AŞIYI REDDEDENE UZAKTAN İĞNE ATILSIN!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Bana kalsa, tıpkı vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım” diyen Yüksel Aytuğ, aşı hakkında bazı tereddüdleri olan insanları aşıdan tamamen uzaklaştırmak maksadında ise sözleri isabetlidir.

Buna benzer “Aşı olmayanlar vatan hainidir”, “Aşı olmayanlar devlet dairlerine giremesin” gibi sözler aslında “kripto aşı karşıtlarının” taktiğidir.

Bunlar aşıları savunur gibi görünüp insanları aşılardan soğutmak amacında olan kişilerdir.

Bu tür hakaret ve tehditler aşı yaptırmakta kararsız olanları bile bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde aşıdan uzaklaştırır.

İnsanları hayvan yerine koymak nefret suçudur

Aşı ama hangi aşı?

AstraZeneca mı, Pfizer mi, Johnson mı, Sinovac mı, Sputnik mi, Sinopharma mı, Moderna mı ya da başkaları mı?

2 Sinovac + 1 Pfizer mi?

2 Pfizer mi?

Merkel gibi AstraZeneca + Moderna mı?

Sputnik + Pfizer’ e itirazı var mı?

İlle de TurkoVac diyenlere ne diyor?

Üçüncü doza ne diyor?

Aşılar arası ne kadar olmalı?

Yaş sınırı koyuyor mu?

Beyefendi hangisini uygun görüyor acaba?

“…vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım” sözleri ise çok ağır bir suçlamadır.

Bu vesile ile RTÜK’ ün FOX TV’de bir profesörün koronavirüs aşısı yaptırmayanları “vatan haini” ilan etmesini, eleştiri sınırlarını aşmak olarak değerlendirerek, kanala idari para cezası verdiğini de hatırlatırım.

Yazarın bu sözlerinin de hem kendi gazetesi, hem Gazeteciler Cemiyeti ve hem de hukukçular tarafından nefret suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

Mesele aşı karşıtlığı değildir, mesele insanların ticarete ve siyasete bulanan tıbba olan itimatsızlığıdır

Tüm dünyada sadece aşılara karşı değil genel olarak tıbba karşı giderek artan bir itimatsızlık var ve bana göre bunun en önemli sebebi de tıbbın siyaset ve ticaretin oyuncağı olmasıdır.

Korona salgını benim senelerdir anlatmaya çalıştığım bu hakikati adeta tüm dünyanın gözünün içine soktu.

Yalnız bizde değil tüm dünyada insanların yarısı korona aşılarından çekiniyor.

Çok değil, bundan 30-40 sene evvel tıbbın endüstriye bu derecede teslim edilmediği, aşıların ticari bir ürün olmadığı dönemde “aşı var” dendiği zaman insanlar bunu o hastalığın çaresi olarak görür, bunu sorgulamak akıllarının ucundan bile geçmez, çocuklarını koşa koşa aşı yaptırmaya götürürlerdi.

Şimdi “aşı” dendiği zaman halkın önemli bir kesiminin buna şüpheyle bakması üzerinde iyice durup düşünülmesi gerekir.

Gelelim neticeye

Nefret saçan, tehdit dolu, küstahça ve aşağılayıcı ifadelerle kimse aşı olmaya ikna edilemez, aksine niyeti olanları da aşıdan uzaklaştırır.

Halk, cahil veya aptal yerine konmak istemiyor. Halk dayatma istemiyor. Halk, tam ve doğru bilgilendirilme ve şeffaflık istiyor.

BİR: Maksatları gerçekten aşıları savunmak olan kişiler önce bu aşıların mutlaka ticaret ve siyasetin dışında tutulmasının şart olduğunu belirtmelidir.

İKİ: Aşıların zorunlu tutulabilmesi için “kesin kullanım onayı” olmalıdır; tüm Kovid aşıları halen acil kullanım onayı ile uygulanmaktadır. Şirketlerin ve Sağlık Bakanlığı’ nın bile mesuliyetini almadıkları ve kişinin şahsi onayının istendiği bir aşının zorla yapılması hukuk dışıdır.

ÜÇ: İnsanları hakikaten aşı olmaya teşvik etmek isteyenlerin sevecen bir dille ikna yöntemini benimsemesi gerekir.

NOT: Yüksel Aytuğ’ u herkesten özür dilemeye davet ediyorum.

Sahte Kahramanlar on Twitter: "mRNA aşılarının ONAM formu... ○ Bu aşının  uzun süre etkinliği ve verimliliği bilinmiyor. ○ Bilinmeyen olumsuz  etkileri var. ○ Bu sebeple oluşacak maddi ve manevi zararlardan üretici  sorumlu

***

Sabah’ ta Yüksel Aytuğ‘ un köşesinden:

Aşı karşıtlığını anlamıyorum. İşin en üzücü tarafı da, aşıyı reddedenlerin cahil değil, okumuş yazmış, nispeten entelektüel kesimden çıkması. Çoğunun bu karşıtlığı bilimsel bir temele dayanmıyor. Biraz sıra dışı, farklı görünme sevdası, çokça da anarşik bir ruh yapısının ürünü.
Oysa konu ciddi. Resmen ölüm kalım meselesi. Çünkü toplum bağışıklığı kazanabilmemiz için şimdilik aşıdan başka seçeneğimiz yok.
Neymiş efendim, aşıyla vücudumuza çip yerleştirip bizi izleyecek hatta yöneteceklermiş. Yahu zaten an be an izlenmiyor musunuz? Sıradan bir şehir insanı günde 500 kez güvenlik kameralarının kadrajına giriyor. Bilgisayarda bir ürüne tıklıyorsunuz, ondan sonra internete her girişinizde o ürün ve türevleri karşınıza dikiliyor. Telefonda arkadaşınıza yeni bir araba alacağınızdan söz ediyorsunuz, ardından telefonunuza bankaların otomobil kredileri düşmeye başlıyor. Yani zaten takiptesiniz. Size kimsenin çip filan zerketmesine gerek yok. Rahat olun… (!)
Ben aşı karşıtlığını ‘açıkça hayatıma kast edilmesi’ olarak yorumluyorum. Bu nedenle biraz sonra yazacaklarıma kimse alınıp, gücenmesin.
 Aşı karşıtları, kapalı alanlara sokulmasın, toplu ulaşım kullanamasın. Eğer halkla yüz yüze iletişim kurdukları bir meslekleri varsa, çalışma izinleri, ehliyetleri, ruhsatları iptal edilsin. (Şahsen ben aşı karşıtı bir spor hocasıyla çalışmak istemem ya da çocuğumu aşı karşıtı bir öğretmene teslim edemem)
 Aşı karşıtlarının seyahat özgürlükleri de kısıtlansın. Hepsi ‘potansiyel virüs yayıcı’ kabul edilsin.
 Aşı karşıtları virüs kaparlarsa, tedavileri bedava değil, ücretli olsun. Bir aşı karşıtının başkalarına virüs bulaştırdığı tespit edilirse ‘Cinayete teşebbüsten’ yargılansın.
 Aşı karşıtları özel işaret ya da simgeler (bileklik gibi) taşımak zorunda bırakılsınlar ki, insanların onlardan uzak durması mümkün olabilsin.
Bana kalsa, tıpkı vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım ya, neyse…

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/aytug/2021/07/13/asiyi-reddedene-uzaktan-igne-atilsin

***

EK 1 (13.7.2021): Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadelede Almanya’da aşı zorunluluğu olmayacağını açıkladı. Merkel, aşılanmayı teşvik ettiklerini ancak ülkede zorunlu aşılama olmayacağını, zorunlu aşılamanın güven getirmeyeceğini belirtti. Kaynak: https://www.haberturk.com/almanya-basbakani-angela-merkel-ulkede-asi-zorunlulugu-getirilmeyecegini-acikladi-3132163

***

EK 2 (14.7.2021): MEL,H ALTINOK: MÜMKÜNSE BANA 5 METREDEN FAZLA YAKLAŞMA YÜKSEL AYTUĞ

Dün güne bir meslektaşımdan gelen uyarı telefonuyla başladım. Direkt konuya girdi:
“Gazetede kendine dikkat et. Uzaktan iğne atıp aşılamasınlar seni.”
Ne dediğini tam anlamadığım için “Aşı karşıtlarının söylentileridir, Sağlık Bakanı bile ‘Aşı zorunlu olmayacak’ diyor duymadın mı” diye geçiştirdim…
“Yok ya, sizin gazetede çıktı işte” demesin mi?
“Henüz gazeteleri okumadım ama herhalde bir yazar şaka yapmıştır, bakayım” diyerek telefonu kapattım.

Günaydın yazarı Yüksel Aytuğ‘un “Bana kalsa, tıpkı vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım ya, neyse…” dediği yazısından bahsediyormuş meğer.
Aytuğ dün Twitter’da da “Haddini bil” etiketiyle protesto ediliyordu.
Yazıyı okudum. Bence Aytuğ’a fazla yükleniyorlar…
Evet, yazarımız aşı olmayanlar için önerdiği kırk katır mı kırk satır mı önerilerinde ciddi. Ama ben hâlâ kaçırdığımız bir espri olduğuna inanmak istiyorum.
Yine de bu süre içinde gazetede karşılaşırsak, her ihtimale karşı en az beş metrelik mesafe kuralına riayet etmeye özen gösterelim hocam.
Ne olur ne olmaz.
Zira aşı olmadım, gözüne yabani bir hayvan gibi görünebilirim…
Durduk yere postu deldirmeyelim.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/07/14/kubada-cin-siseden-cikti-mi

***

EK 3 (15.7.2021): HINCAL ULUÇ: YUH OLSUN BÖYLE AŞI KARŞITLARINA…
Yüksel Aytuğ kardeşim, bilimsel olarak aşının yararlarını ve insancıl olarak da mutlak yaptırılması gerektiğini, gerzeklerin bile anlayacağı ve hak vereceği bir dille anlattı birkaç gün önce ve sosyal medya hainleri çıldırdı, saldırdılar Yüksel’e..
Sosyal medyaya yaranmak için kalem oynatanlar da, hurra giriştiler Yüksel’e..
Efendim aşı yaptırmamak hakmış, herkesin bu özgürlüğü varmış.. Cart, curt.. Yazının içine de İzmir’e uçan Atatürk’ün süvarileri gibi, kahramanlık gösterisi yapıyorlar..
“Ben aşı yaptırmadım!.” Kendi yaptırmıyor, başkalarına da “Kahraman insan hakları süvarisi” şovu yapıp olumsuz teşvikçi oluyor..
Yazıklar olsun!..
Hak, özgürlük dediğin şeyler, başkalarının hak ve özgürlüklerinin başladığı yerde biter.. Ortaokulda öğretirler. Öğrenmedin mi?.
Kovid denen grip, Çin’in Vuhan eyaletinde 1, yazı ile yazıyorum, kuş beyinliler “bir tek” kişide başladı ve dünyanın en uç noktalarına dek ulaştı.
Milyonlar hasta oldu, milyonlar öldü.
Devletler yayılmayı önlemek için özgürlüklerimize kısıtlama koydular. Geçin yabancı ülkeye gitmeyi, kendi mahallemizde sokağa çıkmamız bile yasaklandı.
Bu Kovid bitmedikçe, bu yasaklar bitmeyecek.
Yani insan olarak hak ve özgürlüklerimize kavuşmamız yayılma ve bulaşmaya bağlı.. Ne kadar az bulaşma ve yayılma, o kadar çok özgürlük..
Şimdi “Ben aşı olmam” diyen sahte kahraman orada Vuhan’daki tek insana Kovid bulaştıran yarasa gibi aramızda dolaştıkça nasıl güvende oluruz?.
Sağlık Bakanı Koca’yı dün okudum…
“Zorlama değil, ikna metodu kullanıyoruz” diyor..
Yüksel’in “Aşı olmam diyenleri hayvanları bayıltan iğneler gibi, uzaktan Kovid iğneleri ile vurmalı” şakasına küfürle yanıt veren sosyal medya azgınları ve onları destekleyen bizim medya mensuplarını gerçekten uzaktan iğnelemek lazım..
Onların yüzünden ölmek, hayatta kalsam bile durmadan artacak yasaklar içinde yaşamak istemiyorum çünkü..
Bu benim hakkım değil mi?.
İnsan gibi yaşama hakkımı, insanlık dışı bir yaratık niye elimden alsın ki!.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/uluc/2021/07/15/bir-lider-bir-halk-ve-iki-gazeteci

***

EK 4 (15.7.2021): Aşıların ilk kez daha genç yaş gruplarına açıldığı ilk günlerdeki hücumun ardından ilgi azaldı. Londra’daki bir sağlık uzmanı, Kovid-19 aşı merkezlerinin %30 kapasiteyle çalıştığını ve bunun “ülke çapında bir tablo” olduğunu söylüyor. Birçok genç yetişkinin “yenilmez” olduklarını ve kendilerini korumak için aşıya ihtiyaçları olmadığını düşündükleri tahmin ediliyor. Kaynak: https://www.bmj.com/content/374/bmj.n1808

***

EK 5 (15.7.2021): Kapadokya Üniversitesi, Alev Alatlı ve Prof. Dr. Hasan Ali Karasar’ ın katıldığı programda BİNGÜR SÖNMEZ: “Her yıl aşı olacağız çünkü virüs her yıl mutasyona uğrayacak değişecek grip aşıları gibi her yıl korona aşısı olacağız. Ha, olmayanlar ne olacak, olmayanlar hani köpeklere aşınız var mı diye soruluyordu ve artık insanlara da sorulacak aşınız var mı?  Uçağa binemeyecekler, pasaport alamayacaklar, toplu taşıta giremeyecekler, ben bir kanalda bu konuda bir anons yaptım diye linç ettiler beni, 32 bin tivit geldi, nasıl böyle söylersin diye, ama bekleyip görecekler. Şu anda aşı olmayanlar İngiltere’ ye giremiyorlar hatta Biontek aşısı olmasını talep ediyor İngiltere. Uluslararası seyahat yapamayacaklar, İstanbul’ da toplu taşıta dahi binemeyecekler, HES kodları gibi kodlar olacak. Aşı olamayanlara yaşama şansı verilmeyecek”. Kaynak: https://twitter.com/somakhand/status/1415632662367195139?s=20

***

EK 6 (16.7.2021): UZAKTAN İĞNEYLE ANTİDEPRESAN ŞART!

Sağlık Bakanı Koca, bizzat her gün çıkıp milyonlarca aşının yapıldığının müjdesini veriyor.
Tedarikle, sırayla ilgili de bir sorun yok… Hatta ekiplerimiz, yolda, durakta, bir punduna getirip istemeyene bile çakıveriyorlar aşıyı.
Öyle ki, hükümetin her icraatına kulp takan muhalif sanatçılar bile ayrılıkları bir yana bırakıp kamu spotlarında “Bakan ne diyorsa bir fazlası” diyerek aşıya kefil oluyorlar…

Ne var ki bu havaya rağmen henüz aşı konusunda kararını vermemiş vatandaşa ne gibi eziyetler edilebileceğine dair literatür de genişliyor.
“İşyerine sokmayalım, otobüse bindirmeyelim, sinemada patlamış mısırını elinden alalım…” önerileri havada uçuşuyor. Vahşi hayvanlar gibi uzaktan iğneyle aşılayalım diyen ve bizim medyadan bu fanteziye destek verenler bile oldu.
Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama… Aşı kararını henüz vermemiş vatandaşa en hafifi “geri zekâlılar” diye hitap eden bu sinirli arkadaşlar farkında olmadan “aşı karşıtlığını” besliyorlar.
Aşıların ilk sonuçlarını sağlıklı her birey gibi gözleyip öyle karar vermek isteyen insanların kafasında daha fazla “şüphe” yaratıyorlar.
Benim gibi “Herhalde aşının bir yan etkisi de aşırı sinir” diyenler de cabası…
Acaba diyorum, kendilerine bir doz Sinovac, iki doz BioNTech, üstüne bir doz da antidepresan mı vurulsa…
Aslında biraz açık havaya çıkmak, bir iki dosta sarılmak, öpüşmek de aynı etkiyi yaratır ama uzaktan boruyla üfürmek suretiyle de sakinleştirilebilirler tabii…

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/07/16/kimse-kusura-bakmasin-fetoculerin-15-temmuz-belgeselinin-yildizi-kemal-bey

***

EK 7 (17.7.2021): Geçen hafta aşı karşıtlığının hayatlarımızı nasıl tehdit ettiğini, mücadele sürecini nasıl uzattığını, toplum bağışıklığına erişme savaşını nasıl sekteye uğrattığını anlatmaya çalışan bir yazı kaleme aldım. Sonunu da ‘ironik’ bir benzetmeyle noktaladım. Tabii ki, onca lafı atlayıp sadece o son cümleyi cımbızlayarak üzerime çullanacaklarını iyi biliyordum. Zaten bu kadar sivri, bu kadar köşeli ve sert yazmamın sebebi, aşı karşıtlığı meselesini gündeme taşımak, tartıştırmak ve bunun üzerinden bir sosyal laboratuvar oluşturmaktı.
Çok şükür hedefime ulaştım. Yazım, bir ‘turnusol kağıdı’ etkisi yarattı. Kim ‘sıhhi’ nedenlerle aşıya karşı çıkıyor, kim sadece ‘siyasi’ gözlükle konuya bakıyor, kim üzüm yemek istiyor, kim bağcıyı dövmeye kararlı açık seçik ortaya çıktı.
Ben sadece ‘bilimin’ söylediğini tekrarladım. Bilim Kurulu’ nun, Sağlık Bakanı’nın, aklı selim doktorların söylediklerini tekrarladım: “Koronavirüs tehdidine karşı şu andaki tek çaremiz aşı olmaktır.” Bunu yaparken de yazının etkisini artırmak, konuya daha büyük tartışma platformu kazandırmak için “uzaktan iğne fırlatma” benzetmesini yaptım. Teşbihte hata olmaz tabii ki. Eğer o cümleyi yazmasaydım, aşı karşıtlığının ‘siyasi boyutundan’ kimsenin haberi olmayacaktı.
Belli ki bazıları tarafından bu iktidarın gücünü zayıflatmak, Türkiye’yi ekonomik açıdan zora düşürmek, devletin kaynaklarının tamamen virüsle mücadeleye aktarılarak yatırımları durdurmak için toplum sağlığı bile hiçe sayılıyordu. Bana gelen küfür ve hakaretlerin ‘tek merkezden’ kopyalanmış metinler olması da bunu belgeliyordu.
Aşı karşıtlığına karşı çıkan ilk kişi değilim, sonuncusu da olmayacağım. Söylediğim net: Aşı olmak bir ‘insanlık’ görevidir. Nokta.

Çoğunluk “Aşı olun” diyor
Neyse ki bu linç grubu sadece toplumun çok küçük bir kesimini teşkil ediyordu. Asıl büyük çoğunluk, aklı selimin yani benim yazımın yanında durdu. Özellikle Hıncal Uluç ağabeyim, perşembe günkü köşesinde benden önce davranıp, ağızlarının payını bir güzel verdi. Sağ olsunlar, bu köşenin ‘gerçek’ okurlarından da çok sayıda destek mesajı geldi. İşte bazıları:
“Sayın Yüksel Aytuğ dünkü yazınızdan dolayı size yapılan sosyal medya linci dolayısıyla son derece üzüldüğümü bildirmek isterim. Biz, ben ve Türk halkının büyük çoğunluğunun sizin yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim. Müsterih olunuz. Saygılarımı sunarım.” (Mesut Zengin)
“Yüksel Bey merhabalar, sonuna kadar yazdıklarınıza katılıyorum. Ama aşıya karşı olan kesim, aşı olunca yok çiplenecekmişiz, yok bizi kontrol edeceklermiş gibi saçma savunmalar yapmış… Ama zaten dünyada isteyen herkes istediğini izleyebiliyor, bunu bilmeyenler Google Earth uygulamasından bihaberler herhalde. Demem o ki zaten, içinde bulunduğumuz teknoloji çağında insanlar oturdukları yerden istedikleri kişiyi, yeri takip edebiliyorlar. Bunun için aşıya gerek yok. Yani bu salgına karşı tek silahımız AŞI… Ama salgının başladığı ilk günden beri daha maske, mesafe, hijyen kurallarına uyulmasının kişinin hem kendi sağlığı, hem de karşısındaki kişinin sağlığı için olduğunu anlatamadığımız insanlar olduğu gibi aşı karşıtlarının da bu düşüncelerini değiştirebileceğimizi sanmıyorum… İnşallah bu salgından en kısa sürede ve ne olursa olsun daha fazla kimse hastalanmadan, vefat etmeden kurtuluruz… Sağlıklı günler, iyi çalışmalar dilerim…”

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/aytug/2021/07/17/asi-karsitlari-beni-niye-linc-etti

***

EK 8 (18.7.2021): SEVDA TÜRKÜSEV: “Aşı olmak istemeyenler %16 kadar ve İnsanları rahat bıraksalar bunun en az yüzde 6/7’si aşı olacak geri kalan yüzde de zaten toplumsal bağışıklık kapsamı içinde. Ama aşı olmayanları neredeyse vatandaşlıktan çıkartacak gibi tepkiler İyice insanları uzaklaştırıyor.” Kaynak: https://twitter.com/sevdaturkusev/status/1416666502661558273?s=20

***

EK 9 (20.7.2021): Salgın sebebiyle aşılıların İsrail’e girişi yine ertelendi. Sağlık Bakanlığı Genel Direktörü Prof. Nachman Ash pazar günü yaptığı açıklamada, aşılı turistlerin daha önce planlandığı gibi 1 Ağustos’ta İsrail’e girişine izin verilmeyeceğini söyledi ve yetkililerin tüm seyahatleri kısıtlamaya yönelik tedbirleri görüşeceklerini duyurdu. Kaynak: https://www.jpost.com/breaking-news/coronavirus-in-israel-430-new-cases-147-percent-of-tests-positive-674215

***

EK 10 (31.7.2021): BURÇİN NALBANTOĞLU: “Katılıyorum. İnsanlara kızarak, parmak sallayarak, tehdit ve hakaret ederek aşıya teşvik edemezsiniz. Aşı karşıtları ayrı bir grup vakit harcamak gereksiz, ama çok sayıda kararsız insan var, endişelerini gidermek için uygun bir dil kullanılmalıdır. twitter.com/sdbaral/status…” 

ARK: En başından beri bunu söylüyorum. Böyle davrananlar aşı karşıtlığını alevlendiriyorlar. Tıpkı ana akım medyanın “dönekleri” ve “küfürbazları” gibi…

Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1421429963941683206?s=20

***

EK 11 (26.8.2021): SEVDA TÜRKÜSEV “Biz insanız ve hayvanları da seviyoruz. Lakin; hem insanları hem hayvanları sevmeyenler böyle konuşabilir. Allah düşürmesin ellerine.” Kaynak: https://twitter.com/sevdaturkusev/status/1430735319343697920?s=20

Resim

***

EK 12 (26.8.2021): CEM KAYA KARATÜN “Arkadaşımın çocuğu büyük bir özel hastanede ameliyat oldu. Babası aşısız olduğu için hastaneye alınmadı hastanenin başhekimi TV’de herkes köpek gibi aşı olacak diyen birisi.” Kaynak: https://twitter.com/KARATUNHUKUK/status/1430454337508098049?s=20

Aşılının ve aşısızın bulaştırma riski aynı Sen doktorsun babayı çocuğundan ayırdın hem de ameliyat esnasında sonrasında öncesinde Peki bu baba bir rahatsızlığım var deyip muayene olmaya gelseydi yine aşı şartı koşacak mıydın yoksa paranı mı alacaktın. Kaynak: https://twitter.com/KARATUNHUKUK/status/1430454338871308289?s=20

***

EK 13 (12.9.201): İLKER KÜÇÜKPARLAK “Aşı karşıtı olan insanları küçümseme ve hakaret etme ile toplumu aşıya ikna etmek iyice olanaksızlaşmıyor mu?

Öncelikle şunu söylemek gerek, farklı bir bağlam içinde de olsa, muhafazakar olduğunu varsayabileyeceğimiz bir kadının “Benim bedenim, banim kararım” sloganını sahiplenebilmiş oluşu bir bakıma kadın hareketinin başarısı bence.

Ayrıca konu sadece aşı karşıtlığı boyutundan ibaret değil. Maskeden seyahat engeline pek çok kırılıma sahip. Bu açıdan bakınca -çıkış noktasına katılmasam da- kamu otoritesi karşısında bireysel hak ve özgürlükler konusunda bir tutum bu. Karşılıklı konuşabiliyor olmak gerek.

Tekrar hatırlatayım: Salgın sırasında meslektaşlarını yitirmenin acısını yaşamış, kendi aşılarını tam olarak yaptırmış ve herkese aşılanmayı öneren bir hekim olarak yazıyorum bunları.

Kaynak: https://twitter.com/IKucukparlak/status/1437001647662698499?s=20

***

Yazı için 7 yorum yapılmış:

  1. RUKİYE dedi ki:

    peki aşıların zararı ortaya çıkınca sizi de o zararlı aşılarla linç edilmeye varmısınız? uzaktan aşıların size atılmasına? sokakta insanların sizden uzak durmasına? ehliyetinizin el konulup toplu taşımaya alınmamnıza. tabi sadece size değil. eşiniz ve sizin istediğiniz gibi çocuğunuzunda.

  2. Seher dedi ki:

    Yuh başka ne demeli?

  3. Vatandaş dedi ki:

    Kendini bir bok sanan böyle aşağılık mahluklardan Allah hepimizi muhafaza etsin.

  4. Elif dedi ki:

    Bu özürle olacak bir şey değil, kaybolsun gitsin. Bir de utanmadan gönül adamı ayaklarına yatıyor.

  5. Cevher dedi ki:

    Bence bu adamın aklı başında değil. Normal bir insan böyle bir şey yazamaz hele de bir gazetede. Güneş çarpmış olabilir.

  6. Nurcihan dedi ki:

    Çok iyi fikir ama atarken de gel kuçu kuçu densin demeyi unutmuş. Bu adam bir daha gazetecilik yapmamalı.

  7. Betül dedi ki:

    Ben çok kokrtum uzaktan iğne atacaklar diye. hemen randevu aldım aşılanmaya gidiyom.

Siz de yorumunuzu paylaşın: