“MESAİ DIŞI ZAMANDA” KALP KRİZİ GEÇİRMEMEYE BAKIN

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
acil doktor

Yeni bir araştırmaya göre mesai saatleri dışında kalp krizi sebebiyle hastaneye başvuranlarda acil tedavi daha geç yapılıyor ve asıl önemlisi ölüm oranı da daha yüksek.

Mayo Klinik uzmanlarınca gerçekleştirilen araştırma 2001-2013 tarihleri arasında yayınlanan 48 araştırmanın sonuçlarının analizine dayanıyor.

USA, Kanada ve Avrupa ülkelerinde kalp krizi geçiren 1 milyon 896 bin 859 kişiyi kapsayan değerlendirmeye göre mesai saatleri dışında başvuranların hastanede ve taburcu olduktan 30 gün sonraki ölüm ihtimalleri yüzde 5 daha fazla.

Bu sadece USA’ da senede fazladan 6 bin kişinin ölmesi manasına geliyor.

Araştırmada, kalp krizinin özel bir türü olan “ST-yüksekliği kalp krizi” ile çalışma saatleri dışında hastaneye başvuran hastaların koroner damarlarının açılması için gereken işlemin 15 dakika daha geç yapıldığı tespit edildi.

ST yüksekliği kalp krizinde tıkanan koroner damarların “balon yöntemiyle acilen açılması” gerekiyor.

Bu tedavinin gecikmesi ölüm ihtimalini yüzde 10-15 artırıyor.

Bir münasebetsiz zamanda, mesela gece yarısı saat üçte

BMJ isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırmaya göre mesai saati dışında ağır bir kalp kriziyle hastaneye başvuran hastalara “anjiyoplasti” adı verilen damar genişletme işlemi, normal günlere göre 15 dakika daha geç uygulanıyor.

Bir başka ifade ile de ilk 90 dakika içinde uygulanması gereken bu işlemin mesai dışı hastalarda yapılma şansı yüzde 40 daha az.

Mesai dışı zamanda kalp krizi ölümlerinin daha fazla olmasında, doktorlara ve gerekli müdahalelere daha geç ulaşılması yanında belirli saatlerde -mesela gece yarısı veya soğuk havalarda- ortaya çıkan krizlerinin daha ağır olmasının da rolü olabileceği düşünülüyor.

Hastanenin tıbbi imkânları zamanında devreye sokuluyor olsa bile mesai dışında uzman hekimlerin daha az olması da hesaba katılması gereken bir faktör; birçok hastanede anjiyoplasti yapacak uzman gerektiği zaman hastane dışından davet edilir.

Çalışma saatleri dışında doktorlar yorgun olabilir, nöbet ertesi olabilir.

Çalışma saatleri dışında vasıta veya ambulans bulmak, hastaneye ulaşmak da daha uzun zaman alabilir ama bu ihtimal İstanbul için geçerli olamaz.

Bu şehirde tam aksine trafik, çalışma saatlerinde her zaman daha yoğundur ve hastaneye ulaşmak da daha uzun zaman alır.

Bir de uygunsuz bir zamanda göğüs ağrısı tutan bir hastanın “Nasıl olsa gecenin bu vaktinde doğru dürüst uzman doktor bulamam; ben en iyisi sabah bekleyeyim” düşüncesi de etken olabilir.

Mesai dışı zamanda ölümlerin artması sadece kalp krizine mahsus değil; ölüm oranları, her zaman istikrarlı bakım alan yoğun bakım hastaları hariç “münasebetsiz zamanda” yapılan hastane müracaatlarının tümünde gündüze göre daha fazla.

14 senelik bir sürede kalp yetersizliği tablosunda hastaneye başvuran 1 milyon hastanın değerlendirildiği bir çalışmada ocak ayında, cuma günü veya gece gelenlerin hastanede daha uzun süre yattıkları ve ölüm oranının daha yüksek olduğu belirlenmişti.

Gelelim neticeye

BİR: Aciller fuzuli meşgul edilmemelidir ki bu bizde çok sık yaşanan bir durumdur.

Burnundaki sivilce için gece yarısı acile gelen bir hasta kalp krizi geçirdiğinde hastaneyi gereksiz meşgul eden bir hasta yüzünden gerekli hizmeti almakta gecikebilir ve bundan zarar görebilir.

İKİ: Bu yazıyı okuyup da tatil günü kalp krizi geçirenler sakın ola “Nasıl olsa öleceğiz” diye hastaneye gitmekte gecikmesinler.

ÜÇ: En mühimi de “mümkünse münasebetsiz zamanlarda acillik olmamaya” bakın.

KAYNAK

1. http://www.bmj.com/content/348/bmj.f7393

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Yavuz Eryılmaz dedi ki:

    Bu konu 1997’de Davos’taki kardiyoloji toplantısında tartışılmıştı. Akut miyokart enfarktüsünde , Cuma günü saat 17.00 ile saat 24.00 arasında gelenlerin acil müdahale ve yaşama tutunma şansları daha yüksek olmaktadır. Enfarktüslerde ölümler en fazla, Pazar gecesi saat 21.00 ile pazartesi sabah saat 07.00 arasında acile gelen hastalarda görülmektedirler. Gerekçesi ise, nöbet ekibin yorgunluğu, bıkkınlığı, müdahale yerinin istenilen düzeyde tam olarak temizlenememiş olmasıdır. Davos’taki toplantıya dünyanın her tarafından hekimler gelir ve bu acı gerçek ne yazık ki tüm katılanlar tarafından ortak olarak kabul edilmiştir. ER istediği kadar gelişmiş alet-edavat ile donatılmış olsun, Pazar gece yarısından sonra gelen enfarktüs hastalarının , Cuma mesai saatinin bitiminden sonra ilk sekiz saat içerisinde gelenlere oranla yaşama tutunma şansları daha az olmaktadır.

Siz de yorumunuzu paylaşın: