ZORLAMA YOK İSTERSEN YAPTIRMA!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Melih Altınok‘ un yazısı:

Akademiye sorsanız aşılanmak bir “insanlık görevi”.
Bu kez dinler de bilimle karıştırılan akademiyle aynı görüşte. Din adamları ağız birliği etmişçesine aşı yaptırmamanın günah olduğunu söylüyorlar.
Egemen devletler, ulusal aşılama kampanyalarında inisiyatifi Dünya Sağlık Örgütü liderliğine devretmiş durumda.
Topyekûn küresel seferberlik havası öylesine etkili ki, gıda takviyelerinin tanıtımı bile zararlı olabilir şüphesiyle sınırlandırıldığı halde, üreticilerin kefil olmadığı aşı markaların reklamları kamu spotu gibi yayınlanıyor…
Anayasal hakkını kullanıp aşıların sonuçlarını görünce kararını vermek isteyenler, hatta “Yerlisi bulunsun bakarız” diyenler “aşı karşıtı” diye yaftalanıyor.

Mecazen söylemiyorum. Hindistan’ ın Madhya Pradesh eyaletinde aşı olmayanların boyunlarına “Tehlikelidir” yazan dokümanları asması zorunlu tutuluyormuş. Amaç, diğer insanların “onlardan” uzak durmasını sağlamakmış. Aşı olanlara ise verilen dokümanlarda “Vatanseverim, çünkü aşı oldum” ibaresi bulunuyor.
Nasıl sevdiniz mi?
Oysa düz dünyacılar gibi gruplar dışında aklı başında kimsenin kategorik olarak aşı karşıtı olduğu falan yok.
Köpek ısırınca gidip paşa paşa kuduz aşısı olmayan var mı?
Kaldı ki, sonuçları bilinmeyen ilaçlara koşa koşa denek olmamak gibi sıradan, rasyonel bir refleks ne zamandır marjinal sayılmaya başladı?
Aşıyı dinlere ve ulus devletlere kutsatan üretici ülkelerin, aşı pasaportunda marka tercihi yapmasının bilimsel izahını merak etmek çok mu garip?
Yaptıranı koruduğu iddia edilen aşıya mesafeli olanların, “Başkalarının hayatını tehlikeye atıyorsunuz, kul hakkı yiyorsunuz” gibi ajitasyonlarla sıkıştırılması normal mi?
İlk soruya cevabınız evetse, kuduz aşısına “inanmıyorsanız” tek söyleyeceğim, umarım bir köpeği ısırıp gazetelere haber olmazsınız… Ha bu arada suya da fazla yaklaşmayın, kendinizi kötü hissedebilirsiniz.
Eğer diğer üçüne de evet diyorsanız getirin aşıyı, Sinovac’mış, BioNTech’miş seçen, üstüne de bir bardak soğuk su içmeyen namert olsun…

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/06/12/zorlama-yok-ama-istersen-yaptirma

***

EK 1 (13.6.2021): Maskenin pandemide etkili bir koruyucu olmadığına, dahası açık havada kullanımın zararlı olduğuna dair onlarca bilimsel makale var.
Ayrıca, senelerce bu işin eğitimini alan cerrahların bile operasyonlarda büyük bir titizlikle kullanıp attığı maskeyi, vatandaşın sağlıklı şekilde kullanmasını beklemek de hayal.

İşte, yolda, çarşıda pazarda şahit oluyoruz… Saatlerce takılan, kolda, arka cepte, dikiz aynasında, vites kolunda muhafaza edilen maskeler, kullanan için de, temas ettikleri için de tehlike saçan bir mikrop yuvasına dönmüş durumda.
Maskenin işlevsel olduğunu düşünene, takınca korunduğuna inanana hiçbir sözüm olamaz tabii ki. Hatta maskenin iyi geldiğini düşünen birine, iyi geleceğine de inanıyorum.
Ancak benden maskeyle öpüşmek gibi ufak ufak yerleşen “yeni normallere” yani anormalliklere alışmamı beklemeyin.
Zira bu saçmalık yavaş yavaş yeni neslin romantizmine sokuluyor… Ağzını bezleyip birbirlerini maskelerinden öpen âşıkların fotoları, küresel ajansların hafta sonu light haberlerini süslüyor.
Bu neyin propagandası ya da vasatlıktan mı kaynaklanıyor bilmem ama siz bu “ahlaksızlara” bakmayın kardeşlerim.
Maskeyle sevgilisini öpene ahmak denir.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/06/13/maskeyle-de-opusulmez-artik

Siz de yorumunuzu paylaşın: