YAZA GİRERKEN NORMAL HAYATA DÖNECEĞİZ, İNŞALLAH!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Prof. Dr. Uğur Şahin “Mayıs sonunda ya da Haziran ayının başında Kovid-19 vaka ve can kaybı sayısının kalıcı ölçüde düşeceğini ve normal yaşama dönülebileceğini” söylemiş.

Binlerce mutasyona ve mutasyona uğrayan virüslerin tüm dünyaya yayılmış olmalarına karşılık ağır vaka, vefat sayısı, hastane ve yoğun bakım doluluk oranlarının giderek düşmesi virüsün ağır hastalık yapıcı hususiyetinin zayıflamakta olduğunu yani virüsün belinin kırıldığını göstermektedir.

İnsanlar artık “özüne dönen” yani diğer koronavirüsler gibi soğuk algınlığı tablosu yaratan bir virüsle enfekte oluyor demektir.

Mesela bugün vaka sayısı 8.424, hasta sayısı 610, ağır hasta sayısı 1.191 ve vefat sayısı 66’dır.

Yatak, yoğun bakım ve solunum cihazı doluluk oranları sırasıyla %48.5, %60.3 ve %30.4′ dür.

610 hastanın durumları hakkında bilgi sahibi değiliz ama ben bunların büyük çoğunluğunun hafif belirtileri olan vakalar olduğunu düşünüyorum.

28 Şubat Koronavirüs tablosu - Haberler Haberleri

Şimdi de gelin tam iki ay öncesinin yani 28 Aralık 2020′ in verilerine bakalım.

Vaka sayısı 15.197, hasta sayısı 2.816,  ağır hasta sayısı 4.251 ve vefat sayısı 257′ dir. 

Yatak, yoğun bakım ve solunum cihazı doluluk oranları sırasıyla %49.1, 68,1 ve 36.2′ dir.

28 Aralık koronavirüs tablosu açıklandı! Son dakika koronavirüs vaka ve  vefat sayısı | Sağlık Haberleri

Bu iki tablodan anlaşıldığı gibi KOVİD’ le ilgili tüm değerlerde iyiye gidiş vardır.

Bu durumda vaka sayılarının artmasını “felaket” olarak ilan edenler ya hesap-kitap bilmeyen cahiller veya başka hesapları olan kişilerdir ki her ikisinin sözlerine zerre kadar itibar etmemek gerekir.

Vaka artışından endişe etmeye de yer yoktur hatta bu tam aksine memnuniyet verici bir durumdur ve virüsün zayıflamasının bir sonucudur.

Bu tabloda “hasta” olarak geçenler dünyanın en etkili aşısını yaptırmış kişiler olarak değerlendirilmelidir.

Salgın verilerindeki iyileşmede aşıların etkisi yok denecek kadar azdır

Ülkemizde ikinci aşılarını da yaptıran ve üzerinden de 2 hafta geçenlerin sayısı en iyi ihtimalle bir milyon kadardır.

Salgını etkileyecek boyutta aşı yapılmış olan ülkelerin sayısı da çok azdır.

Bu durumda tüm dünyada vaka ve ölüm sayılarındaki azalmada aşıların rolü yok denecek kadar azdır.

Salgındaki iyileşmeyi aşılara bağlamak, bir bilim adamına değil bu işten milyar dolarlar kazanan bir şirketin sahibine yakışır.

Gelelim neticeye

Uğur Şahin’ in 2 yılda bir aşılanma tavsiyesi de bilimsel olarak değil ticari olarak doğrudur.

Allah’ tan her sene veya senede iki kere dememiş.

Antijenik yapıları sürekli değişen virüslere karşı etkili bir aşı geliştirmek mümkün değildir.

Dünyanın en çok grip aşısı yapılan ülkesi olan USA’ nın neden her sene gripten kırıldığını, en çok grip ölümlerinin neden bu ülkede olduğunu bir düşünün.

***

Hürriyet‘ in haberi:

Alman medyasına konuşan ilaç şirketi Biontech’in kurucusu Prof. Uğur Şahin, Mayıs sonunda ya da Haziran ayının başında Kovid-19 vaka ve can kaybı sayısının kalıcı ölçüde düşeceğini ve normal yaşama dönülebileceğini söyledi. Geliştirdikleri koronavirüs aşısıyla salgınla mücadelede çığır açan Uğur Şahin ve Özlem Türeci Almanya’da liyakat nişanı alacak.

Dünya genelinde ilk onaylanan koronavirüs aşısı Pfizer – BioNTech’i geliştiren Prof. Dr. Uğur Şahin Alman basınına, normalleşme sürecine ilişkin tarih verdi. Şahin, dünyanın Mayıs-Haziran aylarında normale dönebileceğini açıklandı.

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı ilk aşıyı geliştiren Biontech şirketinin kurucusu bilim insanı Uğur Şahin normalleşme süreci hakkında Alman basınına açıklamalarda konuştu. Şahin, Alman basınından Der Spiegel ve Bild gazetesine yaptığı açıklamada, aşılamayla birlikte vaka sayılarında önemli ve kalıcı düşüşün Mayıs- Haziran aylarında gerçekleşeceğini söyledi.

AŞILANMA EN BÜYÜK ETKEN

Aşılamaya vurgu yapan Şahin, “Önemli kriter o döneme kadar yeterli sayıda insanın aşılanmış olması. Ancak Covid-19’un kontrol altına alınması, virüsün artık bulaşmayacağı ve tamamen biteceği anlamına gelmiyor. Sadece normal bir yaşama tekrar dönebileceğimiz anlamına geliyor” şeklinde konuştu.

HER İKİ YILDA AŞI TEKRARI

Virüsteki mutasyonların artmasının endişe verici olduğunu belirten Prof. Dr. Şahin, geliştirdiği aşının bu kadar yüksek etki etmesini beklemediğini de ayrıca belirtti. Şahin, koronavirüs aşısı sayesinde virüsün insan vücudundaki gelişiminin engellendiğini ifade ederken koronavirüs aşısının her iki yılda bir tekrar edilmesi gerektiğini de ayrıca belirtti.

 Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/dunya/normale-donus-mujdesi-ugur-sahin-tarih-verdi-41750926

***

EK 1 (3.3.2021)

Son dakika: 3 Mart koronavirüs tablosu açıklandı! Sağlık Bakanlığı günlük  vaka ve ölü sayısında son durum... - Son Dakika Haberler Milliyet

EK  2 (4.3.2021): 

EK 3 (8.3.2021):

***

EK 4 (31.3.2021): Uğur Şahin’den uyarı: Yaz ayında daha sert bir kapanma olabilir. BioNTech’in kurucu ortağı Uğur Şahin, Avrupa’da artan koronavirüs vakalarını vurgulayarak “Eldeki bütün aşılar, her hafta yeni aşıların sevk edileceği güvencesi ile uygulanmalı” dedi. Şahin aynı açıklamada artış eğilimine dikkat çekerek yaz ayları için uyarıda bulundu. Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/koronavirus/tr-ugur-sahinden-uyari-yaz-ayinda-daha-sert-bir-kapanma-olabilir-11-686-95078.html

***

EK 5 (10.5.2021): Eleştirilerin odağındaki BioNTech: Fiyatları kâr amacı gütmeyecek şekilde düşürmeye hazırız. Şirket patent haklarından feragat etmenin salgını bitirmede etkili olacağı fikrine hâlâ katılmıyor. Kaynak: https://www.indyturk.com/node/356856/sa%C4%9Flik/ele%C5%9Ftirilerin-oda%C4%9F%C4%B1ndaki-biontech-fiyatlar%C4%B1-k%C3%A2r-amac%C4%B1-g%C3%BCtmeyecek-%C5%9Fekilde

***

EK 6(24.5.2021): BM Genel Sekreteri: Korkarım bu salgın (Kovid-19) bitmekten çok uzakta. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kovid-19 salgınının “bitmekten çok uzak olduğu” uyarısında bulunarak “Bir virüsle savaş halindeyiz. Silahlarımızın kapasitesini artırmak için savaş ekonomisinin mantığına ve aciliyetine ihtiyacımız var” dedi. Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-bm-genel-sekreteri-korkarim-bu-salgin-kovid-19-bitmekten-cok-uzakta-11-681-95703.html

***

Yazı için 14 yorum yapılmış:

  1. Canan Karatay dedi ki:

    Virüslerin en az ayda bir mutasyon geçirdiğini, bilmemesine imkan var mı UĞUR Beyin.İnsanları, sizi koruyoruz diye pazar ve denek haline çeviriyorsunuz? Ayıptır, günahtır.

    Etik de değil, Doğru da değil UĞUR Bey bu yaptığınız. Uğur Bey telaşta ellerinde kalacak aşıları diye…Türkiyeyi etkilemek amacıyla UĞUR BEY devrede kullanılıyor, dikkat.

    En iyi aşı ayda 1 kez 300.000 IU/IM olan D vitaminidir 3 TL’dir/ayda bir kere yeterlidir. (ağızdan alınanın faydası olmadığı gösterilmiştir)Tüm virüs ve bakterilere, mikroplara karşı güçlü kılar bedeni.

    Uğur Beylerin aşısının bir dozu ise 48 EURO!!!

    Kolay gelsin aşıcılara, başları mutasyonla dertte çünkü.

  2. Mustafa dedi ki:

    Sayın Canan hocam kıymetli görüşlerinizi ilgiyle takip ediyoruz.
    Salgının başından beri D vitamini, coronavirüsün (aynı zamanda her virüsün) aşısıdır dediniz.
    Uluslararası D vitamini konseyi üyesi olarak siz ülkemizin D vitamini konusunda en yetkin hekimlerindensiziniz. Size gönülden inanıyoruz, destekliyoruz.

    Ancak D vitamini konusunda şöyle bir durum var.
    Yazacaklarım milyonlarca insanımızın merak ettiği hususları dile getirecektir.
    Maalesef D vitamini seviyesini tespit edecek tahlil her zaman yapılmıyor veya yapılamıyor.
    Birinci basamak sağlık tesislerinde 25 (OH) D vitamini tetkiki yapılmıyor. Hastaneye bu dönemde gidilmesi sakıncalı ve de gidilse bile sadece bazı uzman hekimler bu tetkiki isteyebiliyor.

    Tetkik yapılsa bile sonuç 30-40 ng/mL civarında ise sınırlar içinde görüldüğü için D vitamini desteği verilmiyor.
    Oysa siz 100 ng/mL olmasını öneriyorsunuz.
    Kendi başımıza eczaneden alıp iğne yaptırmaya kalksak hiçbir yerde yapmıyorlar. Çünkü enjeksiyon için reçete istiyorlar.
    Biz de mecburen 50.000 IU oral damla alarak günlük takviye yapmaya çalışıyoruz hiç yok yerden iyidir diyerek. Ki o da iğne gibi çok ucuz bir destek.

    Ama açıklamanızdaki (ağızdan alınanın faydası olmadığı gösterilmiştir) ifadesi yani damlanın işe yaramayacağı gerçekten üzüntü verici.

    Ama yukarıdaki sebeplerden dolayı insanların başka çaresi yok damladan başka.

  3. Zehra dedi ki:

    Sayin Mustafa Bey Canan hocam ağızdan alinanin faydası olmadığı görülmemiştir diyor. Yanı ağızdan alınanin mutlaka faydası var demek oluyor

  4. Zehra dedi ki:

    Afedersiniz yanlış okumusum

  5. CANAN KARATAY dedi ki:

    1. Kan değeri baktırmayabilirsiniz. Aile hekimlerinde yasaklanmış diye duydum (?). Neden acaba.
    2. Bu nedenle, Kelle-Paça, kemik suyu diyoruz.
    3. Bu nedenle günlük taze açık deniz balığı diyoruz.

    4. Bu nedenle, açık hava, güneş diyoruz, mümkün olduğu kadar.
    5. Bu nedenle köy tereyağı, soğuk sıkım zeytin yağı vs. diyoruz.
    6. Bu nedenle yağlı kuzu eti diyoruz. vs.

  6. CANAN KARATAY dedi ki:

    6. Ağızdan alınan tabletler, damlalar, ağıza sıkılan spreyler vs. yağlı değildirler bu nedenle emilimleri çok azdır.

    7. Mide ve barsaklardan tam olarak emilemiyorlar, kaçta kaçının emildiğini de kimse bilmiyor, ve de bilemez.

    8. Ayrıca, ağız, mide ve barsaklarda bulunan enzimler tarafından da yıkıma uğruyorlar.

    9.Kan değerleri çok düşük olanların mutlaka bir hekime danışmalarının ben öneriyorum.

  7. Sultan dedi ki:

    Ağızdan alınan D vitaminin emilmediği iddiası doğru değildir. Benim kullanmadan önce 17 olan seviyem 2 aylık tedaviden sonra 40’a çıktı.

  8. CANAN KARATAY dedi ki:

    40 yeterli değil Sultan Hanım.

    Daha fazla çıkmaz. Kendinizi kandırmayın.

    Yeterli emilim olmuyor dediğimi unutmayın.

    Paranıza pulunuza yazık.

  9. Deniz dedi ki:

    Sayın Canan hocam,
    Bilgilendirmeniz için çok teşekkür ediyoruz. Daha geçen ay bir profesör endokrinoloji doktoruyla tartıştım bu konuda. D vitaminim 21 çıktı, kendisi 15-20 aralığının yeterli olduğunu iddia etti. Israrla doğum kontrol hapı verdi, almadım. Ne mi yaptım? 3 hafta boyunca haftada 1 D vitamini enjeksiyonu yaptırdım. Ve aylardır olmayan regl birkaç hafta içinde kendiliğinden oldu. Üstelik her seferinde en az 2 ağrı kesici içmeye mecbur kalırken bu defa 0 ilaçla atlattım. Türkiye’nin en gözde üniversite hastanesinin doktoru bu bahsettiğim.. yazık halimize. Sizden randevu almaya da çalışıyorum fakat ne yazık ki çok dolu. Zamanı gelene kadar sizden edindiğimiz bilgilerle idare edeceğiz artık..

  10. Mustafa dedi ki:

    Sayın Canan hocam, hiç bıkmadan usanmadan lütfedip bizlere açıklamalarda bulunuyorsunuz. Bunun için size teşekkür ederiz.

    Siz her zaman “bebeklikten yaşlılığa kadar her türlü hastalığın temel sebebi D vitamini eksikliğidir” diyorsunuz.
    D vitamini önceleri bu kadar bilinen popülaritesi olan bir konu değil iken sizin ısrarlı açıklamalarınız konuyu ülkemizin gündemine getirdi.
    Ancak, D vitamini konusu doktorlar arasında, doktorlar ve hastalar arasında sürekli tartışma konusu oldu.

    Yurdumuz bir güneş ülkesi olmasına rağmen D vitamini eksikliği hemen herkeste mevcut. İdeal yol güneşlenme olmasına rağmen hala eksikse takviye alınması gerektiğini söylüyorsunuz.
    Siz ülkemizin D vitamini konusunda en önde gelen otoritelerinden biri olarak ayda 1 kez 300.000 IU/IM takviye D vitamini öneriyorsunuz.
    Ancak takdir edersiniz ki iğne olarak bu vitaminin yapılması pek olanaklı görülmüyor. Çünkü, D vitamini eksikliğinde iğne olarak değil, genellikle damla olarak takviye veriliyor. Bu konuda hastaların yapabilecekleri bişey yok.

    Ama, tabii ki önerdiğiniz; kelle-paça, kemik suyu, günlük taze açık deniz balığı, köy tereyağı, soğuk sıkım zeytin yağı, yağlı kuzu eti, açık hava, güneş gibi D vitamini kaynaklarından mümkün olduğunca faydalanmaya çalışıyoruz.

    Canan hocam bir espri olarak söylüyorum, sizin söylediklerinize kimi karşıt söylemler oluyor ya; D vitaminini kötülerseniz, D vitamini makbul duruma gelebilir belki. ?

  11. Aslı dedi ki:

    Canan hocam bahsettiğiniz d vitamini ampulunun içinde BHA olduğu için onu tavsiye etmeyen hekimler de var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz

  12. CANAN KARATAY dedi ki:

    Ampülün faydası son derece yüksektir, son derece saf olan minüskül olan maddelere
    dikkat edilmemesi gerekiyor.

    Antibiyotiklerdeki zararlı maddelere kimse neden laf etmiyor? Paket paket veriliyor. Ya da şekerli gazlı içeceklerde bulunan yüzlerce zehirlere neden kimse laf etmiyor?

    Statinleri ya da anti- depresyonları neden hala tonlarca yazıyor hekimler?

    D vitamini ampül yarım asırdan beri piyasada unutmayın!Şimdiye kadar bir yan etkisi, zararlı etkisi gösterilmemiştir.

    Tek yan etkisi, KANSERLER DAHİL, AKUT VE KRONİK HASTALIKLARI,İNFEKSİYONLARI ÖNLEMEKTİR.

    Tetanoz aşılarında ve aşılarda bulunan aluminyum ve civaya neden kimse ses çıkartamıyor?

  13. Aslı dedi ki:

    Haklısınız hocam. Görüşünüzü merak etmiştim, bizler için çok değerli. Teşekkür ediyorum.

  14. Kerim dedi ki:

    Ah Canan Hocam ampülün faydası son derecede yüksektir derken önce AK Partiyi kastediyorsunuz sandım. jeton sonra düştü.

Siz de yorumunuzu paylaşın: