İLAÇLAR KUTUYLA DEĞİL TANE TANE SATILSIN

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’ ın “ilaçlar kutuyla değil tane tane satılsın” tavsiyesini ben de seneler önce “İlaç israfının sebebpleri nelerdir, önlenmesi için neler yapılabilir” başlıklı makalemde dile getirmiştim.

İlaç israfı nasıl önlenir?

İlaç israfı tüm dünya ülkelerini ilgilendiren ‘küresel ekonomik’ bir problemdir. Çözümü de ülke bazında alınacak tıbbi veya polisiye tedbirlerle mümkün değil ama gene de yapılabilecek pek çok şey vardır.

BİR: Tıp eğitimi mutlaka yeniden düzenlenmeli, önleyici ve koruyucu hekimliğe önem verilmelidir. 

İKİ: Sağlık Kurulu raporlarıyla ilaç kullanımında, teşhislerin doğruluğu, tedavilerin gerekliliği, hastalar tarafından uygulanıp uygulanmadığı çok sıkı denetlenmelidir.

ÜÇ: Sosyal Güvenlik Kurumu, eşdeğeri olan faz 4 ilaçları ve orijinal ilaçları ödeme kapsamına almamalıdır. Yeni ilaçların her zaman en etkili ve en zararsız ilaç olmadıkları unutulmamalıdır.

DÖRT: Tüm ilaçların parasız olması doğru değildir; bu ancak sınırlı sayıda ilaç için geçerli olabilir. Az da olsa hastanın gelir durumuna göre katkı payı alınmalıdır.

BEŞ: Bitkisel ilaçlar, besin destek ürünleri Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmalı ve sadece eczanelerde satılmalıdır.

ALTI: Hastalarını az ve ucuz ilaçla tedavi eden doktorlar ödüllendirilmelidir.

YEDİ: İlaçlar kutu ile değil, tane ile verilerek ilaç ve ambalaj tasarrufu yapılmalıdır.

SEKİZ: Kullanılmayan ilaçlar mutlaka değerlendirilmeli; yan etki sebebiyle tüketilemeyen ilaçlar iade edilebilmelidir.

DOKUZ: İlaçlar mutlaka reçete ile satın alınabilmeli ve eczane dışında ilaç satışına izin verilmemelidir.

ON: Açık veya gizli ilaç reklâmı önlenmelidir.

ON BİR: Reçetelere piyasa ismi değil etken madde adı yazılmalıdır.

ON İKİ: Vatandaşa, şikâyetlerinin ve hastalıklarının her zaman ilaçla tedavi edilmesinin gerekmediği, birçok hastalığın ilaç kullanmadan hayat tarzı değişiklikleriyle düzelebileceği, çok ilaç yazan doktorun iyi doktor olmadığı, başkasının tavsiyesi ile ilaç almaması gerektiği öğretilmelidir. 

ON ÜÇ: Doktorlar ve ilaç şirketleri arasındaki menfaat münasebetleri SIFIRLANMALIDIR.

Kaynak: http://ahmetrasimkucukusta.com/2011/10/09/yazilar/elestirel-yazilar/ilac-endustrisi/ilac-israfinin-sebepleri-nelerdir-onlenmesi-icin-neler-yapilabilir/

***

Akşam gazetesinin haberi:

Evlerin kutuyla alınan ancak tüketilmeyen ilaçlar nedeniyle adeta eczaneye dönüştüğünü belirten Bakan Ahmet Demircan, bu sorunun ilaçların ihtiyaç duyulduğu sayıda satılacağı bir sistemle önlenebileceğini vurgulayarak şunları söyledi:

EVLER ECZANEYE DÖNMÜŞ

Toplum olarak kutuyla ilaç kullanmaya alışmışız. Vatandaş eczaneye gittiğinde, ‘yeşil kutuyu’, ‘kırmızı renkli kutuyu’ istiyorum diyor. Kutuyla alınan ilaç, tedavi için ihtiyaç duyulandan fazla olduğu zaman evde bir kenara atılıyor. Evler adeta eczaneye dönüşmüş durumda. İlaçların ihtiyaç duyulduğu sayıda satılması bu israfı önler. Bakanlık olarak daha önce bu konuda bir çalışma yapılmış. Ancak bugün itibarıyla tek başımıza böyle bir çalışmamız yok. Çünkü bu konuda tek başımıza değiliz. Böyle bir düzenlemeyi hazırlayıp yapacak taraflar arasında eczacılar, ilaç firmaları, SGK da var. Bu kararı süreç içinde hep birlikte vermek lazım. Şeker ve tuz kullanımına yönelik sınırlamalar da toplum hazırsa mümkün olur. Bütün mekanizmalar üzerinde çalışır, toplum kendisini hazırlar ve bu bilinçlenme bu talepleri doğurur.

SİSTEM TALEPLERLE OLUR

Böylece bu talepler toplumun yasal sistemine de dahil olur. Yasalarla insanları buna mecbur etmek doğru değil. Önce talep gerekiyor, yani toplumun bunu istemesi, sahiplenmesi gerekiyor, ondan sonra düzenleme yapılır. Ama sonuçta hepimizin bir ömrü var, bunu herkes biliyor. Biz bu ömrü sağlıklı yaşamak istiyorsak dikkatli yaşamak zorundayız. Yanlışlarımızı geriye gidip düzeltmek mümkün değil. Olumsuz kazanımlarımız bize fatura olarak geri dönüyor.

Bilim adamlarına ‘tartışmayın’ diyemeyiz

Kaya tuzu mu, deniz tuzu mu tartışmaları bilim adamlarının konusu. Bilim adamları, tıpla ilgili ilaçla ilgili gıdayla ilgili görüşlerini söylerler. Bu konular tartışırlar, olgunlaştıktan sonra bu konuda bilim son sözü söyler. Böyle bakmak lazım. Bu siyasi bir konu değil, tamamıyla bilimin konusu. Bilim adamları kendi görüşlerini serbestçe söyler, haklarıdır. Sonunda konuyla ilgili bilim kurullarını vereceği kararlar önemlidir. Ama bence ihtiyaçtan fazla her şey zararlıdır, sadece tuz değil…

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Merve dedi ki:

    Olacak bir iş değil, kendini bu saçmalıklarla oyalama.

Siz de yorumunuzu paylaşın: