HER ŞEYİ REFLÜYE BAĞLAMA MODASI VAR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
reflux

Reflü ilaçları bir işe yaramıyor” başlıklı yazım dolayısıyla çok değerli meslekdaşım iç hastalıkları uzmanı Dr. Enver Göncüoğlu ile karşılıklı yazışmalarımız oldu.

İşte onun ilk e-mektubu:

Sayın hocam. Yazının başlığını, ”Reflü İlaçları astımda bir işe yaramıyor” diye düzeltsek. İlk okumada yanlış anlaşılıyor ve yazının içeriğine bakmadan insanda yanılıyorsunuz deme ihtiyacı doğuruyor. Ama ilgi çekmesi açısından çok uygun bir başlık olmuş.
Bu arada, Statin tedavisini kesen, Bypass operasyonu olmuş, diyabetik-hipertansif-obez- dislipidemili hastalarımın size çok çok selamları var. Bu vesileyle yapacakları anjio-stent sayısı artacak olan kardiyolog arkadaşlarım da ellerinizden öperler.
Saygı ve selamlarımla…

Bu da benim ona cevabım:

Sevgili Enver, yorumunun için teşekkürler; sitemde yazımın altına koydum.
Senin bir dahiliyeci olarak larengofarengeal reflü ve tedavisi konusundaki düşüncelerini merak ediyorum.
Bana lütfen bu konuda da birkaç satır yaz.
Sevgilerle.

Şimdi sıra gene Dr. Enver Göncüoğlu’ nda:

Estağfurullah hocam.  Bu konuda benim öyle çok derin bir görüşüm yok.
Ancak, gözlemim, bu konudaki bilimsel çalışmalarla kabaca uyumlu.
Klasik reflüden farklı olarak,  özefagusa ait semptomların az,  KBB ile ilgili (kronik öksürük-sık boğaz temizleme ihtiyacı- ses kısıklığı, hatta horlama) yakınmalarının ön planda olduğu hastalarla karşılaşıyorum.   Genelde bunlara verilen PPI tedavisi, klasik reflüdeki kadar fayda sağlamıyor.  Daha çok davranış tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri işe yarıyor.  Zaten Amerikan Gastroenteroloji cemiyeti de bunlara PPI kullanımına karşı çıkıyor.
Ama unutmamalı ki, bunlarla klasik reflüyü birbirinden ayırdetmek o kadar da kolay olmayabiliyor.  Çünkü bunlarda da bazan özefagusa ait belirtiler olabiliyor.
Ben önce hastaya ait faktörleri sorgulayıp, kişiye özgü tedavi ve takip uygulamaktan yanayım.
Saygılarımla…

Şimdi gene sıra bende:

Çok sevgili kardeşim,

Son senelerde kronik öksürük, sık boğaz temizleme ihtiyacı, geniz akıntısı, ses kısıklığı, hatta horlama gibi şikayetleri olan hastalara reflü teşhisi koyma “modası” başladı. Bunlarda senin de söylediğin gibi yemek borusuna ait belirtiler az hatta hiç yok.
Ben bugüne kadar reflünün bu tür şikayetlere yol açtığını ispat eden doğru dürüst, bilimsel hiçbir araştırmaya rastlamadım.
Bence bu semptomların reflü ile hiçbir alakası yok; bunlar üst solunum yolları hiperreaktivitesi ile ilgili belirtiler. Dolayısıyla da bunların tedavisi de buna yönelik olmak durumundadır.
Bana sorarsan reflü-astım ilişkisi de sadece ko-insidans; yani tesadüfen bir arada bulunmak, o kadar.
Zaten mide asidinin yemek borusunu es geçerek yutağa ve gırtlağa kadar gelmesini geniz akıntısına yol açmasını hiç mantıklı bulmuyorum.
Buna inananlar için ben de “okülo-serebral reflü ” diye bir şey uydurdum.
Kronik öksürük, geniz akıntısı, horlama vb durumlarda PPİ’ ların klasik reflüdeki kadar fayda sağlamıyor şeklindeki gözlemin için de seni tebrik ederim. Bence de PPİ’ ın hem bu belirtilerde hem ister erişkin ister çocuk olsun astımlılarda biraz değil “hiçbir faydası yok”.
Amerikan Gastroenteroloji Cemiyeti’ nin PPI kullanımına karşı çıktığından haberim yoktu. Bir “aferin” de onlara.
PPi tedavisi için bence tek önemli olan şey klasik reflü tablosu. Bunun dışında kalan durumlarda bu ilaçları vermeyi doğru bulmuyorum.
En çok da “hastayı sorgulayıp kişiye özgü takip ve tedavi uyguluyorum” sözlerine takıldım.
Zaten olması gereken de budur.
Son zamanlarda bir kılavuzlara göre hasta tedavisi diye bir şey çıkardılar. Bunlara uymayanı “asarız-keseriz” diyor kılavuzcular.
Kılavuzlar kayıtsız şartsız uyulması gereken rehberler değildir; bunlar konuyla ilgisi olmayanlara yol gösterir, o kadar.
Konusunun uzmanı olan kılavuzların yüzüne bile bakmaz; hastasını dinler, sorgular, muayene eder; gerekiyorsa uygun gördüğü ilaçları yazar. Ancak acemi veya bilgisiz doktorlar kılavuzlara göre hareket ederler.
Duyarlılığın için teşekkürler; selam ve sevgiler…

Siz de yorumunuzu paylaşın: