DÜNYA SAĞLIK TEŞKİLATI’ NIN KORONAVİRÜSLE İMTİHANI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Dünya Sağlık Teşkilatı, tıpkı domuz gribi salgınında olduğu gibi koronavirüs pandemisini de eline yüzüne bulaştırdı. 

Domuz gribi pandemisinde yaşananları “Bu İşte Bir Domuzluk Var” isimli kitabımda anlatmıştım.

KOVİD’ i anlatmaya ciltler dolusu kitap da ömür de yetmez.

Domuz da ufak kalır.

Aşağıda bunun kısa bir özetini bulacaksınız.

Bu İşte Bir Domuzluk Var! , Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta - Fiyatı &  Satın Al | idefix

**

Anadolu Ajansı‘ nın haberi:

Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde 1948’de kurulan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında aldığı gecikmeli kararlar nedeniyle ve şeffaflık konusunda sıkça eleştirilirken, örgüt 2020’de tarihinin en zor döneminden geçti.

Çin’in Vuhan kentinde patlak veren Kovid-19 salgını dünya ekonomisini, insanların hayatını, özgürlüğünü ve alışkanlıklarını sıra dışı bir şekilde etkilemeye devam ediyor.

DSÖ, geçen yıl bu hafta Vuhan’da yayımlanan bir bülten aracılığıyla şehirde, “nedeni bilinmeyen zatürre” vakalarından haberdar oldu. Aslında bu vakalar yeni tip koronavirüsün ilk ortaya çıkışıydı.

Bu ölümcül virüs tarihte eşi görülmemiş şekilde dünyanın en ücra köşesindeki Marshall Adaları’dan Papua Yeni Gine’ye kadar her yere yayıldı.

Dünya genelinde Kovid-19 vaka sayısı 81 milyonu, virüs kaynaklı ölümler ise 1 milyon 780 bini geçti.

DSÖ’ye yoğun eleştiriler

Merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan ve 7 Nisan 1948’de kurulan DSÖ’nün dünya genelinde 150 ofisi, 7 bin civarında çalışanı bulunuyor.

Toplum sağlığıyla ilgili uluslararası çalışmalar yapan DSÖ, yaklaşık 7,8 milyarlık dünya nüfusunun sağlık alanında güvenebileceği tek uluslararası platform konumunda bulunuyor.

Küresel sağlık otoritesi olan DSÖ, Kovid-19’la mücadelede “yetersiz kalmak”, “geç adımlar atmak”, “çelişkili mesajlar vermek” ve “aşı çalışmalarından dolayı umutlanan insanlara korku pompalamaya devam etmek” ile suçlanıyor.

Bununla beraber örgüt, aşıların Kovid-19 ile mücadelenin yalnızca bir parçası olduğunu, maske, mesafe ve hijyen gibi önlemlere devam edilmesini vurguluyor.

ABD’nin DSÖ’den çekilme kararı

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, 23 Mayıs 2017’de 5 yıllığına seçilerek 1 Temmuz’da göreve başladı.

Kovid-19 salgınında ABD yönetiminin hedef tahtası haline gelen Ghebreyesus ise kendisine ve örgüte yönelik eleştirilere adeta meydan okudu.

ABD Başkanı Donald Trump, DSÖ’yü “gerekli reformları yapmamak”, “Çin’in kuklası olmak”, “Çin odaklı davranmak” ve “salgının boyutlarını örtbas etmekle” suçladı.

ABD yönetimi de DSÖ’den resmi olarak 6 Temmuz 2021’de çekileceğini bildirdi.

Başkan Trump’ın ağır suçlamalarına karşın Ghebreyesus ise “Kovid-19 salgınının politize edilmemesi” çağrısında bulundu.

DSÖ salgına karşı mücadelede “benzersiz” avantajlarını kullanabildi mi?

DSÖ, bulaşıcı hastalıklar konusunda üye devletlerle bilgi alışverişi, tıbbi konularda “hayati tavsiyelerde” bulunma, aşı çalışmalarını koordine etme ve düşük gelirli ülkelere ekipman desteğinde bulunma gibi dünya genelinde sağlık alanında “sayısız” ve “benzersiz” bir role sahip.

Kuruluşundan bu yana DSÖ’ye 194 ülke üye oldu.

Sağlık alanında hem yönlendirici hem de koordine edici pozisyonda olan ve geniş yetkilere sahip bir yapısı bulunan DSÖ, küresel sağlık konusunda kılavuz örgüt konumunda.

DSÖ’nün kuruluş tüzüğünün 21 ve 22. maddelerinde, örgütün tüm dünyada geçerli olacak kararlar alabilmesine ve bu kararların üye devletlerin iç hukuk mekanizmaları tarafından onaylanmaksızın geçerli olabilmesine imkân tanıyan yetkiler düzenlendi.

DSÖ’nün bu yetkilerine başka hiçbir uluslararası kuruluş sahip değil.

Örgüt, bu gücüne rağmen, salgın tüm dünyayı kasıp kavururken etkisiz kalmakla eleştiriliyor.

“Çin ile sınırlarınızı kapatmayın”

14 Ocak’ta DSÖ’nün Twitter hesabından, Çinli yetkililere dayandırılarak yapılan paylaşımda, Kovid-19’un insandan insana bulaştığı yönünde herhangi somut bir kanıt olmadığı iddia edildi.

30 Ocak’ta “uluslararası kamu sağlığı acil durumu” ilan edildiği gün ise örgütün “Çin ile sınırlarınızı kapatmayın çağrısı” yapması şaşkınlıkla karşılandı.

Pek çok uzmana göre bu çağrı virüsün tüm dünyaya yayılmasının önünü açtı. DSÖ ise bu iddiaları reddetti.

Örgüt, virüs pek çok ülkeye yayıldıktan sonra 11 Mart’ta salgını küresel pandemi ilan etti.

“Maske çelişkisi”

Örgüt, salgının ilk günlerinden itibaren sağlıklı kişilerin maske takmasına gerek olmadığı yönünde ısrarlı açıklamalar yapmasına karşın 5 Haziran’da hükümetlere, toplu ulaşım ve kamusal alanlarda maske takılması yönünde ilk kez tavsiyede bulundu

DSÖ’nün salgına ilişkin küresel acil durum ilan edildikten tam 5 ay 5 gün sonra sağlıklı kişilere de maske takma önerisinde bulunması tüm dünya basınında “maske çelişkisi” başlıklarıyla yer aldı.

Kovid-19’un kökeni tartışmaları

DSÖ salgının ilk günlerinden itibaren Kovid-19 virüsünün doğal kaynaklı olduğu konusunda ısrar etti.

Nitekim, örgütten 21 Nisan’da yapılan açıklamada, “(Kovid-19’un henüz kaynağını veya kökenini bilmiyoruz. Emin olduğumuz tek bir şey var o da virüsün bir hayvandan kaynaklanmış olması. Bir laboratuvarda manipüle edilmedi.” ifadesi kullanıldı.

ABD Başkanı Donald Trump ise 1 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Kovid-19’un Çin’in Vuhan kentindeki bir laboratuvardan çıktığına ilişkin kanıtları gördüğünü söyledi. Örgüt ise Trump’ın açıklamaları karşısında virüsün doğal kaynaklı olduğu konusunda ısrar etti.

DSÖ bilim heyeti henüz Vuhan’a gidemedi

Örgüt bünyesindeki bir araştırmacı ekip ekim sonunda sanal ortamda Çinli uzmanlarla Kovid-19’un kökenine ilişkin bir toplantı yaptı.

Fakat virüsün belirtilerinin Vuhan’da ortaya çıkmasının ardından 1 yıl geçmesine rağmen Kovid-19’un kökenini araştıracak DSÖ bilim heyeti henüz Vuhan’a ulaşabilmiş değil.

Örgüt, devam eden araştırmalara rağmen virüsün Vuhan’da “nasıl, nerede ve ne zaman yayılmaya başladığına” dair çok az şey bilindiğini kabul etti.

Çin’de Kovid-19 kaynaklı ilk ölümün kaydedilmesinden 1 yıl sonra virüsün kökenini araştırmak için 10 uluslararası bilim insanının gelecek ay Vuhan’a gideceği bildirildi.

Şeffaflık eleştirisi

DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, haftada iki gün çevrim içi video konferans uygulaması Zoom ile sanal basın toplantıları düzenliyor. Bu toplantılara dünya genelinden yüzlerce gazeteci katılıyor. Ancak ekranda katılımcılar gizlendiği için toplantılara kimlerin katıldığını bilmiyor.

BM Cenevre Ofisi’nde düzenlenen tüm basın toplantıları ise basına açık.

BM nezdinde bir kuruluş olan DSÖ’nün son yüzyılın en büyük sağlık sorununun yaşandığı bir dönemde kapılarını fiziki olarak basına kapatması ve sadece çevrim içi toplantılar yapması ağır eleştirilere neden oldu.

Cenevre merkezli gazeteciler DSÖ’nün basın toplantılarını “kör web semineri” olarak niteliyor.

Nitekim, BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliğinin (ACANU) düzenlediği geleneksel yıl sonu anketinde DSÖ medya ekibi son sıralarda yer aldı.

Ankete katılan uluslararası gazetecilerin yüzde 67’si DSÖ medya ekibinin Kovid-19 salgınını “kötü” yönettiği şıkkına imza attı.

ACANU anket sonuçlarını Twitter üzerinden yayımladı.

BM’nin 71 yıllık gazeteci örgütü olan ACANU ve İsviçre Yabancı Gazeteciler Derneği (APES) “daha fazla bilgiye erişim ve şeffaflığın sağlanması” için Genel Direktör Ghebreyesus’a mektuplar gönderdi.

“DSÖ’nün politikaları yönlendiriliyor” iddiası

ABD’nin DSÖ’den çekilme kararının ardından Bill & Melinda Gates Vakfı, örgütün bir numaralı finansörü haline geldi.

Ghebreyesus’un DSÖ seçimlerini Bill Gates’in desteğiyle kazandığı belirtilmişti.

Pandemi döneminde örgüte yönelik en ciddi eleştirilerden biri de şeffaflığı tartışmalı olan Bill & Melinda Gates Vakfı gibi çok uluslu kar amacı gütmeyen bazı grupların “DSÖ’nün politikalarını” yönlendirdiği iddiaları oldu.

DSÖ’nün “COVAX” başarısı

Uzmanlar, tüm eleştirilere rağmen DSÖ eş güdümünde yürütülen Kovid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX) ile “harika bir iş başarıldığını” ifade ediyor.

DSÖ, COVAX girişimiyle orta ve düşük gelirli ülkelere 2021 yılında 2 milyar doz aşı dağıtılacağını açıkladı.

COVAX ile Kovid-19 aşılarının adil dağıtımı planlandı ve bu girişime şimdiye kadar 190 ülke katıldı.

Zengin ülkelerin düşük ve orta gelirli ülkeleri desteklemesi için kurulan COVAX, DSÖ’nün salgında “en büyük başarısı” olarak ön plana çıktı.

DSÖ’nün geçmişteki başarıları Kovid-19 için umut veriyor

DSÖ, epidemiyoloji alanında dünyanın en önemli bilim insanlarını bünyesinde bulunduruyor.

Ghebreyesus’un düzenlediği basın toplantılarına bu uzmanlar da katılıyor. Örgüt, özellikle son aylarda Kovid-19’a karşı mücadelede tutarlı mesajlar vermeye başladı.

DSÖ’nün geçmişteki, çiçek hastalığı, çocuk felci ve Ebola’ya karşı başarıları, Kovid-19 salgınının sona erdirilmesi için insanlığa umut veriyor.

DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, neredeyse düzenlediği tüm basın toplantılarında mutlaka “küresel dayanışma” çağrısı yaptı.

“Birimiz güvende değilsek kimse güvende değil’ diyen Ghebreyesus, “aşı milliyetçiliğine” karşı uyarılarda bulundu.

Ghebreyesus, pazartesi düzenlediği yılın son basın toplantısını “Hiçbirimiz bir salgını kendi başımıza bitiremeyiz ama bu salgını birlikte bitireceğiz.” sözleriyle tamamladı.

Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/dsonun-2020de-dunyayi-kasip-kavuran-kovid-19-salgininda-basarili-olup-olmadigi-tartisiliyor/2093168

***

EK 1 (27.5.2021): ABD yönetimi, korona virüsün kökeninin tespit edilmesine yönelik başlatılan çalışmaları derinleştiriyor. ABD Başkanı Joe Biden, istihbarat servislerine korona virüsün kökenini araştırmaya yönelik yürütülen çalışmaları “iki katına çıkarma” emri verdi. ABD istihbarat servislerinin virüsün laboratuvar kazası sonucu mu yoksa enfekte bir hayvanla insan temasından mı kaynaklandığı konusunda ikiye bölündüğünü söyleyen Biden, birimlere 90 gün içinde yeni bir rapor hazırlamaları yönünde talimat verdi.

Biden, ABD istihbarat topluluğunun çoğunluğunun bu iki senaryo etrafında birleştiğini ancak “birinin diğerinden daha muhtemel olduğu yönünde yeterli bilgi olmadığını” ifade etti. İki birimin virüsün kaynağı konusunda hayvan bağı ihtimaline yoğunlaştığını, birinin ise laboratuvar teorisine eğilim gösterdiğini kaydeden Biden, çoğunluğun “birinin diğerinden daha muhtemel olduğu yönünde yeterli veri olmadığı” görüşünde birleştiğini vurguladı. Bu kapsamda yeni bir rapor hazırlanması talimatını veren Biden, “ABD, Çin’e tam, şeffaf, kanıta dayalı uluslararası bir soruşturmaya katılması ve tüm ilgili veri ve kanıtlara erişim sağlanması amacıyla baskı yapılması için dünya çapında benzer düşünen ortaklarla birlikte çalışmaya devam edecek” dedi.

ABD istihbarat topluluğu, 17 Amerikan istihbarat servisinden oluşuyor.

Öte yandan önceki Başkan Donald Trump ve eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yürütülen çalışmalarda virüsün Çin’deki bir laboratuvardan kaza sonucu ortaya çıkmış olabileceğine dair kanıtlar olduğunu ifade etmişti. Ancak kanıtlar kamuoyu ile paylaşılmamıştı. Pekin yönetimi ise söz konusu iddiaları reddetmişti.
Biden’ın son açıklamasının ardından Çin’in Washington Büyükelçiliği, Covid-19’un kökenine yönelik çalışmaların “siyasallaştırılmasına” karşı uyarıda bulundu. Büyükelçiliğin internet sitesinden yapılan ve Biden’ın sözlerinden doğrudan bahsedilmeyen açıklamada, karalama kampanyalarının ve “laboratuvar sızıntısı” komplo teorisinin yeniden gün yüzüne çıktığı ifade edildi.

Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-bidendan-istihbarat-servislerine-covid-19un-kokenine-yonelik-sorusturmayi-derinlestirme-talimati-11-681-95754.html

***

EK 2 (28.5.2021): Facebook’un internet sitesinden yapılan açıklamada, “Kovid-19’un kökenine ilişkin devam eden araştırmalar ışığında ve halk sağlığı uzmanlarına danışmamız sonucunda, Kovid-19’un insan yapımı olduğu veya üretildiği iddialarını artık engellemeyeceğiz.” ifadesine yer verildi. Açıklamada, Kovid-19 salgınının değişen doğasına ayak uydurmak için sağlık uzmanlarıyla çalışmaya devam edileceği, yeni gerçekler ve eğilimler ortaya çıktıkça Facebook politikalarının düzenli olarak güncelleneceği kaydedildi. Facebook, Şubat 2021’den bu yana, Kovid-19’un insan yapımı veya üretimi sonucu ortaya çıktığı yönündeki paylaşımlara, “yanıltıcı sağlık iddialarının bir parçası” olduğu gerekçesiyle izin vermiyordu. Kaynak: https://www.haberturk.com/facebook-kovid-19-un-insan-yapimi-olduguna-yonelik-paylasimlara-getirdigi-yasagi-kaldirdi-3086162

***

EK 3 (28.5.2021): Çin’den misilleme: Koronavirüsün kökenleri için ABD’deki biyoloji laboratuvarı da incelensin.

ABD’li yetkililerin yeni tip koronavirüsün kaynağının Çin’deki Vuhan Viroloji Enstitüsü olabileceği iddialarını yeniden gündeme getirmesi, Çin’in sert tepkisine yol açtı. ABD gazetesi Wall Street Journal’ın ABD istihbaratının eski bir raporuna dayandırdığı haberi, Kovid-19 salgınının ilk kaynağının Vuhan’daki laboratuvar olabileceğine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirmişti.

Çin’in Washington Büyükelçiliği, Biden’ın talimatına tepki göstererek Kovid-19’un kökenini siyasallaştırmanın, bilimsel araştırmayı engelleyeceğini ve küresel çabaları baltalayacağını belirtti. Elçilik, “Bazı güçlerin siyasi manipülasyon” peşinde olduğu yorumunda bulundu. Çin Komünist Partisi’nin İngilizce yayın organı Global Times da, bazı Batılı kurumların Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) Vuhan’la ilgili soruşturmaları derinleştirme yönünde yaptığı çağrılara tepki gösterdi. ABD istihbarat kurumlarının Kasım 2019’da Vuhan Viroloji Enstitüsü’ndeki üç araştırmacının Kovid-19 semptomları gösterdiği şeklinde yanlış bilgi yaydığını yazan gazete, Vuhan’daki laboratuvarın pandemi başladığından bu yana hiçbir çalışanının Kovid-19 kapmadığını açıkladığını hatırlattı.

“ABD siyasi manevra yapıyor”

Global Times, koronavirüsün kökenine dair “laboratuvar sızıntısı teorisi” incelenecekse Vuhan’daki laboratuvarın yanı sıra ABD’deki Fort Detrick biyoloji laboratuvarının da incelenmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca ABD’nin Asya’da kurduğu çok sayıda biyoloji laboratuvarının da incelenmesi gerektiği belirtildi. Salgının ilk dönemiyle ilgili DSÖ uzmanlarının ABD’de incelemesi gereken birçok yeni bilgi olduğunu öne süren gazete, ABD’nin dikkatleri sürekli Vuhan’daki laboratuvara çekerek siyasi manevra yaptığını savundu. Vuhan’da yeni tip koronavirüsün kaynağını soruşturan DSÖ ekibi, şubatta yaptığı açıklamada virüsün bir Çin laboratuvarından sızarak yayıldığı iddiası için “Son derece düşük bir ihtimal” demişti. Maryland’deki Fort Detrick laboratuvarı, eskiden Pentagon’un biyolojik silah programının merkeziydi ve bugün de biyolojik savunmaya odaklanan ve salgın hastalıkları araştıran bazı kurumlara ev sahipliği yapıyor. Kaynak: https://www.indyturk.com/node/365316/d%C3%BCnya/%C3%A7inden-misilleme-koronavir%C3%BCs%C3%BCn-k%C3%B6kenleri-i%C3%A7in-abddeki-biyoloji-laboratuvar%C4%B1-da

***

EK 4 (28.5.2021): Putin: Zorunlu aşı uygulamasına karşıyım.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, koronavirüsle mücadele kapsamında zorunlu aşılama politikası uygulanmasına karşı olduğunu ve bunun ülkesinde uygulanmasının amaca uygun olmayacağını söyledi. Putin, hükümet temsilcileriyle ekonomik konuların ele alındığı toplantıda zorunlu aşı uygulamalarına ilişkin görüşünü dile getirdi. Bu konuda çok farklı görüşlerin öne sürüldüğünü ve koronavirüse karşı aşılamanın zorunlu olmasına dair fikirlerin de ortaya atıldığını kaydeden Putin, “Bazıları, tüm vatandaşların zorunlu olarak aşılanmasına yönelik fikirler belirtiyor, bazıları da belirli alanlardaki çalışanlara zorunlu aşılama uygulanmasından yana. Bununla ilgili tutumumu bir kez daha belirtmek istiyorum. Bence zorunlu aşılama amaca uygun olmaz ve uygulanamaz” dedi.

Vatandaşların bu ihtiyacın bilincine bizzat varmaları gerektiğinin altını çizen Putin, “İnsanlar, aşı olmadıklarında çok ciddi ve hatta ölümcül bir tehlikeyle karşı karşıya kalabileceklerini anlamalı. Bu durum, ileri yaştaki bireyler de için de geçerli” ifadelerini kullandı. Dün Rusya Federasyonu’na bağlı Saha (Yakutistan) Özerk Cumhuriyeti’nde yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı aşılanmanın zorunlu hale getirildiği açıklanmıştı. Rusya’nın federal bölgeleri arasında vaka sayısı açısından 43. sırada bulunan Yakutistan, Kovid-19’a karşı zorunlu aşılamayı başlatan ilk bölge olmuştu.

Daha önce Avrupa İnsan Haklari Mahkemesi (AİHM), Çekya’da zorunlu aşıları olmadıkları için çocukları okula alınmayan ailelerin açtığı davaya ilişkin kararında ‘demokratik toplumlarda zorunlu aşıların gerekli olduğunu’ belirtmişti. Dünyada aşı karşıtlığı yükselişe geçerken, bazı ebeveynler bu nedenle hükümetlerin zorunlu aşı politikalarına karşı çıkıyor. Kaynak: https://tr.sputniknews.com/rusya/202105261044592338-putin-zorunlu-asi-uygulamasina-karsiyim/

***

EK 5 (26.8.2021): Kovid’in kökenleri hakkında sorular soran bilim adamı Alina Chan, sert eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Kaynak: https://twitter.com/NYTHealth/status/1430717410236145667?s=20

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: