ALMANYA AÇIK HAVADA MASKEYİ BIRAKTI!..

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Sabah’ ta Hıncal Uluç‘ un köşesinden:
Dönüş yolunda cep telefonuma Doktor Kardeşim Erdoğan’ın (Karatay) Frankfurt’tan yolladığı bir minik video düştü. Kentin çok iyi tanıdığım ana caddesinden bir görüntü.. İnsanlar karşılıklı neredeyse sürünerek yürüyor.. Hiç birinde maske yok..
Doktor not düşmüş.. “İşte Frankfurt sokakları bu.. Ve beş gündür, burada vaka kaydı yok..”
Hemen cevap yazdım..
“O zaman yeni ‘Almanya’da durum’ yazısının zamanı geldi..”
Bu sabah o yazı geldi..

*

 

Almanya’da normalleşme sürecine kademeli olarak geçildi. Bu geçişin olumsuz bir etkisini gözlemlemedik. Alış veriş merkezlerinde, toplu taşıma araçlarında, havalimanı ve garlarda maske takmak zorunlu. Sosyal mesafe kuralına genelde uyuluyor.

Yeni vaka sayısında azalma var, kayıplar da oldukça azaldı. Korona nedeniyle ek olarak çalıştığım klinikteki görevimi mayıs sonu itibariyle bıraktım ve yalnızca kendi muayenehanemde çalışmaya devam ediyorum. Vakalar azaldığı için hastanelerde takviye doktorlara ihtiyaç kalmadı.
Restoranlar ve barlar, sosyal mesafe kurallarına uymak koşuluyla açıldı. Hatta insanlar artık yüzme havuzlarına bile gidebiliyorlar. Burada hemen şu soru gelebilir akla: “Acaba havuzdaki sudan virüs bulaşır mı?” Corona tipi virüsler 1960’lardan beri biliniyor, şimdiye kadar havuzdaki sudan bu virüsün bulaştığı saptanamamış. Buna son tip Coronavirüs, yani COVID-19 dahil.
Dünya Sağlık Örgütü, havuzlardan corona bulaşma riskini, havuz suyunda hijyen kuralarına tam olarak uymak kaydıyla, oldukça düşük olarak sınıflandırıyor, hatta neredeyse sıfıra yakın olduğunu bildiriyor.
Sonuçta şöyle diyebiliriz..
Yüzme havuzlarında virüsün bulaşma yolu havuz suyundan değil, insandan insana damlacık (Tükrük damlacığı) yoluyla bulaşmasıdır.
Bir sonraki yazıda daha güzel şeylerden bahsetmek dileğiyle, sağlıklı kalın!..

***

 

Maske konusu, ülkemizde iyi öğrenilmedi. Çünkü iyi anlatılmadı. Ne Sağlık Bakanlığı, ne Bilim Kurulu, ne de gazeteler doğru dürüst yaptı bu işi..
Bu yüzden takanların çoğu neden taktıklarını bilmiyor, ya da yanlış biliyorlar.
Her kafadan başka ses çıkınca da, bazı insanlar hiçbirine aldırmayıp, maske takmaz oluyorlar..
Doktor Erdoğan’a “Şu işi iyi bir anlat” dedim. Onu da anlattı.
“Üstüne basarak vurgulamak isterim ki, önce maskeyi doğru takmayı öğreneceğiz.
Ağzı ve burnu, ikisini birden tam olarak kapatmayan maske, dünyanın en modern ve güvenli havalandırma sistemini de kullansanız, virüsün bulaşmasını tam olarak engellemeyecektir.
Coronanın bulaşma yollarını defalarca söyledik, sanırım artık bilmeyen de kalmadı.
En önemli bulaşma yolu BURUN, sonra AĞIZ ve az miktarda da GÖZ.
Sosyal medyada sıklıkla rastladığım görüntüler beni bir doktor olarak dehşete düşürüyor: Maske var, ancak burun açıkta ya da maske çenenin altında süs olarak duruyor.
Lütfen bunu yapmayın!! Tam korunma için kullandığınız maskenin ağız ve burnunuzu kapatıyor olması lazım. Aksi halde, mikrobu alabilir veya hastaysanız bulaştırabilirsiniz.” Peki maske ne işe yarıyor..
Bir defa şunu iyi bilelim. Hastanelerde, yoğun bakım ve ameliyathaneler başta kullanılan N- 95 türü maskeler dışında, mikrobu ve virüsü geçirmeyen maske yok. Onlar da çok pahalı ve öyle milyonlarca üretip, herkese dağıtmak mümkün değil.” Doktora aynen şunu sordum.
“Sende maske yok ama virüs var.
Hapşırıyorsun. Tükrük benim maskeme yapışıyor.
Devletin dağıttığı, ya da benim eczaneden aldığım maske, üzerine damlacıkla düşen virüsün ağzıma ve burnuma sızmasını engeller mi?. Benim bildiğim, engelleyen tek maske N-95.. O da halkta yok.” Cevap!.
“Ben hastayım maskem yok.
Hapşırıyorum. Senin maskene damlacık geliyor. Bulaşma olasılığı çok yüksek. Sadece N95 kesin olarak önler.” O zaman neden herkesin maske takması isteniyor.. Sadece hasta olan, yani virüs taşıyanlar taksınlar. Mesele onun tükrük saçmasını önlemek. O saçtı mı, benim maskem önlemiyor, nasılsa..
Efendim şundan..
Bir defa.. Coronavirüsü taşıyıp da hiçbir belirti göstermeyenler var. Yani kendileri hasta olmadan başkalarına yayanlar. Bunu önlemenin tek yolu, herkese maske taktırmak.
İkincisi.. Hasta ve hasta olmayan, karşılıklı maske takınca, bulaşma kesin önlenmiyor ama ihtimal biraz azalıyor.
İşte bu sebeplerle, kapalı alanlarda en başta, AVM, toplu taşıma araçları, otogar ve terminal gibi toplanma yerlerinde herkesin maske takması şart.

Resim

***

Uçaklar ve corona soruları!..

Hava yolculuğu hemen her ülkede başlarken, Dr. Karatay’a “Uçaklar”ı sordum.
Anlattı.
“Sosyal mesafe, hijyen kuralları gibi konuların yanında esas merak edilen, uçaktaki havalandırma sisteminin virüsü yayıp yaymadığı.
Şunu kesin olarak söyleyebilirim, uçakların havalandırma sistemleri kullandıkları filtreler yüzünden son derece güvenli.
Bu sistemde uçağın içindeki havanın tamamı en fazla üç dakikada bir yenileniyor ve virüsün bulaşma riskini nem oranını da arttırarak sıfıra indiriyor. Uçaklarda asıl sorun, corona taşıyan bir insanın uçakta bulunması.
Bunu önlemek için bazı büyük havayolu şirketleri, yolcular uçağa binmeden COVID-19 testi yapmaya karar verdiler ve yakında uygulamaya geçecekler.
Bunun dışında tüm uçuş boyunca maske zorunluluğu virüs bulaşımını minimuma indirecek.
Uçaklarda bu iki önlem bir araya geldiğinde, yani kusursuz bir havalandırma ve maske kullanımı uygulandığında, sosyal mesafe kuralına ihtiyaç kalmayacak. Yani arada bir koltuk boşluk bırakmak gerekmeyecek.
Uçakların her uçuştan sonra sıkı bir şekilde dezenfekte edilmeleri de her havayolu şirketi tarafından uygulanmalı ve uygulanıyor.”

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/uluc/2020/06/23/bravo-istanbul-yasa-guzel-kadikoyum

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Biz de yüz vermeye gelmez.Sorumlu kisiler zaten hep dikkatli ama bana birsey olmazcılar aramizda çok

Siz de yorumunuzu paylaşın: