İLAÇLARIN YARISI UYGUN REÇETELENDİRİLMİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Akılcı İlaç Kullanım Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında atılan adımları ve uygulamada hekimin rolüne dair merak edilenleri Akılcı İlaç Kullanımı Dairesi Başkanı Ecz. Mesil Aksoy anlattı.

Akılcı ilaç kullanımı, ilaç kullanımının tüm detaylarını kapsayan bir süreci tarif ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 1985 yılında Nairobi’de yapmış olduğu bir toplantıda, akılcı ilaç kullanımını, “Kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre uygun ilacı, uygun sürede, uygun dozda, kendilerine ve topluma en düşük maliyetle sağlayabilmeleri” şeklinde tanımlıyor.

Medimagazin’e konuşan Aczacı Melis Aksoy, “Sürecin detaylarına baktığınızda; ilacın üretilmesi, reçetelenmesi, eczacı tarafından danışmanlık hizmetinin hastaya sunulması ve sonrasında hasta tarafından kullanılmasını görüyoruz. Bunun sonucunda ortaya çıkan (aslında doğru şekilde kullanıldığında az olmasını beklediğimiz) ilaç atıklarının da bertaraf edilmesi bu sürecin tamamını oluşturuyor. Kısacası, ilaca eli değen herkes bu süreçte sorumlu” dedi.

“İLAÇ KULLANIMI İLE İLGİLİ CİDDİ SORUNLAR VAR”

DSÖ’nün tahminleri ile ilgili de bilgi veren Aksoy, “DSÖ’ye göre ilaçların yüzde 50’sinden fazlası uygun olmayan şekilde reçetelenmekte, sağlanmakta ve satılmakta. Hastaların da yüzde 50’si ilacını doğru şekilde kullanmamakta. Gerek bu tahmin gerekse yapılan diğer çalışmalar, ilaç kullanımı ile ilgili ciddi sorunlar olduğunu ortaya koyuyor” açıklamalarında bulundu.

İlaçlar doğru şekilde kullanılmadığında çeşitli sorunlar yaşandığının altını çizen Aksoy, “Antibiyotiklere karşı direnç gelişmesi, yan etkilerin görülme olasılığının artması, hastalık süresinin uzaması/tekrarlaması, hastanın hastanede kalış süresinin ve tedavi maliyetinin artması gibi pek çok sorunla karşılaşabiliyoruz” şeklinde konuştu.

DOKTORLAR DAHA ÇOK HANGİ GRUPTAN ANTİBİYOTİK YAZIYOR?

İlaç kullanımında pek çok ilaçta sorunlar yaşanabiliyor, ancak antibiyotikler dışındaki diğer ilaçların yanlış kullanımından doğan sonuçlar daha çok bireysel boyutta. Antibiyotiklerde antimikrobiyal direnç denilen ve tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı bu konu ile mücadele için çok ciddi adımların atıldığını vurgulayan Mesil Aksoy, “Özellikle beta-laktam antibakteriyel penisilinler dediğimiz grup en yüksek tüketime sahip olan ilaç grubu. Bunları diğer beta-laktam antibakteriyeller takip ediyor, yani sefalosporinlerin içinde bulunduğu grup” dedi.

ANTİBİYOTİK ÖNCESİ ÇAĞA DÖNÜŞ 

Aksoy; antibiyotiklerin kullanımı ile ilgili önemli konulara değinerek, antibiyotik direncine dikkat çekti: “Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlar, ancak bunlar etkilerinin olmadığı durumlarda, yani viral enfeksiyonların tedavisinde de kullanılmaya çalışılıyor. Bu yanlış kullanımdan dolayı da bakteriler antibiyotiklere direnç geliştiriyor ve birbirlerine de öğretiyorlar. Sonrasında da o enfeksiyonda o antibiyotik etkisiz hâle geliyor.”

Aksoy’a göre, “Bakteriler bilgi paylaşımını da seviyor ve öğrendiklerini diğerlerine de öğretiyor.” Böylelikle dirençli mikroorganizmalar karşımıza çıkıyor. Bu da tedaviyi güçleştiriyor. Antibiyotiklerin etkisiz hâle gelmesi ile çok basit enfeksiyonların bile ölümcül olabileceğinden, antibiyotik öncesi çağa dönüş yaşanmasından korkuluyor. Bu korku sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yaşanıyor, o nedenle antibiyotikler birinci planda.

TÜRKİYE, ANTİBİYOTİK KULLANIMINDA BİRİNCİ SIRADA

DSÖ tarafından yürütülen çalışmada, bin kişide kişi başına düşen antibiyotik tüketimi belirlendi. Kırk ülkenin değerlendirildiği bu verilere göre, Avrupa’da kişi başına düşen ortalama antibiyotik tüketim dozu 20 birim olarak saptandı. Hollanda’da bu birim 11,4 iken, Türkiye 42 birim ile antibiyotik tüketiminde birinci sırada.

“Akılcı ilaç kullanımı” kapsamında il düzeyinde de çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Ecz. Mesil Aksoy, “Bizim hem bu metodoloji ile tüketim hesabını yaptığımız analizler hem de hekimlerin e-reçeteleri üzerinden yaptığımız analiz çalışmalarımız mevcut. Bunlara baktığımızda ikisinin çakıştığı nokta Şanlıurfa oluyor.” dedi.

Hastaların hekimlere antibiyotik yazdırma konusundaki talebi veya ısrarcı tutumunun hekimi zor duruma sokabildiğini de belirten Aksoy, bunun hasta tarafından yapılan gereksiz bir ısrar olduğunu, hekimin de hastanın bu ısrarına karşı reçeteleme yapmasının uygun olmadığını belirtti.

HASTA EĞİTİMİNDE HEKİMLERE ROL DÜŞÜYOR

Aksoy’a göre, hekimlerin hasta eğitiminde rolü büyük. Hekimin belirlediği klinik tabloya göre antibiyotiğin gerekli olmadığını söylemesinin ve hastayı ikna etmesinin beklendiğini ifade eden Akılcı İlaç Kullanımı Dairesi Başkanı, “Hastanın da hekimin onun için en doğru tedaviyi planladığına, reçetesine ve tavsiyelerine güvenmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.

BAKANLIK DOKTOR REÇETELERİNİ NASIL TAKİP EDİYOR?

Reçete sistemi ile ilgili de bilgilendirme yapan Aksoy, “Bu sistemde, hekimlerimize ait elektronik reçeteler (e-reçete) analiz edilip değerlendiriliyor. Bu sayede hekimler de kendileri ile ilgili değerlendirme yapma imkânı buluyor. Hekim kaç protokol oluşturmuş, o protokollerin ne kadarına reçete yazmış, bu reçetelerin ne kadarında antibiyotik bulunuyor, ne kadarında ağrı kesici bulunuyor, gibi pek çok detay kontrol ediliyor” diye konuştu.

Bulunan antibiyotiklerin ne kadarının parenteral analjezik veya ne kadarının antidepresan olduğu gibi hekim temelli analizlere ulaştıklarını belirten Aksoy, bu analizler ile hekimlerin de kendilerini değerlendirebileceklerini dile getirdi.

Bakanlık, proje kapsamında hekimleri hem bu sistem aracılığı ile hem de belirlediği parametreler dâhilinde gönderdiği mektuplarla bilgilendirecek. Aksoy, ilk etapta 5 bin hekimle başlanacağını dile getirdi: “Geçen hafta Şanlıurfa’da hekimlerimizle bir araya geldik ve 500 aile hekimine kendileri için hazırlamış olduğumuz mektupları verdik. Bundan sonraki süreçte de bu mektuplar hekimlere aylık olarak ulaştırılacak.”

Belirlenen parametreler bir süre sabit, sonraki süreçlerde değişkenlik gösterebilecek ve her hekim için farklı parametrelerde analiz sonuçları kendileriyle paylaşılacak. Şu an için Bakanlığın belirlediği ilk parametre ise antibiyotiklerin reçetelenmesi ile ilgili.

ASM HEKİMLERİNİN YÖNLENDİRMESİ ÖNEMLİ

Hasta bakma süresinin kısa olmasının reçete yazımını artırıp artırmadığı konusuna da değinen Aksoy, “Bunun etkisi olabilir. Hekimlerimizin bazı yerlerde çok sayıda hasta baktığını düşünecek olursak hiçbir şeyi atlamak istemedikleri için bazı ilaç gruplarını reçeteleyebilirler. Aile Sağlığı Merkezleri, her hastanın rahatlıkla ulaşabileceği, hastalara daha fazla vakit ayrılabilen ve hekimin hastasını tanıdığı bir sistem. Oradaki hekimlerden faydalanarak, ikinci ya da üçüncü basamağa ASM’deki hekimlerin yönlendirilmesi ile gitmek birçok işte de yardımcı olacaktır” şeklinde konuştu.

Kaynak: http://www.ntv.com.tr/saglik/ilaclarin-yarisi-uygun-recetelendirilmiyor,meW6GvjvzUedDxgM6TF4hA

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Müderris Tabib dedi ki:

    Beş farklı dilde E-reçete yazılmasının maksadı ne?

    https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cok-dilli-recete-mi-yikim-recetesi-mi-703045h.htm

Siz de yorumunuzu paylaşın: