Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Günümüzde askerlikten çiftçiliğe çok çeşitli amaçlarla kullanılan dronların yani insansız hava araçlarının kalp krizi gibi acil durumlarda da kullanılması için çalışılıyor.

Amerikan Kalp Derneği’ ne göre, USA’ da her sene hastane dışında 350 binden fazla kişi kalp krizi geçiriyor ve sadece 10 hastadan biri hayatta kalabiliyor.

Bu hastalarda ortaya çıkan ve ventriküler fibrilasyon olarak bilenen ritim bozukluğu ne kadar kısa sürede düzeltilirse hastanın hayatta kalma şansı da o kadar yüksek olur.

Hastanın kalbinin çalışmadığı her 1 dakika hayatta kalma oranını yüzde 10 düşürür.

Ventriküler fibrilasyon, halk arasında “elektro şok” adıyla bilinen yöntemle düzeltilir (defibrilasyon); bu amaçla hastaya kısa süreli yüksek akımlı elektrik enerjisi verilir.

Sistem nasıl çalışıyor?

Kalp krizi geçiren birinin yanındaki acil telefon numarasını arıyor ve oraya hemen defibrilasyon uygulamak için bir defibrilatör, GPS ve otopilot yazılım sistemine entegre edilmiş yüksek çözünürlüklü kamera ile donatılan bir dron gönderiliyor.

Bu sayede hastane dışında kalp krizi geçirenlere çok daha kısa sürede ulaşılıp müdahale edilmesi mümkün olabiliyor.

JAMA’ da yer alan araştırmaya göre, ambulansların ortalama 22 dakikada ulaştığı yerlere dronlar ile ortalama 5 dakika 21 saniyede ulaşılabiliyor.

Tabii dronun çabuk gönderilmesi yeterli değil, dronla gelen defibrilatörün doğru şekilde kullanılabilmesi için halkın defibrilatörlerin nasıl kullanılacakları konusunda eğitilmeleri de gerekiyor.

Yurt dışında bazı şehirlerde meydanlarda acil durumlarda kullanılmak üzere defibrilatörler bulunduğunu görmüştüm.

Gelelim neticeye

Dronun kalp krizi geçiren birine ambulanstan çok daha kısa zamanda ulaşması çok iyi ama bunun nasıl kullanılacağını bilen biri yoksa dron işe yaramayacaktır.

Kaynak: http://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/2631520

Siz de yorumunuzu paylaşın: