olur. Tükettiğimizle değil, ürettiğimizle övünelim.

  2. Mustafa Torun dedi ki:

    Ülkemizin sağlık koşullarını,buyurgan küresel anamalcı yapılanmadan soyutlayamayız..Sağlıkta herşey alınıp satılan bir meta halini almıştır.Doktor-hasta,tıp öğrencisi-öğretim üyesi,öğretim üyesi-ilaç pazarcısı ilişkisi pazarlanabilir bir hale geçmiş olup,bu durum sanki bilinmiyor diye yutturulmaktadır..çok önceleri hocamız(ışıklar içinde yatsın)NUSRET FİŞEK geleceği bize söylemişti.Hocamızın göznuru 224 sayılı Koruyucu Hekimlik yasasından bugün bahsetmek bile ayıplanmaktadır…yazıkki ne yazık!…Bizlere kongrelerde eğitim değil ezberler dayatılıyor..Ülkemizin somut sağlık sorunları gündeme bile gelmiyor..Bence İnternet seçeneği iyi kullanılmazsa zamanla maaşlı internet hocaları gündeme gelecektir..Hiçbir eğitim, birebir sıcak paylaşılan mütevazi ortamların yerine alamayacaktır…Duygularımız sorunlarımız yerinde paylaşılmayacaktır…Umarım yanılırım..sevgiler..Dr.Mustafa Torun…Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hst.Uzm..GİRESUN

  3. tuna erinçler dedi ki:

    Türkiye’ye yeni gelmiştim. Bir kongreye katıldım ve gördüm ki bir ilaç firması dışarıda tutulmamış bir ilacının reklamını yapmak için hazırlıklarını tamamlamış. “Akşam yapılacak yemekli toplantının (Ajda Pekkan’ın programı da varmış) davetiyeleri dağıtılacak” dediler. Kongrenin diğer günlerinde dörtte üçü boş olan salon doldu. Sonuna kadar reklamları izletebilmek için de davetiyelerin, toplantının sonunda verileceğini açıkladılar. “Türkiye’deki hekimlere de bu gibi ilaçların tutulmadığı ülkelerde hekimlere sağlanmış olan maddi olanaklar sağlansaydı, durum farklı olabilirdi” diye düşündüm.

  4. Frankie Bellevan (Tıp doktoru)24/12/2011 00:59:17

    rasim hocam:helal olsun size,cin gibisiniz maşallah.yine bir fare yakalamışsınız.umarım değerli meslektaş sayın op.dr.cevdet tokat’ın tokat gibi diğer yorumlarını da okumuşsunuzdur.hocam ben kongrelere belki sizin düşündüğünüzün aksine,zaten gidemediğim gibi,malum;benim gibi hekimlere verilen maaş+döner+6nöbet=3750tl ile yıllardır,tatil’in kelime anlamını da unuttum.tatile gidemeyenler içinde önereceğiniz sanal tatil siteleri mevcut mu? saygılar

  5. Adnan Öbek (Uz. Dr.)24/12/2011 08:04:33

    Sn Rasim Hocam, Lütfen dolduruşa gelip Hekimleri Tenkid Furyasına katılmayınız… TBMM de ucuz yemekler,çaylar,telefonlar biz dr.lar için değil… Devlet Konukevleri nde biz kalmıyoruz… Bedava Mersedeslerle- korumalarla dolaşmıyoruz. Uzak ülkelere devlet kesesinden bedava uçak seyahati yapmıyoruz… Doktorları bırak bedavacıları gör. Hiç bir dr. davet edene gebe kalmaz.. Ne gerekiyorsa onu yazarız…

  6. ferruh (dr)24/12/2011 08:15:10

    3750 total para alıyorum diyen uzman yalan söyüyen uzmandır.ben bizim hastanede çalışıpta 3750 gibi düşük bir rakamıalanını hiç görmedim şimdiye kadar.Protesto edebilirsiniz,bu politikaları beğenmeyebilirsiniz ama bu işleri YALAN SÖYLEYEREK YAPMAMAK GEREK

  7. ali veli (doktor)24/12/2011 09:05:16

    rasim efendi belliki ya cemaatten el almış, yada birisi gazeteci yapma sözü vermiş. sanal ortamda evinden çıkmadan bilgi alınıyormuş ta muşmuş ta muş. kendisi bilim insanı olmadığı için şu gerçeklere hiç değinmemiş. sanal ortamdan aldığın bilgi ise teksir haline gelmiş sınırlı ve belirli kalıplara oturtulmuş bilgidir, kafanda yeni kıvılcımlaşmış bir fikir için yöntem ve etüd aşamalarında ise orta çaplı ulusal bir kongrede dahi ayak üstü o konunun uzmanı hocalarla tanışma, sosyal bağlar kurma, 3-5 dakikalık da olsa sohbetler yapma çok önemlidir. Kongre deneyim tecrübe paylaşma yeridir. bunun usulu finansmanı tartışılabilir, ancak rasim efendi her halde 3 kişiden fazla kişinin yan yaya toplanması sakıncalı olabilir diye düşünenlerden. saygılarımla

  8. Tarık Bengüç (Dr)24/12/2011 09:28:22

    Normal bir uzman doktor kongre otelinde konaklayacak ücreti ödeyemez.Bedelini kendisinin ödediği kongreye gidemez.Sadece kongreye kayıt ücreti 500 tl.Yıllık izin kullanıp evde yatsanız zaten o kadar kesinti yapılıyor.Gariban doktorun kongreyle ne gibi bir ilgisi olabilir ki,adamın evi bile yok,para bulsa doğalgaz parasını yatıracak,neden bahsediyorsunuz siz

  9. ht (dr)24/12/2011 10:06:27

    Rasim Küçükusta…Rasim Küçükusta…Rasim Küçükusta…Gazetecilikte jöleli ne ise tı da da Rasim Küçükusta o bence…Tıp camiasıda jöleli kavramını kullanacaksa küçükusta desin…küçükusta

  10. mustafa samet karasu (biyolog)24/12/2011 10:19:07

    hocamın söylediklerine hak veriyorum ve katılıyorum..”sponsor buldukları takdirde”antalyanın güzel otellerinde yapılan kongrelere katılmakta fiziksel ve mental olarak rahatlatıcı tarafıda olduğunu düşünüyorum…

  11. ali veli (uzm.dr.)24/12/2011 10:46:48

    Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Sizi tanımazdım. bu yazılarınızda sonra merak edim google de tarattım. Muayenehane adresinizi, sekreterinizin cep tel. hepsini iletişim adresleriniz de gördüm. Dedim ya reklamın iyisi kötüsü olmaz…

  12. Kamil Tas (Hemik)24/12/2011 10:51:38T

    Tek yayınla profesör olmuş kendini bilimsel zanneden 2 kişi: 1. Ahmet Rasim Küçükusta 2. Recep Akdağ İki si de hükümet yanlısı gayet siyasi… Bırakın bu işleri sayın küçükusta bence proföserlerin bu ünvanı ellerinde tutabilmeleri için sene 2 uluslararası yayın yapmaları şartı getirilmelidir. Bu şekilde sizin gibi sefiller profesör ünvanın arkasına sığınıp saçma sapan yorumlar yapmazsınız…

  13. dr.mb (uz dr)24/12/2011 11:03:16

    memleket aslında sizin gibi devrana göre garip fikirleri olan bölücü yazar bozuntularından bıktıki sizler 3 kuruş için ona buna yaranmak için kalem sallarsınız oysaki küçümsediğiniz hekimlik gerçekten tanrısal bir sanattır.acaba gerçekten rasim efendi bu isimleri hakederek mi aldı.mesleğine saygı duymayan insan kesinlikle o mesleği beleş elde eden insandır.bizler senin gibi yaşamak ve düşünmek zorunda değiliz garip ve basit fikirlerini kendine saklayıp beleş elde ettiğin emekli maaşına şükret saygı karşılıklıdır bana saygı duymadığına göre bendende sana saygı yok

  14. mb (uz.dr)24/12/2011 11:06:37

    oldu olacak tüm tıp mühendislik hukuk eğitimini hatta bence meclis toplantılarını bile sanal ortamda yapalım.meclise kadar yorulmaya ne lüzum var.ülkemin insanları artık bukalemunluğu bırakalım.kongre yüzyüze gelmektir sıcak bir tokalaşma dünya insanları ile bir araya gelip aynı havayı teneffüs etmektir.bence artık yalanlarla dolu bir masal dünyasından kurtulup maskelerinizi indirerek gerçekleri konuşun.özellikle rasim baba bırak traşı devran dönünce suratını çok merak ediyorum

  15. drm (uzdr )24/12/2011 11:37:01

    rasim hocamın milletvekili olma çabaları ha gayret az kaldı.yazıktır kendi bilimsel kimliğinizi,geçen yıllara ve profesör ünvanınıza rağmen yaptığınız yurtdışı çalışmaları ve nasıl profesör olunduğunu/olduğunuzu biraz da kendinizden yola çıkarak yazın da onu da bir okuyalım kıymetli hocam

  16. tülin koç (uzman dr)24/12/2011 11:49:46

    Bazı hekim arkadaşlarım için kongreler bayi toplantıları olarak algılanabilir ama benim gibi düşünen birçok hekim arkadaşımında hemfikir olacağı gibi kongreler mesleki gelişim,tecrübe aktarımı ve yeni gelişmelerin takibi için çok değerli herşeyi sıglaştırdığınız gibi kongreleri böyle tariflemeniz hiç hooş değil zaten birçok meslektaşım ceplerinden ödeyip gidiyor artık,ilaç fiyatlarının düşmesinden sonra karlılığı azalan şirketler kongreleri çok sınırlı veriyor.Ahlak dışı gibi tabirler hiç hoş değil yani kongrelere giden hekimler ahlaksızmı…bu o anlama geliyor.

  17. metin okucu (dr)24/12/2011 12:36:56

    sanal konferansları kim destekliyor,düzenliyor?!

  18. enes ozturk (pediatr)24/12/2011 12:38:51

    Hekimler icin iyi bir sey cikmszmi senin agzindan..

  19. Melih senduman (Dr)24/12/2011 13:23:45

    Haklısınız doktorlar ot gibi yasasın sosyal bir paylaşım olmasın,kongre ve toplantıları bayi toplantısı olarak yorumlayan hocalarımız rahat bir nefes alsın çünkü onlar her şeyi herkesten daha iyi bilir

  20. doctors – 24.12.2011 13:40

    ilaç firmaları yüzünden kongreler çok masraflı..düzenleyenler nesıl olsa masarafı ilaç firmaları üstleniyor düşüncesinde..olan bizim gibi ilkeli davranıp cebinden giden doktorlara oluyor (bir de bu tavrımızdan dolayı eleştiriliyoruz)..

  21. Dr Gökhan Serhatli (Uz Dr)24/12/2011 23:08:45

    Sn Hocam öğrencilik yıllarımda Cerrahpaşa Tip Fakültesinde hastalarına gitar çalarken gördüğümde ne kadar sempatik gelmistiniz Ama artık itici olmaya başladınız
    Google dan isminize baktığımda muayenehane adresinden sekreterinizin telefonuna kadar herseyi görebiliyorum bu yazılarınız bir nevi pazarlama stratejisi galiba ama yanlış yoldasiniz
    Hiç bir kongreye gitmediğinizi PUBMED e girdiğimde 1 yazıyla oda beşinci isim tahmin edebiliyorum siz CTF de nasil Prof oldunuz onu söyleyinde o yolları biz de öğrenelim
    Bir sözümde kongreye gidemiyorum deyip hiç kimse de gitmesin diyen sözde meslektaşlarıma bir kongrenin bir hekim için maliyeti minimum 3000 tl dir buyrun o parayı ver sen de git
    Son söz kongrenin maddi ve manevi külfetine katlanarak kongreye giden hekim arkadaslar sizleri takdir ediyorum

  22. Çetin Ordu (uzm.dr)24/12/2011 21:38:05

    Beğensekte beğenmesekte Rasim Hocanın da hocaları arkadaşları vs. genelde tüm hekimler kongrelerde Türkiye koşullarında bilimsel paylaşım içindeler. böyle ağır ithamlarda bulunmadan önce insan ben bilim adına şimdiye kadar ne yaptım meslektaşlarıma ne verdim diye düşünmeli. bence Rasim Hoca sadece musiki ile igilensin şimdiye kadar pek katkısı olmadığı tıp bilimi için değerlendirmeleri beğenmese de ondan daha fazla katkı da bulunan meslektaşlarına bıraksın. ben bundan sonra Rasim hocanın yorumlarını tıbbi açıdan değerlendirmeye değer görmüyorum

  23. dr o a (kadın doğum)24/12/2011 18:44:17

    kongreye götürecek bir yayını çalışması olmayan bir hekime ortadaki toplantı bayi toplantısı gibi gelebilir endüstrinin tıpla ilişkisi elbette tartışılabilir ama bilimsellik adına yapılanlarında bu kadar küçük görülmesinin yorum yapandan kaynaklandığını düşünüyorum

  24. provakasyon yapmayın, kongrelerin olmaması gericiliktir. örneğin perkütan aort kapak değişimi, mitraclip uygulaması ile kapak tamiri gibi son güncel yaklaşımlar ve benzerlerini kongrede görüyoruz. kongrelerde iletişim sağlıyor, hangi vakalara hangi hastanelerde nasıl müdahale edildiğini öğreniyoruz. ilaç firmalarının tanıtım toplantıları ayrı şeylerdir, onlara rağbet pek yok zaten.. ulusal kongreler, önemli toplantılar vesaire bunların fiyatlarında iyileştirmeler yapılabilir, fakat hekime hiç değer verilmediğinden ne bu yapılıyor, ne de hak ettiği maaş veriliyor. hekim nasıl gitsin bunlara? .

  25. Dear Doctors dedi ki:

    4 sene bilgisasyar mühendislği okudum, üzerine 2 sene yüksek lisans yaptım. Yüksek lisansı uzaktan öğrenim yöntemiyle internet üzerinden yaptım. Benim gözlemim internet üzerinden yapılan eğitimde bilgi paylaşımı çok daha verimli oluyor. Bunları mühendislik hukuk eğitimini sanal ortamda yapalım diyen arkadaş için yazıyorum, neden olmasın? Tıp eğitimi ya da labaratuvar çalışması gerektiren bölümlerin eğitimi belki internet üzerinden yapılamaz ama kongrelerin sanal ortamda yapılmaması için bir neden göremiyorum. Hatta sanal kongreler sağlık bakanlığı’nın sağlayacağı bir platform üzerinde yapılabilir. Konuyu merak eden internetten distance learning diye aratabilir.

    İlaç şirketleriyle ilgili son haftalarda sıkça konuşulmaya başladı ama bu işi yapan arkadaşlardan ilaç şirketlerinin kamuoyunu ve doktorları yönlendirdiklerini çok daha önceden biliyordum. Zaten insanların da rahatsız olduğu konu bu, ilaç şirketlerinin kamuoyunu (hatta fda’yı bile) yanlış/eksik bilgilendirmesi, doktorları kendi ilaçlarını yazmaları konusunda teşvik etmeleri. Yoksa kimsenin doktorların yaptığı tatilde gözünün olduğunu sanmıyorum.

    Keşke bizim ülkemizde de bilimsel araştırmalar yapılsa, hastalıkları monitor etmek için, tedavi etmek için yöntemler geliştirilse. Bugünkü doktor maaşlarının normal seviyede olduğunu düşünüyorum ama keşke dediğim gibi araştırmalar yapılsa da bu araştırma gruplarının başındaki doktorlar ceo’ların aldığı maaşları alsa. Bu araştırmalara etik kurul,…vb izin vermiyorsa bence bu konu tartışılmalı, ülkemizde neden araştırma yapılamıyor.

    Bir de sürekli olumsuz eleştiri yapan doktorlar keşke yaptıkları yayınları da yorumlarına ekleseydi, bu yayınlar nerelerde çıkmış, içerikleri nelermiş merak ettim açıkçası.

  26. Tıp etiğini, ettiğiniz yemini popilizm uğruna bozdunuz. Meslektaşlarınızı siyasiler gibi şov malzemesi olarak kullandınız. Tüm bu nedenlerden dolayı dizi kınıyorum.

    Dr. Erman Özdemir

Siz de yorumunuzu paylaşın: