HALK TIP DERNEKLERİNE NEDEN GÜVENMİYOR
Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Türk Geriatri Derneği, Türk Hematoloji Derneği, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği, Türk Toraks Derneği, Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği Prof. Dr. Canan Karatay’ın aşı ile ilgili açıklamalarına tepki göstermişler (1).
Karatay Hoca’ nın Hürriyet gazetesi internet sitesinde gördüğüm mevzubahis açıklamasını sitemde de aynen bulabilirsiniz (2, 3).
Canan Karatay bu iddialara cevap verir veya vermez beni ilgilendirmez, kendi bileceği bir iştir.
Üstelik onun avukatı falan olmadığım gibi bana zerre kadar ihtiyacı olduğunu da sanmıyorum çünkü ajanslardan televizyon kanallarına, gazetelerden internet sitelerine tüm medya kapısında 24 saat nöbet tutuyor, ağzından çıkan her söz manşet oluyor.
Ben bu derneklerin açıklamalarıyla ilgili görüşlerimi dile getirmek istiyorum.
Derneklerimizde ilerleme var
Daha önce derneklerimizin “başkanları” işi gücü, dersi hastayı bırakıp uzun bir masa boyunca dizilirler, “basın toplantısı” yaparlardı (4).
Basın toplantıları masraflı bir iştir, öyle sıradan bir salonda veya açık havada bir parkta yapamazsınız, beş yıldızlı bir otelin şık bir salonundan aşağısı kurtarmaz.
Bunlar genellikle sabah saatlerinde yapıldığı için de gelecek olan basın mensuplarına yiyecek, içecek bir şeyler ikram etmeden olmaz tabii ki.
Zaten toplantı duyurusunda yeterli katılımın sağlanabilmesi için “kahvaltı” olduğu da mutlaka çıtlatılır.
Bu toplantılarda bir çanta içinde griple ilgili birkaç broşür, en azından, kalem, defter ve birkaç hediyelik şey vermek de adettendir.
Bunların hepsinin bir maliyeti vardır ama dert değildir çünkü masrafları dernekler açık söylemek gerekirse aşı şirketleri karşılarlar.
Bu 9 derneğin idarecilerinin bu tür toplantıların değeri olmadığını anlamış olmalarını ve ortak yazılı açıklama tercihlerini takdirle karşılıyorum.
Böylece aşı şirketlerini gereksiz bir masraftan kurtarmış oluyorlar, sanırım endüstri de memnundur.
Üstelik de basın toplantısı ile ortak yazılı açıklamanın da tesir bakımından bana göre hiçbir farkı yoktur.
Bunlar Karatay’ ın açıklamaları gibi “büyük medyada” asla yer bulamazlar, ancak birkaç mesleki internet sitesinde yayınlanırlar.
Bu siteler de neredeyse tamamen doktorlar tarafından ziyaret edilen, halkın neredeyse hiç girip bakmadığı sitelerdir.
Böyle olunca da ister basın toplantısı ister yazılı açıklama olsun fark etmez.
Karatay’ ın açıklamalarının Hürriyet’ te, derneklerinki ise Medimagazin gibi son derecede mütevazı bir internet sitesinde yer aldığını hatırlatırsam, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Basın açıklamasına katılan dernekler giderek azalıyor
Bu minvalde bir açıklamada geçen sene 14 olan dernek sayısının bu sefer 9’ a düşmesini çok dikkat çekici buldum ve aslına bakarsanız çok da memnun oldum.
Bu seneki toplantıya 5 derneğin neden katılmadığını elbette bilemem ama ben bazı derneklerin bu tür toplantılara işe yaramadığını anladıkları için katılmadıklarına inanıyorum, inanmak istiyorum.
Basın toplantısı olsaydı bu beş dernek başkanının işi falan vardı da gelemediler diye yorumlanabilirdi ama bu bir yazılı açıklama olduğuna göre böyle bir gerekçe olamaz.
Hele de beş dernek tıpkı Karatay gibi “Yahu bu grip aşıları gerçekten tehlikeli üstelik de işe yaramıyor” düşüncesiyle ortak açıklamayı imzalamamışlarsa, alınlarından öpmek gerekir.
Derneklerden ilgisiz ve orantısız cevap
Karatay’ ın açıklamasında aşılarla ilgili bölüm aynen şöyle: “Grip aşısı yaptırmaya gerek yok. Aşıların içinde alüminyum var. Alüminyum Alzheimer nedenidir. Aşı vurulmaya gerek yok. Bunun yerine D vitamini kullanımı çok önemlidir.”
Dernekler bu sözlere “ilgisiz ve orantısız” cevap veriyorlar.
Karatay sadece grip aşısından ve bazı aşılarda bulunan alüminyumun riskinden bahsederken derneklerin açıklamasında onun sözünü etmediği mevzularda teferruatlı bilgiler veriliyor.
9 dernek Karatay’ ın bahsetmediği mevzulara dalacağına, genel bilgiler vereceğine, grip aşısı ile ilgili “kendi” yaptıkları bilimsel araştırmaları kaynak göstererek bu aşıların kaç kişiyi gripten, kaç kişiyi hastaneye yatmaktan, kaç kişiyi ölümden kurtardığını Karatay’ ın “kafasına vura vura” ortaya koymalıydı.
O zaman bu açıklamaları bir işe yarardı ve Karatay da susup kalıverirdi, bir daha da ağzını açamazdı.
Kimse korkutmalara inanmıyor
Dernekler her zaman yaptıkları gibi Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ) senelerdir insanları korkutmak için ortaya attığı griple ile ilgili ölü sayısı tahminlerini üstelik de çarpıtarak veriyorlar.
DSÖ, “her sene salgının derecesine göre 250 bin-500 bin arası insanın gripten öldüğünü tahmin edildiğini” söylerken dernekler daha korkutucu olacağı düşüncesiyle olsa gerek “gribin her sene 500 bin kişinin ölümüne yol açtığını” söylemekte sakınca görmüyorlar.
Korkutma kampanyalarının işe yaramadığı gibi, aksi tesir yaptığını 2009 Domuz Gribi salgınında yaşadık.
“Birkaç milyar insan gribe yakalanacak on milyonlarca insan ölecek, katil grip geliyor” korkutmasına rağmen ülkelere fahiş fiyatlarla kakalanan “domuz gribi aşılarını” yaptıranların oranı yüzde 10’ u geçmedi, aşılar çöpe gitti (5).
Böyle baştan savma açıklama olmaz
Derneklerin açıklaması her sene aşağı yukarı aynı, hep aynı basmakalıp ifadeler, aynı cümleler, aynı rakamlar ve Milli Güvenlik Konseyi ciddiyetinde bir dil.
Isıtıp ısıtıp her sene DSÖ’ nün aynı rakamlarını vereceklerine, bu sefer hiç değilse CDC’ nin ölü sayısını 646 bine yükselttiğini söyleselerdi, belki daha inandırıcı hiç değilse ilgi çekici olurlardı (6, 7).
Demek ki literatürü de takip etmiyorlar, sıradan vatandaş gibi siteme takılsalar daha çok bilgi sahibi olacaklar, ufukları açılacak.
Derneklere gerçekleri söylemelerini tavsiye ediyorum
Dernekler neden medyada yer bulamadıklarını, neden toplumu ikna edemediklerini, insanların neden kendilerine değil de Karatay’a ilgi duyduğunu sakin kafayla düşünmelidirler.
Benim onlara tavsiyem insanları “endüstrinin menfaatlerini düşünmeden tam ve doğru bilgilendirmeleridir”.
Hele de konuyla alakasız genel bilgilerle, bizden olmayan rakamları öne sürmekle, tehditkâr konuşmakla, sitem etmekle, üzülmekle bir yere varamazsınız, size inanların sayısı giderek azalır.
Samimi olun
Halkı lütfen küçük görmeyin, “her şeyin doğrusunu, iyisini biz biliriz” yanlışından dönün ve samimi olun.
Yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgi vermeyin.
Dernekler bu kadar laf kalabalığı, ilgisiz-alakasız sözler yerine “bu seneki grip aşısının H3N2 virüsüne karşı koruyuculuğu sadece yüzde 10 olacak, bunu biliyoruz ama gene de risk grubunda olanların aşı yaptırmaları daha doğru olacaktır” deseler, daha inandırıcı olurlar, daha çok insanın aşı olmasını sağlayabilirlerdi (8, 9, 10).
Gelelim neticeye
BİR: Ben gelecek sene grip aşısı açıklamasına kaç derneğin katılacağını ve bunun Medimagazin’ de bile haber olup olmayacağını merak ediyorum.
Açık söyleyeyim, her iki beklentimde de umutsuzum.
İKİ: Grip aşılarının bilimsel mantığı ve faydası olmayan ticari “iğneler” olduğuna inanan biri olarak derneklerin bu açıklamalarını okurken “Bunlar sakın insanları grip aşısından soğutmak için bu işi bilerek böyle yapıyor olmasınlar” diye de düşünmüyor ve gizli gizli de sevinmiyor değilim.
ÜÇ: Dokuz tıp derneğini yazımı cevaplamaya davet ediyorum ama biri de cevaplasa kabulümdür.
Kaynaklar:
2. http://www.hurriyet.com.tr/prof-dr-canan-karatay-grip-asisi-tehlikeli-40682097
3. http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/12/19/hakkimda/56504/
5. http://ahmetrasimkucukusta.com/2010/02/03/kitaplar/yeni-kitaplar/bu-iste-bir-domuzluk-var/
6. http://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(17)33293-2/fulltext
8. http://www.pnas.org/content/114/47/12578.abstract
9. https://www.nbcnews.com/health/health-news/here-s-one-reason-flu-vaccines-are-so-lousy-they-n818046
İlgili Diğer Yazılar:
- DERNEK VE VAKIFLARI BAĞLAMIŞLAR
- HERKESE AŞI YAPILAN AMERİKA GRİPTEN KIRILIYOR, TÜRKİYE’ DE GRİP SALGINI YOK
- GEÇEN YIL GRİP OLACAK OLSAYDIM, ŞU AN KOLUMA VURULAN BU AŞIYLA ACAİP İYİ KORUNURDUM
- GRİP BİLİM KURULU’ NU CİDDİYETE DAVET EDİYORUM
- RADYASYONLA İLGİLİ YAZIMA YORUM YAPAN DR. MEHMET’ E CEVABIMDIR
Hocam gene fena giydirmişsin
Müthiş bir analiz daha. Umarım bu dernekler sizden ders alırlar.
Tıp fakültesinde ders diye okutulması gerekir bu yazının. Aslında bütün yazılarınız öyle.