Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Günlük hayatta karşılaştığımız pek çok kimyasalın farelerde meme kanserine yol açtığı ve aynı riskin kadınlar için de söz konusu olabileceği bildirildi.

Journal Environmental Health isimli dergide yayınlanan makalede, kaçınılması gereken 17 kimyasal ve korunmak için yapılması gerekenler anlatılıyor.

Bu karsinojenler içinde benzin, dizel ve diğer araç egzozlarında bulunan kimyasallar, alevlenmeyi geciktiriciler, kirlenmeye dirençli tekstil ürünleri, boya çıkarıcılar ve içme sularındaki dezenfeksiyon yan ürünleri var.

Çevredeki kanserojenlerin en büyük kaynaklarından biri araç egzozları, sigara dumanı ve yanmış yiyeceklerde bulunan benzen ve butadin’ dir.

Metilen klorit gibi temizlik solventleri, hormon yerine koyma tedavisinde kullanılan ilaçlar, bazı alev geciktiriciler, leke tutmayan tekstil ürünlerindeki kimyasallar ve sigara dumanında bulunan strafor yapımında kullanılan stiren de kanserojen olabilir.

Kadınlara meme kanserine karşı tavsiyeler

BİR: Araç ve jeneratörlerin egzozuna maruz kalmayın; aracınızı boşta çalıştırmayın, benzinli yerine elektrikli çimen biciler kullanın.

İKİ: Yemek pişirirken havalandırmayı çalıştırın; yanmış ve tütsülenmiş etleri sınırlı yiyin.

ÜÇ: Poliüretan köpükten yapılmış ve alev geciktiriciler kullanılmış mobilya kullanmayın

DÖRT: Leke tutmayan halı, mobilya ve mefruşat kullanmayın.

BEŞ: Kuru temizlemede PERC (perkloretilen) veya diğer solventleri kullanmayanları ve varsa ıslak temizlemeyi tercih edin.

ALTI: Yekpare karbon tutan içme suyu filtreleri kullanın.

YEDİ: Ayakkabıları evin dışında çıkarın, HEPA filtreli süpürgeler ve ıslak temizlik bezleri kullanın.

SEKİZ: Bisfenol A ihtiva eden damacana, yiyecek kaplarını kullanmayın; kasa fişi gibi termal kâğıtlara temas etmeyin.

Gelelim neticeye

BİR: Bu araştırmadan çoğu kimsenin haberi olduğunu sanmıyorum çünkü bizim medyada neredeyse hiç yer almadı.

Meme kanserinin erken teşhisi ile ilgili yeni bir âlet söz konusu olsaydı, hele de bir hastane bunu getirmiş olsaydı “bu işten nemalanalar” yeri göğü inletirlerdi.

İKİ: Modern tıp kanserin önlenmesiyle değil sadece teşhis ve tedavisiyle ilgileniyor.

Kulağa hoş gelen “erken teşhis” ve “erken tedavi” nin kanser ölümlerini azaltmadığı, birçok insana gereksiz tedavilerin uygulanmasına yol açtığı (overtreatment) artık çok iyi biliniyor.

Kanserlerin önlenmesinin herhangi bir getirisi yok hatta kanserli hasta sayısı azalacağı için bu işten para kazananlar bu durumdan hazzetmezler.

ÜÇ: Bu tavsiyeler yerine kısaca hayatımıza giren tüm kimyasallardan mümkün olduğu kadar uzak durun veya “Hadi gelin köyümüze geri dönelim” de denebilir.

DÖRT: Kanser erken teşhisine verilen önemin daha fazlası kanserin önlenmesine verilmelidir.

KAYNAK

http://ehp.niehs.nih.gov/wp-content/uploads/advpub/2014/5/ehp.1307455.pdf

http://www.huffingtonpost.ca/2014/05/12/breast-cancer-lab-rats_n_5310113.html

Yazı için 2 yorum yapılmış:

1. Metin Orhan dedi ki:

   22 Mayıs 2014, 14:17

   Hocam çok güzel özetlemişsiniz.
   Eşimi meme kanserinden çok genç yaşta ve ‘erken teşhise’ rağmen kaybeden birisi olarak söylüyorum; Erkan teşhis her kanser tipinde hayat kurtarmaz….
   Prevention is better than cure…
   Yani Hastalıklar oluşmadan hastalıklara yol açan etmenlere karşı dikkatli olup önlem almak her zaman hasta olup erken teşhis edilmekten yeğdir…
   Saygılarımla

2. sümbül dedi ki:

   22 Nisan 2019, 22:47

   vallaha bu kadar bozulmus bir dünyada dinim yasaklamasaydi hayatıma son verirdim hocam..guvenli hiç birşey yok herşeye artık şüpheli gözle bakıyorum yeme içme giyim boya vs herşey..daha ne yapalım hocam

Siz de yorumunuzu paylaşın: