HAYRET! DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ HAZIR GIDA REKLÂMLARINA KARŞI ÇIKTI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dünya Sağlık Örgütü’ nün günde iki defa doğru zamanı gösteren bozuk bir saatten farkı yok.

DSÖ çok seyrek de olsa doğru tavsiye ve uyarılarda bulunuyor, hakkını yemek istemem.

Örgüt, çocukları hedef alan birçok online reklâmın onları abur cubur yemeye teşvik ettiğini bildiren bir rapor yayınladı ve hükumetleri çocukların sağlığına zarar verebilecek bu tür reklâmlara karşı uyardı.

Bu tür reklâmlar oyun şeklinde yapılıyor ve anne babalar çoğu zaman bunların farkına varmıyor.

Örgüt, hükumetlerin yağ, tuz ve şekerden zengin hazır yiyeceklerin 16 yaşından küçüklere reklâmının yapılmasının önlenmesini istiyor.

DSÖ, dijital olmayan medya için ve çocuklar için bazı düzenlemeler bulunduğunu ama buluğ çağındakiler için herhangi bir yasaklama olmadığının altını çiziyor.

Gelelim neticeye

BİR: Gelişmiş ülkelerde okul çağı çocuklarının yüzde 25’ i fazla kilolu veya obez.

Çocukluk çağında başlayan obezite erişkinlik döneminde de devam ediyor ve diyabet, kalp, kanser gibi kronik hastalıklara zemin hazırlıyor.

İKİ: Ben reklâm olgusuna “külliyen” karşıyım ama bunlar içinde evvel emirde yok edilmesi gereken yiyecek içecek reklâmlarıdır.

Yiyecek-içecek reklâmları yasaklanmadan obezitenin de diğer kronik hastalıkların da önlenmesi mümkün değildir.

Kimse kimseyi kandırmasın.

ÜÇ: Yiyecek reklâmları sağlığa olan zararları yanında ahlaki de değildir. Bunları alan var alamayan var.

Kaynaklar:

http://www.thenewsindependent.com/says-online-food-advertisements-targeting-children/17157/

https://newsline.com/policymakers-urged-to-protect-children-from-fatty-ads/

https://knowridge.com/2016/11/childrens-health-and-privacy-at-risk-from-digital-marketing/

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Zekai dedi ki:

    reklam olmasa bizi kandıracaklar Ahmet Bey söyler misiniz? Hem siz hangi dünyada yaşıyorsunuz ki reklamın kaldırılmasından falan bahsediyorsunuz. Olacak iş mi?

  2. acı ama gercek dedi ki:

    Sağlığımızı bozan sigara, alkol, aşırı tuz, şeker, kalori, katkı maddeleri, GDO’lu ürünler ve bunların beyin yıkayan reklamlarıyla mücadele akıl ve bilim yoluyla olmalıdır. Bedensel, zihinsel, ruhsal ve sosyal sağlığımıza zararlı reklam ve yayınlar önlenmeli veya filtrelenmelidir. Chicago Üniversitesi, yüzbin reklamı inceledi: Reklamı yapılan gıdaların % 98’i yağ, tuz ve şeker yükü, % 90’ı ise besin değeri düşük bulundu. Bu yüzden ABD’de çocuk obezite oranı 1978-2004 yılları arasında 3 kat arttı. Yaşadığımız akvaryumu temiz tutmak için hastalık üreten kaynakları, sağlık üreten şekle dönüştürmeliyiz. Medya, akvaryumu kirleten değil temizleyen şekle dönüşmelidir.

    Hastalıkları önleme ve sağlığı koruma yani yaşadığımız akvaryumu temiz tutma devletin görevidir. Bilim; sebep sonuç ilişkisi kuran disiplinin adı ise, sebepleri ortadan kaldırmadan kötü sonuçları önleyemeyiz

Siz de yorumunuzu paylaşın: