KÜBA AŞI İLE BULAŞICI HASTALIKLARI YOK EDİYOR/MUŞ!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
obez kadın 4

İlker Belek’ in “Küba bulaşıcı hastalıkları aşıyla yok ediyor” başlıklı yazısına Çocuk İmmünoloji-Alerji uzmanı Prof. Dr. Alişan Yıldıran’ ın cevabı:

Küba aşı ile bulaşıcı hastalıkları yok ediyor/muş!

Yazı (1) Anayasa mahkemesinin aşı ile ilgili kararının yersiz olduğunu îma ile başlıyor, Küba’nın sağlık sisteminde 1958’deki devrimden sonra aşılamaya büyük önem verildiğini düşündüren, anlaşılması zor bir rakamlar silsilesi ile devam ediyor.

Evveliyatına dair hiç bir veri belirtilmeksizin “Başarılı aşı programları sonucunda 1962’de çocuk felci, 1979’da difteri, 1993’te kızamık, 1995’te de kabakulak ve kızamıkçık yok edildi. Ayrıca 1989’dan beri kabakulak sonrası görülen meningoensefalit ve 1995’ten beri de konjenital kızamıkçık hastalıkları görülmediği” iddia ediliyor.

Çocuk felci aşılama kampanyası 1962’de başladığı anda birden çocuk felci sıfırlanıyor, herhalde dünyanın en başarılı aşısı bu olmalı! Son derece kolay bulaşabilen virüselere bağlı bir hastalık olmayıp, bakteriyel bir hastalık olan difteri ise ne hikmetse ancak onyedi yıl sonra 1979’da sıfırlanabilmiş.

Ne kadar da bilimsel ve mantıklı çıkarımlar!

Daha iyisi de var; dünyanın şu anda yegâne komünist ülkesi olan Küba’da “…Türkiye’de olduğu gibi aşıya itiraz etmek kimsenin aklına gel/ebile/mez. Devlet herhangi bir engelle karşılaşmadan ve kitle örgütlerinin ileri düzeyli destek ve katılımıyla aşı programlarını yürütür”müş, acaba itiraz edebildikleri başka bir şey var mıdır, hiç gitmedim, bilmiyorum.

Ya buna ne demeli? “…Anayasa Mahkemesi’nin aşı yaptırmamayı bireysel özgürlük alanında gören kararı gerici çevrelerin modern tıbba yönelttikleri eleştirileri destekleyen bir ortam yaratacak…” Aşı hakkında araştırma yapmak gericilik oluyormuş, gerici acaba gerginlik çıkaran anlamına mı geliyor?

Allah Allah, yazı sanki bugünlerde yazılmış gibi, ama kaynak olarak verilen kitabın üçüncü baskısı ocak ayında yapılmış (2). Yazarı ise bir halk sağlığı doçenti, yani tıp doktoru. Eserlerini de hep kitap olarak vermiş, üretken bir yazar, tıbbî makalesi ise sadece nasılsa bir adet (!) (3). Kitaplarının konuları da dikkat çekici.

Bu durumda, Küba’nın nüfusunun sadece onbir milyon olduğunu, nüfus artış hızının gittikçe düşdüğünü ve bu sebeple nüfusun 1990’lardan beri azalmakda olduğunu, yani yenidoğan bebek sayısının çok az olduğunu, devrimden önce de beş yaş altı ölüm hızının diğer ülkelere göre oldukça iyi olduğunu (yani devrimin pek müsbet tesirinin olmadığını), intihar oranında 99 ülke içinde 17.ci olduğunu (4, 5), kanser sıklığında ön sırada, bilhassa akciğer kanserinde 15. sırada olduğunu ve giderek arttığını (6, 7), çocuk felci aşılarında SV40 kontaminasyonunun kanser artışı ile ilgisi olabileceğinin (8) göz ardı edilmesi gerekiyor. Cık, cık.

Değerli yazarın haklı olduğu taraflara gelince;
Hakikaten Küba’da bir aşı endüstrisi var ve moleküler çalışmalar yapılıyor (8), hatta kansere çare olabileceği iddia edilen aşılar araştırılıyor ve ülkemize bile teknoloji transferi yapılıyor (mu acaba!) (10). Hemen küçük bir tesbit yapalım, aşı dedikleri bir monoklonal antikor olan racutumumab, yani aşı değil, biyolojik inhibitör molekül.

Yaa, modern tıp işte böyle bir şey olabilir mi?, sevgili vatandaşım.

(1) http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/12/03/haftanin-haberi/kuba-bulasici-hastaliklari-asiyla-yok-ediyor/
(2) http://www.kitapyurdu.com/yazar/ilker-belek/1486.html
(3) pubmed, web of science ve Google akademik
(4) https://en.wikipedia.org/wiki/Healthcare_in_Cuba
(5) https://en.wikipedia.org/wiki/Cuba
(6) http://www.worldlifeexpectancy.com/cuba-lung-cancers
(7) http://www.medicc.org/mediccreview/articles/mr_101.pdf
(8) http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/25057632
(9) http://www.finlay.sld.cu/english/eindex.htm
(10) https://kanser.org/saglik/userfiles/file/AKC_ASI_ACIKLAMA.pdf

Yazı için 5 yorum yapılmış:

  1. Muhterem hocam,
    minik bir düzeltme, YILDIRAN olacak

  2. ismet badem dedi ki:

    Hocam elinize sağlık Allah razı olsun sizden

  3. Halkın avukatı dedi ki:

    Anayasa Mahkemesine (AM) yapılan eleştiri yersiz çünkü AM tıbbi bir kuruluş değil ki, elbette kararları hukuka dayanacak.
    Kanunlarda aşıları zorunlu kılacak bir hüküm olmadığına göre AM’ nin aldığı karar yerindedir, asıl bunu eleştirmek abestir.
    Her aklı başında olan kimsenin kendisine yapılacak olan tüm tıbbi müdahaleler (tetkik ve tedavi) için “rızasının alınması” kanun gereğidir.
    Çocuklara yapılacak aşılar için de ebeveynlerinden müsaade alınmalıdır, burası Küba değil.
    Domuz gribinde o zamanki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Ne ben ne ailem aşı olmayacak” dedi, Sağlık bakanı’ nın sesi çıkamadı.

  4. Halkın doktoru dedi ki:

    Aşılar sapasağlam insanlara yapılmaktadır, dolayısıyla bunların yan etkilerinin tam ve doğru olarak açıklanması gerekir.
    Küba’ da aşı yüzünden zarar gören çocuklar hakkında bir bilgi var mı?
    Hayır, aşı yapılan yerde kızarma şişme ağrı gibi eften püften yan etkilerden bahsetmiyorum, bu aşılama kampanyasından sonra Küba’ da çocuklarda oto-immün, alerjik, dejeneratif, psiko-nörolojik hastalıklardaki artışı soruyorum.

  5. Demir Demirci dedi ki:

    Keşke kendisini Prof. olarak algılayabileceğimiz bilimsel verilere dayalı açıklama yapabilmiş olsaydı.
    Basit bir reddetme çabasından öteye gidememiş bir yazı.

Siz de yorumunuzu paylaşın: