KOVİD’DE ETKİLİ İKİ İLAÇ VAR: KORTİZON VE VİTAMİN D!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, KOVİD tedavisinde kullanılan ilaçlar arasında sadece “dekzametazon” isimli ilacın, durumu şiddetli olan hastalarda etkili olduğunu açıklamış (1).

Ben bunu “KOVİD’ de ölüm oranını azaltan ilk ilaç” başlıklı yazımda sizlere duyurmuştum (2).

Vitamin D’ nin de koronavirüs enfeksiyonunu, ağır KOVİD tablosunu, yoğun bakım ihtiyacını ve ölü oranlarını azalttığını gösteren 40’ dan fazla yayın var (3).

D vitamini aslında bir vitamin değil vücutta foto-kimyasal olarak sentez edilen bir prohormon’ dur.

Vitamin D ile aynı yapısal steroid ailesinde bulunan dekzametazon, ortak VDR (vitamin-D-reseptörü) ve ilgili gen yollarını paylaşıyor (4, 5).

Bir defada yüksek doz vitamin D de ölümleri azaltıyor

Huzurevindeki yaşlılarda KOVİD’ den hemen önce veya hastalık sırasında bolus tarzında (her 2-3 ayda bir ağız yoluyla tek defada 80 bin Ünite) verilen vitamin D’ nin etkileri incelendi.

Journal of Steroid Biochemistry and Molecular Biology’ de yayınlanan bu yarı deneysel çalışmaya bir Fransız huzurevinde KOVİD teşhisi alan altmış altı sâkin dâhil edildi (6).

36 ± 17 günlük takip süresi sonunda vitamin D alan gruptakilerin yüzde 82.5’ i hayatta kalırken kontrol grubunda olanların sadece yüzde 44.4’ ü kurtuldu.

Bu çarpıcı sonuçların randomize kontrollü araştırmalar ile doğrulanması gerektiğini hatırlatırım. 

Gelelim neticeye

Bugüne kadar KOVİD tedavisinde etkinliği gösterilen iki “ilaçtan” biri dekzametazon diğeri de vitamin D’ dir. 

Yapı ve işlev bakımından benzerlikleri yanında çok önemli başka bir hususiyetleri de her ikisinin de patenti olmayan, sudan ucuz “gariban” ilaçlar olmalıdır.

Şu vitamin D ve dekzametazonla elde edilen neticelerin yarısı Big Farma’ nın bir ilacı ile -mesela işe yaramadığı ispatlanan remdesivir gibi- elde edilmiş olsaydı ilaç şirketleri KOVİD’ in ilacı bulundu diye dünyayı ayağa kaldırırlardı.

Kaynaklar:

1. https://tr.sputniknews.com/koronavirus-salgini/202010161043044413-dso-kovid-19-tedavisinde-tek-etkili-ilac-deksametazon/

2. https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/06/17/yazilar/tip-yazilari/corona-virus/kovid-de-olum-oranini-azaltan-ilk-ilac/

3. https://www.bmj.com/content/371/bmj.m3872/rr-5

4. https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0960076010001809?via%3Dihub

5. https://www.nature.com/articles/s41598-018-33248-7

6. https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S096007602030296X

Vitamin D: Complete Guide to Deficiencies, Supplements and Foods

***

Sputniknews‘ in haberi:

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisinde kullanılan ilaçlar arasında sadece “Deksametazon” isimli ilacın, durumu şiddetli olan hastalarda etkili olduğunu bildirdi.

Ghebreyesus’un, DSÖ’nün İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan merkezinde, video konferans yöntemiyle DSÖ pandemi uzmanlarıyla toplantı düzenledi.

Örgüt tarafından koordine edilen Kovid-19 terapötiklerinin değerlendirildiği Dayanışma Denemesi’nin geçici sonuçlarına değinen Ghebreyesus, “Remdesivir” adlı antiviral ilaç, hidroksiklorokin ve AIDS tedavisinde kullanılan lopinavir/ritonavir bileşiminin, Kovid-19 kaynaklı ölümler ve hastanede kalış süreleri üzerinde çok az etkisi olduğunu veya hiç etkisi olmadığının ortaya çıktığını belirtti.

Ghebreyesus, çıkan olumsuz sonuçlara rağmen DSÖ’nün mart ayında 30 ülkede bulunan toplam 500 hastanede yaklaşık 13 bin gönüllünün katılımıyla başlattığı Dayanışma Denemesi’nin devam edeceğini aktardı.

Dayanışma Denemesi her ay yaklaşık 2000 hastayı bünyesine kattığını ve monoklonal antikorlar ve yeni antiviraller dahil olmak üzere diğer tedavilere devam edeceğini belirten Ghebreyesus, “Şimdilik, kortikosteroid deksametazon, Kovid-19’u şiddetli geçiren hastalarda etkili olduğu ortaya çıkan tek terapötiktir.” dedi.

Ghebreyesus,, dünyada her yıl 3,5 milyona yakın şiddetli mevsimsel grip vakası ve 650 bin civarında da solunumla ilgili ölümler gerçekleştiğini anımsatarak, şöyle konuştu:

“Bu yıl, güney yarımkürede kış boyunca, Kovid-19 için alınan önlemler nedeniyle mevsimsel grip vakaları ve ölümleri normalden daha azdı. Ancak aynı şeyin kuzey yarımküredeki grip mevsiminde de geçerli olacağını varsayamayız.”

DSÖ Genel Direktörü, ayrıca grip aşısı talebinin arzın üzerine çıkabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Mustafa Bayraktar dedi ki:

    Çok değerli saygıdeğer Hocam; yazılarınızı büyük zevkle okuyorum fakat arkadaşlarla whatsup, facebook vs.dan paylaşım yapamıyorum sadece twitterdan paylaşım yapılabiliyor. Özellikle whatsup çok geniş bir kitleye ulaşıyor. Bunu değerlendirmenize alacağınızı umarak hayırlı günler diliyorum…

  2. CANAN KARATAY dedi ki:

    D VİTAMİNİ HAYATLARI KURTARIR:

    STEROİD hormonların anasıdır.

    TRUMP kullandı ama hemen verilen ilaç listesi açıklamalarından çıkarıldı.

    Dr. Fauci bile kullanıyır ama kimse nedense sözünü bile etmiyor.

    Ancak hiç bir güvenirliği ve etkisi henüz gösterilmemiş aşı ve ilaçlar piyasaya sürülüyor.

    Aşı üreticileri bile yakınıyorlar ‘virüsün değişim hızına yetişemiyoruz’ diye!

    Aklın yolu birdir:

    Damlacıklarla bulaşan virüsler,alt solunum yollarına inmeden önce, ağız, boğaz ve burunda, üst solunum yollarında 3-4 gün süre kalıyor. Bu günler içinde, karbonatlı su ile ağzı çalkalamak, dişleri fırçalamak, gargara yapmak, vürüsleri ve bakterileri öldürüyor. Üst dudağı karbonatlı su ile ıslatırsak da nefes aldığımızda, burun içi alkali oluyor.

    Evde, her kesin rahatlıkla yapabileceği ucuz, patensiz, ve kolay bir yöntem, ama kış gribinden ve de CORONA gribinden etkili bir şekilde koruyor!

    Dr. OTTO WARBURG, NOBEL ÖDÜLÜ KAZANMIŞTIR.
    ALKALİ ORTAMDA VİRÜS VE BAKTERİLERİN YAŞAYAMADIĞINI BİLDİRMİŞTİR.
    GRİP VE İNFLUENZA VİRÜSLERİ VE BAKTERİLER ASİD ORTAMDA ÇOĞALIR VE HASTALIK YAPARLAR!
    Vücut Ph değerini, 6.5-7 değerlerinde tutmak, grip olma, influenza olma riskini azaltmaktadır.
    Do you catch colds and flu frequently? Are you susceptible to canker sores, sensitive teeth and sore throat? Are you mentally tired after an hour of desk work?
    All of these symptoms and more may be connected to an imbalance in the body’s pH, as an over-acidic condition. pH is a measure of the acidity or alkalinity of a fluid. Body pH is the key indicator of balance within the body’s internal fluids – including blood, urine, saliva, and the fluids between, as well as inside, the cells.
    The body’s natural pH balance, which is slightly alkaline, must be maintained in order for us to feel our best and most energetic. “An alkaline body can absorb up to 20 times more oxygen than an acidic body.” These are the words of, Dr Otto Warburg, a Nobel Prize Winner for his work on respiratory enzymes and cancer. He also found that diseased bodies are acidic bodies, which repel oxygen and attract the overgrowth of disease-causing micro-organisms.
    Our body’s acid-alkaline balance is a key component to overall good health and one of the most crucial ways to affect health status. Raising pH (to an alkaline state) increases the immune system’s ability to kill bacteria, concludes a study conducted at The Royal Free Hospital and School of Medicine in London.
    The viruses and bacteria which cause bronchitis and colds thrive in an acidic environment. Keeping our pH in the slightly alkaline range of 6.8-7.2 can reduce the risk and lessen the severity of colds, sore throats and bouts of influenza.
    Measuring the body’s pH using a small piece of specially-designed pH paper (available in Health Food shops) is the easiest and most economical way to measure your body’s pH. I have found that testing your urine first thing in the morning is a valuable indicator of whether your diet and supplementation program is providing enough alkaline minerals to neutralize the acids.
    A consistent pH reading of between 6.4 and 7.4 shows a favourable acid-alkaline balance. If the pH is regularly below 6.4, this most likely indicates an acid condition known as acidosis and a low mineral reserve in the body fluids and tissues. Acidosis can impact immunity, digestion, bone & muscle strength, hormones, joint health, and the function of essential internal organs that handle stress including the adrenal glands, pituitary and hypothalamus.
    Numerous studies * in the last 10 years have shown a strong relationship between food and low-grade acidosis. Our daily eating habits have a great effect on the body’s pH. The typical Western diet is an acid-forming diet, low in the valuable alkaline minerals. The good news is that by consuming a diet high in alkaline-forming foods such as dark leafy greens (see ALKALINE food chart pdf ), and adding extra alkaline minerals and superfoods, a change in your body’s pH balance can occur fairly quickly. Though it may take months to reduce tissue damage and restore optimal immune, nerve and organ function.
    There are some alkaline powerfoods such as lemon, apple cider vinegar, aloe vera juice, chlorella, spirulina and other green-food powders, as well as citrate minerals of potassium, magnesium and calcium, that when added to alkaline water or spring water will help balance the body’s pH.
    To increase infection protection: start your day with an alkalizing lemon and aloe vera juice drink; add green-food powder & leafy greens to your smoothies; consume 75-80% of your foods and beverages from the alkaline-forming foods chart; practice deep breathing for at least 1 minute, at least five times daily; and hug 5 people to survive and 10 people to thrive.
    Once last tip, cold OTC medications are acid-forming, as are most medications. When feeling stressed or a cold coming on, make yourself a natural lemon, honey and ginger drink. Activities that are soothing and relaxing reduce stress and will help make us more alkaline.
    Note: Anything that is stimulating can leave an acidic residue in the body; correspondingly, any activities which are calming and relaxing reduce stress and can make us more alkaline. So enjoy a hot soothing, alkaline drink (without the alcohol) and rest frequently to cure a cold or flu.
    Frassetto L, et.al. (2001) Diet, Evolution and Aging. Eur.J.Nutr, 40:200-213
    The Prime Cause and Prevention of Cancer. Dr Otto Warburg, Lecture delivered to Nobel Laureates on June 30, 1966 at Lindau, Lake Constance, Germany.
    …………
    RoseMarie Pierce, B.Sc. Pharm. – Canada’s First Holistic Pharmacist
    RoseMarie Pierce earned her degree in Pharmacy from Dalhousie University in 1972. After extensive studies in herbal and nutritional medicine, RoseMarie integrated these disciplinary practices with her pharmacy education to become Canada’s first Holistic Pharmacist. She is recognized as one of Canada’s foremost integrated health spokespeople. RoseMarie’s core health message focuses on proper digestion and the pH connection to good health! She emphasizes the many powerful ways that balancing our body’s pH impacts the quality of our daily lives.

Siz de yorumunuzu paylaşın: