ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ DEPRESYONU YENEN MOLEKÜL BULDU

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Habere göre Uludağ Üniversitesi depresyonu yenen bir molekül bulmuş.

Depresyon hastaları hemen sevinmesinler.

Sadece depresyon için değil her hastalık için “umut vaat eden” binlerce molekül var.

Bunların büyük kısmı “umut verme” barajına takılır kalır, ilaç haline gelemez.

İlaç haline gelenlerin çoğu da “big farmanın” (dev ilaç endüstrisi) gazı ile bunu başarırlar.

Onlar ilaçları çok etkili ve yan etkisiz olarak göstermekte üstün bir maharete sahiptirler.

Peki, bu araştırmadan bir ilaç çıkar mı?

Evet, çıkar ama bunun araştırmacıların sıraladıklarından başka önemli bir şartı daha var.

Aslan payını big farmanın alması bu işin olmazsa olmaz kaidesidir.

Gelelim neticeye

Depresyonların çok azının gerçekten ilaç tedavisinden fayda göreceklerine çoğunun gereksiz yere ilaç aldıklarına inanıyorum.

Zaten depresyon teşhisi konanların çoğu depresyon falan da değil.

Sağlıklı bir ruh halinin yolu da adam gibi yaşamaktan geçiyor.

Hareket ve adam gibi beslenme depresyonun en etkili ve hiçbir yan tesiri olmayan üstelik bedava ilaçlarıdır.

***

Star gazetesinin haberi:

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Çavun ve ekibi, yürüttükleri araştırmayla insan vücudunda bulunan “Glycyl-glutaminin” (Gly-Gln) molekülünün depresyon tedavisinde kullanılabileceğini ortaya koydu.

“Mutluluk hormonu” olarak bilinen “B-endorfin”in yıkımı sırasında ortaya çıkan ve vücutta sentez edilebilmesi nedeniyle yan etkisi bulunmadığı belirtilen Gly-Gln’in depresyon tedavisindeki etkinliğini kanıtlayan çalışmaya “Avrupa Patenti” alındı.

Prof. Dr. Çavun, depresyonun Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, büyük yıkım ve ciddi sıkıntılar oluşturan 4. sıradaki hastalık olduğunu söyledi. Bu rahatsızlığın, DSÖ verilerine göre, 2020’de iskemik kalp hastalıklarından sonra en sık yıkıma yol açacak ikinci hastalık olarak görüldüğünü belirten Çavun, “Halen var olan tedavi seçenekleri, mevcut depresyonun hemen hemen yarısında ya cevap vermiyor ya da depresyonun yeniden tekrarlanmasına yol açıyor. O yüzden halen depresyonla ilgili etkin bir tedavi yöntemi yok. Yine mevcut ilaçların ciddi yan etkilere sahip olması, bu ilaçların kullanımını hekimler tarafından kısıtlayan bir olgu” diye konuştu.

VÜCUTTA VAR OLAN BİR MOLEKÜL

Depresyon tedavisinin ciddi bir araştırmaya ihtiyaç duyduğunu, bu ihtiyaçtan yola çıkarak bir çalışma yaptıklarını anlatan Çavun, şunları söyledi:

“Bu çalışma sonucunda, Glycyl-glutaminin diye bir molekül bulduk. Bu, vücutta halihazırda var olan bir molekül. Rahatlatıcı, gevşetici hormon olarak bilinen B-endorfin’in parçalanmasıyla ortaya çıkıyor. Biz 2-3 yıl önce bunun serotonin düzeylerini artırdığını bulmuştuk.

Bu buluştan sonra ‘Acaba bu serotonin düzeylerindeki artış, depresyon tedavisinde etkili olur mu’ diye bir soru belirmişti kafamızda. Buna bağlı olarak bölümümüzden ekip arkadaşlarımızla bir takım deneyler gerçekleştirdik. Deney hayvanlarında yapılan çalışmalar neticesinde, Glycyl-glutaminin’in etkisinin çok bariz bir şekilde depresyonu engellediğini ortaya koyduk.

Bunun üzerine UÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nin de katkılarıyla Türkiye Patent Enstitüsüne başvurduk ve bu girişim olumlu olarak sonuçlandı. Ardından Avrupa ve Amerika’ya patent girişiminde bulunduk. Geçtiğimiz günlerde Avrupa’dan patent onayı geldi.”

KLİNİK DENEYLER YAPILACAK

Çavun, TÜBİTAK’tan 370 bin liralık proje ödeneği almaya hak kazandıklarını dile getirerek, desteği aldıktan sonra araştırmanın klinik boyutuna geçeceklerini anlattı.

Hayvanlarda yapılan toksikolojik çalışmalarda, molekülün tek başına verildiğinde herhangi bir yan etkisinin gözlenmediğini vurgulayan Çavun, “Molekülümüz endojen olduğundan yan etki potansiyelinin hiç olmadığı veya çok çok daha az olduğu varsayımıyla hareket ediyoruz. Klinik çalışmalarda bunu çok daha net bir şekilde ortaya koyacağız” dedi.

Karşılaştırmalı deneyler yapacaklarını belirten Çavun, “Molekülün mevcut antidepresanlara göre etkisini ortaya koyacağız. Ardından etki mekanizmasını tam olarak ortaya koyacağız. Ayrıca yan etki potansiyelini değerlendireceğiz. Bu aşamayı geçtikten sonra Amerika’da devam eden patent sürecini takip edeceğiz. Son aşama da bir takım muhtemel ilaç firmalarıyla görüşme yapmamız gerekecek” değerlendirmesinde bulundu.

Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Sertaç Yılmaz da 6 kişilik ekiple klinik öncesi çalışmaları tamamlamak için uğraştıklarını dile getirerek, “Bu bağlamda klinik öncesi çalışmaları tamamlayıp klinik, yani faz 2-3 ve 4’e ilerlemek üzere çalışıyoruz. Bu sırada aldığımız Avrupa Patenti’nin UÜ’nün aldığı ilk patolarak ent olması da bizim için gurur verici” diye konuştu.

Bundan sonraki aşamaları da mümkün olduğunca hızlı tamamlayacaklarını vurgulayan Yılmaz, “Depresyon ve anksiyete, günümüzde iş hayatında insanların en çok karşılaştığı problemlerden. Bu kapsamda, bu hastalıkların tedavisi için eğer ki bir katkıda bulunabilir, yeni bir ilaç geliştirilmesi için katkıda bulunabilirsek bilim adamı olarak manevi tatminimiz bu olacak. Bunun için uğraşıyoruz” dedi.

Kaynak: http://www.star.com.tr/saglik/uludag-universitesi-depresyonu-yenen-molekul-buldu-haber-1140365/

Siz de yorumunuzu paylaşın: