GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK BAKANI’NA ZORUNLU YANIT

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
gdo' YA HAYIR PLATFORMU

2004 yılından bu güne seksenden fazla kurumsal üyesiyle çevre, ekoloji, biyoçeşitlilik, insan ve hayvan sağlığını koruma mücadelesini, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarını yılmadan sürdüren GDO’ya Hayır Platformu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi EKER’e yönelik olarak aşağıdaki yanıtı vermiştir:

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi EKER, dün bir gazeteye yaptığı açıklamada, GDO’lu mısırın yemlerde kullanılmasına ilişkin “Zarar verirse hayvana verir, buradan besine geçmez. GDO’nun ete, süte ve yumurtaya geçtiğini kanıtlayan bir tane bile bilimsel çalışma, veri yok. Zarar verirse o hayvanın kendisine veriyor” ifadesinde bulunmuştur.

Sayın Bakanın “Bu konuda bir tane bile bilimsel çalışma yok” sözü gerçeği yansıtmamaktadır. Birçok araştırma hayvan yemindeki bitki kloroplast DNA’sının süte, yumurtaya ve ete geçtiğini ortaya koymuştur.

İtalya’da Catania Üniversitesi Biyomedikal Bilimleri Bölümü’nden Agodi, Barchitta, Grillo ve Sciacca’nın yaptıkları araştırmada marketlerden alınan 12 markaya ait 60 farklı süt örneği analize tabi tutulmuş ve analiz sonucu GDO’lu mısır ve soyayla beslenen hayvanlardan elde edilen bu sütlerin %25’inde GDO’lu DNA parçalarına rastlanmıştır. Pastörizasyon işleminin dahi bu GDO’lu DNA zincirini parçalayamadığı tespit edilmiştir.

Öte yandan, “Zarar verirse hayvana verir” diyen Sayın Bakan, bu konuda çok haklıdır. GDO, yemler yoluyla hayvan dokusuna geçer ve bilimsel araştırmaların da gösterdiği şekilde hayvan bundan zarar görür.

Bu konuda, İtalya’daki Cattolica S. Cuore Üniversitesi’nden Raffaele Mazza önderliğinde bir grup bilim insanının yaptığı araştırmada, GDO’lu yemle beslenen hayvanların kanında, karaciğerinde, dalağında ve böbreğinde GDO’lu DNA’lar tespit edilmiştir. Ayrıca, Phipps, Deaville ve Maddison’ın yaptığı araştırmada ise süt ineklerinin, sütlerinde, kan ve dışkıları ile oniki parmak bağırsaklarında transgenik bitki DNA’sına rastlanmıştır.

Bu bilimsel araştırmaların ışığında, Sayın Bakan’a soruyoruz: “GDO’lu yemden hayvan zarar görüyorsa, insanların zarar görmeyeceğinden nasıl bu kadar emin olabilmektesiniz?”

Bizler, sayın Bakan’ın enerjisini, GDO’lu yemleri övmek ve ithalatına olanak sağlamak yerine, tarım politikalarını düzeltip mısır ve soya üretiminde kendimize yeterliliği yakalamak konusunda harcamasını beklerdik.

GDO’YA HAYIR PLATFORMU

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. BOŞUNA KONUŞUYORUZ

    Yetkililer de çok iyi biliyor ki, bilim ne derse desin küresel sistemin üyesi olan ülkeler, küresel sistemin koyduğu kurallara uymak zorundadır.
    Bu sistemin nimetlerinden yararlanma karşılığında da küresel sistemin kurallarını, isteklerini, külfet ve sorunlarını kabul etmiş olurlar.

    Trilyonlarca dolarlık bu sisteme bağlananlar, sağlıktan ekonomiye, bilimden teknolojiye onların koyduğu kurallara harfiyen uymak zorundalar. Bu kuralları, hayatınız ve alışkanlıklarınız kökten değiştiğinde hissedersiniz. Nedir bu kurallar;

    Birinci kural; parayı veren kuralı koyar. Kural denilen şey, parayı verenin çıkar ve isteklerinin hukuki metinleridir. Yoksa parasını kaybeder. O zaman parayı niye versin?

    İkinci kural, parayı veren düdüğü çalar, siz de dinlersiniz. Yani parayı alan kurala uyar. Parayı verenin hukuku, bir gecede parayı alanın hukuku olur.

    Üçüncü kural; Parayı alanın boynu bükük, sesi soluğu kesiktir. Bedava konforlu hayat yoktur.

    Kuralları koyan güce kavuşmak dileği ile…

Siz de yorumunuzu paylaşın: