YENİ DALGA OLABİLİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Diken’ in haberi:

Harvard Genetik ve Metabolizma Hastalıkları Bölüm Başkanı Gökhan Hotamışlıgil, Covid-19 salgınında henüz ‘birinci dalgayı yaşadığımızı’ belirterek, Türkiye’nin alması gereken beş önlemi açıkladı.

Dünya Türk İş Konseyi’nin düzenlediği webinarda tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınını değerlendiren Hotamışlıgil, ‘corona’nın ‘aşina olduğumuz bir virüs ailesinin hiç tanımadığımız bir üyesi’ olduğunu söyleyerek, virüsün bulaşıcılık ve öldürücülüğüne dair şöyle konuştu: “Virüsleri bulaşıcılık ve öldürücülük açısından kıyasladığımızda, Covid-19’un Ebola, MERS ve SARS’a nazaran öldürücülüğü düşük, ancak bulaşıcılık oranı onlara nazaran yüksek.”

Salgının en kötü tarafının semptomları hızlıca belli etmemesi olduğunu belirten Hotamışlıgil, tedavilerin bu yüzden de geciktiğini belirtti: “Daha da kötüsü, semptomları hemen belirmiyor. Bu nedenle, örneğin SARS’ın öldürücülük oranı çok daha yüksek olmasına rağmen semptomları hemen çıktığı için tedavi altına alınabiliyorsunuz. Covid-19’da ise semptomlar günlerce kendini göstermiyor. Bu nedenle hem tedavinizi geciktiriyor hem de çok daha fazla kişiye bulaştırmanıza yol açıyor.

Türkiye için gerekli beş adım

Türkiye’nin salgında henüz birinci dalgayı yaşadığını belirten Hotamışlıgil, test sayısı arttıkça tespit edilen vaka sayısının da artacağını söyleyerek, atılması gereken beş adımı şöyle sıraladı:

1. Öncelikle sağlık kapasitesinin sıradışı yöntemlerle artırılması gerekiyor. Örneğin burada Boston’da son sınıf tıp öğrencileri de hastaneye çağrıldı. 

2. Sağlık personelini çok iyi korumamız gerekiyor. 

3. Test sayısını acilen arttırmalıyız.  

4. Sahadaki çalışanlardan geri bildirim alınması ve buna göre pratik çözümler üretilmesi lazım. 

5. Serolojik testlerin yapılması şart ve bunu Türkiye yapabilecek kapasitede. Öyle çok büyük teknolojiler gerektirmiyor.

‘Tüm ülkelerde kurumsal erozyon yaşanıyor’

Hotamışlıgil, salgınla mücadelede tüm ülkelerin, özellikle ‘ABD’de Donald Trump yönetiminin çok geç ve yetersiz müdahale ettiğini’ belirterek, şöyle konuştu: “ABD sağlık sistemi krizle mücadele edemez durumda. Bu salgın öncesinde de zaten çok derin sorunları olan bir sistemdi. İlk başta, maliyeti çok yüksekti. Yüksek olduğu için de tüm hastaneler kapasite sınırında çalışıyordu. Dolayısıyla salgınla başa çıkabilecek ek bir kapasite yok. İkinci olarak, sistem içerisinde muazzam bir eşitsizlik var. Bunlar, krizin derinleşmesine neden oluyor.” 

‘Virüsler üzerinden farklı savaşların önü açıldı’

Covid-19’un bilinen birçok silahtan daha zararlı olduğunu belirten Hotamışlıgil, krizin yarattığı çelişkili duruma değindi: “Bu krizin önümüzdeki dönemde askeri endüstri cihazlarından tıbbi cihazlara yatırımları arttırması açısından olumlu oldu, ama ileride virüsler üzerinden farklı savaşların da önünü açtı.” 

‘Kısa sürede aşı çıkması mümkün değil’

“Sağlık sistemi reformu, önümüzdeki (ABD) başkanlık seçiminin birinci gündem maddesi olacak” diyen Hotamışlıgil, aşı çalışmalarının vakit aldığını hatırlatarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Aşının kısa vadede bulunması pek olası değil. Çünkü bir aşının kitlelerce kullanımına izin verilmeden önce güvenlik -etkinlik- koruyucu aşamalarının geçilmesi gerekiyor. Bu test süreçleri çok uzun sürüyor. Her türlü yan etkisini gözlemlemeden bir aşının piyasaya çıkmasına izin verilemez. O yüzden hemen çok kısa sürede bir aşı çıkması mümkün değil. Diğer taraftan şaşırtıcı derecede olumlu bir husus, aşı araştırmaları inanılmaz bir hızla ilerliyor. Dev şirketlerin yanı sıra küçük inovatif şirketler de aynı hedef doğrultusunda çalışıyor. Dünyanın her yerinde bilim insanları rekor hızda virüse dair bulgular elde ediyor. Artık çok daha hızlı ve inovatif aşı teknolojileri de mevcut. Yani bir çözüm bulunması yüksek olasılık, ama çok kısa sürede olmayacak.”

Küresel ölçekte olası dört senaryo

Hotamışlıgil, salgının henüz ilk dalgasını yaşadığımızı hatırlatarak, küresel boyutta olası dört senaryodan bahsetti:

1. Bir uçta, bütün ülkelerin eşzamanlı ve kuvvetli bir şekilde önlem alarak virüsü yenmesi. Ancak ülkeler arası dengesizlikleri göz önüne alırsak, bu çok düşük bir ihtimal. 

2. Diğer uçta ise 
‘sürü bağışıklığı’ (herd immunity) var. Ben bunun kabul edilebilir ve insani bir strateji olmadığına inanıyorum. Ancak ilginçtir ki İsveç şu anda adı konmamış bir sürü bağışıklığı stratejisi uyguluyor. Keza Brezilya da, Türkmenistan da. Bu çok riskli bir senaryo. Sağlık sisteminizin müthiş kuvvetli olması lazım. İsveç’in başarıp başaramayacağını göreceğiz.  

3. Bu iki uç senaryonun arasında bir yol da, toplumun çoğunluğu bağışıklık kazanana kadar salgını kontrol altına almaya çalışmak. Bu, Türkiye dahil hemen hemen tüm ülkelerin senaryosu.  


4. Dördüncüsü de, orta vadede ilaçların da çıkmasıyla, Covid-19’u hayatımızın bir parçası haline getirmek. Yani bir noktadan sonra grip gibi yaşamaya alışık olacağımız bir noktaya gelebiliriz.” 

‘Yeni bir dalga olabilir’

Virüsün muhtemelen ‘yeni bir dalgası’ olabileceğini ifade eden uzman, hazırlıklar iyi yapılırsa ülkelerin geniş karantina önlemlerine başvurmak zorunda kalmadan, küçük önlemlerle salgını atlatabileceğini söyledi.

Hotamışlıgil, aşı ve ilaç bulunmasının bu kapsamda önemli olduğunu vurgulayarak ‘serolojik testlerin’ hızlandırılması gerektiğini belirtti: “Müteakip dalgaları atlatabilmek için kilit husus, ilaç veya aşı bulunması. Bunun için de en önemli husus, serolojik testler. Yani hastalığı geçiren kişilerin de analiz edilmesi ve nasıl atlattıklarının/bağışıklık kazandıklarının anlaşılması gerekiyor. Verilen rakamların çok ötesinde milyonlarca insan bu hastalığı geçirip farkında olmadan bağışıklık geçirdi, geçirecek ve üretime geri dönecek. Bunun nedenlerini bulmamız lazım.”

‘Laboratuvar ortamında üretilmedi’

Covid-19’un laboratuvar ortamında insan üretimi bir virüs olduğuna dair söylentilere de değinen uzman şu ifadeleri kullandı: “Bunun laboratuvar ortamında oynanmış veya yapay bir virüs olduğuna dair kanıt şu anda sıfır. Bunu net olarak söyleyebilirim. O yüzden bu tarz dezenformasyonlara takılıp komplo teorileri üretmenin anlamı yok.”

Kaynak: https://www.diken.com.tr/harvardli-hotamisligil-coronada-olasi-dort-senaryoyu-anlatti-yeni-dalga-olabilir/

 

Siz de yorumunuzu paylaşın: