ŞEKERLİ VE YOZ GIDALAR YÜZ ÇEKİCİLİĞİNİ AZALTIYOR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
PLOS ONE’ da yayınlanan çalışmada, şekerli atıştırmalıklar ve aşırı işlenmiş yani yoz gıda tüketimi ile yüz çekiciliği arasında bir münasebet olduğu, yüksek glisemik yüke sahip bir kahvaltı tüketen kişilerin, düşük glisemik yüke sahip bir öğün tüketenlere göre daha az çekici olarak değerlendirildiği belirlendi.
Buna göre, tabii lifleri olmayan, aşırı ilave şeker bulunan rafine karbonhidratlar açısından zengin bir diyetin sadece çeşitli metabolik hastalıklara zemin hazırlaması yanında yüz çekiciliği de dahil insanların fiziksel özellikleri üzerine de etkisi olabileceği, yüz çekiciliği gibi bazı özelliklerin cinsiyet hormonlarından etkilenebileceği anlaşılıyor.
Rafine karbonhidratların belirli hormonlar üzerindeki etkileri iyi bilinmekle beraber, bunların cinsiyet hormonlarını ne derece etkilediği hakkında fazla bir bilgimiz yoktu.
Araştırma, yaşları 20 ila 30 arasında değişen, yarısı erkek yarısı kadın 104 katılımcı üzerinde yapıldı.
Katılımcılardan sabah erken saatlerde aç karnına çalışma oturumlarına katıldı. Bunlara, biri rafine karbonhidrat oranı yüksek, diğeri düşük olmak üzere iki tür eşit kalorideki kahvaltıdan biri verildi. Yaklaşık iki saat sonra, aydınlatma, arka plan ve konumlandırmada tutarlılık sağlamak için katılımcıların standart şartlar altında fotoğrafları çekildi.
Katılımcıların çekiciliği, ayrı bir puanlayıcı grubu (110 erkek ve 142 kadın) tarafından değerlendirildi.
Değerlendiriciler yüz fotoğraflarına bakarak algılanan yaş, erkeklik/kadınlık ve genel çekicilik hakkında yargıda bulundular.
Katılımcıların çalışmadan önceki gün kahvaltı, öğleden sonra atıştırmalıkları ve öğünler arası atıştırmalıkları gibi kronik beslenme alışkanlıkları da belirlendi.
Bu bilgiler, bu öğünler için glisemik yükü ve enerji alımını hesaplamak için kullanıldı ve katılımcıların mutad rafine karbonhidrat tüketimi kapsamlı bir şekilde tespit edildi.
Fiziksel aktivite, sigara içme durumu ve kadınlar için hormonal kontraseptif kullanımı dahil olmak üzere çeşitli demografik, yaşam tarzı ve sağlıkla ilgili faktörler hakkında ek veriler toplandı.
Yüksek glisemik kahvaltı (rafine karbonhidratlar açısından zengin) tüketen hem kadın hem erkek katılımcıların, düşük glisemik kahvaltı tüketenlere kıyasla daha az çekici olduğu görüldü.
Araştırmacılar bu durumun, yüksek glisemik gıdaların tüketilmesinin ardından ortaya çıkan cilt kan akışı ve ten rengindeki değişiklikler gibi hipogliseminin (düşük kan şekeri) fizyolojik etkileriyle ilişkili olabileceğini, hızlı glisemik tepkilere yol açmayan yağ ve protein bakımından yüksek gıdaların algılanan çekiciliğe olumlu katkıda bulunabileceğini öne sürüyor.
Özellikle öğleden sonra atıştırmalıkları ve öğünler arası atıştırmalıklar sırasında kronik rafine karbonhidrat tüketimi genel olarak çekiciliğin azalmasıyla ilişkilendirildi.
Bu etkiye, cinsiyet hormonu seviyelerini etkileyebilecek ve daha sonra ikincil cinsel özellikleri etkileyebilecek hiperinsülinemi gibi sürekli yüksek glisemik yükün uzun vadeli fizyolojik sonuçlarının aracılık ettiği düşünüldü.
Bununla birlikte, rafine karbonhidrat tüketiminin çekicilik üzerindeki etkileri, belirli bir öğüne ve katılımcıların cinsiyetine bağlı olarak değişiyordu.
Mesela, kahvaltıda yüksek enerji alımı her iki cinsiyette de çekiciliği artırırken, öğleden sonra atıştırmalıklarının glisemik yükü erkekler ve kadınlar için zıt etkilere sahipti.
Öğleden sonra atıştırmalıklarında daha yüksek glisemik yük erkekleri daha çekici kılarken, kadınlar için bu öğünde daha düşük glisemik yük, çekiciliğin artmasıyla ilişkilendirildi.
Çalışma fiziksel aktivite, vücut kitle endeksi, sigara ve kadınlar için hormonal kontraseptif kullanımı da dahil olmak üzere bir dizi potansiyel faktör de dikkate alındı.
Gelelim neticeye
Araştırmanın, ten rengi, adet döngüsü, uyku kalitesi ve genel beslenme kalitesi gibi faktörlerin kontrol edilmemesi gibi önemli eksiklikleri olmakla beraber beslenmenin sadece metabolizma bakımından değil yüz çekiciliği gibi fiziksel özellikler bakımından da önemli olabileceğini anlıyoruz.
Çekici ve güzel görünme derdinde olan hanımlara önemle duyurulur.
Kaynaklar: https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0298984
https://www.psypost.org/consumption-of-high-glycemic-foods-linked-to-lower-facial-attractiveness/
Makale: Chronic and immediate refined carbohydrate consumption and facial attractiveness
***
EK 1 (14.8.2024): “Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” diyen atalarımız, belli ki sadece obezite ve diyabeti değil, erken yaşlanmayı da hesaba katmamışlar.
“Epigenetik saat” ölçümlerinin de gösterdiği gibi, temel besinler açısından zengin ve ilave şekerden fakir beslenme hücresel yaşlanmayı yavaşlatıyor.
Kaynak: https://jamanetwork.com/journals/jamanetworkopen/fullarticle/2821611
Makale: Essential Nutrients, Added Sugar Intake, and Epigenetic Age in Midlife Black and White Women
***
EK 2 (22.11.2024): Aşırı işlenmiş yani paketli yoz hazır gıdalardan zengin beslenme biyolojik yaşlanmanın hızlandırıyormuş ve sebebi de bunların besin değerlerinin düşük olmasıymış. Yetmez ama evet! Yoz gıdalardaki ve paketlerindeki yüzlerce katkı maddesinin etkisini görmemek olacak iş değil.
Makale: Ultra-processed food consumption is associated with the acceleration of biological aging in the Moli-sani Study
***
Resimdeki kız hiç tatlı yememiş olmalı hayatında. Ne şeker şey öyle?