KARACİĞER NAKLİ İLE REKOR DENEMESİ YANLIŞ
Faruk Bildirici’ nin yazısı:
“Adanalı kebapçı ve karaciğer naklinde rekor denemesi” başlıklı yazımda İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Merkezi’ndeki Karaciğer Nakli Enstitüsü’nde “aynı anda beş karaciğer nakli ameliyatı” ile yapılan tanıtım ve rekor denemesini eleştirmiştim. İnsan hayatı üzerinden rekor kırılmaya çalışılmasını medyanın övgülerle haber yapmasının yanlış olduğunu vurgulamıştım.
Meğer organ nakliyle rekor denemesi yapılmasına karşı çıkarken yalnız değilmişim. Yeni öğrendim.
Dünya Organ Nakli Derneği Başkanı olan Prof. Dr. Mehmet Haberal, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya bir mektup göndererek, organ naklinde rekor denemesi yapılmasına itiraz etmiş.
Yasaların “bilimsel bilgiler dışında organ ve doku nakillerinin reklamını yasakladığını” vurgulayan Prof. Dr. Haberal, 17 Haziran tarihli mektubunda özetle şu görüşlere yer vermiş:
“Dünyada kapsamlı ve ciddi düzenlemeler yokken, 1979 yılında ülkemizde çıkarılan 2238 sayılı yasanın 3. Maddesi, organ ticaretini ve 4.maddesi de bilimsel bilgiler dışında organ ve doku nakillerinin reklamını yasaklamıştır. Benzer düzenlemeler Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği’nde de yer almaktadır.
Bunlara rağmen, Hürriyet gazetesinin 13 Haziran 2019 tarihli sayısında ‘aynı anda 5 nakille rekora yürüyüş’ başlığı altında bir haber yayınlanmıştır. Her yıl binlerce vatandaşımız sağlam organlarıyla hayatını kaybetmekte ve bu organları kronik organ hastalarının tedavisinde yeteri kadar kullanamamaktayız. Halbuki, bu organlar kullanılarak çok sayıda kronik organ hastasına yeniden yaşam sağlamak mümkün iken, bu tip haberler maalesef hem ülkemizde hem de uluslararası düzeyde yürütülen kadavradan organ bağışını geliştirme çabalarımızı ciddi şekilde zedelemektedir.”
Prof. Dr. Haberal mektubunda sadece Hürriyet’teki habere değiniyor. Ama Malatya’daki İnönü Üniversitesi’ndeki rekor denemesinin Hürriyet ile birlikte onlarca internet sitesi ve televizyon kanalının yanı sıra Türkiye, Star gibi gazetelerde de yayımlandığını hatırlamakta yarar var.
Hipokrat yemini etmiş hekim hasta teşhir edemez
Mektubu öğrendikten sonra Prof. Dr. Haberal ile organ naklindeki etik sorunları konuştum. Haberal hoca, “Dünya Organ Nakli Derneği Başkanı olarak organ nakliyle rekor denemesi yapılmasını, hastaların teşhir edilmesini makul görmem, kabul etmem mümkün değildir” dedi ve ekledi:
“Hekimin öncelikli görevi insanları sağlığına kavuşturmaktır, onları teşhir ederek reklam yapmak değildir. Hipokrat yemini etmiş bir hekimin böyle bir davranış içine girmesi ne etiğe, ne de deontolojiye uygundur.
Ben bir hastaya böbrek naklinden önce su içme diyorum, ameliyattan sonra da içebildiğin kadar su iç diyorum. O masada hayata dönüyor. Bu kadar önemli bir iştir organ nakli. Bu durumdaki bir insanı teşhir ederek reklam yapmak bu çabalarımıza zarar verir. Ayrıca bu rekor denemesi sırasında orada Sağlık Bakanlığı Temsilcisi’nin bulunmasını kabul etmemin de imkânı yoktur.”
Türkiye’deki organ nakli yasasının ilk olarak kendisinin öncülüğünde 1979 yılında çıkarıldığını belirten Prof. Dr. Haberal, “Bizim organ nakliyle ilgili yasalarımız dünyanın en mükemmel yasalarıdır. Dünya Sağlık Örgütü 1991’de benden bizim yasalarımızı istedi. O yasaları örnek alarak kendi genelgesini çıkardı. Bizim hazırladığımız yasalarımız bu kadar önemli ve değerlidir.”
Hindistan’dan gelen uyarı mektubu
Prof. Dr. Haberal, böyle yasaların mevcudiyetine rağmen etik sorunlar yaşanmasından dolayı da üzgün ve kaygılı. En çok da Hint hekimlerden gelen mektuba üzüldüğünü belirten Prof. Dr. Haberal, etik sorunların başında “Organ nakli turizmi” ve “organ ticareti” geldiğini anlattı:
“Organ naklinde önce birinci ve ikinci derece akrabalık kabul edilirken şimdi dördüncü dereceye kadar götürüldü. Ama akraba olması şarttır. Şimdi yanına birini alıyor gelip organ naklini oluyor, böyle vakalarla karşılaşıyoruz. Hindistan’dan organ nakli ile ilgili hekimlerden bana yazı geldi ve Ankara’da bir Hintlinin organının başkasına nakledildiğini bildiriyor. Dünya Organ Nakli Derneği başkanı olarak böyle etik dışı bir tıbbi müdahalenin ülkemde olmasını kabul edemem.
Son olarak İstanbul’daki bir hekimin, Suriyeli bir kişinin böbreğini İsrailli birine nakletme hazırlıkları yaparken polis tarafından yakalandığını gazetelerden öğrendik. Bu da son derece üzücü.
Ayrıca sağlıklı organlar insanlarla birlikte ölüyor. Bakın İran’ın genelinde kadavradan nakil oranı yüzde 60’larda. Şiraz kentinde karaciğer naklinde oran yüzde 90, böbrekte yüzde 95’te. Bizde ise kadavradan böbrek nakli yüzde 30’larda. Bu oranı yükseltmemiz insanları bilinçlendirmemiz gerekirken hastaları ekran önüne çıkarıp teşhir ederek rekor kırma çabası içine girilmesini asla kabul edemem.”
Başkent Üniversitesi kurucusu ve kurucu rektörü olan Haberal’ın, bu uyarılarını okurken kendisinin Türkiye’de organ naklinin en deneyimli ismi olduğunu unutmamakta yarar var. En başta İnönü Üniversitesi’nde organ nakliyle rekor denemesi yapan hekimlerin onun sesine kulak vermesi gerekli.
Medyanın buradaki hatalarını da daha önce yazmıştım. Bir cümlemi yineleyerek yazımı noktalayayım:
“Hekimler gibi gazeteciler için de öncelikli olan rekorlar değil insan hayatıdır. İnsan sağlığı üzerinden rekor kırma çabasının desteklenmesi ve teşvik edilmesi yanlıştır.”
TIPTA REKLAM OLMAAAAAAAAAZ
yakıştıramadım ben de