DOKTOR DEDİĞİN BÖYLE OLUR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Kimse doktorum, uzmanım, profesörüm diye gerinmesin.
Doktor dediğin böyle olur.
Önce modern tıp uygular.
Olmadı mı hömoopati.
Gene olmadı mı kiroterapi.
Yoksa gene de mi o zaman psikoterapi.
O da olmazsa çevrenin tedavisi.
Anlaşıldı mı?

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Serdar Büyüközer diyor ki:

    Bir taraftan bakınca kulağa doğru geliyor ama madalyonun bir de öteki yüzü var:

    Modern tıp her şeyi deniyor, hasta türlü çeşitli tedavilerden sonra hala iyileşemezse başka çaresi kalmadığı için hatta belki de inanmaya inanmaya bu tedavilere (TAT) başvurduğunda

    a) zaten bedensel olarak bitik durumda oluyor

    b) parası da kalmamış oluyor.

    Yani Modern Tıp diyor ki, “hastanın gücü nispeten yerindeyken, cebinde de parası varken, elimden geleni yaparım, bu süreçte hastanın bütün parasını, zamanını ve yaşam enerjisini tüketirim.

    İşe yararsa herkes bundan mutlu olur, ne güzel.

    Ama olur da tedavi edemezsem (ki bu da oluyor) eh işte o zaman buyurun ne isterseniz yapın.

    Çok az kişi basit sorunlar için “alternatif ya da tamamlayıcı” tedavi dallarına ilk önce başvuruyor.

    Zaten herkes önce doktora gidiyor.

    Ama doktorun verdiği tedavi işe yaramıyorsa o zaman işler sarpa sarıyor.

    O yüzden TAT tedavileri verenlerin işleri kesinlikle daha zor ve başarı oranlarını karşılaştırmak için de şartlar adil değil.

    TAT modern tıbbın alternatifi ya da rakibi değildir, pense ile yapılacak işler için pense, tornavida ile yapılacak işler için tornavida kullanmak nasıl daha doğruysa tedavileri de en verimli oldukları hastalıklar için doğru sırada uygulamak gerekir.

    Elinde sadece çekiç olanın her sorunu çivi gibi gördüğü durum, problem çözmenin en ideal, en verimli yolu değildir.

    Doktorlarımızı seviyoruz, sayıyoruz ve minnettarız, ancak modern tıp tüm hastalıkların tek çaresi değildir.

    Bir hasta olarak tecrübelerim böyle.

    Zaten siz de “Adamın Biri Doktora Gitmiş, Gidiş O Gidiş” kitabınızı durup dururken yazmadınız.

  2. Meryem Öz diyor ki:

    Alternatif tıp içinde de pek çok sahtelik var.. ama kadim Türk, Osmanlı tıbbı korumaya yönelik ve denenerek doğruluğu kanıtlanmış tedavi yöntemleri var..

    Örneğin ben hastalandığımda şifalı bitkilerle kendimi iyileştirmeye çalıştım.. üşütme grip ağrı vs gibi .. bayağı etkisini gördüm ve inandım..

    Bence tıp adamları tek tek modern tıbbı da klasik tıbbı da birlikte araştırıp uygulamalılar…
    gerçek tıbbı bulmak zorundalar.. tıp bugün bu yol ayrımında…

    Örneğin kimyasal ilaçlar değil de aynı kimyasal içerikli bitkilerle tedavi edilmeli hastalar..

    Bedenimizdeki canlısallığın azalmasına hastalık diyoruz..

    Yaratıldığımız gibi canlılık enerjisine kavuşturmaya da tedavi diyoruz… ölü moleküllü kimyasal ilaçları kullandığımızda bedenimiz canlısallığına kavuşmuyor.
    Sadece bir müddet semptomları gideriliyor..

    Bu şuna benziyor… elektrik akımının geçtiği kabloda paslanma olursa o kabloda elektrik enerjisi akar mı? akmaz.. ama şifalı bitkilerin hem tedavi edici özellikleri ve hem de canlısallıkları insanın enerji bedenindeki devreyi tam şarj ediyor yani şifalandırıyor.

    Aynı moleküler dizime sahip kimyasal ilaçlar canlısallık veremedikleri için hastası süründürüyor….bunlar bir bütün olarak düşünülmeli …

  3. Meryem Öz diyor ki:

    Siz üstlendiği davayı satan avukata güvenir bir daha iş verir misiniz mesela..

Siz de yorumunuzu paylaşın: