HASHİMATO HASTALIĞI NEDEN BU KADAR SIK GÖRÜLÜYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Prof. Dr. Yeşim Erbil‘ in yazısı:

Bir toplumun %10’undan fazla görülen hastalıklara “endemik” hastalıklar denir. Hashimoto dünyanın pek çok ülkesinde endemik hastalık durumundadır. Ülkemizde de kadınların yaklaşık %35’inde Hashimoto hastalığı vardır.

Halsizlik, yorgunluk, eklem ve kas ağrısı, saç dökülmesi, uyku sorunları, depresyon, adet düzensizliği, kilo alma, şişkinlik gibi sayısız şikayetleri olan çok sayıda hastanın yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır. Benzer şekilde tiroid ameliyatı olan hastaların çoğunda da bu belirtiler görülmektedir.

Hashimoto hastalığı için pek çok neden sayılmakla birlikte, 10 yıl önce çok daha az rastlanan bu hastalığın, neredeyse kadınların yarısına yakın görülmesi çok dikkat çekicidir. Tüm otoimmun hastalıklar gibi Hashimotoda vücudun verdiği stres yanıt sonucu ortaya çıkar.

Bu nasıl bir stres olmalı ki, kronik bir stres yanıt oluştursun !!!

Vücudumuzda bulunan trilyonlarca hücre ve içerisinde bulunan yapılar çok hassas bir denge içinde hareket eder. Yüzyıllardır bu denge bozulmazken, neden son yıllarda bu denge bozuldu ve kronik hastalıklarda artış oldu?

İnsanların yaşadığı doğal ve temiz ortamlardan uzaklaşması, yaşam şartları ile mekanikleşmesi, eski insan ilişkilerinin azalması veya yok olması, sürekli bir şeylere yetişme çabası, her an bir sınava girecekmiş gibi yarış içerisinde olmak, bu dengeyi bozan ve vücudumuzda stres oluşturan unsurlar.

Çağımız bunları bize dayatırken aynı zamanda paketlenmiş, raf ömrü uzun, rafine gıdaları da kolaylık olarak sundu. Fast food çılgınlığı ile kilolu, mutsuz, halsiz nesiller oluştu. Bunların sonucunda da Hashimoto, Alzheimer, dikkat bozukluğu, insülin direnci gibi nedenleri aynı olan hastalıkları duymak olağan hale geldi.

Tohumların bile genetiğinin değiştirildiği bir çağda en azından mevsiminde sebze ve meyveleri tüketerek, rafine gıdalardan, fast food dan, şekerden uzak kalmak hayati önem taşımaktadır.

Kaynak: http://www.yesimerbil.com/hashimoto-ile-savasiyoruz/hashimoto-hastaligi-neden-bu-kadar-sik-goruluyor

 

Yazı için 6 yorum yapılmış:

  1. Hülya dedi ki:

    Hocam, yazınız beni tatmin etmedi. En azından aynı şartlarda yaşadıkları halde bu hastalık erkeklerde neden çok az görülüyor? Yanıt bekliyorum.

  2. Alişan Yıldıran dedi ki:

    Otoimmun hastalıkların hakiki sebebi bilhassa gebelikde yapılan aşılardır.
    https://www.amazon.com/Autoimmune-Epidemic-Donna-Jackson-Nakazawa/dp/0743277767

  3. Emine Kurtoğlu dedi ki:

    Stresse stres erkeklerde daha çok değil mi? Hashimato rahim kanseri gibi neden bir kadın hastalığı bunun açıklaması nedir

  4. Dr. Servet Demir dedi ki:

    Değerli hocam, iddialarınızı bilimsel literatürle kanıtlamanız gerekiyor, yoksa bu magazin haberi olur başka bir şey olmaz.

  5. Sibel dedi ki:

    Ahmet Rasim Bey şu tweeti atmış çok güldüm:

    Oğluma bronşit başlangıcı, reflüsü olmayan, cep telefonu ve Levotiron kullanmayan kız arıyorum

  6. yeşim erbil dedi ki:

    Yorumlarınıza teşekkür ederim. Tüm tiroid hastalıklarının kadınlarda daha fazla olduğu bilinmektedir. Otoimun hastalık olan Hashimoto tiroidit de aynı şekildedir. Bu bilimsel yazılarda ve kitaplarda genetik yatkınlık olarak açıklanmaktadır ancak şimdiye kadar neden böyle olduğu tam olarak açıklanamamıştır.

    Yazdığım yazı benim 30 senelik tiroid hastaları ile olan tedaviler ve onların takibi üzerine kaleme alınmıştır. Pek çok hastalığın bu çağda bu kadar sık görülme nedeni kötü beslenme ve çevresel faktörler olduğu bilinmektedir. Her cümlemi kanıtlayan doğal olarak bir çalışma yoktur ancak bir çalışmanın olmaması bu gerçeği göz ardı etmemize neden olamaz. 30 yıl önce asistanlık yıllarımda Hashimoto tek tük görülürken imdi kadınlar arasındaki oran %30-35 dir. 3 milyonluk hashimoto hasta grupları yurt dışı web stelerinde yer almakta ve gerçekten hastalar birbirlerine danışarak çözüm aramaktadır. Glutenin otoimmun hastalıklara olumsuz etkisi sayısız bilimsel yazı ile gösterilmektedir. Beslenme ile ilgisi yok diyen hekim arkadaşlarımın da biraz bu konu ile ilgilenip araştırmasını öneririm. Ben kişisel olarak cerrahi alanda en fazla bilimsel yayını olan bir hekimim ve yazdığım her satırın arkasında dururum.
    Saygılarımla

Siz de yorumunuzu paylaşın: