Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

OSM Ortadoğu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Yılmaz‘ dan aldığım mektup şöyle:

Sayın Hocam,

Size bir kardiyoloji uzmanı olarak yazıyorum.

Kolesterol ve statinlerle ilgili yaşanan tartışmalar ortada. Duruşunuz, iddialarınız ve tavsiyerleriniz insanları etkiliyor. Tedavisini buna göre değiştirenler var. İddia ve tavsiyeleriniz arasında benim de faydalı bulduğum ve aynı düşündüğüm noktalar yanında, kesinlikle yanlış olduğuna inandıklarım, yanlış olduğunu bildiklerim de var. Fakat konunun uzmanı olmayan kişiler bunları ayırt edememekte.

Verdiğim linkte konu ile ilgili bilimsel değerlendirmesi ve önerileri verilen Avrupa Kardiyoloji Derneği de dahil olmak üzere(http://eurheartj.oxfordjournals.org/content/32/14/1769.full.pdf+html), benzer tavsiyeleri paylaşan dünyadaki önemli bilimsel kuruluşların tamamının bir yanlışın içinde olduğunu savunuyor, kişisel kanaatleriniz yanında bunları değersiz ve hatta yanlış görüp, insanların sağlığı ile ilgili bir konuda tedaviden mahrum kalmasına sebep oluyorsunuz.

Hiç düşündünüz mü? Söylediklerinizin yanlış olması durumunda (ki bence öyle) insanların zarar görmesi ihtimali sizi rahatsız etmiyor mu? Sağduyunuza güveniyorum, lütfen ona kulak verin.

Ayrıca benim açımdan kişisel olan, rahatsız edici bir nokta daha var: Hekimlerin ilaç firmalarının amaçlarına alet olduğunu ifade ediyorsunuz. Bu iki şekilde olabilir. Birincisi hekim kolay kandırılabilen, saf, neyi nasıl yorumlayacağını bilmekten acizse olur. Bu bir hakarettir ve iade ediyorum. İkincisi bilerek çıkar amaçlı bunu yaparsa olur. Bu daha ciddi bir hakarettir. Kesinlikle iade ediyorum. Ayrıca bu ithamlarınız için dünyada uğraşacak değilim ama daha sonra hakkımı alacağım.

Saygılarımla.

BU DA BENİM CEVABIM

Değerli meslektaşım,

Araştırırsanız, benim söylediğim her şeyin literatürde yeri olduğunu kolayca görürsünüz. Ben bu araştırma ve bilgilere dayanarak yorum yapıyorum; söylediğim hiçbir söz mesnetsiz değil.

Siz bana lütfen hangi fikirlerimin yanlış olduğunu madde madde yazın; sizinle buradan tartışalım. Bilim din değildir.  Gerçek bir bilim adamı kanıtlar göstererek her şeyden şüphe eder ve etmek zorundadır. 

Hiçbir kılavuz değişmez değildir; üstelik bu kılavuzların hazırlanmasında ilaç endüstrisinin etkilerini görmezden gelemezsiniz.

Hekimlerin ilaç firmalarının amaçlarına alet olduğunu ifade etmemi iki sebebe bağlamışsınız ki bence yetersiz. Bunlara en azından şimdilik bilgisizleri, cahilleri, korkakları, okumayanları, okuduğunu yorumlamaktan aciz olanları, adam sendecileri, aman düzenim bozulmasıncıları da ekleyebilirsiniz. 

İsterseniz şu sorularıma cevap verin, tartışmaya başlayalım.

BİR : Başkanından 2.900 üyesi olduğunu öğrendiğimiz (bunlar içinde muhtemelen siz de varsınız) TKD’ nin statinlerin güvenirliliğini kanıtlayan hangi çalışmaları vardır, merak ediyorum.

İKİ: TKD’ nin böyle bir yayınlanmış araştırması olmasa bile hiç değilse 20 seneden beri kullandıkları ve baştacı yaptıkları bu ilaçların yan etkilerini izleyen, değerlendiren bir sistemi var mıdır ve bugüne kadar ne gibi veriler elde edilmiştir?

ÜÇ: Bunu da bırakalım; ülkemizde sağlıklı işleyen bir “yan etki bildirme sistemi” var mıdır yok mudur? Yoksa her şey Allah yoluna mı yapılmaktadır?

DÖRT: Ülkemizde ilk 9 ayda 17 milyar dolara çıkan ilaç faturasının sorumluları kimler olabilir? Bunların ne kadarının gereksiz ve hatta zararlı olduğunu düşünüyorsunuz? İlaç israfına karşı TKD veya kişisel olarak sizin bir itirazınız ve tavsiyeleriniz var mı?

Başarı dileklerimle saygılarımı sunuyorum.