KINANIN SAĞLIĞA ÖYLE ÇOK FAYDALARI VAR Kİ…

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Kına için bu söylenenler daha başka pek çok ot, çer çöp, sap saman, püskül için de söylenebilir çünkü aklınıza gelen gelmeyen, bildiğiniz bilmediğiniz her bitkide vitamin, mineral, antioksidan… yüzlerce kimyasal madde vardır.

Bunlardan sadece birini alıp bile o bitki için destanlar yazılabilir.

Bu ifadeler doğru olsaydı dünyada hasta kalmaz tıp fakültelerinin kapısına da kilit asılırdı.

her bitkide olduğu üzere kınada da vücut için faydalı birçok madde olduğu şüphesizdir ama bu kınayı mucize bir bitki yapmaz.

Kınaya sağlık üzerinden methiyeler düzmek sadece “icat çıkarmaktır” başka bir şey değildir.

Kına gerçekten faydalı bir şey olsaydı atalarımız “münasip yerine kına yak” sözünü icat ederler miydi, bir düşünün.

Aktara kına almaya koşanlar, yoldan geri dönsün!

***

Habertürk‘ ün haberi:

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, “Kına başta ağrı olmak üzere birçok tıbbi sorunun tedavisinde kullanılıyor” dedi.

Efsanevi Mısır kraliçesi Kleopatra’nın kına yağından elde edilen bir koku kullandığı bilinmektedir. Kleopatra Roma’lı sevgilisi Antonius ile buluşmaya giderken geminin güvertesine bu losyondan bolca dökülürmüş. Eski Mısır mumyalarının el ve ayak tırnaklarında sıklıkla kına bulunmuştur. Kına o zamanlarda da hem makyaj, hem süsleme ve hem de tedavi amacı ile kullanılmaktaydı.

Kına, litrasea familyasından bir bitkiden elde edilmektedir. Birçok türü olmakla birlikte sıklıkla kullanılan yeşil kına, Güney Batı Asya, Kuzey Afrika, Avustralya, Batı Hint Adaları halkaları tarafından endemik olarak kullanılmaktadır. Tüm bu kültürlerde, kına kullanımının dini bağlantıları da vardır.

Kına, naftokinon gibi onu güçlü bir “boya” yapan bileşiklerin yanı sıra; tanin, kumarin, flavinoidler, fenolik asit, steroller ve ksantonlar gibi birçok biyolojik etkiye yol açan ve tedavide çeşitli tıbbi sorunların çözümünde yararlanılan maddeler de içerir.

Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, “Kınanın tıbbi kullanımında; verem ilerlemesini durdurduğu, antiviral, antimikrobik, antifungal (mantarlara karşı), protein glikasyonu önleyici, yara iyileştirici, antipiretik (ateş düşürücü), analjezik (ağrı kesici), antiinflamatuvar (yangı-iltihap önleyici) özellikleri olduğu uzun zamandır bilinmektedir. Mollusc, tyripanasoma, gibi hastalık etkenlerine karşı da yararlı olduğu bilinmektedir. Kına, ayrıca kanser, parazit, şeker hastalığı önleyici özelliklere sahipti. Karaciğeri korur. Bu nedenle sarılıkta kullanılagelmiştir. Kına, bağışıklık sistemini olumlu yönde düzenleyici etkilere de sahiptir. Günümüzde Ayurvedik tıp ve Unani tıp (Hindistan’da halen kullanılan eski yunan tıbbının bir formu) kına gargaralarını bademcik iltihabı, farenjit, diyare, dizanteri, ülser, barsak kurdu ve ateş tedavisinde uygulamaktadır’’ açıklamasını yaptı.

KINA, YARARLARININ YANI SIRA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİR MADDE

Yararları yanında dikkat edilmesi gereken durumlar da vardır. Nadir bir kan hastalığı olan favizm (Bakla yenmesi ile şiddetli iç kanama gelişmesi), ülkemizde nisbeten daha yaygın görülebilmektedir. Bu hastalığı olan ama hasta olduğu bilinmeyen bir çocuğun eline kına sürülmesi, az miktarda olsa bile, iç kanamaya neden olabilir!

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, Kınanın ağrı kesici özelliğinin nerelerde kullanılması gerektiği konusunda önemli bilgiler verdi.

Kına, halk hekimliğinde, uyuz, saç kepeği, saç dökülmesi, sarılık, mantar hastalıkları, dalak büyümesi, kanser, amipli dizanteride kullanılmaktadır.

Kına yağı, kınadan elde edilen ve tedavi amaçlı olarak kullanılan bir maddedir. Özellikle eklem iltihabı ve romatizma kaynaklı ağrılarda etkilidir.

Kına, yanık yüzeyler üzerinde serinletici etki yapmakta, bu nedenle yüksek ateş tedavisi ve yanık bakımında kullanılabilmektedir.

 

Kınanın özellikle nöropatik ağrıda etkili olabileceği, doksanların sonlarına doğru bilimsel araştırmalarla ispatlanmıştır. Normal ağrı kesicilere cevap vermeyen nöropatik ağrı türü ağrılar, geniş bir grup hastalığı içermektedir. Trigeminal nevraljiden diyabetik nöropatiye (Şeker hastalarında görülen ayak yanmaları bu durum ile ilişkilidir); kanser ağrılarından fibromiyaljiye dek birçok ağrılı hastalığı barındırır.

Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, “Uzun bir süredir nöropatik ağrıya neden olan sinir sıkışması (En sık görüleni karpal tünel ) ve boyun fıtığı hastalarının kına sürdüklerini gözlemliyorduk. Bazı Ortadoğu ülkelerinde doktorlar karpal tünel sendromunda ellere kına sürülmesini bir hastalık işareti olarak görmektedir (Yani neredeyse kına varlığına bakıp karpal tünel tanısı koymak!). Gerçekten de kına, bu gibi durumlarda gözlenen “yanma”, “elektrik çarpması”, “batma” , “iğnelenme” benzeri nöropatik ağrıları ciddi biçimde azaltmaktadır. Halk arasında bu tür ağrılarda deriye kına sürmek uygulamasının boş bir inanç olmadığı, bilimsel bir temeli olduğu anlaşıldı. Kınanın içerdiği ağrı kesici maddeler ayrıntılı olarak tanımlanmış ve Birleşik Devletler patent dairesi tarafından tescil edilmiştir” dedi.

Kaynak: http://www.haberturk.com/saglik/haber/1594710-kinanin-faydalari

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. yaşar dedi ki:

    Bence kına değerli bir şey olsaydı, bu sayıp dökülen faydaları da gerçek olsaydı onu “oraya” sürüp ziyan etmemiz tavsiye edilmezdi diye düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum?

Siz de yorumunuzu paylaşın: