KOZMETİKLERİN ÜÇTE BİRİNDE HORMONLARI ETKİLEYEN KİMYASALLAR VAR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kozmetik ürünler

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Almanya’ da kısa adı BUND olan Bund für Umwelt und Naturschutz (Çevre ve Tabiatı Koruma Derneği) tarafından yapılan araştırmaya göre, yaygın olarak tüketilen kozmetiklerin üçte birinde sağlığa zararlı olabilecek “hormonları etkileyen kimyasallar” var.

BUND’ un açıklamasında, bu kimyasalların kullanılmasının kanuni olduğu ama kısırlık, erken buluğa erme, kanser gibi sağlık problemlerine yol açma risklerinin bulunduğu vurgulanıyor.

BUND, her gün herkes tarafından kullanılan sayısız üründe “fitalat” ve “bisfenol A” gibi başka hormon bozucu maddeler de olduğunu bildirerek bunların yasaklanmasını istiyor.

62 bin ürün tarandı

Araştırmada, 62 bin vücut bakım ürününün içindeki bileşiklerle ilgili verilerden hayvan deneylerinde hormonlar üzerine ciddi etkileri olduğu tespit edilen 16 kimyasal madde tarandı.

Bu ürünler içinde güneş kremi, saç boyası, saç jeli, el kremi, vücut losyonu, ruj, şampuan, cilt bakım kremi bulunuyordu.

Araştırmada şu sonuçlara ulaşıldı:

BİR: Her üç ürünün birinde bir ve her beş ürünün birinde ise en az iki hormon-benzeri kimyasallar var.

İKİ: Bu kimyasallar en çok saç ve güneş kremlerinde (%35), tıraş köpüklerinde (%30) ve diş macunlarında (%20) bulundu.

ÜÇ: Beiersdorf (Nivea), Procter & Gamble (Wella, Head and Shoulders) ve L’Oréal (Garnier) gibi büyük markaların ürünlerinin neredeyse yarısında bu kimyasal maddelerin bulunduğu; kozmetiklerin bozulmasını önleyen “paraben”lerin çok yaygın kullanıldığı belirlendi.

DÖRT: Tabii kozmetiklerin hiçbirinde bu kimyasal maddelere rastlanmadı.

BEŞ: En çok kullanılan kimyasal metil-paraben idi (%24); bunu propil-, etil- ve bütil parabenler (%18, %12, %10) takip ediyordu.

ALTI: Diğer hormon bozucu maddeler ise ürünlerin yüzde %2 inde tespit edildi.

Karşı çıkanlar da var

Berlin Risk Değerlendirme Enstitüsü (Berliner Bundesinstitut für Risikobewertung= BfR) ise genel olarak bu kimyasalların suçlanmasının doğru olmadığı görüşünü savunuyor; Tüketicileri Koruma Bakanlığı da tek başına bir yasaklama kararı almayı düşünmüyor.

Berlin Risk Değerlendirme Enstitüsü’nden Thomas Platzek şunları söylüyor:

“Hormonları aktive eden maddelerle hormonları bozanları birbirine karıştırmamak lâzım; hayvan deneyleri sadece hormon bozucu kimyasalların zararları olabileceğini gösteriyor.

Bu kimyasal maddelerden metil ve etil-parabenlerin güvenli oldukları ispatlandı; hatta bunlar yiyeceklerde bile var.

Bazı parabenler ise tartışmalı. Avrupa Birliği propil ve bütil-parabenlerin sınır değerlerini yarı yarıya azaltmayı düşünüyor; özellikle çocukların daha iyi korunmaları gerekiyor. Bunlar Danimarka’ da şimdiden yasaklandı.”

Küresel bir tehdit

Son senelerde hormonlarla ilgili hastalıkların arttığını bildiren Dünya Sağlık Örgütü 2012’ de yayınladığı bir raporunda hormon bozucuları “küresel bir tehdit” olarak gördüğünü açıkladı.

Erkeklerde kısırlık, kızlarda erken buluğa erme, meme ve prostat kanserleri ile tiroit hastalıklarındaki artışta başka faktörlerin yanında bu kimyasalların da rolleri olabilir.

Alman Tüketicileri Koruma Bakanlığı ise “Kozmetiklerin birçoğunun ithal edildiğini, sadece kendilerinin bir yasak kararı almasının bir işe yaramayacağı” görüşünü dile getiriyor:

“Avrupa Birliği platformunda parabenlerin sınırlandırılması ve bilimsel tavsiyelere uyulması için ısrarcı olacağız. Bebek bakım ürünlerinde propil ve bütil-parabenlerin yasaklanmasını destekliyoruz.”

Tek tek değerlendirmek yanlış

BUND,  birçok ürün aynı zamanda kullanıldığı için bunların tümünün aynı zamandaki etkileri dikkate alınmadığı görüşünü savunuyor.

Bu kimyasalların birbirlerinin etkilerini katlayarak artırması mümkün olduğu gibi bunların ambalajlarında bulunan kimyasalların adı bile anılmıyor.

BfR uzmanlarından Platzek ise “İnsan vücudunun bu tür hormonal etkili kimyasalları alt etmeye alışık olduğunu; paraben konsantrasyonlarının daha mühim olduğunu fakat BUND’ un bununla ilgili hiçbir bilgi vermediğini” bildiriyor.

Gelelim neticeye

İnsanların sağlıklı yaşamaları için gerekli olmayan tüketim ürünleri olan kozmetiklere “külliyen” karşıyım ve bunlara harcanan paralar içimi sızlatıyor.

Çok meraklıları hiç değilse, bu “ne düğü belirsiz kimyasallar” yerine tabii olanlara tercih etseler çok iyi bir iş yapmış olurlar.

KAYNAK

http://www.spiegel.de/gesundheit/diagnose/bund-studie-viele-kosmetika-enthalten-hormonell-wirksame-stoffe-a-912768.html

***

EK 1 (9.11.2023): Simli makyaj ürünlerinde bulunabilen ağır metaller hastalığa davetiye çıkarıyor

Sosyal medyanın etkisiyle yaygınlaşan yeni kozmetik akımı “festival makyajı” için simli ürünlere ilgi artarken bu parıltılı ürünlerdeki antimon, arsenik ve cıva gibi ağır metallerin, uzun vadede metabolik hastalıklara yol açabileceği belirtiliyor.

Kaynak: https://medimagazin.com.tr/guncel/simli-makyaj-urunlerinde-bulunabilen-agir-metaller-hastaliga-davetiye-cikariyor-107969

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: