ALGI DİKTATÖRLÜĞÜ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Sözcü’de Soner Yalçın’ ın yazısı:

AIDS/HIV aşısı bulundu mu?

30 yıldır çalışma yürütülüyor, hâlâ bulunamadı.

Ebola aşısı bulundu mu?

Ebola virüsü 1976’dan beri biliniyordu; ancak Ebola aşısının bulunması 43 yıl aldı. Daha geçen yıl/2019’da onaylandı.

Ne kadar uzun süre demeyiniz. Aşıların keşif süreleri hep uzun oldu. Örneğin:

Rotavirüs, 26 yıl sürdü. (1980-2006)

Papilloma, 23 yıl sürdü. (1983-2006)

Hepatit A, 24 yıl sürdü. (1967-1991)

Suçiçeği, 34 yıl sürdü. (1954-1988)

Hepatit B, 38 yıl sürdü. (1943-1981)

Pnömokok, 66 yıl sürdü. (1911-1977)

Ensefalit, 39 yıl sürdü. (1937-1976)

Menenjit, 68 yıl sürdü. (1906-1974)

Kabakulak, 22 yıl sürdü. (1945-1967)

Kızamık, 9 yıl sürdü. (1954-1963)

Çocuk felci, 20 yıl sürdü. (1935-1955)

Japon Ensefaliti – 20 yıl, (1934-1954)

Sarıhumma, 27 yıl sürdü. (1912-1939)

Tüberküloz, 21 yıl sürdü. (1900-1921)

Daha geçmiş tarihe baktığımızda da pek fark yok:

Tetanos, 40 yıl sürdü. (1884-1924)

Difteri, 40 yıl sürdü. (1883-1923)

Kolera, 30 yıl sürdü. (1854-1884)

Çiçek aşısı, 26 yıl sürdü. (1770-1796)

Tifo, 58 yıl sürdü. (1838-1896)

Ne şanslıyız! COV 19 aşısı on ayda bulundu! Hem de bir değil, dört aşı

Nasıl oldu da ışık hızıyla yapıldı buluş?

EN AZ ON YIL

COVID 19…

Çin’de 1 Aralık 2019 tarihinde ortaya çıktı.

Daha bir yıl olmadan, (tanı kitini bile doğru çalıştırmadan) aşı bulundu; kobaylarda denendi; satışa başlandı!

Geçen yıla kadar, benzeri ilaç çalışmaları, en başından en sonuna kadar en az on yıl sürüyordu. Çünkü:

-Laboratuvar araştırması çalışması var.

Aşı bulunduğunda yapılan denemeler/faz aşamaları var. Örneğin:

-Deney hayvanlarında ya da insanlarda mikro dozlar halinde uygulanması var.

-Biyoyararlanımı veya yan etkilerin az sayıda sağlıklı gönüllüde denenmesi var.

-Aşının etkili doz sınırlarının az sayıdaki hastada denenmesi var.

-Aşının etkinliğin ve güvenirliliğinin ortaya çıkarılmasına yönelik optimum/doğru dozun ve doz aralıklarının hesaplanması var.

-Aşının yan etkilerin izlenmesi için daha geniş bir grupta denenmesi var.

Plasebo karşılaştırmalı çalışmalarla aşı güvenilirliğinin, etkinliğinin araştırılması var.

Tescil edilmesi bile en az 1-2 yıl alıyordu…

Oysa.

Önce, hiç bilinmeyen COV 19 virüsü keşfedildi. Ardından, klinik/ faz çalışmaları ile aşı yeteri bulunup, insanoğluna yararlı görünüp, piyasaya sunuldu! Ne hız?

Sorusu olan var mı? Yok.  

O halde: Haydi çocuklar aşıya!

ALELACELE  KEŞİF

Dünyada bir avuç insan dışında aşı hakkında soru soran kimse yok. Sorana “deli” gözüyle bakılıyor…

“Bilim düşmanlığı” denilerek tıp sorgulanamaz hale getirildi.

Kimse, COV 19 virüsünü (hızlı yayılış özelliğini filan) yok saymıyor. Ama “virüsün kaynağı” gibi çok boyutlu tartışmalara izin vermemeleri size de tuhaf gelmiyor mu? Böyle böyle…

İnsanlar, bedeni üzerinden ele geçirildi. Algı diktatörlüğü ile robotlaştırıldı; beyne ne yüklerseniz öyle tepki verir hale geldi!

Küresel gözetim altındaki herkes itaatkâr oldu. Gerçi, süreli ölümle korkutulan insan ne yapabilir ki?

Yine de kapitalist tıp/sağlık hegemonyasına şüpheyle bakanlar var. Gördükleri yerde bana soruyorlar:

-“Aşıyı dünyaya satacak/ticaretini yapacak Amerikan Pfizer ilaç şirketini yazsanıza?”

Kara Kutu kitabımda onlarca sayfa yazdım; daha ne yazayım? (Pfizer ilk aşamada; doz başı 15.50 euroya AB’ye 300 milyon doz; doz başı 19,5 dolara ABD’ye 100 milyon doz sattı. Japonya 120 milyon doz, İngiltere 30 milyon doz, Kanada 20 milyon doz gibi ülkelere satışa başladı.)

Mail gönderiyorlar:

-“Bill & Melinda Gates Vakfı, Eylül-2019’da aşıyı bulan BioNTech şirketiyle parasal ilişkisini yazsanıza?”

Kara Kutu kitabımda onlarca sayfa Gates Vakfı’nı yazdım, daha ne yazayım?

Önyargılı olmayan, hakikati arayan açıp okur kitabı…

Yazımı soruyla noktalayalım:

Virüs hızla mutasyona uğrarken, yani sıradan nezleye, hadi bilemediniz gribe dönüşecekken, aşının alelacele bulunup, piyasaya sunulması arasında nasıl ilişki var?

Sağlığın/tıbbın ekonomi-politiğini bilmeniz şart.

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/soner-yalcin/algi-diktatorlugu-6141410/

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Cevat dedi ki:

    Bu salgında Soner Yalçın’ dan çok sıkı yazılar beklerdik amma yazmadı. Korktu galiba?

Siz de yorumunuzu paylaşın: