HEKİM OLARAK ÖNCE ZARAR VERMEYELİM LÜTFEN!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay Anne Adayları ve Hamileler İçin Karatay Diyeti

Gebelik öncesinde, gebelikte, ve lohusalıkta yapmanız ve yapmamanız gerekenler

Nisan 2015 hayykitap ‘dan çıkan bu kitabımda 151 sayfa ve 255 adet referans, yani bilimsel çalışma, yani kanıt bulunmaktadır.

Bu kitapta her türlü çevresel faktörlerin de bebekleri etkiledikleri anlatılmıştır.

Baba adaylarının da sağlıklı olmaları, yaşamaları anlatılmış ve vurgulanmıştır.

Spermlerin de, yumurtaların da sağlıklı olması şarttır. Bütün sorunlar yalnız anneye ait olamaz değil mi?

Ancak, bir hekim olarak ölü doğumların bazı girişimlerden sonra, özellikle OGTT’den sonra arttığını da göz ardı edemeyiz!

OGTT yapıldıktan hemen sonra, bir bebeğin bile kaybedilmesi yeterli kanıttır.

Kitap okumadan, fikir ileri sürmek tabii ki en kolay yöntemdir.

HEKİM OLARAK ÖNCE ZARAR VERMEYELİM LÜTFEN!

Çevresel faktörleri, içinde yaşadığımız toksik dünyanın etkilerini sıfırlamak tabii ki mümkün değildir.

Ama programlı bir şekilde, 650 gr’lık bir fetusa % 20-30’luk yoğun bir şekerli su çözeltisini vermemek, anneye içirmemek elimizdedir!

Planlanarak, anneler korkutarak, hatta tehdit ederek böyle bir girişimi yapmak doğru değildir. Faydalı olduğu da henüz gösterilmemiştir!

Bu uygulamanın annenin ve fetusun, bağışıklık sistemlerini zayıflattığı gibi, ileride annelerde ve bebeklerinde şeker hastalığına neden olmaktadır. Annelerde ve fetusunda bütün hormonal  ve enzimatik dengeleri alt üst olmaktadır!

Hiç olmazsa, isteyerek bilerek, bunu yapmayalım, bağışıklık sistemlerini çöketmeyelim, diyorum, üstelik çok daha basit, ana ve fetusa zarar vermeyen tetkikler elimizin altında varken!

Bir anneye şekerli su içirmekele, soluduğumuz havanın kirliliği, EMR radyayonu vs. etkilerinin zararlı etkilerini eşitmiş gibi algılamak yanlıştır. Elma ile armutu lütfen karıştırmayalaım.

26 hafta beklemeden, gebeliğin başından itibaren tedbir alınması gerektiğini israrla belirtiyorum.

Hani erken teşhis son derece önemliydi? 26 hafta beklemek de neyin nesi?

Bu önerilere neden hep itiraz, arkasından da hücum ve suçlamalar geliyor anlamış da değilim!

Bütün kitaplarımda toplam olarak 2500-3000 adet bilimsel çalışma, 20-30 kitap kanıt olarak sunulmuştur.

SON SÖZ: Bağışıklık sistemimizi zayflatmayacağız, güçlendireceğiz. O zaman su çiçeği aşısına da gerek kalmaz.

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. M. Peker dedi ki:

    Once zarar verme. Ne güzel prensip değil mi? Konu aşılama olunca kimsenin aklına bu prensip gelmiyor ama ne hikmetse.

Siz de yorumunuzu paylaşın: