KORONA BASINI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Melih Altınok‘ un yazısı:

Gazetelerdeki ve daha fenası internet sitelerindeki korona bombardımanı son gaz devam ediyor. Televizyonlardaki bültenlerin en gözde konusu da korona.
Gündem bulmakta zorlanan editör, yanına bir kamera verip salıyor muhabiri sokağa. Maskesini burnuna indirmiş vatandaş avına…
Haberler, başlıkları birbirinden beter:
Katliamın adı korona!
Korona terörü!
Peki, faili kim bu katliamın?
Takip eden haber bu konuda fikir verebilir:
Ünlü oyuncu abartıldığı kadar değil demişti.
Koronaya yakalandı!
Vay be bu da “bilimsel ilahi adalet” olsa gerek.
Sen misin dün söylediğini bugün inkâr eden, geçenlerde önerdiği ilacı bugün zararlı ilan eden DSÖ’nün “tebliğlerine” iman etmeyen, maskesini gevşeten…
Şak diye bulursun belanı işte böyle!

***

 

Merkezinden alternatifine medyada ortam bu. Hal bu. Vasatlığın, derinleşen suskunluk sarmalının beslediği bir cinnet hali, mantığın, kamu yayıncılığının çanına ot tıkıyor.

Ne var ki ağzını açan köşe kadısı, televizyon yorumcusu 7/24 “korona karşıtı” diye yaftaladıkları birilerine laf sokuyor.

Düzceli simitçi bile HES kodu olmayanı tezgâhına yaklaştırmazken, kalem erbabının basındaki yurttan sesler korosuna nasıl olup da katılmadığına hayret ediliyor.

Kimdir bu basındaki korona karşıtları?
Ne yer ne içerler, nerede yazarlar, konuşurlar bilmiyoruz.
Korona karşıtlığı nedir onu hiç bilmiyoruz!
Her gün yazının başına oturunca ulusal basını tarıyorum. Yapılan konuşmaları, tartışmaları izliyorum.
İnsanlığın ilk kez solunum yoluyla bulaşan bir virüsle karşı karşıya kalmadığını söyleyenlerin, paniğin durumu daha kötüleştirdiğini iddia eden gazetecilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Herhalde, işinin tanımı gereği eleştirelliğini koruyan gazetecileri kastediyor olamazlar değil mi?
Zaten bildiğiniz üzere, pandemiyle ilgili asayiş tedbirleri yerine işiyle ilgilenen tıbba kafa yoran hekimlerimize de itibar edilmiyor artık basında.
Hatta bağışıklık sistemimizi güçlendirecek, yan etkisi ilaçlarla kıyaslanmayacak beslenme önerilerini dile getiren tıpçılar linç ediliyor.
Havalar soğuyunca solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için ıhlamur kaynatın, güneş bulursanız çıkın, kelle paça için demek suç, şarlatanlıkla eş değer.

***

Koronadan korunmada etkisi bilimsel olarak kanıtlanan D vitaminine bile “kocakarı ilacı” muamelesi yapan güneş girmemiş basın korona karşıtı gibi umacılar yaratıp döverken, azıcık da yarınını düşünmeli.
Söz uçar yazı kalır. Şimdi bir de internet var. Hiçbir şey tozlu arşivlere kaldırılmıyor.
Bu toplumsal travma geçtiğinde, ileride, yazdıklarının, yaptıkları haberlerin zaytung malzemesi olacağına emin olabilirler.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2020/11/30/korona-basini

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Fuzûlî dedi ki:

    Başhekim hakkını helal etmiyormuş Melih bey!…

    https://www.memurlar.net/haber/940683/bashekimden-o-goruntulere-tepki-hakkimizi-hicbirine-helal-etmiyorum.html

    Eskiden Başhekim kerli ferli yaşlıca zatlardan seçilirdi…

Siz de yorumunuzu paylaşın: