KOLESTEROL MANYAKLIĞI HAYIRLI BİR ŞEY MİDİR?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
selahattin duman

12 Kasım 2010 tarihli Vatan gazetesinde Selahattin Duman’ ın yazısı:

Herşeyin hayırlısı hayırlıdır.. Kolesterol denilen şeyin de bundan geri kalır tarafı yok.. O yüzden üç beş doktorun aklına uyup “kolesterol” denilen erkeklik âleminin en yakın dostuna kuru kuru düşmanlık yapmayalım.. Bindiğimiz dalı kesmeyelim.. El âlemin hapçılarına muhtaç olmayalım..

Onu bilir, onu söylerim..
Daha doğrusu hem yazar hem söylerim..
Erkekliğin mahvı “sağlıklı yaşam” denilen kavramın hayatımıza girmesiyle başlamıştır..

Ne zaman ki “Adam bir oturuşta bir kuzu yiyor, hey maşallah!” günlerinden çıkıp “Kolesterole dikkat” burcuna girdik.. İşte o zaman fiilen bittik..

İşler de ters gidiyordu.. O sırada Satürn de Mars’a arkadan şey etmişti.. “Yükselen burç” denilen şeyin sadece kadınlara hizmet verdiği henüz anlaşılmamıştı..
Her kafadan bir ses çıkmaya başladı..

“Bir porsiyon ette şu kadar kolesterol var..”
“Kalpten ölürseniz bilin ki kolesterolünüz yüksektir..”
“Damar sertliğiniz varsa yumuşamanız lazım..”
“Kolesterolünü söyle bana.. Ne kadar yaşayacağını söyleyeyim sana..”

***
Karın yanı başında “kolesterol zabıtası” kesilmiş, yediğin içtiğinin çetelesini tutuyor.. Gazetelerin her biri, üç köşe yazarına karşılık beş doktor çalıştırıyor..
Kendini “gönüllü hemşire” ilan edip, yazacak konu bulamayıp sıkıştıkça sağlık üzerine akıl veren muhabirleri de sayıya ekleyin..

Çıkabilirsen çık işin içinde de erkekliğini göreyim..
Hürriyet Pazar ekinin takdimiyle “Ünlü kalp cerrahı Bingür Sönmez..” sonuna kadar haklı..

“Milleti el birliği ile kolesterol manyağı yaptık..”
Bu lafı Profesör Sönmez’in ağzından bizim Mehmet Yaşin almış.. Son zamanlarda o da yemeye içmeye sardırdı..
Memleketin hangi iline, ilçesine giderse “kolesterol hesabına bakmadan” oradan bir yemek tarifi bulup, pisboğazların gündemine sokuyor..
Faydalı adam yani..

BANA DEDİ Kİ..

Mehmet Yaşin belli ki planını önceden yapmış.. Profesör Sönmez’i yemeğe götürüp, sofra başında bir güzel konuşturmuş..

İşte “Milleti el birliği ile kolesterol manyağı yaptık..” lafı o muhabbetten çıkma..

Mehmet Yaşin’in bu lafları gazetesinde manşetten verirken, başlığın üstüne kondurduğu “İtiraf etti..” sözcüklerini de kuşkuyla karşılıyorum..

Anladığım kadarı ile Bingür Hoca’yı da “Vatandaşı kolesterol düşmanlığına azmettirenler..” içine katmış.. Bunun manasını çözemedim..

Yemekte içki var mıydı bilmiyorum.. Sonuç olarak ağızdan çıkan laf yani mazruf önemlidir..
“Kolesterol manyaklığı..”

Bir tıbbi çıkıntılık da ben yapayım ve kolesterol nedir, sorusundan devam edeyim..

İlmi tarife göre kolesterol denilen şey insana çok lüzumlu bir nesne.. Mum kıvamında yağımsı bir madde..
Sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar.. Vücudun bütün organlarında var.. Hata varsa beyninizde bile bulunuyor.. Çeşitli lüzumlu hormonları üretmeye yarıyor..
En önemlisi de vücuttaki kortizonu üretiyor..

***
Bakın bu “kortizon meselesi” çok önemli..
Neden derseniz kortizon denilen şey erkekliğin kaldıracıdır da ondan.. Eğer bir erkekte kortizon eksikse ondan hayır bekleme..

Ver eline yün çilesini.. İki bileğine takıp, yünü gergin tutsun.. Sen de yumağını yap..

Tosunu burarlar da boğa yapacaklarına öküze çevirirler ya! Erkekteki kortizon eksikliğinin de sonu budur..
Erkek eskiden boğa gibi hareketli, yerinde duramazken birden sakinleşir.. Tepki vermez.. İçinden karısının hayrına bir şey yapmak geçmez..

Oturur televizyon karşısına sabah akşam.. Ekrana yorgun manda gibi boş boş bakar..

Bunların sebebi, kolesterol eksikliği yüzünden vücudun erkekliği şaha kaldıracak olan kortizonu üretememesidir..

GEÇMİŞ OLSUN

Sen ondan sonra anlat bana..
Doktora gittim de kolesterolüm çok düşük çıktı da.. Doktor bana “Maşallah.. Yirmi yaşında delikanlı gibisin..” dedi de.. Külahım dinlesin..

Eğer bir doktor, orta yaşlardaki bir erkeğe “Kolesterolün çok düşük..“ diyor bunu da iyi bir şeymiş gibi söylüyorsa o doktoru hemen dava edin. Hesabını adalet görsün..
Normal şartlarda “İşi adalete bırakmayın..” derdim ama bunun için çok geç olduğunu bilecek kadar tıbba aşinayım..
Hani işini kendi görecek kadar kortizon üreten bünye? Geçmiş olsun..

Kırklı, ellili yaşlardaki bir yiğide kolesterolü bahane edip “Yirmi yaşında delikanlı gibisin..” demekle “Senin umre zamanın gelmiş.. Karını da yanında götür..” demenin bir farkı yoktur..

Sen çoktan “Sakallının harmanı, geceden yok dermanı..” hallerine düşmüştün..

Sağlıklı yaşam meraklısı doktorun sana hâlâ “Eve götürün delikanlıyı.. Paralasın yorganı..” muamelesi yapıp, kafa buluyor demektir..

Erkeklik denilen güzellikler âlemini böyle böyle tükettiler.. Yiğitlik kalesinin burçlarını böyle böyle düşürdüler.. Hâlâ uyanamadınız.. Kortizonsuz kalasıca şuursuzlar sizi..

***
Tavsiyem şudur..
Bugüne kadar gazetelerin ağzına bakıp, oradan aldığınız akıllarla kendinize yeteri kadar zarar verdiniz..
Bari bundan sonrasını kurtarın..

Akşamları sofranızda mutlaka et, hatta mümkünse kızarmış et olsun.. Yağını da kesinlikle telef etmeyin.. Yarım ekmeği o yağın içine bandırıp sıkı bir şamandıra yaptıktan sonra afiyetle yiyin..

İşi garantiye bağlamak için et aldığınızda kasabınızdan içine yarım kilo da kuyruk yağı katmasını isteyin..
Görün bakın, ondan sonra performans nasıl yükselecek.. Evde o saatten sonra kimin sözü geçecek..

Erkeğin kortizondan başka dostu yoktur!
Önemli not: Bu tavsiyemi uygularken bir terslikle karşılaşırsanız “112 Hızır Acil” servisini arayın.. Ya da arasınlar..

Siz de yorumunuzu paylaşın: