LOKUM GİBİ KOLESTEROL

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
lokum

Dün akşam Habertürk televizyonunda Yiğit Bulut’ un sunduğu Sansürsüz isimli programda kolesterol hastalık mıdır, kolesterol ilaçları ne kadar işe yarıyor soruları etrafında güzel ve faydalı bir tartışma oldu.

Programa benden başka kardiyolog Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, Prof. Dr. Bingür Sönmez ve kardiyolog Dr. Deniz Şener katıldı.

Ülkemizin çok ünlü ve değerli kalp-damar hastalıkları cerrahlarından olan Prof. Dr. Bingür Sönmez, halk arasında kötü kolesterol denilen LDL-kolesterole “Lanetli kolesterol” ve iyi kolesterol olarak bilinene HDL-kolesterole ise “Hayırlı kolesterol” diyor.

Ben ve benim gibi düşünenler ise kolesterolün iyisinin veya kötüsünün olmayacağını; HDL-kolesterol, LDL-kolesterol veya VLDL-kolesterol gibi tanımlamaların kolesterolü kanda taşıyan lipoproteinleri ifade ettiğini dile getiriyoruz.

Bize göre “LDL-kolesterol yüksekliği” tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil; tam aksine damar cidarında meydana gelen enflamasyonu kontrol altına almak için karaciğer tarafından daha fazla üretilen bir madde.

Yeni araştırmalar da kötü kolesterol denilerek LDL-kolesterole haksızlık yapıldığını, bunun aslında hiç de “kötü olmadığını “ ortaya koyuyor.

Bu sene başında yayınlanan ve Warwick Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada özellikle şeker hastaları ve yaşlılarda kalp krizi riskini artıran en önemli etkenin, LDL-kolesterol değil yapışkan özelliği çok fazla olan ‘ultra küçük LDL-kolesterol’ olduğu gösterildi.

Araştırmaya göre, bu ultra küçük-LDL’ ler normal LDL’ ye şeker gruplarının ilave eklenmesiyle (bu olaya glikozillenme deniyor) ortaya çıkıyor. Bu şeker gruplarının LDL yüzeyinde yeni bölgeler yarattıkları ve bunların da damar cidarına yapışmayı kolaylaştırdıkları ileri sürülüyor.

Yapısı değiştiği için LDL-reseptörleri tarafından tanınmayan, bu yüzden kandan uzaklaştırılamayan ve kanda birikmeye başlayan bu kolesterole “ultra kötü kolesterol” adı veriliyor.

Metformin isimli diyabet ilacının kalp damar hastalıkları riskini azaltması da kan şekerini düşürerek normal LDL’ nin ultra kötü-LDL’ ye dönüşmesinin engellenmesi suretiyle olduğu düşünülüyor.

Gelelim neticeye

Bu durumda senelerdir kötü-kolesterol, lanetli-kolesterol gibi tanımlamalarla suçlanan LDL-kolesterole itibarının iade edilmesi gerekiyor.

Bunun için de LDL-kolesterole bundan böyle “LOKUM GİBİ KOLESTEROL” adının verilmesini tavsiye ediyorum.

Programı seyretmek için: http://tvarsivi.com/player.php?i=2011110742408

KAYNAKLAR

http://www.sciencedaily.com/releases/2011/05/110526204953.htm

http://diabetes.diabetesjournals.org/content/early/2011/05/18/db11-0085.abstract)

Yazı için 13 yorum yapılmış:

  1. tuna erinçler dedi ki:

    Kolesterol metabolizmasının normal olması için karaciğerin iyi çalışması bunun için de en başta alkol olmak üzere karaciğere zarar veren maddelerden kaçınmak ve bu arada kolesterole karşı kullanılacak ilaç ve yöntemleri de karaciğere zarar vermeyenlerden seçmek gerekir.

  2. Metin Uğurlu dedi ki:

    Genetik kolesterolde, sorunun karaciğer nakli ile çözülmesi, kolesterol yüksekliğinin de karaciğer ile ilişkili olduğunu zaten gösteriyor. Bunu nasıl göremezler anlamakta zorlanıyorum. Programda Yiğit beyin sorduğu soruya da cevap verilmedi.metaanalizlerde kolesterol ilaçlarının mortalite üzerinde hiç bir etkisi olmadığı söylenmişti, buna cevap vermediler veya cevap vermek istemediler…

  3. H.K. – 29.11.2011 23:05

    Doktor bey sizin LDL (Lokum Dedigin L) kolesterol seviyeniz bugunlerdeki neseniz kadar yuksek olmali.

    Ancak o kadar sevinmeyin. Bir gulle bahar olmaz! Arastirmalar sonucu,o kadar yil “kotu” denen bir sey nasil olur da bir iki yeni arastirmayla “lokum” gibi olur? Bilim dedigimiz sey o kadar da yanar-doner mi? Desene bu kadar civelek dansoz gibi arastirmaci doktor bilim adami olursa, boyle zig-zagli sonuclar kacinilmazdir. Vatandasin kafasi fena karisiyor… ama kim takar yalova kaymakamini, nasil olsa o da vali oldu dimi?

  4. Mehmet K. Çelenk (Kardiyolog)29/11/2011 10:29:46

    Sayın Hoca’ya katılamıyorum. Yapılan neredeyse bütün primer ve sekonder korunma çalışmalarında, LDL düzeyi ile klinik kardiak olay riski arasında doğrusal ilişki saptandı

  5. gölgelice (dr)29/11/2011 11:27:33

    Herhangi bir herbivor canlıyı omnivor yaşatırsanız ömrünün yarısına gelmeden öldürürsünüz. İnsana da yapılan bu. Biyolojisine aykırı beslemek, yattığı yerden karnını doyurmak. İşin aslına bakmaz da sonucuna bakarsanız, daha çok tartışırsınız, böyle miydi şöyle miydi diye

  6. Frankie Bellevan (Tıp Doktoru)29/11/2011 11:51:36

    Sevgili Rasim Hocam siz bu “lokum” lardan afiyetle bol bol tüketin.Bahsettiğiniz programı izleme fırsatı buldum.Programın bilinçlenme ve bilinçlendirme konusunda faydalı olduğunu düşünüyorum.Hocam;siz yine,her zaman söylediklerinizden farklı bir şey söylemediniz.Farklı olarak Canan Hocamızın konu hakkındaki düşüncelerini öğrendik.Programda resmen makineli tüfek gibiydi siz de bu makineli tüfeğe mermi yetiştirmeğe çalışan biri görünümündeydiniz.Bu yaylım ateşini aralarda Yiğit Bulut güçlükle önlemeye çalışıyordu.Sizin “güzel bir tartışma oldu” düşüncenize bu nedenle ne yazık ki katılamayacağım.Açık konuşmak gerekirse,hem Bingür Sönmez,hem de Deniz Şener Hocalarımın sizin yeterince gösteremediğiniz tartışma(siz öyle söylediğiniz için)nezaketleri karşısında hayram kaldım.Programı tekrar izlerseniz siz de sergilenen olgunluğun farkına varırsınız.Demek ki gerçek “Hoca” olmak kolay bir şey değilmiş.Program da Prof.Dr.Bingür Sönmez Cleveland Klinikten Prof.Dr.Murat Tuzcu’nun görüşlerini de tekrar hatırlattı,hastaların tedavilerinin günümüzde kanıta dayalı bilim çerçevesinde kombine bir şekilde düşünülerek planlanması gerektiğini,statinlerin gerektiği zaman ve gereken dozda(yüksek doz değil!)kullanılması ve yan etkileri görüldüğünde de ilacın kesilebileceğini ifade etti.Son olarak sağlıkla ilgili konularda daha fazla “sorgulamaya” ve “bilinçlenmeye” katkıda bulunduğunuzu düşünenlerdenim.Keşke Hekimlerin sayısız sorunları konusunda da ağzınızdan 3-5 söz işitebilsek.Saygılar Hocam

  7. mustafa (dr.)29/11/2011 12:54:01

    sayın küçükusta sizin tezinize göre kanda LDL nekadar yüksek olursa glikozillenmiş yani ultra küçük LDL kolesterol de o kadar fazla olacak ve damar cidarına daha çok ultra küçük LDL kolesterol yapışacak dolayısıyla yine sorumlu olan kanda yüksek olan Lanetli yani LDL kolesterol olacak .o yüzden daha çok LDL glikozillenmesin diye asıl etken olan LDL yi düşük tutmak gerekir

  8. ali asker (dr)29/11/2011 15:21:58

    Ahmet Rasim hoca “çarşı herşeye karşı” grubundan onlar gibi sosyal konularla da ilgili, ama kafasına göre takılıyor, mantığa dayalı tıp, şefkate dayalı tıp vs. böyle bilimsel temeli olmayan kavramlarla insanları yanıltmasın, Bingür Sönmez hoca medyatik olduğu kadar ilgiyi çekmek için çok çabaladığından söylediği doğrular da güme gitti, örneğin ABD gibi malpraktis paranoyası olan bir ülkede hiç “statin kullanımı” nedeniyle bir mahkeme açılmış mı veya kaybedilmiş mi gibi.. Canan Karatay hoca partiyi vurdu, kitabı bilmem kaç baskı yaptı ama söyledikleri komik, örneğin çerez ye çıtır cıtır diyor, yiyelim yiyelim de bunun bilimsel açıklamasını da söylesin.
    SONUÇ: filler tepişir çimenler ezilir

  9. Mevlüt Durmuş (Biyolog)29/11/2011 16:37:43

    Değerli Mehmet K.Çelenk Hocam;
    LDL düzeyi ile aterom plak oluşumu arasında bir bağındı yoktur. REVERSAL ÇALIŞMASInı yapan Dr. Nissen bu konuda şöyle diyor:’…At any LDL level, progression was less on atorvastatin than on pravastatin. When I started this study, I believed that any reduction in progression would just be due to lower LDL levels, but now I’m not so sure. This analysis suggests that it may be more than just LDLit seems to be the drug as wel…..'(http://www.theheart.org/article/124833.do)

    Statinlerin faydaları konusunda da sürekli olarak ‘göreceli risk’ veriliyor, ‘mutlak risk’ dikkate alındığında statinler (en abartılı araştırmalar bile) %97 faydasız olarak çıkıyor,sadece % 3 faydalı…

  10. mdsa (büfeci)30/11/2011 11:29:58

    Abi Ahmet hoca kos kocaman profösör, siz kalkmış adamın söylediği sözün üzerine söz söylüyorsunuz, yakıştıramadım şahsen.. Ahmet Hoca ne diyorsa o dur abi, iyi diyorsa iyidir, uzatmayın lütfen.. Teşekkür ederim

  11. Mert Ulubay dedi ki:

    Sayın Hocam,
    Kim ne derse desin, programdaki en doğru ve en anlaşılır açıklamaları siz yaptınız.
    Ben de bir süredir kolesterol ilacı kullanıyorum. Yaşım 43. Bundan 4 ay kadar önce, trigiliseridim 400 küsur çıkınca bana bir ilac yazıldı. Adı: Lipantyhl.
    Fenofibrat türevi bir ilaç. Internette yaptığım küçük bir araştırmada fenofibratın Groupe Fournier SA şirketi tarafından bundan sanıyorum 2005 yılında üretilmeye başlandığını öğrendim. (wikipedia nın ilgili maddesine bakabilirsiniz. tabii ne kadar güvenilir bilmiyorum: http://en.wikipedia.org/wiki/Fenofibrate)

    Asıl enterasan olan taraf benim için şu:

    Bana direkt rapor düzenlendi ve günde 1 tane almam söylendi ve alıyorum. Etkisini kısa zamanda gördüm. Ancak uzun vadede ne olur bilemiyorum. Size danışayım dedim.

    Milliyet’in Sante dergisini çıkartmaya başladığı günlerde sizi tanıma şerefine erişmiştim. Sizin gibi araştırmacı yönü çok kuvvetli ve bildiklerini halka çok iyi anlatabilen nadir doktor/hocalarımızdansınız.

    Acaba bu konuda yani fenofibratlar konusunda, bir araştırma yaptınız mı? Kulağınıza bir şeyler geldi mi?

    Bu kadar uzun yazdığım için mazur görün.

    Ve bu mektubumu okumak için zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

    Yeni yazılarınızı ve programlarınızı heyecanla bekliyoruz.

    Saygılarımla.

  12. hehe – 30.11.2011 12:01

    ahmet hocam sana bir soru;

    ldl niz 500 çıksa kolesterol ilacı kullanır mısınız kullanmaz mısınız?

    not : diyet cevap sayılmaz.

  13. N.DEMİR. – 02.12.2011 10:02

    Sayın Hocama Katılıyorum.Önceden kolesterol mu vardı.İlaç şirketlerinin uydurduğu bi hastalık.Önceden yumurta yemeyin diyorlardı.şimdi de yumurta aklandı paklandı, yiyin diyorlar.Tereyağıda keza…en iyisi kendi doktorumuz kendimiz olmalıyız.kışın ortasında domates yersen olacağı bu…

Siz de yorumunuzu paylaşın: