GIDA BİLİM KURULU, ENDÜSTRİNİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRME GİRİŞİMİDİR
AK Parti grubunun hazırladığı teklife göre, “Gıda Bilim Kurulu” oluşturulacak, insan sağlığını tehlikeye atabilecek demeçler veren kişiler davet edilerek iddialarını ispatlamaları istenecekmiş. İspatlayamadıkları takdirde ise, 50 bin liraya kadar para cazası verilmesi söz konusu olacakmış.
Böyle bir kanun teklifi akıllara ziyandır:
BİR: Gıdanın bilimi olmaz. Bugün dünyada salgın şeklinde yayılan obezite, diyabet, kalp-damar hastalıkları, kanserlerin tümünün sebebi araştırmalara dayalı bilimsel tavsiyelerdir.
Kolesterol yok diye tereyağ yerine tavsiye edilen margarinler yüzünden tüm dünya kalp hastası oldu. Senede 500 binden fazla insanın trans yağların sebep olduğu kalp-damar hastalıkları yüzünden öldüğünü açıklayan WHO şimdi trans yağların yasaklanmasını istiyor.
Bilimin tavsiye ettiği tohum yağlar da omega-6 deposudur, enflamasyonu teşvik eder.
İKİ: İlle de Gıda Bilim Kurulu kurulacaksa bunların tamamı ev kadınlarından oluşmalıdır. Endüstriden tek bir temsilci bile kabul edilemez.
ÜÇ: İnsan sağlığını tehlikeye atan “işlenmiş” ve “aşırı işlenmiş gıdalar“dır. Güçleri yetiyorsa bunları yasaklasınlar.
Tıptan uzak sağlıklı hayat
“Hazır gıdaların yaygınlaşması ve geleneksel beslenmeden uzaklaşma tıpta yeni bir devrin başlangıcıdır, bir milattır.
İleride tıp ve özellikle de beslenme bilimi hazır gıdalardan önce (HGÖ) ve hazır gıdalardan sonra (HGS) diye iki bölümde değerlendirilecektir.
Tüm kronik enflamatuar hastalıklar HGS’ den sonra hızla artmıştır ve ivmesi azalmadan artmaya da devam etmektedir.
HGS’ den sonra küçük üretici, esnaf ve pazarların yerini hızla fabrikalar ve süpermarketler almaya başlamıştır.
Hastalıklardaki bu artışa paralel olarak beslenme araştırmaları, beslenme ve metabolizma uzmanları, gıda mühendisleri, diyetisyenlerin sayısının artması da bir tesadüf değildir.
Tüm dünyayı ciddi şekilde sarsan ve daha çok sarsacağı da aşikâr olan bu hastalık salgının önlenmesinin tek yolu tekrar HGÖ döneme dönmektir.”
Gerçek bir Gıda Bilim Kurulu hayatımızı kurtarır
Endüstriden destek almayan bir Gıda Bilim Kurulu sağlığımızın sigortası olur.
Kurulun, en azından bütün fast food restoranları, şekercileri, pastaneleri, abur cubur satan marketleri kapatması gerekecektir.
Ama nerdeee….
Dünyada bunu yapabilecek bir bilim kurulu olamaz.
Olanın da ocağına anında incir ağacı dikerler.
Gelelim neticeye
Gerçekten amacı “halkın sağlığı” olan politikacıların yapması gereken çok basittir:
BİR: Küçük üreticileri ve esnafı teşvik edilmelidir.
İKİ: Halkın hakiki gıdalara erişimi kolaylaştırılmalıdır.
ÜÇ: İşlenmiş gıdalara “özel tüketim vergisi” getirilmelidir.
Kaynaklar:
4. https://ahmetrasimkucukusta.com/2015/06/23/yazilar/tip-yazilari/beslenme/hazir-gida/
***
Habertürk’ te Esra Nehir’ in haberi:
Televizyon ekranlarında, gazetelerde ya da internette gıdayla ilgili bilimsel veriye dayanmadan açıklama yapanlara ceza geliyor. AK Parti grubunun hazırladığı teklife göre, “Gıda Bilim Kurulu” oluşturulacak. İnsan sağlığını tehlikeye atabilecek demeçler veren kişiler davet edilerek, iddialarını ispatlamaları istenecek. İspatlayamadıkları takdirde ise, 50 bin liraya kadar para cazası verilmesi söz konusu olacak.
50 BİN TL CEZA
“Hazır yoğurtta katkı maddesi var, kanser yapar, tüketilmemeli, “tavuk dönerden uzak durulmalı”, “D vitamini işe yaramıyor” ve benzeri iddiaları uzman kimliğiyle dile getiren kişiler, artık bilimsel olarak ispatlamak zorunda olacak. İspatlayamazlarsa 50 bin liraya kadar para cezası verilecek.
37 MADDELİK TORBA TEKLİF
hükümet, gıda tüketiminde bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak için harekete geçti ve bu kapsamda 37 maddelik bir torba teklif hazırladı. Buna göre, doğruluğu ispatlanamayan yayınlar, “yanıltıcı yayın” olarak nitelendirilecek. Görsel, işitsel ve yazılı basın aracılığıyla, vatandaşı herhangi bir bilimsel veriye dayanmadan endişe ve korkuya salacak, beslenme alışkanlıklarını olumsuz etkileyecek yayınlar yasaklanacak.
GIDA BİLİM KURULU
Akademisyen, sektör temsilcileri ve STK üyelerinden oluşacak ve en az 10 üyesi bulunacak “Gıda Bilim Kurulu” oluşturulacak. Kurul, insan sağlığını tehlikeye atabilecek demeçler veren kişileri davet edebilecek, bu demeçlerin bilimsel temelini araştıracak. Gıda üreticileri ve tüketicilere verdiği zararları ortaya koyacak.
YAYIN DURDURMA CEZASI
Gıdayla ilgili bilimsel veriye dayanmadan, “uzman” kimliği altında açıklama yapanlara 50 bin liraya kadar para cezası kesilebilecek. Yol açtığı zarara göre, yayın kuruluşlarına da idari para cezası, program durdurma ya da yayından kaldırma cezası verilebilecek. Para cezası, bir önceki ayın iletişim giderinin yüzde 3’üne kadar, yayın durdurma ise 5 yayına kadar olabilecek.
GIDADA HİLEYE 3 YILA KADAR HAPİS
Teklif ile gıdada hilenin de cezası ağırlaştırılacak. Taklit ve tağşiş yapan firmalara cirosunun yüzde 1’i kadar para cezası kesilecek. Ceza, 50 bin liradan az, 500 bin liradan fazla olamayacak..2 yıl içinde tekrarı halinde 1-3 yıl arası hapis cezası verilecek. Hileye başvuran işletmelerin sahipleri 5 ila 10 yıl sektörden men edilecek..
İZLENEBİLİR ÜRÜN DÖNEMİ
Ayrıca perakende zincirlerinde yöresel, köy, katkısız, organik isimleriyle satılan ürünlerin izlenebilirliği sağlanacak. Bakkal, market ve süpermarketlerde, nereden alındığı kanıtlanamayan, izlenebilirliği sağlanamamış ürün satanlara 5 bin lira idari para cezası verilecek.
Teklifin bu hafta içinde TBMM Başkanlığına sunulması bekleniyor.
Milletin sağlığını dününenler varsa gerçekten,
1. Hazır ve pakete girmiş olan gıdalar neden yasaklanmıyor?
2. Şekerli, gazlı, boyalı, kimyasal yüklü enerji içecekleri neden yasaklanmıyor? Gençlerin çocukların zehirlenmediğine gıda bilim kurumumu karar verecek?
3. Bromür zehiri ve 17 kimyasal madde içeren ekmekler neden yasaklanmıyor?
4. Protein tozları neden yasaklanmıyor? Protein tozları zehirlidir diyen hekimler mi cezalandırılmak isteniyor?
5. Onlarca kişiyi zehirleyen pestisitler neden yasaklanmıyor?
BİR BİLİM KURULU FURYASI BAŞLADI YAA, ALLAH BİZLERİ KORUSUN!
BİR BİLİM PROGRAMI ADI ALTINDA, NE KADAR CİDDİ BİLİM YAPILDIĞINA SON ZAMANLARDA ŞAHİT OLMADIK MI?
nasıl devasa bankaları zararlı görüp belli bir mantıkla küçük küçük bankalara ayırıyorlarsa, büyük gıda şirketlerini de o şekilde ayırmaları lazım. yoksa sağlığımız bu şirketlerin kar hırsına kurban gidiyor/gidecek.
Hocam bu konuyu açıp teklif edilen kanunun zararlarını paylaşırmısınız iyi geceler
Lütfen ilgili kurumlara Bakanlığa iletin görüşlerinizi dikkat çekin Türk Milletine zarar verecek işler yapılmamalı sizinle aynı görüşte olanlarla bu konuyu ele almalısınız
Aklı başında mı? Kaç kişi var ki.
Tarım Kredi Birliğinin başına gıda sahtekarlığından 15 kez ceza alan kişi atandıktan sonra Gıda Bilim Kurulunda neler olur neler.
San hocam san. Politika anında döner. Baskıyı ve parayı görünce 720 derce döner. Yani 2x 360=720 VESSELÂM
Bu halk bu akp yi ve bu zulmü hakediyor
Bilim kurulunun baş danışmanlar kimler olacak acaba?
MISIR ŞURUBU ŞEKERİ, YANİ NİŞASTA BAZLI ŞEKERİ İTHAL EDEN VE YAYGIN BİR ŞEKİLDE KULLANAN FİRMADAN BİLİM İNSANLARI OLACAKLAR sanıyorum.
Ya da şu günlerde şeker içermiyor diye reklamları yapılan içecek firmalarından böööööyük bilim insanları!
Ya da Ukraynadan YOĞURT İTHAL EDENLER?
Halkımız bilinçleniyor yavaş yavaş yaa…Kendi sirke ve yoğurdunu hatta peynirini bile yapmaya başlayanlar var yaa, yerel tohuma yöneldiler yaa!
Birileri bu gerçeklerden rahatsız oluyor, doğal olarak.
Duyarlılığınız çok değerli hocam teşekkür ederim bu ülkenin aydınları entelektüeller i bilim insanları konuşmalı yanlışları yanlışlıkları söylemeli aydınlar görevini yapmazsa toplumsal felaketler yakındır bu ülkenin geleceği sadece siyasetçilerin aklına bırakılmayacak kadar değerli önemlidir saygılar
Paketlenmiş bütün gıdaların, dondurmaların, ekmeklerin, unların, şekerli gazlı içeceklerin ve yoğurtların içinde katkı maddesi ve zehirli kimyasalların bulunmadığını üreticiler ve gıda mühendisleri bizzat kendilerinin isbat etmeleri zorunlu kılınmalıdır.
Paketlenmiş tüm yiyeceklerin, tüm dünyada kanserojen kimyasallar içerdikleri her zaman dile getirilmektedir, halk sağlıkcıları ve saygın bilim insanları, gerçek bilimsel kaynak ve çalışmaları kaynak göstererek açıklıyorlar, senelerden beri…
BU gibi bilimsel gerçekleri halka açıklamak için dile getirenleri suçlanmalarını istemek ve cezalandırılmalarını önermek akla ziyandır. Finansal zarar gören, satışları zayıflayan, TRANSYAĞLARLA, KİMYASALLARLA sun’i tatlar üreten firmaların işidir. TBMM’sinin bu şekilde bir öneriye ortak olacağına inanmıyorum ve de aklım almıyor.
Neden Mısır şurubu şekeri ithal eden firmanın adı ve de yabancı ortağı açıklanmıyor?
50.000 tl ceza onlara neden kesilemiyor?