DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMDİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dr. Ümit Aktaş‘ ın yazısı:

Değişim kaçınılmazdır. Bu, neredeyse bir yıldır hayatımızın tam merkezine yerleşen koronavirüs için de geçerli. Virüs devamlı değişiyor ve yeni formları cevaplanması gereken yeni soruları da beraberinde getiriyor

Virüsteki mutasyon

Başlıktaki özlü söz Antik Efes’te yaşamış olan filozof Heraklitos’a ait. Canlıların doğasında, yaşamın döngüsünde esas olanın değişim olduğunu vurgulayan Heraklitos’un sözünü virüslere de uyarlayabiliriz. Virüsler doğaları gereği devamlı mutasyona uğrarlar, bu doğal döngü ancak virüsün davranış şeklini etkilediğinde, bulaşıcılığında ve/veya hastalığın seyrinde bir farklılığa neden oluyorsa ilgi alanımıza girer. 

Yani bugün savaştığımız, bundan yaklaşık bir yıl önce Çin’de ortaya çıkan virüs değil. Bugün, orijinal virüsün değişime uğrayarak farklı avantajlar geliştirmiş formlarıyla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz ay Durum Raporu başlıklı yazımda İngiltere’de B.1.1.7 olarak adlandırılan yeni bir varyantın dominant hale geldiğinden bahsetmiş, pandemi sahnesindeki yerini ekim ayı gibi alan bu varyantla ilgili bazı endişeler olduğundan söz etmiştim.

Global bir endişe

Geçtiğimiz günlerde İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın yaptığı açıklamayla, B.1.1.7 sadece bilim camiasında tartışılan bir konu olmaktan çıkıp global bir endişe kaynağı haline geliverdi. Bu yeni varyantla önlemlerin artırılacağını, seyahat yasaklarının getirileceğini söyleyen Johnson, istatistiki verilere dikkat çekti: Veriler B.1.1.7’nin diğer varyantlara göre hem daha bulaşıcı hem de %30 daha ölümcül olabileceğini gösteriyordu.

Şimdi virüsteki bu değişimin neler ifade ettiğine ve neler bekleyebileceğimize bir bakalım. Öncelikle B.1.1.7’nin daha bulaşıcı olduğu aşikâr. İlk olarak İngiltere’de görülen varyantın bilim insanları tarafından keşfedilmesinin üstünden sadece birkaç ay geçti. Aralık ayı itibariyle bazı Avrupa ülkelerinde de görülse, bu durum tek tük vakalarla sınırlıydı. Geçen kısa sürede B.1.1.7, İngiltere dışında pek çok ülkede ya dominant varyant haline geldi ya da bu yolda hızla ilerliyor. Mesela 15 Ocak’ta yayımlanan bir çalışmada Amerika için bir modelleme yapılmış. Bu modellemeye göre ülkede B.1.1.7 varyantına bağlı vakalarda mart ayı gibi ciddi bir artış olması, kısa süre içinde dominant varyant haline gelmesi bekleniyor (1).

B.1.1.7 hakkında neler biliyoruz?

Bu varyantla ilgili bilimsel olarak kanıtlanmış tek bir şey var o da bulaşıcılığının çok daha fazla olması. B.1.1.7, on dört belirleyici mutasyonla ön plana çıkıyor. Bunların yedi tanesi spike proteinde. Bu, koronavirüse dikenli görünümünü veren protein ve virüs hücreyi bu protein aracılığıyla istila ediyor. Bilimsel çalışmalar, B.1.1.7’deki proteinin hücreye bağlanma kapasitenin çok daha fazla olduğunu gösteriyor (2). Virüs hücreye ne kadar güçlü bir şekilde bağlanırsa, eli de o kadar güçlenmiş oluyor, bulaşıcılığı o kadar artıyor.

İngiltere Başbakanı’nın yeni varyantın daha ölümcül olduğu yolundaki açıklamasının çıkış noktası ise istatistiksel veriler. Bilim insanları ise ölümlerdeki artışın virüsün daha ölümcül olmasından ziyade, daha hızlı yayılmasından kaynaklandığını, daha çok enfekte olmuş kişinin daha çok ölüm vakası anlamına geldiğini belirtiyorlar.

Yakın takip

Şu sıralar, bilim insanlarının yakından takip ettiği birkaç varyant daha var. Mesela Güney Afrika popülasyonunda tespit edilen 1.351. Bu varyant, İngiltere orijinli B.1.1.7 ile bazı ortak mutasyonlara sahip. Brezilya’da da P.1 denen yeni bir varyant ortaya çıktı. Brezilya’dan Tokyo’ya gelen dört yolcuda rastlanan bu varyanttaki yeni mutasyonların, virüsün antikorlar tarafından tespit edilmesini güçleştirebileceği yolunda bazı bulgular var (3).

1.351, P.1, B.1.1.7… Hepsinin de ortak özelliği, diğer varyantlara kıyasla çok daha kolay ve hızlı yayılmaları. Bilim insanları özellikle bu varyantlar hakkında daha fazla şey öğrenmek için çalışmalar yapıyorlar. Çalışmaların cevaplamaya, açıklık getirmeye çalıştığı konuları ve bilim dünyasının endişelerini birkaç maddede toparlayabiliriz.

B.1.1.7 ile yapılan çalışmalar ve elde edilen istatistiki bilgilere göre, bu varyant orijinal virüse kıyasla %30-%50 daha bulaşıcı. Bu da bir ayda görülen vakaların sekiz – on kat artma ihtimali demek (4). Koronavirüsle ilgili tüm dünya ülkelerinden gelen bilgilerin toplandığı global bir veri tabanına göre B.1.1.7 varyantının tespit edildiği ülke sayısı 64, aralarında Türkiye de var (5). Ama sayının çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Çünkü özellikle virüsün genetik yapısını araştırmazsanız, mutasyonları, yeni bir varyantı tespit etmek mümkün değil.

Yukarıda da belirttiğim gibi, B.1.1.7’nin hastalığın seyrini etkilediği yolunda henüz bilimsel bir bulgu yok. Yani hastalığın daha ölümcül bir form aldığını elimizdeki kanıtlarla söylemek mümkün değil. Neyse ki bu yönde bir işaret de yok. Ama diğer yandan bilimsel araştırmaların henüz yapım aşamasında olduğunu da unutmamak lazım. Bu yeni varyantların hastalığın seyrini, COVID-19’un semptomlarını, enfeksiyonun kendini ifade ediş şeklini etkileyip etkilemediğinin tam olarak anlaşılması için belli bir süre daha gerekiyor.

Tabii önemli bir konu da aşıların yukarıda bahsettiğim varyantlar üzerindeki etkisi. Orijinal virüsle geliştirilen aşıların etkinlikleri ve yan etkileriyle ilgili yanıtlanmamış pek çok soru var. Bu aşıların yeni varyantlarla etkileşimi yeni sorular, yeni bilinmezler anlamına geliyor. mrNA bazlı aşı üreticilerinden biri “aşının B.1.1.7 üzerinde de etkili” olduğunu açıklamış. Elimizdeki aşıların bu mutasyonlara sahip olmayan virüs üzerindeki etkileri bile bilimsel olarak kanıtlanmamışken, bu açıklamanın bilimsel bir dayanağı olmadığı açık!

Hastalığı daha önce geçirmiş kişilerin, belli bir süre hastalığa karşı bağışıklık geliştirdikleri biliniyor. Şimdi cevaplanması gereken soru, bu bağışıklığın B.1.1.7 varyantına karşı da koruyucu olup olmadığı. Eğer değilse, yeni varyantın yayılma hızına, hastalığı geçirmiş olanların yeniden hastalanacağını da eklediğinizde yeni bir küresel dalga ihtimalinin söz konusu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Zaten şu sıralar en önemli endişe kaynağı da bu.

1 “Emergence of SARS-CoV-2 B.1.1.7 Lineage United States, December 29, 2020January 12”, Summer E. Galloway, Prabasaj Paul, Weekly / January 22, 2021 / 70(3);9599, https://www.cdc.gov/mmwr/volumes/70/wr/mm7003e2.htm
2 “Preliminary genomic characterisation of an emergent SARS-CoV-2 lineage in the UK defined by a novel set of spike mutations” Andrew Rambaut, https://virological.org/t/preliminary-genomic characterisation-of-an-emergent-sars-cov-2-lineage-in-the-uk-defined-by-a-novel-set-of-spike-mutations/563
3 https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-ncov/transmission/variant.html
4 https://www.embl.org/news/science/sars-cov-2-b117/
5 https://cov-lineages.org/global_report_B.1.1.7.html

Kaynak: https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/dr-umit-aktas/degismeyen-tek-sey-degisimdir-6417983

Siz de yorumunuzu paylaşın: