AŞI LOBİSİNDEN İTİRAFLAR!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
obez kadın 4

Prof. Dr. Alişan Yıldıran‘ ın yazısı:

Artık yorumlarımı yayınlamakdan umumiyetle imtina eden Medimagazin’den üç gün ara ile iki haber;

Türkiye’de 2013 yılından bu yana zorunlu olan su çiçeği aşısı, 1 yaşındaki çocuklara tek doz olarak yapılıyor. İzmir’de görev yapan Pediatri Profesörü Zafer Kurugöl, bu uygulamaya karşı uyarılarda bulundu ve İzmir’de su çiçeği salgını olduğunu öne sürdü.

Kurugöl, birçok ilde görülen vakaların artışını göstererek, Sağlık Bakanlığı’nın konu ile ilgili acilen önlem alınması gerektiğini belirtti…… Bu nedenle gelişmiş ülkeler Amerika, Almanya, Fransa gibi ülkelerde küçük bebekleri boğmacadan korumak için KOZA stratejisi diye bir strateji geliştirildi, bebeğin anne, babası ve etrafındakiler aşılanıyor. (Bebeği aşılayamıyorsunuz, çünkü bağışıklık oluşmuyor) (1). (Allah, Allah, DTaB’deki “aB” aselüler boğmaca aşısı değil mi idi?).

Su çiçeği aşısı, bir çok ülkenin rutin aşı takviminde yoktur. Ülkemizde ise, 28 Haziran 2012 tarihinde toplanan Bağışıklama Danışma Kurulu’nun kararı ile aşı takvimi içerisine alınmış olup, 12. ayda rutin ve tek doz halinde uygulanmaya başlanmıştır” denildi (2).

Ne kadar ilginç, demek tek doz aşı hastalığı önlemiyormuş! (1)

Peki bu tek doz aşı önerisini yapanların (CDC ve WHO) bunu bilmediği anlamına gelmez mi?

Bu anlama geliyor ise, nasıl olup da bu öneriyi yapanların diğer önerilerine güveneceğiz?

Bu kadar basit bir mantık yürütmesini yapamayan aşı inananlarına (Rockefeller doktorlarına [3]) bunları nasıl izah edeceğiz?

İkinci doz da yetmeyince üçüncü ve dördüncü de gelecek, pamuk eller KOZA’dan (1) pardon, cepden çıkmayacak herhalde.

Bakın daha dün ağır su çiçeği geçiren bir hasta yatırdım. Resmini görseniz, rüyanıza girer. İmmünolojik değerlendirmesinde ne buldum tahmin edin?

Tabii ki “İmmün yetmezliği” var.

BİR: Enfeksiyon hastalıklarından ölenler primer veya sekonder immün yetmezliği olan kişilerdir, bunlar immün sistemleri düzgün çalışmadığı için aşılardan da en çok zararı görenlerdir.

İKİ: Aşılarla temin edildiği iddia edilen herd immünite, natürel herd immüniteyi bozduğu için koruyucu değil bilakis, toplum için zararlıdır.

ÜÇ: Basit bir çocukluk çağı hastalığı olan su çiçeği için aşı yapmak anlamsız ve üstelik tehlikelidir (vaccine virus shedding).

DÖRT: Su çiçeği insanlarda hastalık yapan en önemli virüs ailesi olan herpesvirüslere karşı heterosubtipik immünite (çapraz bağışıklık da diyebiliriz) temin eder, bunun için adölesan çağından önce natürel olarak geçirilmiş olması gerekir. Bu tabii avantaj; adı geçen aşının yapılması yani, insan eli ile yok edilmekdedir, diğer mahzurları ise cabası! (4)

Bütün bu mahzurları taa 2003’de yazıya döken (5), bu sebeple Aşı Bilim Kurulu’ndan uzaklaşdırıldığını zannetdiğim Gazanfer hocaya selam olsun.

Kaynaklar:

1. http://www.medimagazin.com.tr/hekim/genel/tr-tek-doz-asi-salgina-yol-aciyor-2-12-70287.html

2. http://www.medimagazin.com.tr/hekim/saglik-bak/tr-izmirdeki-salgin-iddiasina-bakanliktan-aciklama-2-13-70335.html

3. http://ahmetrasimkucukusta.com/2016/02/05/misafir-yazar/zikavirus-ve-rockefeller-tibbi/

4. http://www.naturalnews.com/041345_cdc_polio_vaccine_sv40.html

5. http://webb.deu.edu.tr/halksagligi/doc/yazilar/ga-uluslararasibagisiklamapazari.pdf

Yazı için 9 yorum yapılmış:

  1. vedat dedi ki:

    iyi yazmışsın hoş yazmışsın belli ki sayın hocam ama biz bundan bi şey anlamadık. Hadi gel bi babalık yap bir de bunları normal vatandaşın anlayabileceği gibi yaz.

  2. yasemin kuyucu dedi ki:

    Ben şunları anladım. Suçiçeği zararsız bir çocuk hastalığıdır ama aşısı hiç de masum değildir. Doğru mu Hocam? Bari bu soruya cevap ver.

  3. Asistan doktor dedi ki:

    Çocukluk çağı aşılarıyla allerjik ve oto-immün hastalıklar, kanserler, vaskülitler arasında bir ilişki var mı varsa bu ne kadar kuvvetli bunun kanıtları var mı merak ediyorum cevabını bulamıyorum Yoksa bu kuru bir endişe midir?

  4. Canan Karatay dedi ki:

    Bağışıklık sistemimizi zayflatmamız, doğal yollarla güçlendirmemiz gerekiyor.

    Güçlü olan bağışıklık sistemi, yani immün sistemi olan çocuklar, gençler ve yetişkinler, doğal olarak viral ve mikrobik hastalıklara yakalanmıyorlar.

    Bağışıklık sisteminin özellikle çocuklarda ve bebeklerde zayıf olmasının nedeni, ana rahminde iyi beslenememeleri ve ana rahminde toksik olan yüksek kan şekerine maruz bırakılmış olmalarıdır.

    Şeker hastası olalım ya da olmayalım, şeker serbest oksijen radikallerinin çoğalmasına neden olduğu için hücrelerimizin zayıflamasına, ve korumasız kalmasına neden olmaktadır.

    Şeker hastalarının yaralarının iyileşmemesi, ya da infeksiyon hastalıklarının uzun sürmesi bu nedenledir, yani bağışıklık sistemlerinin çok düşük olmasındandır.

    Diğer bir deyişle, korkutularak, rutin olarak gebelere şeker yükleme testi (OGTT) yapılması hem annenin hem de bebeğinin immün sistemini zayıflatmaktadır ve ana rahmindeki 650 gramlık bebeğin immün sisteminin tam olarak gelişmesini engellemektedir, inhibe etmektedir.

    Yeni doğan bebeklerde bile, artık kanser görülmektedir, yeni doğan bebeklerde de alerjik reaksiyonlar, solunum yetersizlikleri görülmektedir.

    Rutin olarak gebelere OGTT yapılmayan yıllarda, bebeklerde bu kadar korkutucu oranda kanserler, alerjik astıımlar, solunum yetersizlikler de görülmüyordu. Meraklı olanlar istatisliklere bakabilirler.

    Şeker barsak florasında bulunan düşman bakterileri beslemekte ve dost bakterileri, yani bağışıklık sistemimizi % 80 oranında sağlayan dost bakterileri öldürerek, bağışıklık sistemlerini çökertmektedir.

    Annelerin ve bebeklerin D vitaminlerinin de düşük olması da ayrıca bağışıklık sistemlerini zayıflatmakta, ve bebeklerin sık sık hastalamalarına neden olmaktadır.

    Hazır, pakete girmiş gıdalar, az yağlı diyet besinler, doğal olmayan yalancı kandırıcı ve geçici doygunluk hissi veren besinler de, bağışıklık sistemini zayıfllatmakta ve çökertmektedir.

    Tam yağlı doğal ve işlem görmemiş yiyecekler,
    Doğal protein ve doğal karbonhidratlar bağışıklık sistemini güçlendirir.

    Bol temiz su içmek, açık havada yürümek, denizde yüzmek bağışıklık sistemimizi güçlendirir.

    Kanada hükümeti domuz gribi salgını sırasında, halkına aşı yaptırmamıştır.

    Kanada hükümeti domuz gribi salgınından halkını korma amacıyla, halkının D vitamini düzeylerini yükseltmiştir.

    Antalya ya da İzmir’den gelen, D vİtamini düzeylerinin 10 ıU/ml’nin altında olan bir çok hasta bulunmaktadır.

    Bu nedenlerle, biz sağlıklıyaşıyoruz ekibiyle birlikte,

    ÇOCUĞUMA ŞEKER VERME
    BEBEĞİME ŞEKER YÜKLEME

    kampanyası başlatmış bulunuyoruz.

    Ekmek de şekerdir!

    Gebeler ve bebeleri, Şeker ve ekmekten uzak durup, bir de D vitaminlerini yükseltirlerse, gereksiz aşılara lüzum kalmaz diye düşünüyorum.

  5. Alişan Yıldıran dedi ki:

    Muhterem okuyucularımız;

    Bu yazıdaki temel mesaj şudur; Basit bir çocukluk çağı hastalığı olan su çiçeği için aşı yaptırmayın. su çiçeği geçirmek çocuğunuzu bütün hayatı boyunca herpes hastalıklarından koruyacakdır.

    Asistan doktor arkadaşım;

    Kawasaki, Henoch-schoenlein, minimal change, ani bebek ölümü, MS gibi hastalıklarla karşılaşdığında; anamnez alırken anneye çocuğunun en son ne zaman aşı olduğunu sor, akrabalık varsa, tiroid otoantikorları, ANA gbi göstergeleri mutlaka sorgula, aşı propektüslerini bir incele, bulabilirsen eski pediatri kitaplarını bir incele, bu hastalıklar 1960’dan yani aşılardan önce var mıymış bir gör.

    Linkdeki Nature makalesi otoimmünite-aşı münasebeti hakkındaki bütün soru işaretlerini giderecekdir; http://www.nature.com/nrrheum/journal/v5/n11/abs/nrrheum.2009.196.html

    Canan Hocanın değerli yorumunda dediği gibi şekerden uzak durmak, hareketli olmak bağışıklık sistemini güçlendirir.
    D-vitaminini ise doğrudan güneşden almak tercih edilmelidir, saat 12-13’de 20 dakika kolları güneşde tutmak kafi gelecekdir.

  6. üst akıl dedi ki:

    Sayın Karatay beslenme tavsiyelerinizin çoğuna katılıyorum ancak ve ancak burada ileri sürdüğünüz argümanlar çok komik, bahsettiğiniz dönemde cep telefonları da wi-fi de yoktu, sakın bu saydığınız hastalıklar cep telefonuyla veya wi-fi ile ilgili olmasın?

    Genel bilgi vermekle veya büyük harflerle yazarak hiçbir şey ispatlanamaz, delil gerekir delil.

    Bilmem anlatabildim mi?

  7. üst akıl dedi ki:

    Sayın Yıldıran sizinki de olmadı, bakın Canan hoca Antalya ve İzmir’ den gelenlerin D vitamini yerlerde sürünüyor diyor. Siz de kalkmış güneşlenin diyorsunuz. bu nasıl bir aymazlıktır?

  8. A central question is how much exposure to sunlight is required to produce sufficient levels of circulating 25(OH)D3 for good health.
    It could be depend on variables that relate to each individual (genetic make-up, skin colour, area of sun-exposed skin, clothing, behaviour and baseline levels of 25(OH)D3) and to environmental factors that influence the intensity and spectral range of ultraviolet B in the environment.
    Also, Assays used to measure serum 25(OH)D3 levels are NOT standardized and can yield variable results.

    http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21852793

    Hamiş; “üst(?) akıl”ın ana dili ingilizcedir.

Siz de yorumunuzu paylaşın: