DIŞKI NAKLİ KANSER TEDAVİSİNE GİREBİLİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

İndependent Türkçe‘ deki yazım:

Günümüzde kanser araştırmalarının çoğu, yeni tedavilerin geliştirilebilmesi için tümörlerdeki genetik değişikliklere odaklanmış olmakla beraber son senelerde bağırsak bakterilerinin kanserdeki rolleriyle ilgili de çok sayıda araştırma yapılıyor.

Pankreas kanseri, tüm kanserler içinde en hızlı seyreden, bugün uygulanmakta olan tüm tedavilere direnç gösteren bir kanser türüdür. Bu hastaların beş yıl yaşama şansları sadece yüzde 6 kadardır.

Yeni araştırmalar pankreas kanseri tedavisinde umut vadeden neticeler veriyor.

Deneysel tedavide kanser hücrelerinin yüzde 90’ı yok oldu

İnsan pankreas kanseri hücrelerinin, bağışıklığı baskılanmış farelere nakledilmesiyle gerçekleştirilen araştırmada, PJ34 adı verilen küçük bir molekülün, pankreas kanseri hücrelerinin kendi kendilerini harap etmelerini sağlayabileceği gösterildi. 1

Farelere 14 gün boyunca PJ34 enjekte edildikten bir ay sonra kanser hücresi nakli yapılan farelerde bu hücrelerin yüzde 90’ının öldüğü tespit edildi; bir farede tümör tamamen kayboldu.

Araştırmacılara göre, bu molekül kanser hücrelerinin çoğalmaları sırasında bir anomaliye yol açıyor ve bu da hücrenin hızla ölümüne sebep oluyor. 

Farelerde herhangi bir yan etki görülmedi, davranış bozukluğu veya kilo değişikliği olmadı.

FECAL Transplantation pancreatic cancer ile ilgili görsel sonucu

Pankreas kanserinin bağırsak bakterileri üzerinden tedavisi

Bağırsak mikrobiyomunun tümörün tanınması ve hedef alınmasında veya bazı kanserlerin tedavilerinde bağışıklık sistemini etkileyebileceğini gösteren pek çok araştırma var.

Bunların birinde, bağırsak mikrobiyomu kompozisyonunun melanomlu hastalarda immünoterapinin ne kadar etkili olacağını belirlediği ortaya kondu. 2

Bir diğerinde ise bağırsak mikrobiyotasının karaciğer tümörlerinde bağışıklık cevaplarını etkileyebileceği gösterildi. 3

Pankreas kanserli hastalarda yapılan çok yeni bir araştırmada ise, tümördeki bakteri topluluğunun hastanın yaşama süresinin belirlenmesinde rol oynayabileceği neticesine varıldı.

Ortalama hayatta kalma süreleri 10 sene olan 21 ve 1,6 sene olan 22 pankreas kanserli hasta üzerinde gerçekleştirilen araştırmada, uzun yaşayanlarla kısa yaşayanların tümörlerindeki bakteri tipleri ve çeşitliliğinin farklı olduğu tespit edildi.

Bakterilerin tümöre bağırsaklardan geldiklerinin anlaşılması üzerine araştırmanın bir parçası olarak farelerde yapılan deneylerde, özellikle kolitli hastalarda uygulanan ve çok iyi netice veren dışkı naklinin pankreas kanseri tedavisindeki etkisi incelendi.

Uzun süre yaşayan pankreas kanserli hastalardan dışkı nakledilen farelerde tümörü içinde ve çevresinde kısa süre yaşayan hastalardan dışkı nakli yapılan farelere göre daha fazla tümör öldürücü T-hücresi toplandığı görüldü.

Cell dergisinde yayımlanan bu araştırmaya dayanarak, pankreas kanserli hastalarda dışkı naklinin etkisinin incelenmesi planlanıyor.

FECAL Transplantation pancreatic cancer ile ilgili görsel sonucu

Dışkı nakli artık yeni bir tedavi yöntemi 

Dışkı nakli ya da tıbbi adıyla fekal mikrobiyota transplantasyonu (FMT), aslında çok yeni bir tedavi yöntemi değil; tavuklarda ‘salmonellozis’ hastalığını önlemek için uzun zamandan beri zaten kullanılıyordu.

Bir zamanlar başka tedavilerden sonuç alınamadığında başvurulan FMT, artık klinik tablosu kötüleşen ve tekrarlayan ağır C. difficile enfeksiyonu olan hastalar için “ilk tedavi yöntemi” olarak tavsiye ediliyor.

FMT, sağlıklı bir insanın dışkısındaki mikrobiyotanın, lavman, kolonoskopi, nazo-gastrik veya nazo-duodenal tüpler aracılığıyla tek veya birkaç defada kalın bağırsaklara verilmesi suretiyle gerçekleştiriliyor.

Bunlar içinde uygulaması en kolay olanı lavman yolu; etkinlik bakımından yöntemler arasında bir fark bulunmuyor.

Yeni bir araştırmada “taze dışkının” yarattığı sorunları gidermek için sağlıklı insanlardan haftalarca önce alınan ve dondurularak muhafaza edilen dışkı ile de iyi sonuç alınabileceği gösterildi.

Gelelim neticeye

Bağırsak mikrobiyotası son senelerde tıbbın en çok araştırma yapılan sahalarından biri olarak öne çıkıyor.

Bağırsak bakterileri üzerinden yapılan araştırmaların ilk neticeleri çok parlak ve umut verici olsa bile bunların insanlar üzerindeki etkinliklerinin belirlenmesi ve yaygın kullanım için daha çok çalışılması gerekiyor.

Kaynaklar:

1.http://www.oncotarget.com/index.php?journal=oncotarget&page=article&op=view&path[]=27268&path[]=87898

2.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5827966/

3.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31398337

4.https://www.cell.com/cell/fulltext/S0092-8674(19)30773-1?_returnURL=https%3A%2F%2Flinkinghub.elsevier.com%2Fretrieve%2Fpii%2FS0092867419307731%3Fshowall%3Dtrue

Kaynak: https://www.independentturkish.com/node/107146/t%C3%BCrkiyeden-sesler/d%C4%B1%C5%9Fk%C4%B1-nakli-kanser-tedavisine-girebilir

Siz de yorumunuzu paylaşın: