SAĞLIKLI ŞİŞMANDA KİLOLAR DERT DEĞİL
Milliyet gazetesinde Prof. Dr. Murat Tuzcu’ nun yazısı:
Şişmanlığın veya moda deyimiyle “obezitenin” diyabete ve kalp damar hastalıklarına yol açtığını bilmeyen yok. Ama bu her şişman kişinin hasta olacağı anlamına gelmiyor. Kiloları fazla olsa da hastalık riski yüksek olmayan bir grup var ki, bunlara “sağlıklı şişman” deniyor.
Şişmanlık veya moda deyimiyle “obezite” çağın önde gelen kronik hastalıklarının anası sayılıyor. Diyabetten yüksek tansiyona, kalp hastalıklarından bazı kanserlere kadar yol açmadığı dert yok. Birçok hastalık hakkındaki bilgilerimize benzer şekilde, obeziteyle ilgili bildiklerimiz de kişiye öze değil. Sonuç olarak şişman olan herkesin bundan zarar gördüğünü ve ayırım gözetmeksizin aynı önlemlerin uygulanması gerektiğini düşünüyoruz.
Kilo fazla ama zararsız
Halbuki, epeyce kilolu ama tansiyonu yüksek olmayan, kolesterol ve diğer kan değerleri normal sınırlarda olan, diyabete yatkınlığı olmayan kişiler de var. Son yıllarda yapılan araştırmalar, şişman olup da kalp damar hastası veya diyabet olma riski yüksek olmayan insanların pek de ender olmadığını gösteriyor. Sağlıklı şişman denilen bu kişilerde fazla kiloların nasıl olup da olumsuz etki yapmadığı tam olarak bilinmiyor, ama bazı ip uçları var.
Metabolik sendrom vücudumuzdaki birçok organı ve sisteminin yapısını ve çalışmasını derinden etkileyen bir hastalık durumudur.
Neden hasta ediyor?
Yediğimiz içtiğimiz besinlerden aldığımız kaloriler, sarf ettiğimiz kalorilere eşitse, kilo fazlamız olmaz. Ne yazık ki, çoğumuz için durum böyle değildir. Yediğimiz, sarf ettiğimizden fazla olduğu için, her gün arta kalan kalorileri bir yerlerde saklamamız gerekir. Yağ hücrelerini bu iş için kullanırız.
Karaciğerde yağlanma
Biriken yağın artması, hücreleri zora sokar. Yağ hücrelerinin metabolizma denilen, enerji üretim ve kullanım düzeni bozulur. Hücrelerde olan bu olumsuz gelişmelerle mücadele etmek için vücudumuz yangı oluşturur. Mikropsuz iltihap diyebileceğimiz, tıbbi adı enflamasyon olan yangı işleri daha da karıştırır.
Yağın normalde bulunmaması gereken yerlere gitmesine yol açar. Kaslarda, kalpte ve bazı başka organlarda yağ birikimleri oluşur. Özellikle karaciğerdeki yağlanma, metabolizmanın daha da bozulmasına yol açar. İnsülin hormonuna direnç oluşur. Bu durum kandaki şeker düzeyinin yükselmesine neden olur. Böylece, kişi diyabet olma yolunda girer.
Kan yağları anormal
İnsülin direnci ve onu yaratan anormallikler kan basıncını yükseltir. Artık yüksek tansiyon hastalığının kapısı açılmıştır. Artan yağ dokusu ve bozulan metabolizma, kandaki yağlı maddelerin de düzenini bozar. ‘Trigliserit’ denilen kan yağında artış, iyi kolesterol dediğimiz HDL kolesterol düzeyinde düşüş görülür. Tüm bu değişiklikler kalp ve damar hastalığının oluşması ve ilerlemesi için ideal bir ortam oluşturur. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de kalp krizi ve diğer damar hastalıklarının çoğunun altında yatan bu tabloya ‘metabolik sendrom’ denir.
Kaynak: New York Times O’Connor ve Pietilainen
Kilolu ama her şeyi normal
Çok sık olmasa da şişman olan ama yukarıda saydığım olumsuzluklardan hiç birinin bulunmadığı insanlar da var. Metabolik olarak sağlıklı şişman denilen bu kişilerin tansiyonu, kandaki trigliserid, kolesterol ve şeker düzeyleri normal sınırlarda bulunuyor. Sağlıklı şişmanlarda iç organlarda yağlanma görülmüyor.
Fazla olan yağlar, bel çevresinden çok kalça ve bacaklarda birikiyor. Bu nedenle metabolik olarak sağlıklı şişmanlarda bel çevresi ölçümü, metabolik sendromu teşhisi konulan insanlarınkine göre daha küçüktür. Sağlıklı şişmanların özelliklerinden bir diğeri de genellikle genç ve fiziki olarak formda olmalarıdır.
Düzenli olarak spor yapan, hareketli bir yaşam sürenlerin, fazla kilolu veya şişman olsalar da diyabet olma, kalp krizi geçirme risklerinin çok yüksek olmadığını gösteren birçok bilimsel çalışma var.
Kilolar nerede?
Şişman olup da bundan zarar görmemenin yolu nedir sorusuna cevap arayan Helsinki Üniversitesi bilim insanları çok ilginç bir araştırma yaptı. Tüm genetik özellikleri aynı olan şişman ve normal kilolu insanları bulabilmek için Finlandiya’daki tek yumurta ikizlerini taradı.
Birinin fazla kilolu veya şişman, diğerinin normal kilolu olduğu ve araştırmaya katılmayı kabul eden 16 çift ikiz buldular. 17 ile 35 yaş arasındaki 16 ikizde bir kardeş normal kiloluyken diğeri şişmandı. Aralarındaki fark ortalama olarak 17 kiloydu. Uzmanlar 32 kişinin ayrıntılı muayenelerinin, kan tahlillerinin yanı sıra vücutlarında yangı olup olmadığını araştırdı. MR çekerek karın içinde ve iç organlarda yağ var mı, varsa ne kadar diye baktılar.
Sorun yağ hücresinde
Şişman olan kardeşlerin yarısında metabolizma bozukluğu bulunurken, diğer yarısının sağlıklı olduğu saptandı. Sağlıklı olan şişman ikiz kardeşlerde, sağlıksız şişman ikiz kardeşlerin aksine, iç organlarında yağlanma olmadığı ve yangı değerlerinin düşük olduğunu görüldü.
Araştırmacılar sağlıklı ve sağlıksız şişmanlar arasındaki temel fark nerede sorusuna, “Sorun yağ hücresinde başlıyor” diye cevap veriyor. Yağ birikiminin kontrolsüz hale gelerek hücreyi büyüttüğü hatta hücre ölümüne neden olarak yangının tetiğini çektiğini belirtiyor.
Kalıcı değil
Uzmanlar her şişman kişinin kalp damar hastası olma riskinin yüksek olmadığını söyleseler de bu durumun kalıcı olmayabileceğini eklemeyi ihmal etmiyorlar. Metabolik olarak sağlıklı olan şişmanların çoğunlukla genç olduklarına dikkat çeken bilim insanları yıllar geçtikçe durumlarının değişebileceğini belirtiyorlar.
Bu yıl ağustos ayında ‘Diabetes Care’ dergisinde yayınlanan bir araştırmada bu uyarıyı haklı çıkaran veriler sunuluyor. Avusturalya Adelaide Üniversitesi bilim insanları sağlıklı şişman olarak tanımladıkları 450 kişiyi inceleyip 5 ile 10 yıl arasında izlediler. Bu süre içinde her 3 sağlıklı şişmanın sağlıklı sıfatını kaybettiğini saptadılar.
Normal kilolu ve sağlıklı kişilerle karşılaştırıldığında şeker hastası olma risklerinin zaman içinde ciddi biçimde arttığını gördüler. Başlangıçta sağlıklı olan şişmanların neden daha sonra bu özelliklerini kaybettikleri sorusunun cevabı tam olarak bilinmiyor. Avustralyalı araştırmacılar, fazla yağ yüküne uzun yıllar maruz kalan hücrelerin metabolizmalarının bozulmuş olabileceğini söylüyor. Ayrıca gençken hareketli bir yaşam süren kişilerin bir süre sonra düzenli egzersizi bırakmalarının da sağlıksızlığa dönüşümde rol oynayabileceğini belirtiyor.
Vücut kitle indeksi, kilogram olarak vücut ağırlığının ve boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır. Bu grafik zayıf, normal kilolu, fazla kilolu, şişman, aşırı şişman olanların kolayca hesaplanacağı bir cetveli gösteriyor.
Vücut kitle indeksi tek ölçüt değil
Son yıllarda üstünde araştırmalar yapılan metabolik olarak sağlıklı şişman tanımlaması hâlâ birçok yönü karanlıkta olan bir konu. Bazı araştırmacılar, sağlıklı görünseler de şişman insanların uzun dönemde yüksek riskli olabileceğini söylerken kimisi de riskin normal kilolulardan farklı olmadığını belirtiyor.
Anlaşamadıkları birçok alan olsa da, uzmanların hem fikir olduğu bir nokta var. Şişmanlığı değerlendirmenin kolay olmadığı, bu nedenle şişmanlık ölçütü olarak kullanılan vücut kitle indeksinin (VKİ) tek başına her zaman yeterli olmadığını vurguluyorlar.
Doktorların fazla kilolu ve şişman kişilerin kalp damar hastalığı, ve diyabet olma riskini değerlendirirken VKİ’ye ek olarak bel çevresi ve fiziki form durumunu da göz önüne almasını öneriyorlar.
Son söz: Sağlıklı şişmanlarda diyabet ve kalp damar hastalığı riski düşük olsa da bu olumlu hal kalıcı olmayabilir. Üstelik, bu kişilerde fazla kiloların diz ve kalça problemlerine, uyku apnesine ve bazı kanserlere yol açabileceği unutulmamalıdır.
Uzun dönemde sağlıklı kalmanın en güvenli yolu sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşam sayesinde normal kiloyu korumaktan geçiyor.
KAYNAK: http://gundem.milliyet.com.tr/-saglikli-sisman-da-kilolar-dert/gundem/ydetay/1786632/default.htm