NEDİR ŞU D VİTAMİNİNDEN ÇEKTİĞİMİZ?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Elbette D vitamini sağlıklı yaşamak için elzemdir ve buna da kimsenin itiraz ettiği yok ama nedir bu D vitamini meftunluğu nedir bu D vitaminine methiyeler düzmeler anlamakta güçlük çekiyorum.

Diğer vitaminlerin suçu ne, neden onların âbisi, hâmisi yok merak ediyorum.

Üstelik D vitamini aslında vitamin de değil, bir hormon.

Tıpkı östrojen, testosteron, kortizon gibi vücut tarafından üretilen bir “steroid hormon!”

Ayrıca da D vitamini tek bir molekül değil, D2 ve D3 diye isimlendirilen iki farklı formu var.

(Alman araştırmacı Adolf Windaus D1, D2 ve D3 olmak üzere 3 farklı D vitamini formu tanımlamış ancak daha sonra D1’ in gerçek bir molekül olmaktan ziyade bileşiklerin bir karışımı olduğu anlaşılmış ve D1 tabiri de terk edilmiştir).

Rakam belirtmeden D vitamini dendiğinde D2 ve D3 formları anlaşılması gerekir.

Üretim ihtiyaca göredir

Sağlıklı insanların vücudu D vitamini üretimini tıpkı diğer hormonlar gibi ihtiyacına göre düzenler.

Bu ihtiyaç kişiden kişiye farklı olduğu için de herkesin D vitamini seviyesi aynı değildir.

Güneş ışığında bulunan ultraviyole B ışınlarının tesiriyle deride bulunan ve kolesterol metabolizmasının bir ürünü olan “7- dehidrokolesterol”, D3 vitamini olarak da bilinen “koleskalsiferol” e dönüştürülür.

Bitkilerde bulunan D vitamini formu D2, diğer adıyla “ergosterol” veya “ergokalsiferol” dür.

D2 ve D3 besinlerle belirli bir miktarda alınabilir ama insanlar için en önemli D vitamini kaynağı deride oluşan koleskalsiferol’ dür.

Diyetle alınan veya deride sentez edilen D vitaminlerinin biyolojik olarak etkili hale gelebilmeleri ise bunların karaciğer ve böbrekte metabolize edilmeleriyle mümkün olur.

Böylece oluşan “1,25 dihidroksikolekalsiferol” D vitaminin biyolojik aktif formudur.

D vitamini sentezi genetik kontrol altındadır

D vitamini sentezi genler tarafından kontrol edilir; dolayısıyla da bu genlerdeki varyasyonlara bağlı olarak kan seviyeleri kişiden kişiye değişir.

Bu yüzden de aynı besinleri yeseler ve aynı derecede güneşlenseler bile herkesin D vitamini seviyesinin aynı olması mümkün olmaz.

Aynı gıdaları yiyenlerin kilolarının aynı olmaması gibi.

D vitamini normal seviyesi kaç olmalıdır?

Sağlıklı bir hayat için D vitamini kan seviyesinin genellikle 30-100 arası ng/mL olması isteniyor.

Alt ve üst sınırlar arasında yüzde 300’ den büyük fark olmasına dikkatinizi çekerim.

Zaten beslenme özellikleri birbirlerinden tamamen farklı olan Ekvator kuşağında yaşayan “çıplak kara derililer” ile “yünler tüyler içinde, derisi güneşin zerresini görmeyen” beyaz bir Eskimo’ nun aynı D vitamini metabolizmasına aynı kan değerlerine sahip olmaları nasıl beklenebilir?

Hiç endişeniz olmasın Allah dağına göre kar verir!

Yüksek D vitamini seviyeleri zararsız mı?

Son zamanlarda D vitamini kan seviyesi ille de 100’ den fazla olacak, D vitamini ne kadar yüksek olursa olsun zararı yoktur diye davullar çalınıyor.

D vitamini seviyesinin 300’ ün üzerinde olduğunu gösteren raporu iftihar belgesi gibi taşıyanlar, “Bakın turp gibiyiz” diye gerim gerim gerinenler var.

Yüksek kan seviyelerinin şimdilik zararını hissetmemek bunun masum olduğunun delili değildir.

D hipervitaminozisinden bahsetmeyi gerekli bile görmüyorum.

Hormonlara dışarıdan müdahale etmenin doğru olup olmadığını düşünün ve ona göre karar verin, kâfi.

D vitamini seviyesine baktırmak yanlıştır

Sağlıklı insanların D vitamini seviyelerini ölçtürmelerini tıpkı kolesterol değerlerini ölçtürmeleri gibi gereksiz buluyorum.

Gebelikte şeker yükleme ne kadar doğru ise rutin olarak D vitamini ölçümü de o kadar doğrudur!

D vitamini seviyem yüksek” diye sevinmek de “düşük” diye üzülmek de mânasız şeyler.

D vitamini düşüklüğü haplarla iğnelerle yükseltmesi gereken bir hastalık olarak değil, “sağlıksız beslenmenin, sağlıksız hayat tarzının” bir işareti olarak değerlendirilmelidir.

Sağlıklı olmak bir bütündür.

Tek tek vitaminlere, hormonlara, minerallere, antioksidanlar, balık yağına odaklanmak akıl ve mantık dışıdır.

Gelelim neticeye

Kalp krizi ve felçleri sadece kolesterole bağlamak, kolesterol yüksek diye statin içmek ne kadar doğruysa, sağlıklı olmayı da sadece D vitaminiyle ilişkilendirmek, D vitamini seviyesi düşük diye haplara sarılmak da o kadar doğrudur.

Bütün mesele adam gibi beslenmek ve adam gibi yaşamaktır.

Ne diyorsunuz, haklı mıyım yoksa kanımda D vitamini seviyem düşük de ondan mıdır bu kalın kafalılığım, ben de mi hapa başlasam bilemiyorum.

Yazı için 7 yorum yapılmış:

  1. kadriye dedi ki:

    Bence sizde d vitamini fazlalığı var, sizinle baş etmek gerçekten çok ama çok zor.

  2. Sadiye şen dedi ki:

    gece vakti dağıttın bizi hocam, dediklerin çok mantıklı, Amerikadan aldığım bütün vitaminleri çöpe atıyorum.Sen çok yaşa emi.

  3. Emekli doktor dedi ki:

    BÜYÜK D VİTAMİNİ YALANLARI… sanırım yeni kitabınızın ismi bu olacak

  4. Canan Karatay dedi ki:

    Sevgili Göğüs Hastalıkları Uzmanı arkadaşım, tüberküloz bütün dünyada artış gösteriyor hem de sizin dediğiniz gibi antibiotiklere dirençli olarak.

    Acaba neden? ACABA İNSANLAR YETERLİ GÜN IŞIĞIMI ALAMIYORLAR?

    Sanatoryumların işlevi neydi sizce?

    Uludağ Kirazlıyayla Sanatoryumu
    İstanbulda Süreyyapaşa Sanatoryumu
    İstanbulda Heybeliada Sanatoryumu

    Alp Dağlarındaki, Büyük Önder Mustafa Kemal’in kardeşi MAKBULE hanımı tedavi amacıyla gönderdiği sanatoryumlar

    Bu sanatoryumlarda senelerce- ANTİBİYOTİK ERASINDAN ÖNCE- binlerce tüberküloz hastası tedavi edilmiştir UVB ışınlarının güneş vitamini de denilen D VİTAMİNİNİ, hastaların vücudunda fazla üretmesi amacıyla.

    Hastaların bağışıklık sistemlerini güçlendirmek amacıyla, çünkü.

    Tedavi amacıyla yüksek değerler gerekmektedir, çünkü.

    D vitamini sizin de değindiniz gibi, bir vitamin değildir. Diğer vitaminlerle hiç bir benzerliği yoktur.

    Gün ışığı alamayan, gün ışığına çıkamayan, gün ışığından korkutulan insanların, siz vücut ihtiyacına göre üretiyor dediğiniz gibi, vücudunda D vitamini üretilemez. Hava kirliliği içinde yaşanan şehirlerde Gün ışığı yeterli değildir, yeterli olamaz. D vitamini eksiklilkleri gelişir.

    ABD verilerine göre, ABD’de 10 kişiden, dokuzunun D vitamini düşük bulunmuştur.

    Yenidoğan sarılığını tedavi etmek amacıylada, yeni doğanlara UVB tedavisi yapılır. Yeni doğanlar günlerce bu nedenle küvözlerde kalır, vücutlarında D vitamini hormonunun yükselmesi ile, yenidoğan sarılığı giderilir.

    SON SÖZ: GÜN IŞIĞI VİTAMİNİNİN DİĞER VİTAMİNLER GİBİ DEĞERLENDİRİLMESİ YANLIŞTIR.

    CANAN KARATAY

    ULUSLARARASI D VİTAMİNİ KONSEYİ ÜYESİ

  5. Ahmet Orhan Kılıç dedi ki:

    BU D vitamini meselesi de balık yağı hapı meselesi de zıpırlıktan başka bir şey değil hocam.

    Gebelikte şeker yükleme ne kadar doğru ise rutin olarak D vitamini ölçümü de o kadar doğrudur!

    Kalp krizinden korunmak için kolesterol hapı içmek ne kadar doğruysa sağlıklı olmak için D vitamini içmek de o kadar doğrudur.

    Budur.

    Tartışma bitmiştir, dağılalım.

  6. Neslihan dedi ki:

    Aklı yerinde olan D vitamini hapı içmez fakat aklı kısa olanlar içebilirler lakin onlara da faydası olmaz.

  7. Erdal dedi ki:

    Tartışma bitmedi. Nasıl dayatılan Statinlerin kolestrolü azaltması kötü ise, dayatılan güneş kremlerinin, kapalı giysilerin, hava kirliliğinin, evde tv seyretmenin, ofiste kapalı kalmanın da D vitaminini azaltması kötü. Bunlar doğal süreçler değil zaten, hap almanın doğal olmaması kadar. karanlıkta yaşamak üzere evrilmedik. tenimizdeki pigment oranı ne kadar güneş almamız gerektiğini belirliyor.

Siz de yorumunuzu paylaşın: